BEYŞEHİR KAZASI
HUDUDU:
Konyanın altmış beş kilometre garb-ı cenubisinde hem namı olan gölün
şark-ı cenubi kenarında ve mezkur göle dökülen Beyşehir çayının iki tarafında
vaki olan Beyşehir kazası şimalen; Şarkikaraağaç, Sultandağı ‘’Akşehir dağı’’ Akşehir
ve Ilgın kazaları, şarean Ilgın kazasıyla Konya vilayeti merkez kazası ve
kısmen Seydişehir garben Seydişehir (Anamas) Divalyas dağlarıyla mahdut ve üç
bin kilometre merba-ı mesahar-ı sathiyesindedir.
TUL VE ARZ DERECELERİ:
Mebda-ı tul Paris olmak itibarıyla yirmi dokuz derece şavkda otuz yedi
buçuk derece şimaldedir.
DAĞLAR VE İRTİFA’LARI:
Kaza dahilinde biri Anamos diğeri ‘’Iran kirve’’ namıyla iki silsile-i
cibal olup bunların en mühim irtifaları altı yüz elli-sekiz yüz metredir.
Cibal-i mezkurenin etekleri kısmen orman kısmen de meradır. Her iki cibali
teşkil eden zuhurun nev-i kilisedir .
ENHÂR, GÜZERGÂH VE TULLARI:
Nehir yoktur. Kuşaklı ve sarıöz namıyla iki çay mevcuttur. Kuşaklı
çayının tuli takriben bin metre ve Sarıöz çayı tahminen sekiz bin metre olup
bunlardan maade bir de Beyşehir çayı vardır ki mukaddema Beyşehir gölünün ağayı
iken bilahare ameliyat-ı iskaiye kumpanyası tarafından hafriyat yapılarak Konya
ovasına doğru cereyan etmek üzere kanal haline ifra edilmiştir. Bu çaylar
ilkbaharda tağyan ederek yazın çekilmeye başlar.
Kuşaklı çayının memba’ı kuşaklı ormanı mensubu ise Beyşehir gölüdür.
Sarıöz çayının memba’ı Kızılören karyesi üzerinde vaki Toros dağları ve mensubu
Beyşehir çayıdır. Beyşehir çayının menbaı da Beyşehir gölü ve mensubu Karaviran
gölüdür. Çayların seyrinde şayan-ı zikr bataklık yok ise de Beyşehir gölü
etrafında havayı ihlal eden bataklıklar mevcuttur.
GÖLLER : ( Vasatı, Daimi Olup Olmadığı, Bataklık Yapıp Yapmadığı )
Muhiti dairen medar yirmi dört saat imtidadında daimi ve bir ----
muhtelifül izlae şeklinde kazanın ismine izafeten maruf Beyşehir gölü vardır.
Senevi yetmiş bin-seksen bin kıyye sayd-ı mahi icra olunur. Gölün Anamas dağı
ile şark ve şimal cihetleri bazı sevahilinde sazlık ve bataklıklar husulu
gelmiştir. Göl kanunlarda alel eksen incimat eder. Gölün içinde ‘’Hacı akif’’
‘’yılanlı’’ ‘’ katafat’’ ‘’mada’’
namında adlar var ise de havaları ağır olduğundan gayr-i meskûndur.
Gölün fazla meyah-ı ayağı hükmünde olan Beyşehir çayı vasıtasıyla cenuba
doğru suğla namı diğer ‘’Karaviran’’
gölüne dökülür. Gölde motor işletilecek olursa karaid-i azime- ye muceb olur.
MADEN VE MEMLEHA :
Beyşehrinde ve civarında memleha yoktur. Yalnız Bayındır karyesi civarında
mebzulen beyaz kil ile Yunuslar karyesi civarında ve Beyşehir kazasıyla Ilgın
kazası hududu arasında kömür madeni damarları vardır. Fakat hal-i fa’liyette değildir.
ORMANLAR :
İ’raz, Sahrınç, Kuru kunt, Kız oluğu, Masala, Kötügeli, Kuruca ova, Suğla,
Haviran, Kurdular namlarıyla on bir orman vardır.
Kazanın her tarafında ufak büyük ormanlar mevcud ise de bilhassa zikre
şayan kiraz ihracatıyla meşhur garb cihetindeki Anamas dağları eteklerinde cesim-i
ormanlardır. Üzerlerinde bulunan eşcar-ı katran, ardıç, çam, diş budak, ladinden
ibarettir.
