ŞEYH SEYYİT ABDÜLKADİR GEYLAN-İ SANİ TEKKESİ VE VAKIFLARI


VII.AFYONKARAHİSAR ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU TEBLİĞİDİR


                                                                                        Dr. Muharrem Bayar
                                                                                        Araştırmacı-Yazar        




Anadolu’nun  her köşesi evliya yatağı ,erenler bucağıdır. En büyük şehrinden ,en küçük köyüne kadar  nereye bakarsanız  bakın mutlulukların gülümseyişini , çaresizliklerin tükenişini  görürsünüz .Bir türbe,bir küçük mezar  sizi geçmişe ,geçmişte  mutluluğa götürür.    
Hicretin ilk yıllarında  düşünce olarak ortaya çıkmaya başlayan züht  ve takva anlayışı  tasavvuf hareketini doğurdu. IX. asrın sonlarında  tasavvuf hareketi  İslam  alemini etkiledi. XI. asırda  tarikatlar doğdu. XIII. asırda olgunlaştı ve İslam  dünyasını kapladı .      
Türklerin Anadolu’da görünmesi ve yerleşmesi ,tarihte ki rolü  itibariyle , İslâm’ın  doğuşunu  andıran bir  olaydır. Anadolu’da açılan  yeni bir vatanda ;yeni bir milliyet ,kültür ve medeniyet  maddi kuvvet;Türk ırkının askeri ve siyasi  dehası ile  manevi kuvvet ,İslam’ın yüce ruhunun  birleşmesi  ile mümkün olmuştur.Büyük millet ,büyük ruhlar  yetiştirebilecek ,manevi kültür kaynaklarına  sahip olan millet demektir. Millet kültürünün  ufuklarında doğan  büyüklük ,ferdi ruhların  derinliklerinde yeşerir,orada aşk ve iman olur. Vecd ve hareket halinde enginlere dolar ,alemlere yayılır. 
İlk ışıkları Horasan ‘da Hoca Ahmet Yesevî  yaktı. Orada aydınlananlar akın akın Anadolu’ya gelmeye başladılar. Geldikleri her yerde  ışık oldular, aydınlattılar .  ”Gaziyan-ı Rum “,”Âhiyan-ı Rum  “Bacıyan-ı Rum” adıyla dertlilere derman , gönüllere ışık oldular.
O devir Anadolu’sunda  birer kurtarıcı  olarak ,Anadolu insanını  elinden tutup kaldırmış,dayanağı,desteği  olmuştur. Daha sonra ,Osmanlı Devletinin kuruluşunda  ve gelişmesinde  birer manevi  mimar olarak  tarih sahnesinde görülmüşlerdir. Anadolu’ya vurulan  Türk Mühründe ,milli benliğimizin mayasında ,güzel Türkçe’mizin ahenginde ,   zenginliğinde  hep onları görürüz.

Bu ünlü kişilerin  isimleri ,şöhretleri  Anadolu insanın ruhuna  sinmiş nesillerden nesillere aktarılarak günümüze kadar gelmiştir. Adlarına muazzam kabirler,türbeler,tekkeler yaparak; köyler,kasabalar kurarak hatıralarını ebedi kılmışlardır.

Bu yiğit,bu kahraman ,bu cengaver  velilerin  eğitim kurumlarına tekke  deniyordu Tekkeler tasavvuf düşüncesinin  doğduğu ,geliştiği ,olgunlaştığı , yaygınlaştığı ,halka sunulduğu  yerlerdir. Bunlar  kimi yerde Buka,Düveyra,kimi yerde  Ribât,Zâviye, Hângâh  kimileride  Dergah ,Asitane  ismiyle anılmışlardır. Asırlarca dini,  içtimâi,askeri ve ilmi hizmetler görmüşlerdir. Bu yerlerde pek çok sanat adamları yetişmiştir.

