İPLİKÇİ CAMİİ ŞADIRVANININ İLGİNÇ HİKAYESİNİ BU GÜN 100 YAŞINDA OLAN USTASIYLA KONUŞTUK


                                               Bekir ŞAHİN

                Selçuklu Başkenti Konya, tarihi yapılarıyla hem geçmişe ışık tutuyor hem de ilginç hikayeleriyle dikkat çekiyor.  Şadırvanın sütunlarına sırtını veren iki kişinin karşılıklı konuşmaları adeta mikrofondan geliyormuş gibi duyuluyor.

Konya’nın tarihi yapılarından İplikçi Camii’nin şadırvanındaki özellik, insanları hayrete düşürüyor. İplikçi Camii’nin şadırvanıyla ilgili ilginç  hikayeler anlatılır.



ŞADIRVANIN İLGİNÇ ÖZELLİĞİ

İplikçi Camii şadırvanı  ilginç özelliği ile dikkat çekiyor. Şadırvan, görünüşü itibariyle sıradan bir şadırvan görümnümünde.Kubbesin 8 adet mermer sütun ayakta tutuyor. Şadırvanın ilgi çeken özelliği ise bu sütunlarda. Karşılıklı iki sütuna, iki insanın sırtını vererek yaptığı konuşmalar, şadırvanın ilginç özelliğini ortaya koyuyor. İki kişi bu şekilde yapılan konuşmada birbirlerinin sesini mikrofondan gelirmiş gibi duyuyor. Bu özellik insanların da dikkatini çekiyor. Durumu öğrenen vatandaşlar da, şadırvanı sürekli kullandıklarını ancak bu özelliği bilmediklerini belirtiyor. Özelliği öğrendikten sonra deneyenler ise şaşkınlıklarını gizleyemiyor
Şadırvanı yapan ustayı bulup kendisiyle konuştuk. Kendisi ayakta  100 yaşında ve işinin başında,işte yaptığımız mülakat:



 Sizi Tanıya bilir miyiz?      
İsmim Halil İbrahim Sayar. Erenköy ile Konya arasında biz o zaman parsana derdik. 1920 yılında doğmuşum. Sille parsana da Sille yolu üzerinde doğmuşum. Aşağı yukarı 1923-1924 yıllarında 3-4 yaşlarına kadar orada kalmışız. Babamın mesleği duvarcı ustası olması hasebiyle posta hanenin arkasında kiraya bir eve gelmişiz. Aşağı yukarı 1928 e kadar orada oturduk. Evimizin köşesinde O gün ki altın Çeşme İlkokulu vardı. Altın Çeşme İlkokulu'na 7 yaşında kaydoluyorum. Okul üçüncü sınıfta birinci ikinci üçüncü sınıflar üçe kadar orada okuyorum üçten sonra altın Çeşme İlkokulu başka bir binaya taşındı ve dördüncü sınıf Akif Paşa İlköğretim Okulu'nda okudum.
             Hocalarla geçilemediğini için Akif Paşa'nın dördüncü sınıftan tasdiknamemi aldım. Rehberi Hürriyet sonradan onun adı 19 Mayıs oldu Küllükbaşı'ndan Botsalı sokağın içerisinde cezaevi Caddesi'ne bakan Orada büyük bir okul vardı. Oraya taşındık. Rehberi Hürriyet Okulu’nda da bir sene okudum çok haylazdım. Bu yüzden dolayı Babam benimle ilgilenemezdi iş sebebiyle. Çünkü babamın ayrıca ama gereği Hem dördüncü sınıfı Hem beşinci sınıfı ikişer Sene okudum hocalarla kavga eder sonra verin benim tasdiknamemi der öteki okula giderdim. Oradaki hoca’yla geçinemez alırım tasdiknami.  Öbür tarafa geçerim Neticede 1935- 36 zannediyorum 19 Mayıstan mezun oldum şimdiki Karma Ortaokulu'na kayıt oldum okuma sevgisi bende yeni başladı. O zamana kadar okudum mu? Haylazlıklarımın Nedenini de bilemiyorum. Hiç takıntısız ikinci sınıfa geçtim. Nazif Baydur isminde bir müdür vardı. Kendisini o binada astı müdür.
            Ortaokul yok muydu?
 Sillede ortaokul yok değil. Biz daha ziyade babamın bütün işleri Konya'da olduğu için hep Konya'da oturduk.
Sille ile O zaman diyalogunuz nasıldı?
Sille ile o zaman çocuğuz sille o zaman diyalogumuz. O zaman anneannem Sille’de oturuyor. Her pazar o zamanlar tatiller Cuma günleri olur. Perşembe gider ondan sonra Cuma tatili yapar cumartesi günü tekrar okullar açılır geliriz.