ZİRAÂT- NEBATÂT:
Arazi-i mezrua küçük parçalara munkasım olub çiftlik yoktur. Kazanın
sath-ı umumisini teşkil eden umumiyetle toprak, kum ve killidir. Kasımdan ruzu
hazıra kadar zer’iyat haziran zarfında mevsim-i hasada başlar. Ziraat usul-ü
akika üzere icra edilmekte olduğundan hal-i ibtidaiyededir.
Afyon, pancar, pırasa, lahana, kavun, karpuz, buğday, arpa, yulaf, fenik,
burçak, fasulye, bezelye, çavdar, mısır, nohut ve bakladan ibarettir. Susam dahi
zer’idilir.
Çiğdem, gödenin, levteyik, sahlep, eğir, yavşan, peyam, kekik, çöğen, nane,
yonca, erik, kaynan, kayış koparan, yabani arpa, rum, delice, kızak, deve
dikeni, yabani tarfil, kahkaha, titrek otu gibi hidayi nebat nebatat dahi
mevcuddur.
HAYVANAT-I EHLİYE VE VAHŞİYE : (Tuyur)
Koyun, keçi, öküz, inek, manda, beygir, deve, merkeb gibi hayvanat-ı
ehliye ile geyik, ayı, kurt, tavşan ve tilki, yaban keçisi, karaca, çakal, sansar,
porsuk, dağ kedisi ile gölkenarında ekseriyetle kunduz gibi hayvanat-ı vahşiye
vardır.
Tüyur-u vahşiyeden: kaz, üveyik, talağan, kaşıkcı kuşu, ankud, uzun boğaz,
turna keklik, güvercin, kumru, tarla kuşu, serçe, bülbül, arı kuşu, sığırcık,
kırlangıç, huğu kuşu ibibik, kız kuşu, tuy, şahin, atmaca, bıldırcın, karakuş,
kartal, saksağan, siyah karga, yakadın, saka, ispinoz, meke kuşları bulunur.
TAKSİMÂT-I MÜLKİYESİ:
Kaza iki nahiye ve merkezden ibaret olmak üzere teşkilat-ı mülkiye
itibarıyla üçe inkisam etmiştir.
Şimalinde yirmi altı kurrayı havi kıraplı olmak üzere ‘kır ili’ nahiyesi
merkezin tamamen şimalinde ve Konya şosesi üzerinde dört mahalle on üç kurrada
ibaret merkez: Tuğna olmak üzere ‘’Tuğna’’ nahiyesi ve Beyşehri kasabasının
şarki cenubi ve garbında olmak üzere bütün mahallatıyla birlikte kırk bir
kurraya havi merkezi ‘’Beyşehri’’ dir.
MERKEZ KAZASINA AİT MAHALLAT VE KURRÂ :
NÜFUS MİKDAR-I
HANE ESAMİ-İ
Ecmal Zekûr
İnas Kurrâ
ve Mahallat Kurrâ
ve Mahallal
508 249
259 117 Hacı Armağan
Mahallesi
391 190
201 86 Usta ‘’
194 91
103 45 Valiyan ‘’
695 338
257 180 İcari Şehir ‘’
322 149
173 75 Hamidiye ‘’
Manastır
Yukarı ‘’
2621 1223
1398 435 Manastır Camii Kebir ‘’
Manastır
Şeyhler ‘’
540 250
290 100 Suğlu ‘’
248 115
133 52 Kurdiler ‘’
296 137
159 63 Samlar ‘’
765 325
440 134 Veftavain ‘’
1066 471
595 190 Kuruca Ova ‘’
658 299
259 134 Gargarim ‘’
726 331
395 182 Bayi Avşar ‘’
616 295
321 145 Aşağı Suma ‘’
95
36 59 24 Yukarı Suma ‘’
284 133
151 62 Beydemir ‘’
111 50 61 29 Bayat ‘’
70 29 41 16 Çivril ‘’
346 165
181 91 Çiçekler ‘’
547 252
295 103 Fasıllar
‘’
636 299
337 156 Karahisar ‘’
432 203
229 88 Hüseyinler ‘’
296 141
155 45 Bademli Karyesi
383 185
198 79 Karadiğin ‘’
İcmali Zekur
İnas Mikdar-ı
Hane Esami-i Kurra
