SEYDİŞEHİR KAZASI
SEYDİŞEHİR KAZASI
HUDUDU : Mesâha-i Sathiyesi,Tul ve Arz Dereceleri
Seydişehir kazası şimalen Beyşehir kazası ile Konya vilayetine merbut
Hatunsaray nahiyesi cenuben Akseki ve Bozkır kazaları şarken Bozkır kazası ve
Hatunsaray nahiyesi , garben Akseki ve Beyşehir kazalarıyla mahdud ve otuz
yedi-otuz dokuz arz yirmi yedi-otuz tul daireleri arasında olup mesaha-i
sathiyesi iki bin kilometre merbaındadır. Kazanın sath-ı bahrden irtifaı bin
yüz metredir.
DAĞLAR VE İRTİFA’LARI :
Kazanın üçte biri dağlık ikide üçü ova olmak üzere kabil ziraat kısmı
dağlık ve çorak kısmına galiptir. Kazanın cenubi garbisinde Kuba dağı vardır ki
sath-ı arzdan 800 m irtifaı haiz olup Bozkır kazasında Kiği dağından neşa ile
garbe doğru mürtefi’ bir vaziyet alarak kaşağılı nahiyesinin garbında
katranbeli denilen mevkide Anamas dağlarına iltihak eder.
Tulu tahminen elli metredir. Karaviran karyesinin şimalinde ‘’Namzet’’
denilen bir tepe mevcuttur ki zirvesi üç yüz metre yüksektedir. Bu cibalin Rizebeli,
Kürebeli, Ayrım namlarıyla geçit mahalleri vardır ki irtifaları istikşar
olunamasa da tenha ve dar olmakla erbabı vukuata cevlangah olmaktadır. Kaza
dahilinde bunlardan başka zikre şayan dağlar mevcut değildir. Yalnız şimal ve
cenup da tabarzaydan dağları Eğirdir kazasının Anamas yaylasından Aksekiye
imtidat eder. ‘’Kuba’’ silsile-i cibalinin Dalçan, Taraşçı, Okluk, Akçalar, Dumanlı, Görgülü, Çalmadağ, Çat,
İdiş, Tekke namlarında şı’batı vardır.
ENHAR : Güzergâh ve Tulları Seyrinde Bataklık Olup Olmadığı
Beyşehir gölünden çıkıp, Seydişehir kasabasının şimal-i şarkisinden geçen
ve kavak akçeler Karayulak sağında Görgülü ve İvreği ve Kisecik ve Gökhüyük
karyelerini solunda bırakarak, Karaviran gölüne dökülen bir çay mevcuttur.
Ameliyet-ı İskaiye dolayısıyla müceddiden küşad olunan cetvel ile karayulaktan
yirmi dakika aşağıda ve manastır karyesi karşısında iltisaf peyda eden mahalde
eski mecra üzerine bir bendd yapılmıştır ki ind’el-iktiza bağlanara su tamamen
cedvele isal olunur, cetvelin yatağı yirmi derinliği üç metredir. Bu çay yaz ve
kış cari dir, her zaman geçit verir, bundan başka nehir itlafına şayan su
yoktur. Yalnız Seydişehir kasabasının cenubunda cereyan eden dere ile taşağıl
karyesinin altında akan, Karakış çayı Beyşehir çayına insab eden Kızılöz
namında bir dere zikre şayandır. Beyşehir çayı kendi namıyla mismi gölden
çıkar, ivreği civarında kazaya dahil olur, kaza dahilinde garbdan şarka bir
kavis çevirerek karaviran gölüne dökülür.
Seydişehir deresi Tarancı karyesinin üstünde vaki, Rize belinden Karakış
dahi içeri kışladan çıkıp, Karaviran gölüne dökülür. Mezkur çaylar ilkbahar
mevsiminde, karların eridiği hükmünden taşarak Beyşehir çayı ile Seydişehir
dersi asla kurumaz, diğerleri temmuzda kurur. Karakış deresi Seydişehir çayı
ilkbaharda dağyan eder ve etrafı araziyi basarak küllü hasarata muceb olur.