İplikçi Çamsi Şadırvanının ustası siz misiniz? Hikayesini anlatır mısınız?


Camisi'nin müze olduğu devirleri bilmezsiniz. Arkeoloji Müzesiydi. Yani Şimdiki Arkeoloji müzesindeki insan heykelleri, aslanlar, kaplanlar neyse hep caminin içerisinde idi. 1958’ de devlet bakanı Allah razı olsun boşaltma emrini verdi. O bende başladım baştan aşağıya tamire bir tane cemiyetimiz vardı. ALAADDİN VE EMSALİ CAMİLERİ TAMİR DERNEĞİ. İlk defa zaten Alaaddin caminin askeri malzeme doluydu orası. Oradan başladık. Neticede orayı yaparken İşte o bayan dedi ki evladım şadırvan yapacak mısın buraya?
Evet dedim bende.
 Onun parasını ben vermek istiyorum dedi.
 Ama dedim 25 bin lira falan gider. Olsun dedi. Vereyim dedi. Neticede Allah razı olsun verdi. Ben de yaptım. Yıllar sonra şadırvan hala ayakta. Burada bugünkü hali.
Zaten akustik bir yönü de var değil mi?
Evet Onu anlatacağım zaten şimdi. Ölçüsü Edirnekapı camisinden. Edirne camisinin şadırvanı hoşuma gitmişti. Oradan ölçüyü aldım. 4 metre sağlamı buluncaya kadar kaldırdım. Çimento, kireç, harç, Aktaşlar ile toprak seviyesine kadar çıktım. Ondan sonra heyeti umumiye sine demirli 20 santim kalınlığında beton döktüm, aşağı yukarı Şuradaki mermerleri de bir Mermerci ye yaptırdım 7000 liraya Onları da monta ettirdik. Suyu verdik bilmem ne yaptık.



 Şimdi baştan itibaren anlattığım şekilde. Garip yaptı bunu. Burada bir akustik varsa o hanımın doğrudan doğruya kendisi ben vereceğim parasını dedi ya onun himmeti. Öyle
Hangi yıldı  Yapıldı?
 1958. ondan sonra zaten 60 İhtilalı oldu.
 O hanımın ismi ne idi?
 O hanımın ismi Behice değil de hediye de değil. Şalvarlı içlikli örtülü. Hani bizim Konya örtüleri var ya. Örtülü öyle bir hanım. Yani modern bir giyinişi olan hanım değil. Kapalı böyle geldi. Kuzum dedi. Sen buraya şadırvan yapacakmışım dedi. Evet, yapacağım Teyze dedim. o zaman bunun parasını ben vereceğim dedi. Bende takribi hesap ettim. 20 - 25 bin gider dedim. ne giderse vereyim dedi.

O zaman son dönemde yapılan Yapı Kredi Bankası gibi yine İplikçi Camii şadırvanı gibi yerleri silleli Ustalar yaptı.
Tabii Silleli ustaların özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan önemli binalarda emeklileri var. Konya'nın en önemli ustalarıdır diyebiliriz. Çünkü Sille Taş devri zamanında. Mesela Konya tamamen kerpiçdir. Kerpiç nasıl dökülür bilir misiniz? Gördünüz mü bilmem. Doğrudan doğruya siyah Toprak  kırmızı toprak ne ise toprağa su azar azar Toprak böyle Azar Azar karıştırarak bir iki kişi de çiğner onları. Aktarırlar aşağı yukarı o iki üç gün bekler. Kendisine göre Onun bir mayalanması var Ondan sonra da kuzu ana, Kuzu ana birisi 30-30 ise mesela birisi 20-30 mesela kalıplarında bunlar vardır.




Yorumlar

Popüler Yayınlar