Dubai-Türkiye işbirliği ile düzenlenen 'nadir eserler kursu' başladı
22 Mart 2010 - 14:04
Konya'da, Dubai Cuma Macid Kültür Merkezi Başkanlığı ile Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürlüğü işbirliği içerisinde restorasyon kursu düzenleniyor. Yaklaşık 15 gün sürecek olan kursa Türkiye'nin çeşitli kütüphanelerinden 27 kişi katıldı.
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürlüğü ile Cuma Macid Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde restorasyon kursu başladı. Restorasyon ve Araştırma Merkezi'nde düzenlenen kursa Ankara Milli Kütüphane Başkanlığı, Tapu Arşiv Daire Başkanlığı, Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi ve Manisa İl Halk Kütüphanesi, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi müdürlüklerinden 27 kişi katıldı. Tüm masrafların Cuma El Macid Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından karşılanan kursun bitiminde kursiyerler, tarihi eser niteliği taşıyan belgeleri daha da iyi onarabilecek.
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin, Türkiye'de ilk kez böyle bir kurs yapıldığını belirtti. Katılımcıların kurs süresince önemli bilgiler edineceğini aktaran Bekir Şahin, "Kursiyerler; yazma eserlerin, nadir matbu eserlerin, belgelerin ve eski tarihi gazetelerin restorasyon, bakım ve onarımı konusunda bilgilendirilecek. Burada Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı kütüphanelerde bulunan yaklaşık 400 bine yakın kitabın tamir, bakım ve onarım işleri öğretilecek.'' dedi.
Kursta özellikle makinelerle restorasyonun gösterildiğine değinen Şahin, el ile aylar sürecek işin makinelerle kısa sürede yapıldığını ifade etti.
Cuma Macid Kültür Merkezi Restorasyon Bölüm Başkanı Dr. Bessam Dağıstani ise Türkiye'de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Geniş katılımlı bir kurs olduğunu aktaran Bessam Dağıstani, iki tür restorasyon yapacaklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birincisi elektronik restorasyon, gerek yazma eserler için gerekse matbu eserler için çok önemli bir işlemdir. İkincisi sadece gazetelere ve matbu kitaplara özel bir restorasyon olacak. Vakit kalırsa tozlanma ve kirlenmede temizliği göstereceğiz."
(CİHAN)
Tacikistan, Türkiye ile yazma eser kardeşliği kurmak istiyor
16 Aralık 2009 - 16:35Hz. Mevlana'nın 736'ncı Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri'ne katılmak için Konya'da bulunan Tacikistan Kültür Bakanı Mirzoshohruh Asrari, Türkiye ile yazma eserlerin dijital kopyalarını değiştirmek istediklerini ifade etti.
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'nde el yazması eserlerin restore edildiği üniteye hayran kalan konuk Bakan, ülkesinde de benzer bir ünite kurulması için destek istedi.
Konya'ya gelen Tacikistan Kültür Bakanı Mirzoshohruh Asrari, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin ile görüştü. Görüşmede, iki ülke arasında el yazması eserlerden yararlanılması konusu gündeme geldi.
Tacikistan Kültür Bakanı Mirzoshohruh Asrari, ülkelerinin tarihini ve toplumsal bilgilerini içeren bütün yazma eserleri kütüphanelerinde koruduklarını söyledi. Mesnevi'nin Farsça ve Tacikçe nüshalarının da kütüphanelerinde mevcut olduğunu dile getiren konuk Bakan, Tacik halkının Mesnevi'yi okuyup anlayabildiğini ifade etti. Asrari, el yazması eserlerin kültür mirası olduğunu vurguladı.
Kültürün bütün medeniyetleri birbirine yakınlaştırdığına vurgu yapan Asrari, Tacikistan ile Türkiye kütüphanelerinin birbiriyle ilişki kurarak, eserlerin dijital kopyalarının takas edilmesi gerektiğine işaret etti. Asrari, eser değişimi ve ülkesine kitap restorasyon ünitesi kurulması konusundaki gerekli prosedürlerin yapılması için Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile görüşeceğini dile getirdi.