GÖLLER : Vasatı, Mevkii, Muvakkat Daimi Olup Olmadığı, Bataklık Yapıp
Yapmadığı
Kazanın ciheti cenubesinde ve bozkır hududuna karip üç kilometre tulunda
iki yüz metre arzında ve en derin mahali üç kulaçtan ibaret karaviran
‘’Yağlıhüyük’’ palhüyük veyahut ‘’Suğla’’
gölü mevcuttur ki mevsiminde külliyetli balık sayd olunur. Karabalık, beyazbalık
nevileri etli ve lezzetlidir. Bu gölün suyu kabil-i şerb dir. Seksen bin
dönümlük bir arazi işgal edilmektedir. Şekli şimal-i garbiden cenub-i şarkıyye uzanmış
müstetil*** gayr-i muntazamdır. Dikilitaş’a bir saat mesafede sülüklü gölü
denilen bir göl daha var ise de 200 dönümlük mesahai sathiyyeyi haiz ve suyu
yazın pek ziyade kalil ve ehemmiyetten ari dir.
MADEN :
Kazada mekşuf maden yoktur. Dalaman karyesi civarında kömür madeni
bulunduğu rivayet olunursa da hiçbir şirket işletmeye talep olmamıştır.
KÖPRÜLER :
Kaza dahilinde kanal üzerinde ivreği karyesi garbında Görgülü karbında, Karayulak
karşısında, İncesu karşısında Kisecik karyesinde, Gökhüyük garbında, Manastır karşısında
Yağra karşısında, Ortakaraviran hizasında birerden dokuz adet köprü olup,
bunlardan Karabulak köprüsü ahşap diğerleri kargirdir. Bunlardan başka
kuşaklıda Adaçayı üzerinde bir ve Kırkgöz üzerinde bir ki ceman iki ahşap köprü
vardır.
Kasabaya bir saat mesafede Karayulak karyesine müntehi şoseyi umuden
kat’eden Karakamış çayı üzerinde altı döktürme taş ve ortası tahta olmak üzere
Seydişehir-Beyşehir gölü üzerinde kavak karyesi hizasında Silviran çayı
üzerinde bir ahşap ve kasabanın cihet-i cenubiyesinden geçen çay üzerinde üç,
ahşap ve kadın karyesinden cari dere üzerinde bir ahşap köprü vardır. Kanal
üzerindeki köprülerin alel umum kırk metre tulu ve beş metre arzı vardır. Diğer
köprülerin arzları mütefavittir.
TEŞKİLAT-I JEOLOJİYE :
Kazanın şimal ve cenubunda bulunan sırtlar suhuru nariyeden müteşekkil
granit porfir taşlarından ve şimal-i garbi ve cenubi garbi sırtlarıyla
yamaçlarında kalkir tabakalarıyla linyit tabakalarıyla karışık ve araziyi
salise suhurundan kireç terkibatında havi yekpare cisim kayalar vardır.
ORMANLAR :
Cenub ve şimal ve cenup şarkıyla, cenub garbı ve şimal şarkı dağlarında
Kuba, Miri,
Çam, Gönüz, Çal,
Yılanlı, Mislim, Kalafat, Asarlık, Kürüt, Karadağ, Kırlangıç, Gidiği, Eğrikaya
namlarında ormanlar vardır. Bu ormanlar kuba, meşe, ardıç ağaçlarından
‘’kalafat’’ ‘’kürüt’’ ‘’yılanlı’’ ‘’müslüm kezalik ladin’’ ,meşe, ardıç
‘’günüz’’ ‘’çal’’ ‘’asarlık’’ ‘’ağrice’’ meşe, ardıç, yabani armut, çam ve
Karardağ ‘’ladin’’ meşe, ardıç,’’miri’’ çam, ladin, ardıç, katran ağaçlarıyla
muhattır.
Daha cenub ve şimalde akmeşe, kızılçam
kuruları vardır. Yazın Manavgat cihetlerinden göçebe teşyin kıbtiler kereste
imal ederler. İhracat olmayıp ancak kasaba ve kurra ahalisinin ihtiyacatını
temin edebilirler.
MERALAR :
Kuba, dumanlı ve eşek yaylaları ve
haleminde yaylaları en meşhurları olup, bin ile ikibin dönüm tahmin edilen
arazi vardır. Bu yaylalar sath-ı bahrden dokuzyüz elli ile bin metre
irtifaındadır. Üzerleri düzlük olup müteaddid menba suları vardır. Zer’ edilmz
ancak mera halinde bulunduğunda hayvanat rai olunur. Bahar mevsiminde yurdun
aşari bu yaylalarda haymeneşyin olarak bulunurlar. Ormanlarda mevcut mahsulat
sumak çöğen, mazı, kitre, salep çok ise de ticaretinden istifade edilmez.