1885 850 1035 312 Üskürlü Karye
434 209
225 87 Yaylasun ‘’
226 101
125 37 Gökçe Kapı ‘’
234 105
129 46 Sunduk ‘’
418 197
221 93 Eymen ‘’
255 118
137 54 İlkler ‘’
348 163
185 73 Göce ‘’
26 126 135 49 Isı ‘’
131 61 70 29 Mesudlar ‘’
846 395
451 159 Egirler ‘’
418 199
219 90 Günan ‘’
314 151
163 63 Ovacık ‘’
27 12 15 6 Küçük
Afşar ‘’
276 131
145 53 Afrat ‘’
154 73 81 35 Kafgan ‘’
65
28 37 24 Çiftlik
‘’
256 125
131 38 Başlamış ‘’
KIRİLİ NAHİYESİ :
740 340 400 153 Kırali Nahiyesi
30 11 19 7 Kınık Karyesi
76 35 41 19 Hordı
‘’
398 185 213 77 Budak ‘’
56 25 31 20 Yenice ‘’
495 231 264 94 Eylemiş ‘’
484 223
261 84 Kaya ‘’
1284 591
293 200 Çavuş ‘’
164 73
91 37 Çukurkend ‘’
332 157
175 64 Dolca ‘’
122 53 69 37 Kabak Dere ‘’
570 235 335 103 Kale ‘’
İcmali Zekur
İnas Mikdar-ı
Hane Esumi-i Kurra
688 294
394 117 Göceri
883 392 491 127 Sadık Hacı
1254 593 661 206 Seleği
405 190 215 86 Köşek
1824 833 991 333 Balkanda
415 195 225 78 Burunsuz
289 130 159 57 Çöldere
352 157 195 77 Görünmez
675 280 395 116 Geçi
1003 442 561 183 Hüyük
134 63 71 38 Suverik
65 28 37 29 Ayvaluga
76 31 45 37- Mada Adası
476 225 225 105 Bayındır
DAVGANA NAİYESİ
: NAMI DİĞER (DOĞANBEY)
Sokakbaşı
Mahallesi
Yenice
‘’
Camii
Kebir ‘’
3412 1534
1878 674 Aşağı ‘’
Kapalı
Çiftliği ‘’
Kabsala
‘’
448 217
231 91 Cevniye Karyesi
1094 499
597 279 Mülkbaz ‘’
118 53 65 28 Karabayal ‘’
299 143
156 58 Yunuslar ‘’
359 170
189 72 Çukur Ağıl ‘’
924 431
493 183 Beyran ‘’
59 28 31 19 Doğancık ‘’
182 87 95 40 Çandar ‘’
319 150
169 62 Sarı ‘’
737 350
387 102 Karaali ‘’
334 153
181 64 Farklı ‘’
İKLİM, MEVÂSİM:
Hava mutedil olmakla beraber daima mütehavveldir. Mevasim-i erbaadan yaz
ve kış hükmünü şiddetle icra eder. İlk ve sonbahar ekseriye kış aylarının
mütememmi gibidir.
DERECE-İ HARARET : (Asgari ve Azami
miktarları )
Yaz mevsiminde fevküssefer yirmi,
baharda on beş, sonbaharda sekiz ve kış mevsimi hululünde tattüsefer on beş
derecedir.
Haddi azâmi-i hararet fevk-ussefer otuz olup bu da ekseriye temmuz
aylarına teadüf eder. Asgari derece-i hararet ise kış mevsimi olan kanun-u
saniye tesadüf edip bu a tahtusefer yirmi dereceyi bulur.
RÜZGÂRLAR:
Esas itibariyle esen rüzgârlar lodos, gündoğu, poyraz olup kıble, meltem,
şimal rüzgarları da ahyanen vezân olur.
Meltem nadiren nisan ibtidasından
başlayarak ağustos gayesine kadar devam eder. Temadi ettiği takdire mezruata
bedi-i hisar olup ademi devamı halinde ise bilakis nafi ve fevaid mevcuttur.
meltem ve lodos rüzgarları cenubi garbiden poyrazı şimalden gündoğu şarktan
kıble cenuptan meltem, şimali garbi cihetlerinden hubub eder. Lodos hububu
ekseriyetle yağmurun yağmasıyla neticelenir. Meltem ise yerleri kurutur.