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin de Tacikistan Cumhuriyeti'nin Türk medeniyetinin merkezlerinden biri olduğunu söyledi.
Tacikistan'ın Türk Kültür Coğrafyası açısından önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Şahin, eski Farsça, modern Farsça ve Özbek Türkçesinden etkiler taşıyan Tacikçede pek çok Türkçe kelime bulunduğunu ifade etti.
Tacikistan'da Kütüphane-i Firdevsi ve İnstitü-yı Asarı-ı Hatti isimli iki kütüphanede birçok el yazması eser bulunduğunu dile getiren Şahin, şunları kaydetti:
"Bu iki kütüphanede Şah Senem, Yesevi Hikmetleri, İbrahim Ethem Kıssası ile 30 civarında Fuzuli Divanı nüshasının varlığı, bölgede Batı Türkçesi'nin de yaygın olarak bilindiğini gösterir."
(CİHAN)
Fatih Üniversitesi son Mesnevihan Şefik Can'ın eserlerini Konya'ya bağışladı
08 Ekim 2009 - 15:09Fatih Üniversitesi, Türkiye'nin son Mesnevihan'ı Şefik Can'ın eserlerini Konya Yazma Eserler Bölge Kütüphanesi'ne bağışladı.
Fatih Üniversitesi yönetimi, Konya'nın kültür hayatına önemli bir katkı sağladı. Türkiye'nin son Mesnevihan'ı Şefik Can'ın 13 bin yazma, 130 bin basılı eserini Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'ne bağışladı. Üniversite ile kütüphane müdürlüğü arasında protokol yapıldı. Fatih Üniversitesi Kütüphane Müdürü Ercüment Demirbozan, Şefik Can'ın kendi kütüphanelerine bağışladığı eserlerinden 13 bin yazma, 130 bin basılı eseri Konya'ya bağışladığını ifade etti.
Konya Basma Eserler Bölge Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin, Şefik Can'ın eserlerinin kütüphanelerinde bulunmasının çok önemli olduğunu söyledi. Son yıllarda değişik kütüphanelerden değişim yoluyla kütüphane koleksiyonlarını zenginleştirdiklerini belirten Şahin, "Selçuk Üniversitesi ve Büyük Şehir Belediyesi'yle Mevlana'yla ilgili kitaplar için ayrı bir bölüm oluşturduk. Başka ülkelerde bulunan Mevlana ile ilgili eserleri Konya'da toplamak için çalışıyoruz." diye konuştu.
(CİHAN)
İstiklal Marşı'nı ilk defa 1925'te değiştirmek istemişler (Özel)
02 Eylül 2009 - 13:39Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal Marşı'nı değiştirme girişimlerinin ilkinin, marşın kabulünden 4 yıl sonra 1925 yılında yapıldığı ortaya çıktı. Maarif Vekaleti'nin (Milli Eğitim Bakanlığı), batıyı çok fazla yerdiği ve Atatürk'ten bahsetmediği gerekçesiyle yeni bir marş yarışması düzenlediği, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'ne bağışlanan tarihi belgelerden anlaşıldı.
Van'da görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Kasım Kocabaş, internet aracılığıyla tanıştığı bir satıcıdan aldığı toplam 57 parça belgeyi Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'ne getirdi. Belgeleri inceleyen tarihçiler, İstiklal Marşı'nın 1921 yılında kabulünün ardından, 4 yıl sonra ikinci bir yarışma daha düzenlenerek, marşın değiştirilmek istendiğini tespit etti. Belgelerin dönemi aydınlatacak nitelikte olduğu vurgulandı. Belgeleri inceleyen Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı, ikinci yarışmanın Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından düzenlendiğini ifade etti.