OVALAR :
Seydişehir kazasında başlıca iki ova
vardır. Biri Seydişehir ovası şimalen tekke ve çat sırtlarıyla,boyalı manastır
garben taraşçı ve iğdiş tepe şarken karaviran tepeleri cenuben kuba dağları ile
mahdut olup mesaha-i sathiyesi yedi yüz elli ile sekiz yüz metre merbaı dır. Bu
ovanın cenub ve cenubi garbi ve cenubi şarki taraflarında toprağın tabiatı
milli, kumlu olup derununda birazda kireç vardır. Rengi kırmızı sarıca bazı
mahallelerde esmer dir. Pınarbaşı ve taraşçı çayıyla iska olunur.
İkincisi : Akçalar ve kavak ovası
şimalen görgülü ve rumdiğin ve çavun cenuben kavak ve akçalar sırtlarıyla Kızılcaköy
sırtları şarken iğdiştepe ve akçalar beli ile mahdut mesahai sathiyesi takriben
yüz kilometre merbaı dır. Ovanın tabiat-ı terabiyesi şimal ve şimal-i garbi ile
şark ve garbı killi ve kireçli ve cüzi millidir. Ovanın vasatı terap mıntıkayla
killi ve kumlu ve biraz da kireçlidir. Kuvvei inbaniesi her mahsule
elverişlidir. Toprağın rengi kırmızı sarımtrak şimal ve cenub cihetlerinde
çakıllarda mevcuttur.
NEBATÂT VE ZİRAÂT :
Akbuğday ve Bolvadin denilen kızıl
buğday arpa mahsûlatı dört sıra bazı mahallerde iki sıra ekilir. Beyaz yulaf ve
fenik ve gülemez denilen muhtelif tohumların mahsulü olup çakıllı kmlu araziye
zer edilir. Mısır, patates, burçak, nohut, fasulye, mercimek zer olunur. Buğday
arpa mahsülatı kisretli olup Akseki kazasının ihtiyacatını kısmen temin eder.
Nohut mahsûlatı gayet ehemmiyetli telakki edilip buğday derecesinde zer ederler
ve leblebi halinde Konya ve civar kazalara sevk olunur. Kazanın başlıca
ihracatı leblebi dir. Mercimak ve mısıra ekhemmiyet verilmeyip az miktarda zer
olunur.
Takriben sekizbin hektar buğday altı
bin hektar nohut ve bu miktar arpa ekilir. Gülemez ve finik miktarı bunların
nısfı derecesindedir. Eşcar-ı müsamereden fındık, elma, armut, badem, ceviz, vişne,
beyaz ve karaduttan ibarettir. Diğer meyveler Akseki ibrada ve Manavgatdan
gelir. Eşcar-ı mezkure meyveleri ancak ihtiyaca kâfi bulunduğundan harice vuku
bulmaz. Bağlarda bulunan üzümleri siyah çavuş rimrit beklerce üzümleridir.
Bağlar tahminen bin dönümdür.
Haseb’ül iklim kış mevsiminin
temadisi hasebiyle mezruata geç başlanıp ancak teşrin-i sani nihayetlerine
doğru arkası alınır. Ahali zirai dir. Şekli ibtidaiyede zeriyet yapıyorlar.
Kazada on adetten fazla pulluk yoktur. Evvelce celp olunup alan metruk ve gayrı
kabil istiğmal bir halde gelen edevatı ziraiye vesaire Karaviran’da bulunur.
Sumak, meyan otu, zikre şayan olup çiçek nevinden adi lale, sümbül, nergiz, zambak,
menekşe, karanfil, gül vesaire bulunur. Bunların hiçbirinden ikdisaden istifade
edilmez.
HAYVANAT-I EHLİYE VE VAHŞİYE :
Ehli hayvanat beygir, manda, inek, tiftik
keçisi
Aşair nezdinde beşyüz deve vardır.
Geyik ‘’teke’’ ‘’cende’’ ‘’kuşaklı’’
‘’daliman’’ ‘’okluk’’ ‘’elmesut’’ gibi dağlarda ve sarp mahallerde bulunur.
Ayı, kurt, tilki, tavşan, sansar bulunur. İç kışla sazlıklarında ve karaviran
suğlası sazlıklarında domuzlar sürülerle gezerler. Bunlar mezruata ve bağlara zarar
verirler.
TUYUR-U EHLİYE VE VAHŞİYE :
Tuyur-u ehliyeden kaz, hindi, tavuk,
tuyur-u vahşiyeden yabani kaz, ördek, envai keklik, çil, güvercin, üveyk kuşu, pagasya,
kartal, karga ve enva ile bıldırcın, karatavuk, sarı asma ve tarla kuşları
ispinoz, saka ve serçe kuşları ve bu hayvanatın düşmanları bulunan doğan, atmaca, şahin, huğu kuşlarından
ibarettir.