Gündoğu soğuk bir halde eser
neticede kar ve dolu yağmasına badi olur. Poyraz da gündoğunun tevlit ettiği
hadisatı fazlasıyla yapar diğer rüzgârlar ise o derece tesir göstermezler.
DERECE-İ YEBUSET VE RUTUBET :
Kazanın kuraklığı iki buçuk rutubeti
ise 87,2 dir.
BİR SENE ZARFINDA YAĞAN YAĞMURLAR VE
İRTİFA’LARI :
Bir sene zarfında vasati olarak
göldeki irtifaına nazaran yevmiye iki buçuk milimetre yağmur yağar. En ziyade
nisan, mayıs, haziran aylarında kazanın garb tarikıyle şimal cihetine isabet
eder. Kar teşrin-i sani nihayetlerinde başlayarak şubat evesıtına kadar imtidad
eder. Ekseriye toprakta bir karış yani yirmi beş santimetre kadar sahn-ı peyda
eder.
MEYAH-I MADENİYE
VE KAPLICA : (Terkibatı)
Beyşehir kazası dahilinde maden
suları yoktur. Yalnız iki kaplıca vardır. Bir Sevindik denilen karyenin
şarkında ve beş dakika kade mesafede kain bir kayanın dibinden teban eder.
Diğeri Köşek denilen karyenin şimalinde ve çarık mesafede kain bir mahalden
yukarı doğru fışkırmak surtiyle çıkar.
Her ikisinin terkibi kükürttür.
Ma’teessüf henüz tahlil edilmediğinden mevcut mevad-ı kimyeviye ve madeniyesi
hakkında fen-i malumat yoktur.
Her ikiside peyda ettikleri birer
mecra vasıtasıyla karbında vaki Özcaniye’ye vasıl olurlar. Emerâz-ı cildiyeye
arşı faidesi olduğu ecelden halk bunları şifahane tanır. Mezkûr ılıcaların
üstleri açık olup hamam halinde değillerdir.
NÜFUS-U UMUMİ : ( Irk ve Din Üzerine
Taksimat Lisanı Umumi ve Aşair )
Kaza nüfusu umumisi kırk bin dokuz
yüz yetmiş dörttür. Nefs-i kaza ile bil-umum kurranın zekur ve inas nüfusları
ile hane adedleri alel müfredat-ı taksimat-ı mülkiye bahsinde tafsilen irad
edilmiştir.
Ahali-i kaza kamilen Türktür. Umumiyetle
itikadat-ı kamileye sahiptir. Kafkas muhacirini Çeçinler de vardır.
Kaza halkı yumurtacılık, kunduracılık,
dülgercilik, balıkcılık, tenekecilik, saatcilik ve arabacılık sanatlarıyla
meşguldür. Balıkcılık birinci demircilik ikinci diğerleri ise üçüncü derece
sanatlardır. Lisan-ı umumi Türkçedir.
TARZ-I TELBİSİ :
Anadolu’nun kısmı azamında iksa eylediği vechle şalvar salto çakşır,
bellerinde kuşak, başlarında fes ve üzerine yemeni ve abani sarık sararlar.
Nefs-i kasabada tahsil görmüş yahut ticaretle meşgul bir kısım halk da ceket pantolon
iksa ederler. Kadınlar büyük bir don giyerek başlarına da beyaz ve ancak
vücudunum nısfını setr edecek kadar sime tabir ettikleri örtüyü alır ve o örtü
ile kafasını, yüzünü sararak yalnız bir gözünü açıkta bırakır. Ekseriyetle
başlarına küçük bir fes giyerler.
TARZ-I MAİŞET VE İŞTİGAL :
(Sanayi)
Dağlık mahallerde meskûn olanlar kısmen rençberlik ve kısmen odun ve
kömürcülükle iştigal ederler. Mahdut birkaç karyeye münhasır olmak üzere
kerestecilik mevcuttur. Ova aksamında sakin olanlar bilhassa rençber ve
çiftçidir. Gölde balık saydı var ise de kaza ahalisi bundan istifade etmemektedir.
Gölde balık saydının hariçten gelenler icra etmektedir.