İstiklal Marşı'nın 1921'de Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildikten sonra neden tekrar bir yarışmaya gidildiğinin sorgulanması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı, "İncelediğimiz belgelerde yarışmayı dönemin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Hars (Kültür) Müdürlüğü'nün düzenlediğini ve bu yarışmaya 57 başvuru yapıldığını tespit ettik. Hars Müdürü Dr. Hamit Zübeyir Koşay'ın notlarını incelediğimizde Mehmet Akif Ersoy'un şiirinin, batıyı çok fazla yerdiği, manevi unsurlar ağır bastığı ve Atatürk'ten bahsedilmediği için değiştirilmesi gerektiği üzerinde durduğunu gördük." dedi.
Mustafa Kemal Atatürk'ün İstiklal Marşı'nı kabul kararının ardından meclisin en ön sırasında ve ayakta dinlediğinin altını çizen Arabacı, "Marşı değiştirmeye çalışanlar, gerekçeyi Atatürk'ün isminin geçmemesine bağlıyor. Burada görüyoruz ki batıcı kulüp, Atatürkçülüğü kullanarak kendi fikirlerini uygulamaya çalışmış. Sadece bu tarihte değil 1930 yılında da bir yarışma düzenlenmeye çalışıldığını biliyoruz. Tüm bu girişimlere rağmen marş millet tarafından benimsendiği için değiştirilememiştir." diye konuştu.
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin de belgelerin ilk getirildiğinde bakımsızlıktan mantarlarla kaplı olduğunu söyledi ve kütüphane görevlilerinin temizliğe başladığını söyledi. Bekir Şahin, belgeler üzerindeki restorasyon ve tasnif çalışmalarının yaklaşık 1 yıl süreceğini dile getirdi. Belgelerin yazıldıkları dönemi aydınlatacağını aktaran Bekir Şahin, "Her biri ayrı bir öneme sahip, başka bir örneği bulunmayan bu belgelerden 57 adet eser elimize ulaştı. Söz konusu yarışmaya katılanların isimleri ve dilekçeleri bulunuyor. Akademisyenler kütüphaneye gelerek belgeleri inceledi. Bu eserlerin kültür tarihine büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Kütüphanede incelenen belgeler arasında İstiklal Marşı'nı besteleyen Osman Zeki Üngör'e ait mektup, yarışmaya katılan önemli şairlerin dilekçeleri, dönemin Hars Müdürü Dr. Hamit Zübeyir Koşay'a ait el yazması notlar ve yarışmaya gönderilen bestelenmiş şiirler bulunuyor.
(CİHAN)
Türkiye
Tacikistanlı eski eser uzmanları Konya'da kurs görüyor
20 Eylül 2011 - 18:28KONYA - Tacikistan'ın tarihi eser restorasyon uzmanları Konya'da kurs görüyor. 8 eski eser uzmanı, iki hafta sürecek kursta restorasyon, ciltleme ve dijital çekim ve katalog çıkarma gibi alanlarda uzmanlardan eğitim alacak.
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin, kursun Türk ve Tacik Kültür ve Turizm Bakanlıkları arasında yapılan protokol gereği gerçekleştiğini belirtti. Tacikistan Kültür Bakanlığı'na bağlı 8 uzmanın iki hafta sürecek bir kurs göreceğini anlatan Müdür Şahin, "Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile Tacikistan Kültür Bakanlığı arasında daha önceki yıllarda gerçekleştirilen protokoller gereği eski eserler üzerine bir kurs programı düzenlendi. Kardeş ülke Tacikistan'da, konunun uzmanları kütüphanemize bağlı restore atölyesinde, iki hafta süreyle eski eserlerin restoresi, ciltleme ve katalog çıkarma gibi belirli konularda eğitim alacaklar." dedi.