TAKSİMAT-I MÜLKİYE :
Nefs-i Seydişehir, Seyit Harun, Camii
Kebir, Camii cedit, Değirmenci, Dabahane, Keçikuyu, Sofhane, Alaylar, Kızılca,
Ulukapı mahallattına ayrılmıştır. Kazada nevahi teşkilatı olmayıp umumiyetle
kurra merkez kazaya mülhaktır. İş bu kurra dan cenubda ve kuba silsilei cibalinde
ve eteklerinde bulunan:
Taraşçı Yenice
Kızılca Çay
Salur Çetmi
Bayındır Dumanlı
Yeni köy Dalaman
Muharrem kolu Kirli
Cemiller Derebucak
Könim Gencek
ŞİMALİNDE :
Çat Manastır
Dereköy Çalmanda
Nizamlı Mesudiye
ŞARKTA :
Yağra Kurak Karaviranlar
GARB-I ŞİMALDE :
Görgülü İvreği Tul
Çavuş Rumdiken Oğlakçı
Dikilitaş
VASATTA VE CENUPTA :
Taşağıl Suyerde Susuz
El Mesut
TAM VASATTA :
Kavak Akçalar Gökçehüyük
Kisecik İnce
su Gökhüyük
Manastır Boyalı Karabulak
Namlarında kırk altı parça kurrya tefrik edilmiştir.
İKLİM- MEVÂSİM :
Seydişehir kazası vilayetin cihet-i cenubiyesinde bulunmakla arzı
itibarıyla sıcak olmak iktiza ederse de arz-ı sathi bahrden bin yüz metre
mürtefi’ bulunması kışın şidet-i sermaye bais olur. Kaza senenin üç buçuk
ayında karla mesturdur. Mart istidasında Mayıs onbeşine kadar mangal yakılır.
Mayıs 15’inden ağustos 15’ine kadar terlenmeyecek derecede sıcak olur. Ağustos
15’inden teşrin-i sani 15’ine kadar yine cüz’i soğuk olur. Ondan sonra kar
yağar. İklimi mütehavvildir. Yani her gün bir renk gösterir. Kazanın her
tarafında yaz ve kış aynı mevsimde başlar. Lodos rüzgarı ekseriya kar ve yağmur
getirir. Poyraz soğuk yapar. Fakat havayı açar. Şark ve garp rüzgârları dahi
yağmur getirir.
DERECE-İ HARARET : Ve Nesiminin Vasatı
Temmuz ve Ağustos aylarında otuz-otuz altı derece-i hararet-i santigrat
ve ilkbahar ve sonbahar mevasiminde on altı-yirmi bir santigrat ve kış
taht’üs-safer iki-yirmi santigrattır.
RÜZGÂRLAR :
Poyraz rüzgârına nefs-i kasaba ve ova kurası maruzdur. Mezkur rüzgar
şark-ı şimaliden vezân olarak bazen kesb-i şiddetle kış mevsiminde fırtınalar
yaparak günlerce imtidat eder.
Bazen de lodos bazen de karayel vezân olur. Kışın ilk ve sonbaharda ise
lodos poyraz ve ender olarak da şarki ve batı rüzgârları vezân eder.
Mevsim-i sayfde rüzgârlar tehallif ederler. Lodos, batı, karayel ender
olarak vezân olur. Lodos bu mevsimde bazen kesb-i şiddet ederek fırtına halini
alıp topraklar, tozlar sütunlar şeklinde insanları taciz ve mahsulaa dahi
iras-ı hasar eder.
DERECE-İ YEBUSET VE RUTUBET :
Dağlarda bulunan birkaç karye müstesna olduğu halde kaza alelumum
rutubetlidir.
YAĞMURLAR VE İRTİFA’I :
Alel vasıt bir sene zarfında yağan yağmurların irtifaı on bin dört yüz
milimetreyi tecavüz etmez ve yağmurlar ilk ve sonbaharda kisretler yağar.
KAPLICA VE TERKİBATI : ( Ve Meyah-ı Madeniye)
Seydişehir kasabasının garbında bağlık sırtlarında takriben iki yüz metre
ba’de msafede birisi üç metre Tul bir buçuk metre genişliğinde
müstatıl’üş-şekil diğeri bir buçuk metre arzı ve her ikisinin derinliği yarım
metreden seksen santimetre olan ve üzerinde Cenevizlilerden kalma kargir harab
kubbeleri bulunan iki kaplıca mevcuttur.
Suların derece-i harareti otuz olup terkibatında kükürt ve demir
mevcuttur. Kaplıcaların mahal şehrin mesiregahında bulunduğu cihette Haziran, Temmuz,
Ağustos’un sonuna kadar ahali-i mezkure kaplıcalara gider ve istihmam ederler.