Bunlardan başka balkanda ve civarındaki kurra ahalisi İstanbul’da
Manavalık, Davgana, Meliköz, Uskulu, Manastır, Yaylasun, Haşiler ve Fasıllar
karyeleri ahalisi de İzmir ve mahalli sairede hamallık ve buna mümasil işlerle
icrai ticaret ve iştigal eder. Davgana nahiyesi merkezinde şiyak ve yerli bez
imal eden hal-i ibtidaiye de bir dar’üs sana vardır. Soma ve Dikran
karyelerinde kilim nesc olunur ise de hiç biri de hal-i terki de değildir.
MAÂRİF VE AHLÂK :
Bura ahalisi bazı hassaili ahlakiyeleriyle mütemayizdirler. Misafire
mükerrem ve muazzıfdırlar. Ahval-i ictimaiyeleri yoktur. Umumiyetle muti ve
hamiyetlidirler.
Kazada otuz üç mekteb-i ibtidai mevcut olup üçü inas mektebidir. Yedi
mekteb eskiden küşad edilmiş mütebaki yirmi altı mekteb busene açılmıştır.
Bunlardan başka biri merkezde ve birisi Davgana’da olmak üzere iki medrese-i
ilmiye keşadedir. Maalesef mekteblerin kısmı azamının da muallimi yoktur.
Maarif, her tarafta olduğu gibi burada da pek geri kalmış ve terakki
edememiştir.
ANANÂT :
Anadolu’nun her tarafında cari olan ananat burada da mevcuttur.
HALKIN TABABETE KARŞI VAZİYETİ : (İtikadât-ı Batıle)
Halk koca karı ilaçlarının ve birtakım ziyaretgâhın fevait ve muhsinatına
itikat eder. Ocaklara gitmek ve toprağı ezip içmek ve yahut civarındaki
bataklığa kendisini sokarak derdine deva bulmak itikadı dahi vardır.
Otuz seneden beri bu havalide al yanaklar namıyla her nasılsa hükümetin
nazarından gizli kalarak diplomasız icra-i tababet ve eczacılık etmekte olan
Karnik isminde Ermeni Salhura ‘nın avamı peşindanı usul-ü tedavisirevaç
bulmuştur. Ahiren merkum icra-i sanatta men edilmiştir.
NEZAFETE RİAYET :
Bilhasa kurra halkında nezafete riayet noksandır.
AHALİNİN BÜNYECE TEŞKİLATI :
Ahvali sıhhiyeliri noktai göl civarı sazlık kenarlarında bulunan kurra
ahalisi alel ekser malereya ile maluldur. Dağlık aksamı ki nüfus-u umumiyenin
nısfına karibtir. Canlı kanlı gürbüz insanlardır.
MÜESSESAT-I SIHHİYE :
Kaza elyevm bir hükümet tabibi, bir sıhhiye memuu, bir kable ve bir eczahaneye
maliktir. Halen hastane ve dispanser yoktur. Ahval-i sıhhiye nokta-i nazarından
kaza üçe münkasım olup bir kısmı gölden uzak ve sath-i bahr den mürtefi ve
havasının kafi derecede yabis ve cedid ve sularının i’la bulunması cihetle
buralarda ahvali sıhhiye mükemmel olup hükümran olan emeraz noksan ta’diden
tadidnin usulsüzlüğünden mütevellit zafiyet-i bedeniye ile mevsim-i şitada
zuhur eden zaturre zatul cenap ve bronşit gibi avarızdan ibarettir.
Diğer bir kısmın göle civar ve etrafında bataklıkların kisretiyle mevcut
olmasındn ve içilecek suları dahi kova sularına münhasır bulunmasındn sıhhat-i
umumiye buralarda noksan ta’di vesaireye zamimeten humma-i meraza-i ve verem tahtü tehtidedendir.
Üçüncü kısım gölün cenubunda bulunduğundan şimal rüzgârları havayı rabıt
kıldığından şerbe salih suları dahi ta’dir bulunduğundan burada zaifiyyet-i
bedeniye istima, tevrim, dizanteri raye-i mufsaliye daha getirtir.
EMÂKİN-İ UMUMİYE (Mebaninin Tarz-ı Mimarisi)
Alelumum mesakin taş ve kerpiçten olup şerait-i sıhhiyeleri mefkut yalnız
nefs-i kasabada ibniyeler kiremitli ve oldukça sıhhidir. Ancak zenim kat olmak
üzere inşa edildiğinden rabıddır.