Tacikistan Kültür Bakanlığı Temsilcisi Selahattin Razakov ise iki kardeş ülke arasında sürdürülen ilişkiler çerçevesinde Konya'ya geldiklerini söyledi. Tarihi eserlerin restoresi konusunda Türkiye'nin tecrübelerinden istifade edeceklerini dile getiren Razakov, gördükleri ilgiye teşekkür etti. Tacik heyet, kurs öncesi Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'nde yapılan ciltlemeler ve restore çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.
(CİHAN)
Hasta kitaplar Konya'da 'şifa' buluyor
Güncel
Yıpranan, eriyen, yırtılan, kemirilen kitaplar nerede ve nasıl iyileştirilir? Türkiye'de kitaplara 'şifa veren' iki kurum var. İlki İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi, ikincisi Konya Yazma Eserler Kütüphanesi. Yılda 300 el yazması ve matbu kitabı, bin kadar da belgeyi onaran Konya'daki merkezin Müdürü Bekir Şahin, elinde eski eser bulunan herkese çağrıda bulunuyor: "Eserinizi ücretsiz inceleyip maddi değerini size bildirelim. Tek istediğimiz tarihi mirasımızı kayıt altına almak." Kitap hastalanır mı, demeyin. Kitaplar da insanlar gibi hastalanır. İnsanın çeşitli mikrop ve virüslerin bulaşmasıyla hastalandığı gibi kitaplar da nemin, tozun ve kurtların bulaşmasıyla zarar görür. İnsanın hayatta başına gelen kazalarla sakat kaldığı gibi kitapların da hoyrat davranışlarla bütünlüğü bozulabilir. Nitekim yüzyıllar öncesinde elle yazılmış veya matbaada basılmış paha biçilemeyen kitaplar zamanın dayanılmaz yıpratıcılığı, içine giren kurtların kemirgenliği ve özensizlik sonucu zarar görür, erir, eksilir, yırtılır, dağılır. İnsanlar hastalandığında doktora başvurur, ilaç verilir, gerekirse hastaneye yatırılır, tedavi edilir ve iyileştirilir. Ya kitaplar? Her biri birbirinden değerli tarihi eser niteliğindeki paha biçilemeyen kimi el yazması, kimi matbaa baskısı nadide kitaplar hastalandığında Türkiye'de iki yerde bulunan 'şifahane'lerde tedavi edilir. Bunlardan biri ve en eskisi İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Şifahanesi, diğeri 1984'te kurulan Konya Yazma Eserler Kütüphanesi Şifahanesi'dir. Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü bünyesindeki Yazma Eserler Kütüphanesi Şifahanesi, 30 yıla yakın bir zamandır kitap ve belge onarım hizmeti veriyor. Bugün yurt sathına yayılmış kütüphanelere kitap-belge bakım, onarımı hizmeti veren Konya Yazma Eserler Kütüphanesi, yılda 300 kadar el yazması veya matbu kitaba, bin kadar da belgeye şifa veriyor. Alanında uzman 8 personelle insanlığın en değerli hazinesi kitapların ömrüne ömür katan şifahane, Ortasya, Ortadoğu ve balkan ülkelerinden gelen kütüphanecilere de bakım, onarım, muhafaza ve dijitalleştirme konularında uygulamalı eğitimler veriyor. Burdur'u sel bastı, Konya yazma eserler kütüphanesine kavuştu Şifahane çalışanlarının genelde Konya'ya getirilen hastalıklı kitapları tedavi ettiğini anlatan Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin, "Biz kütüphanelerdeki kitapları iyileştirdiğimiz gibi vatandaşın elindeki tarihi kitapları da onarıyoruz. Uzmanlarımız ihtiyaç duyulduğunda hastalıklı kitapları yerinde tedavi etmek amacıyla Türkiye'nin her yerine gider. Bazen bir kitabın