Kazanın cenubi garbisinde ve otuz kilometre mesafede Kaşıklı civarında
derece-i harareti otuz bulunan bir bataklık mevcuttur. Mezkûr bataklık tathir
idilir ise ılıca şeklini ahz eder. Mezkûr karye ve civar kurra ahalisi bu
bataklığa girerler. Bataklığın terkibatında karbonit ve kibritit emlahi
bulunduğu cihetle raye-i muhassaliye musabınına faide bahş oluyor. Merkez ve
mülhakatta meyah-ı madeniye yoktur.
NÜFUS-U UMUMİ : Irk ve Din Üzerine Taksimat
Merkez kaza ve mülhakatın on dört bin iki yüz doksan altı zeküre on beş
bin dört yüz doksan beş inas olmak üzere nüfus-u umumiyesi yirmi dokuz bin yedi
yüz doksan bir olup bunlardan ancak yirmisi gayr-i müslim ve mütebakisi müslimdir.
Tamamı Türk ırkına mensuptur.
AŞÂİR VE LİSAN-I UMUMİ
Yaylalarda hayvanatını rai etmek üzere ilkbaharda hamanişin olarak kazaya
Manavgat ve civarında gelen Yörük aşairi vardır ki bunların nüfusları bine
mütecavizdir. Kasaba ve mülhakatında lisan-ı umumi Türkçedir.
TARZ-I TELBİSİ :
Kasaba ve kurra ahalisi yünden veyahut kıldan ma’mul ağları kısa paçaları
diz kapaklarını mütecaviz şalvar ve üzerlerine yünden mamul kuşak, yerli bezden
mamul gömlek ve yerli alaca yahut basmadan mamul mintan, kıldan yahut yünden
ma’mul kısa ceket ‘’fermera’’ tabir ettikleri iksa libası iderler. Ve başlarına
fes ve abaniyahut tülbent sararlar. A’niya ve eşraf Avrupa malumatı kumaş veya
çuhadan mamul aynı sistem şalvar ve bellerine şal kuşak ve çuha ‘’fermana’’iksa
ve başlarına fes ve üzerine sarık sararlar.
İnas, dokumadan yahut kıl veya yünden mamul ağları daha geniş şalvar ve
bellerine yünden mamul kuşak ve yerli alacadan mamul yahut basmadan mintan ve
başlarına kısa bir fes ve kenarına ‘’penz’’ dinilen on kuruşluk altına müsabih
ince tenekeleri sıra ile dizerler bazen bir-iki kuruşluk gümüş akcedizerler.
Tülbentden mamul renkli yemeni bezini başlarına örter ve zenginler yerli yahut
Avrupa kari kumaş ve yahut basmadan mamul elbiseyi aynı sistemde telbis
iderler. Ve başlarına onar kuruşluk altuni fesler üzerine sıra ile dizerler.
Setreleri yalnız beyaz renkli namaz bezi ile harice çıkarlar. Zenginler ve bazı
esnaf aileleri yakın zamanlarda çarşaf dahi istismal idiyorlar.
TARZ-I MAİŞET VE İŞTİGAL : (Sanayii)
Ahali ekseriyetle ziraidir. Maişetleri sade ve külfetsizdir. Katırcılık, arabacılık
iden bulunur. Ahalinin onda biri hayvanatıyla tarla sahipleriyle ortak olarak
ziraati üzerine alıp zahairin karına iştirak ider ki bunlara ortakçı zirai ismi
verilir.
Demirci, kunduracı, yemenici, dülger marangoz, ekmekçi, bakkal ve atarlık
esnafı var ise de esnafın kısm-i azamı leblebicidir.
AHLÂK VE MAÂRİF :
Kaza ahalisi hasail-i ahlakiye sahibidir. Misafire karşı mükerrem ve
mültefiddir. Beynel ahali yalan söyleyen, elfaz-ı galiza tefve iden arz olduğu
gibi men meskürat kanununun tatbikinden mukaddem bile aşret idenlerin mikdarı
nadir idi.
Ahalinin kısm-ı kilisi okuma yazma bilmezler. Mearif geridedir. Ekser kurada
mekteb mevcut değildir. Karyelerde mevcut mekteblerden çıkan talebe ders okumak
yazmak bilmezler.
ANANÂT :
Ma’mülhakat kaza ahalisi düğünlerde cihaz ve düğün hediyeleri almakta
fazla masraf ihtiyarında bir ahali şayan-ı zikr ananate sahip değildir.