Emakin-i umuiye olarak merkez kazada üç sene evvel mübaşerey edilmiş ve
alan ve hitam bulmamış üç katlı otuz altı odaya havi havadar bir mevkide inşası
kuvve-i karibeye gelmiş olan hükümet dairesi ile üç parçadan ibaret askeri
kışlası şayan-ı zikr dir. İska dairesinin kanal üzerinde on beş kapı üstüne
mebni güzel zarif bir bağlama köprüsü mevcuttur.
MEKTEP VE MEDÂRİS :
Nefs-ikasaba ile kurada üçü inasa mahsus olmak üzere otuz üç mekteb-i
ibtidai ile iki medrese-i ilmiye mevcuttur.
HAN, OTEL, HAMAM, FABRİKA :
Merkez kazada üç köhne ve doğna nahiyesinde iki köhne han mevcut olup
otel yoktur. Şimdiye kadar halkın rağbet göstermemesi yüzünden iki hamam metruk
bir hale gelmiştir.
İnkişaf-ı milli şirketi tarafından hem kereste imal hem dakik hasıl etmek
üzere bir fabrikanın inşaatı hitam bulmaktadır.
HELÂLARIN ŞEKLİ : (Çukurların Tahliyesi)
Umumiyetle bir buçuk-iki metre derinliğinde her evin kendisine mahsus üstleri
kısmen açık kısmen mestur bir çukuru vardır.
KABRİSTAN (Mevkii, Vaziyeti,Coğrafyası) :
Merkez kazanın kabristanı muftasıl olup etrafı uvarla muhatır. Karye
mezarlıkları köyün 10,15 dakika haricinde bulunur.
BATAKLIKLAR :
Bataklıklar ekseriyetle göl kenarındaki sazlık mahallerdedir. Kurutulması
ise akdemce Beyşehrine getirilip işletilmiş vefaid-i azımesi meşhud olmuş
bulunan iska dairesine aid makinenin yaz mevsiminde hal-i faaliyete getirilmesi
ile kabildir.
KÖPRÜLER:
Kazada on bir köprü vardır. Biri Beyşehir kanalının üzerinde on beş gözlü
kapaklı sicim köprüdür ki bu hem köprülük hem de göle karşı bir set hizmeti
görmektedir.
2.si şehre çeyrek saat ve mesafede Sarıöz çayı üzerindeki köprüdür.
3. kasabaya yarım saat mesafede ve Avşar denilen karyenin karbında ve
şose yolunun üzerindeki köprüdür.
4. kasabaya iki saat mesafede kain Göci karyesinin civrarında ve şose
tarikı üzerindedir.
5. Konya’ya giden şose üzerinde ve karabayat denilen karyenin
civarındadır.
6. Yunuslar karyesi civarındadır.
7. Çukur ağıl karyesi civarındadır.
8. Beyşehir kanalının üzerinde bayat karyesi civarındadır.
9. kanal üzerinde ve Ovaık karyesi ciarındadır.
10. bey demir karyesi civarında ve kanal üzerindedir.
11. kanal üzerinde ve soma karyesi civarında kaindir.
İş bu on köprüden Beyşehir, Avşar, Göce, Yoltalar, Karabayat, Çukur ağıl
köprüleri taşdan, diğerleri ahşaptan inşa edilmiştir.
İÇİLEN SULAR İSELESİ, ESVAF-I HÜKMİYE KİMYEVİYE VE SIHHİYESİ :
Nefsi kasaba ve kurrada sular alelumum könik veya avgın denilen su yoları
ile açıktan çeşmelere gelmektedir. Merkezde tehlikesiz şerbe salih bir su
yoktur. Bir saat mesafede badeli karyesinde korusundan ve çamlar arasından
neb’an eden bol bir su mevcuttur ki demir borularla getirildiği takdirde
kazanın su ihtiyacı sıhhi bir suretle tatmin edilmiş olur.
EMERÂZ-I MU’TADE VE BELDE :
(Mevsim Hastalıkları )
Kazada ekseriyetle müşahade edilen
malereya önik ihtilatatıdır. Göle civar karye malarya pek çok tahrifat yapmakta
ekseriyetle çocuk telefatı pek fazla vukua gelmektedir. Yazın ve son baharda
kisretle sıtma, kış ve ilkbaharda zatürre ve zatül kasabat raye-i mufsaliye
müşahede olunmaktadır.
FRENGİ : (Fuhuş)
Frenginin hususi bir mıntıkası yoktur. Bazı kurra ve kasaba ahalisinde
tesadüf edilmektedir. Fuhuş pek azdır.