onarımı için günlerce, haftalarca evlerinden uzakta kalır." diyor ve bu işten hiçbir ücret almadıklarını sözlerine ekliyor. Şifahane'ye getirilen belge ve kitapların onarımları bazen günler bazen de aylar sürer. Bekir Şahin, bazı kitapların tedavisinin altı ay ile bir yıl arası sürebildiğini anlatıyor: "Şifahenede; eriyen kitap-belge sayfalarının kalan kısımları uzun ve zahmetli işlemlerin sonrasında yeni bir sayfaya yerleştirilir. Eksikleri orijinaline uygun şekilde tamamlanır. Onarımı tamamlanan sayfalar formalar halinde katlanır dikilir ve ciltlenir. Daha az hastalıklı kitap-belge sayfaları ise alkol ve özel hazırlanmış sölüsyonlarla temizlenerek ömrü uzatılır. Ciltleri yıpranmış, yırtılmış, bozulmuş kitapların ciltlerini özel mamul deriyle yenileriz. Kurtların musallat olup kemirdiği kitap-belge sayfalarını ise tek tek elden geçiririz. Sayfaları özel makinede sölüsyonla karıştırılan suya yatırırız. Birkaç dakika süren bu işlemde, suya katılan özel sölüsyon, sayfalar üzerindeki kurt yeniği deliklerini kapatır. Suya yatırılan yapraklar tek tek kurutulur, ardından forma halinde sayfalar biraraya getirilir, dikilir ve ciltlenir." Konya Yazma Eserler Kütüphanesi, 20 Temmuz 1984 tarihinde, Burdur İl Halk Kütüphanesi'ni sel basması sonucu, hem Burdur'daki hem de Türkiye'deki 71 kütüphanede bulunan değerli yazma koleksiyonları bir araya toplamak, bakım ve onarımlarının yapılmasını sağlamak, eserleri uygun ortamlarda muhafaza ederek araştırmacıların hizmetine sunmak amacıyla kuruldu. Kuruluşunun üzerinden 28 yıl geçen kütüphane, bu süreçte tarihi bin yıl öncesine uzanan kitapların da arasında bulunduğu 17 bin 989 el yazması, 40 bin el yazma eserin dijital kopyası ve 80 bin 641 nadir matbu eser olmak üzere toplam 138 bin 630 eseri koleksiyonunda topladı. "Burada bin yıldan eski kitaplar var. Selçuklu döneminde Konya ve çevresinde çok sayıda kütüphane kurulmuş olması Konya Yazma Eserler Kütüphanesi'nin önemini artırıyor." diyen Şahin, kütüphanede el yazması eserlerin korunduğu 4 özel çelik kasa, matbu eserlerin yer aldığı 4 depo, 1 CD arşiv odası ve çalışma odaları bulunduğunu belirtiyor. Bekir Şahin'in verdiği bilgilere göre, Türkiye'nin en büyük ikinci yazma eserler kütüphanesi olan Konya Yazma Eserler Kütüphanesi'nde el yazması eserler ve eski harfli basma eserler ayrı ayrı depolarda muhafaza ediliyor. Depolarda, kitapların en uzun süreli muhafaza edilebileceği gerekli şartların oluşması için sabit sıcaklık kışın 16, yazın 24 santigrat derecede sabitleniyor. Bağıl nem oranı yüzde 50, ışık şiddeti de 50 lux'ün altında tutuluyor. Pencereler, UV ışınlarını geçirmemesi için koyu renk perde ile kapatılıyor. Çatı, pencere ve kapılar izole edilerek, dış etkenlere karşı en etkili koruma sağlanıyor. Bekir Şahin, elinde tarihi değere sahip olabilecek el yazması veya matbu kitap-belge bulunan vatandaşlara da çağrıda bulunuyor: "Elinizdeki eseri bize getirin veya bizi bulunduğunuz yere çağırın. Eseri ücretsiz inceleyelim ve hangi tarihte, kim tarafından ne için yazıldığını, maddi değerinin ne olduğunu size bildirelim. Tek isteğimiz tarihi değere sahip kitap-belge varlığımızı bilmek.
Yorumlar