HALKIN TABABETE KARŞI VAZİYETİ : (İtikadât-ı Batıle )
Ahalinin tababat-ı sıhhiye ve tedaviye itimad ve rağbeti yoktur. Koca karı
ilaçlarına pek büyük ehemmiyet verilir. Ahali her şeyi Allah’tan bilir. Sirayet,
tedabir-i sıhhiyeye ehemmiyet vermezler. Etbaya itikad etmezler.(canı Allah
verir Allah alır) derler ve hastalarını okuturlar, üfürükçü karı ve hocaların nefs-i
nüshalarına itibar ve inhimak pek ziyadedir.
NEZAFETE RİAYET :
Nezafet ve taharete o kadar riayetkâr değillerdir. Merkez kazada kurrada
hayvanat gübreleri herkesin kapısı önünde ve hanelerin etrafında ve mezharufat
ise gelişigüzel esvaka dökülmektedir. Kazanın sokakları gayr-i muntazam, kaldırımları
bozuktur.
Belediye mevcut ise de varidatının adem-i müsaadesi şehrin nezafetini
temine gayri kafidir.
AHALİNİN BÜNYE-İ TEŞKİLATI :
Kaza ahalisinin bünyeleri kuvve-i vekaretleri mütevassıttır. Cenup ve
şimal cihetlerinde dağlara karip kurra sekenesi ekseriyetle asabidir. Boyları
uzun, teşkilat-ı bedeniyeleri muntazam olmakla beraber zekaları da şayan-ı zikr
dir.
REVİR, ECZAHANE, DİSPANSER :
Kazada hastahane yoktur. Ahz-ı askeri dairesinde on yataklık revir
mevcuttur iki sene mukaddem diplomasız icra-i sanat iden birinin eczanesi sed
edilerek ecza ve müştemalatı üç yüz küsür liraya mübayea üç yüz küsür liralık
da Konya’dan ecza-i tıbbiye celb edilerek belediye dairesinin bir odası eczane
ittihaz edilmiş ve belediye varidatının adem-i müsaadesine binaen eczacı
istihdam edilmeyip mealca hükümet tabibi tarafından imal edilmekte bulunmuştur.
Bir dispanser vardır.
MEKTEP VE MEDÂRİS :
Merkez kazada bahr odası on beş talebeyi istiaya kafi altı odalı bir
mektep vardır. Kurrada bulunan mekatip camilerin karbında zemin üzerine viran
odalardan ibaret olup mektep ittihazına elverişli değildir. Merkez kazada
merhum Şeyh Nuri Efendi tarafından 1200 tarih-i hicrisinde bina olunmuş Şeyh
Efendi Medresesi, Kara İbrahim Efendi tarafından 1150 sene-i hicrisinde inşa
olunmuş Avniye Medresesi, Seyit Harun Hazretleri tarafından 600 sene-i hicrisinde inşa olunmuş
–Seyyit Harun Hazretleri- medresesi namıyla
üç medrese vardır.
HANLAR, HAMAMLAR :
Merkez kazada hıfzüs sıhhaye gayr-i muvakkat harab 2 han ile mefruk bir
hamam vardır. Kazada ve Pazar mahallinde Ak Mehmede ait 11 odalı müceddit bir
han var ise de odaları loş ve muvaffak-ı hıfzüs sıhha değildir.
MEBANİNİN TARZ-I MİMARİSİ :
Kasabada alel umum ibniye iki katlıdır. Alt kat hayvanata tahsis edilmiş
ahırlardan mürekkebtir. Hela ibniyenin haricindedir.
Bir oda, bir yemek odası, bir ahır, bir samanlık ve bir ufak yolu havi
fakirhaneleri de vardır. Merkez kazada on-on beş hane istisna idilirse
mütebakisinin üzerleri topraktır. Binalarınduvarları taştır. İç bölmeleri
kerpiçtendir. Binaların damı toprak bulunmak hasebiyle ahali yağmurlu zamanda –
merdane- denilen büyük bir taşı damın üzerinde yuvarlamak; kışın dahi karları
kürekle harice atmak mecburiyetindedirler. Her hanede ahır, kümes bulunur.
Kurrada binalar ekseriye bir kat olmak üzere kerpiçle inşa olunur.
EMÂKİN-İ UMUMİYE :
Kazada emakin-i umumiye ve resmiye olmak üzere bir mekteb-i ibtidai iki
sofa, sekiz odaya havi askeri dairesi, bir depo, bir cephane, bir gaz deposu
ile iki han bir metrük hamam ve üzerleri kiremittir. İki cami ve bir belediye
dairesi vardır.