VEREM, ÇİÇEK :
Nadiren verem musabi görülmektedir. Yazın çiçek görülürse de difteri
vakasına tesadüf edilmemektedir.
KOLERA : (Sirayet Yolları)
1327 senesi İzmir tarikıyla kolera gelmiştir. Halkın İzmirle
münasebetleri sıkı ve mecburi olduğundan koleranın sirayet yolları izmirdedir.
AKLİ VE ASABİ HASTALIKLAR :
Akli ve asabi hastalıklar mevcut değildir.
TEVELLÜDAT VE VEFAYÂT NİSBETİ :
(Etfalde Vefayât )
Son senelerde tevellüdata nisbeten vefayat daha fazladır. Bataklığa
civar kurra halkının etfalinde %40 bekli daha fazla vefayat vukua gelmektedir.
Dağ kumasında ise etfalde vefayat azdır.
MALUMAT-I TARİHİYE :
Kazanın ilk banisi malum değilse de bazı asar-ı akikaya nazaran Hititler
zamanından kalma birkaç kaleden ibaret bir memleket olduğu anlaşılıyor ve
isminin de o vakitler ne olduğu bilinmiyor.
Milattan 330 sene mukaddem Makedonyalı Flip’in oğlu İskender burayı da
almış ve kendisinin hükümet hocası olan Eflatun namındaki zatın tesbiti üzerine
şehre 3 saat mesafede olan ve o vakitler gayet süratle yukarıya doğru fıkıran ve
etrafındaki araziyi istila eden suyun memba’ını set ettirerek namını Eflatun
pınarı temsiye ettirmiş ve oraya vaz edilen pek cesim taşlar üzerine birkaç
hikayeler de yazdırmıştır. Bilahare Abbasilr zamanında Arablar eline ve tavaif-i
mülukun zuhuruyla burası Acemler eline geçmiş ve Acem şahı ‘’Keykavus’’
tarafından işgal olunmuş ve ba’del milat 200 tarihinde burayı Romalılar almış
ve namını Taşoz tesmiye ve hicretin 462 tarihinde Selçuk’un oğlu Süleyman Bey
Romalılardan almış ve namına izafeten (Şehr-i Süleymen-i Beyşehri) tesmiye
etmiş ve bilahare bu isim Beyşehri suretiyle ihtisar olunarak elyevm bu nam ile
binam bulunmuştur.
764 tarihinde Sultan Murat Hüdavendigar memleketi Karamanoğlu Alaaddin’in
tecavüzünden kurtarmak için Konya’yı teşrif-i şahanelerinde buraya da
uğrayıp-Eşrefoğlu camii şerifinde – hünkar mahfelinde namaz kıldıkları
mervidir.
CEVÂMİ’ MEKABİR VE ZİYARETGÂH :
Ma’mülhakat Beyşehri kazasında seksen beş camive on mescit ile dört
ziyaretgah mevcuttur.
Ziyaretgahın 1. si ; Eşref Rumi Hazretlerinin kabirleridir. Müşarunileyh
kendi namıyla tevsim olunan camii şerifde medfundur. Tarihi vefatı 665 dir.
2. Çiledar sultan olup kasabanın 10 dakika ba’dında ve İskender denilen
çayırlığın kenarında metfun olup tarih-i vefatı meçhuldür.
3. Şeyh Cemaleddin hazretleri olup kasaba derununda metfun ve tarihi
vefatı meçhuldür.
4. Eren kive tesmiye olunan zat olup merkez kazaya altı saat mesafede
vaki Hasan Şeyh karyesinde şarında kain yüksek bir dağın tepesinde metfun ve
tarih-i vefatı meçhuldür.
ASÂR-I ATİKA :
Hicretin 555. senesinde Alpaslan oğlu Melikşah tarafından yaptırılmış ve
bilahare Selçuk’un oğlu Süleymen Bey tarafından tamir ettirilerek Süleymen
Bey’in oğlu Eşref namına izafetle camii şerifi ile bir harap kale kapısı, Eflatun
pınarı namı mahalde tahrib edilmiş iki heykel ve fasıllar karyesinde biri at
üzerinde bir nisani, diğeri yalnız bir insani musavvir iki heykel varsa da
bunların hangi zamana ait oldukları malum değildir.
Yorumlar