ŞEHİR VE KÖYLERİN VAZİYETİ :
Nefs-i kasaba Kabe dağının hemen bir kilometre şimalindedir. Cenuben Kabe
dağı şimalen Seydişehir ovası şarken bağlık sırtları garben traşçı çayı ve
kısmen Seydişehir tarlalarıyla mahdud takriben dört kilometre merbaı olup
müstatil-üş şekil bir şehirdir.
Şimal tarafları tarlalr garb tarafı traşçı çayı keza tarlalr cenup ve
garp cihetinde bağ ve bahçeler bulunur. Memleket kısmen çukurda ve kısmen
oldukça mürtefi bir mahaldedir. Kasabanın bağlık sırtlarına doğru tevsi’i
düşünülmektedir. Dağlık kısmında bulunan kurra dağların yamacında ve orada
bulunan kurra dahi düzlük sahadadır.
HELALARIN ŞEKLİ :
Helalr gerek şehirde ve gerek kurrada mebaninin haricindedir.
KABRİSTAN : (Vaziyet-i Coğrafyası)
Kurraya ait kabristan mahalleri ekseriya bir sırtın üzerinde ve karyeden
oldukça uzak olarak intihab idilmiştir. Nefs-i kasabada ise şehr tevsi ettikçe
kabristan şehir dahilinde kalmış ve bilahare hariçte tefrik idilmiş olan
kabristan dahi şehre pek karib bulunmuştur.
BATAKLIKLAR: Vasatı, Mevkii Esbabı, Kurutulması Hakkında Mutalaat
Karaviran, namıdiğer ‘’suğla’’ gölünün şimal ve garp cihetleri arazisinin
çukur olması ve göle mensup çay ve sulakların kisneti yüzünden bataklıktır.
Mezkûr bataklık takriben 1 km
imtidad eder.
Kaza Seydişehir kasabasının şark-ı cenubisinde ve dokuz kilometre
mesafede iç kışla namıyla bir bataklık daha mevcuttur ki tuli altı kilometre,
arzı dört yüz metre dir. Bataklık dağlardan gelen seylap ile dere ve membaa
sularından teşkil edmiştir. Mezkûr bataklıların kurutulması kanallar harfi ve
bu kanalların Konya ve Çumra ovalarının iskası için mevcut kanala raptı
suretiyle mümkündür. Bu uğurda ihtiyarolunacak mearif kısmen kurutulan
bataklıklardan mütehassıl arazinin zira bey temliki suretiyle temin edilebilir.
İÇİLEN SULAR: Suret-i İsale ve Evsaf-ı Hükmiye Kimyeviye ve Sıhhiye
Kasaba dahilinde mahallata münkasım on beş çeşme vardır. Bu sular bağlık
nam-ı mahalle sırtlarından ve müteaddid menbaalardan könikler vasıtasıyla
çeşmelere tevzi olunur. Sular terkibatında bulunduğu kabda tersibat bırakacak
derecede emlah-ı kilisi bulunduğundan taamı buruştucudur.
Nehrin cenubunda taraşçı çayı suyu ahalice mengubtur. Filhakika mezkur
çayın suyu lezzeti hoş ve taamı latif ve dehazımdır. Derununda karbonit ve
kireç evlahi cüz’idir. Mevad-ı uzviye pek cüz’idir. Şehirde badiyyet mesafesi
hasebiyle bu sudan ancak civar mahallatı istifade ediyor.
Kasabaya takriben on iki kilometre mesafede ve cenub’u garbında kördağ
eteklerinde Akoluk nam’ı menba suyunun şehre toprak köniklerle celbi esbabı
için tebraat vaki olmuş ise de mevsim-i şitanın hulül-ü ameliyenin tehirine
ba’s oldu.
EMERÂZ-I MÛTADE VE BELDE:
Sü-i haz ma’di ve meai hastalıklarıyla raiye, egzama gibi emeraz-ı mufade
mevcuttur. Beledi olarak malareyanın her nevi icrai hüküm eder. İlk ve sonbahar
da dizanteri, nezle-i mea ve cihaz hastalıklar kisretlidir. Mevsim-i şita da
raiye, cihaz, sadri ve dizanteri hastalıklarına tesadüf ediliyor.
FRENGİ : (Fuhuş)
Frengi Muharrem kolu karyesiyle Bağra ve Kisecik ve Gökhüyük karyelerinde
ve nefs-i kasabada münferit vakalar mevcuttur. Bu sene zarfında ancak yirmi beş
frengiye tesadüf edilmiştir.
Kazada ve kurrada fuhşiyat yok gibidir. Sekiz-on fahişe kadın var ise de
bunlar da daima muayeneye tabidir.
MALAREYA, VEREM:
Nefs-i kasabanın cenub-i garbi ve şarki cihetleriyle Kisecik, Taşağıl,
Suyerde Karayulak karyeleri bataklığa karbiyeti hasebiyle malareya
mıntıkasıdır.
Kazanın ova kurrasında iki sene zarfında on, dağ kurrasında beş ki cevan,
on beş verem musabına tesadüf edilmiştir.
ÇİÇEK, DİFTERİ:
Üç seneye karip katiyen çiçek vukuatı zuhur etmemiş olduğu halde bu defa
Görgülü Muharrem, Kulu karyelerinde çiçek hastalığı görülmüş ve kurra-i saireye
sirayet etmemesi hususunda umumi aşı tatbik edilmiştir. Difteri yoktur.
SAİR TESADÜF EDİLEN EMERÂZ-I SÂRİYE:
3 sene zarfında kızıl ve karamık hastalıklarından dört mesab zuhur
etmiştir.
KOLERA :
Kaza sahil-i bahrden uzak ve şimendife güzergâhına yakın olmadığından
kolera vukuatı görülmemiştir.
AKLİ VE ASABİ HASTALIKLAR:
Geçen sene nefs-i kasabada iki ve bu sene bir ki cem’an üç emeraz-ı
akliye ve asabiye vukuatına tesadüf edilmiştir. Biri hat şeklinde cinnet, diğer
ikisi de har-i avaiş şekil emeraz gözlemişler ve her üçü de kesb-i afiyet
etmiştir.
FRENGİ VE MALAREYA MINTIKALARI:
Merbut kuru gide muvakkalarrı gösterilmiştir.
TEVELLÜDAT VE VEFAYAT NİSBETİ :
(Etfalde Vefayat Hakkında)
Hakikaten mekarın beyanında bulunmak kabil değildir. Mamafih harp ve
ihtiyaç senelrinde bulunduğumuza nazaran vefayat tevellüdata nisbeten fazladır.
Etfalin vefayatı ise %40’ tan aşağı değildir.
MALUMÂT-I TARİHİYE:
Horasan Hanzâdelerinden Seyit Harun Veli hazretlerinin 600 tarh-i
hicrisinde terk-i saltanatla Konya’da Şeyh Celalettin Rumi hazretlerinin dergâhına
iltica ve bir müddet sonra may beli ve Karaviran terikiyle bu cihetlere gelerek
‘’Çaydam’’ tepesi denilen mahalde Sedişehir kasabasını tesis ettiği ve 620
senesinde irtihal buyurup şehrin Selçukiler eline geçtiği ve Osman Gazi devri
saltanatında hükümet-i Osmaniye ye kesb-i irtibat eylediği menkûldür.
MEKÂBİR, ZİYARETGÂH :
Muzane-i kiramdan kasabanın banisi Seyit Harun Veli hazretlerinin
mübarekleri namı mersidaneleriyle mevsim ve herkesce ma’ruf camii şerifleri
ittisalindedir. Tarih-i vefatları 620 tarih-i hicriyesidir. Ondan başka türbe
camii ittisalinde türbe ziyaretgahı vardır. Bunun banisi ve tarih-i vefatı
meçhuldür. Derece-i maneviyesi Seyit Harun hazretlerinde yüksek olduğu rivayet
ve itikat edilmektedir.
Şehirde bir de Karacalar ziyeretgahı var ise de türbenin tarih-i inşası
ve medfununun hayat, menakıp ve şahsiyeti hakkında sahih bir malumat yoktur.
ASÂR-I ATİKA :
Kızılcaköy karibinde bir tepe üzerinde pek eski bir sur harabesi ve
kasabanın bir saat cihet-i cenübiyesinde ‘’kal’a feth’’ dağı böğründe dahilinde
yarım saat gidilebilir. Suretde veesma-ferzine- denilen bir mağara vardır ki
asar-ı kadime meyanında şayan-ı zikirdir. Mağaranın derununda kireçten mamul
havuzlar bulunur. Bunların bazısı mağaranın cereyanından sızan sularla mimli ve
bazısı sudan hilidir.
Çavuş karyesinde 327 senesi zarfında birisinin hanesi temelinin esna-i
harfinde otuz küsür kadar Fransız altını şeklinde halis el ayar olmak üzere
Bizans imparatorluğundan Koka Bey zamanına ait zuhur eden meskükat-ı akika
müze-i hümayuna gönderilmiştir.
Yorumlar