Anadolu’nun en eski kültür merkezlerinden birisi olan Bolvadin’de   pek çok tekke,zaviye kurulmuştur.Bunlardan birkaç tanesi günümüze kadar gelebilmiştir.Pek çoğunun arşiv kayıtlarında sadece isimleri kalmıştır.Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylân-i Sani,Şeyh Yunus,Ahi Evran,Allame Sultan Carullah,Mevlevihane ,Dede Ali Sultan bunlardan birkaç tanesidir.Biz tebliğimizde  Evlâd-ı Resul Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylani-Sani tekkesini ve vakıflarını tanıtacağız.          

 










BOLVADİN

Ege Bölgesinin,İç batı bölümünün dördüncü büyük şehridir.[1] Konya-İstanbul karayolunun üzerindedir. Afyon-Konya karayolundan 10 km. içeridedir .İl merkezine 60 km,Emirdağ İlçesine 30 km.dir. Afyon  İlinin en büyük ilçesidir. Nüfusu 55.000,yüzölçümü 1108 km.dir .Ortalama yüksekliği 1016 m.
            Tarihi:Bolvadin Ovası  Arkaik Devir öncesinde bir iç denizdir. Kazılan her yerden,  bu iç denizin kalıntısı olan deniz hayvanlarının kabukları çıkmaktadır. Dördüncü Jeolojik zamanın başlarından meydana gelen büyük depremlerde Kara Deniz ’in bulunduğu kara parçası çöktü. Daha sonra Ege ve Marmara Denizinin olduğu yerler çökerken, Anadolu Yarımadası yükseldi. Bu değişimler sonunda iç deniz kurudu. Eber Gölü ve Akşehir Gölü bu iç denizin kalıntısıdır. Antik  Dönemde Eber Gölü’ne Kırk Şehit Gölü  deniyordu. Charles. Texiere bu göle  Quatrante Martyres (Kırk Aşık Gölü)diyor.[2]
Bolvadin ve civarına iskan 10 bin sene önce başlamıştır. Çevrede bulunan antik malzemeler bunun kanıtıdır. M.Ö.295 yılında meydana gelen büyük depremde sonunda ,yer kabuğunun kırılması ile sıcak sular fışkırdı. Heybeli Kaplıcası  bu devirde meydana gelmiştir.M.S.222 ve235 yıllarındaki depremde Polybotum yıkıldı. Bolvadin Ovasının her yerinden sıcak sular fışkırdı. Bu sular zamanda kayboldu. Dura Yerindeki  sıcak su yakın zamana kadar pınar halinde akıyordu. Dipevler yakınındaki sıcak su kaynağı da uzun süre kullanıldı. Hamamlar yapıldı. Bu sular 200 sene öncesine kadar kullanılıyordu. Bu nedenle bu bölgeye Hamamlı deniyordu. Daha sonra bu sularda kayboldu. Antik devirde Termal  tesislerinin sıralandığı bu vadiye antik devirde Phrygia Salutaris(Şifalı Frigya) deniyordu.
Antik Kral Yolu buradan geçmiştir. Tarihi İpek Yolu da buradan geçiyordu. Asırlar boyunca doğuyu-batıya bağlayan en önemli yolların tek geçiş noktasıdır. Bu yolların üzerindeki Akarçay üstüne  çeşitli zamanlarda muhtelif köprüler yapılmıştır. Bu köprülerden Kırkgöz Köprüsü Anadolu’nun en eski ve en uzun taş köprülerindendir. Kırkgöz Köprüsü ile ilgili en eski kayıtlar M.Ö.1344 tarihli olup,Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesindedir.4 bin yıllık geçmişi olan  köprünün uzunluğu 400m.genişliği 4m. olup,64 gözü vardır .Bu yolun Bolvadin-Çay arası kademe kaplıdır.[3]
            10 bin yıllık bir geçmişi olan Bolvadin ,Anadolu’daki bütün devreleri yaşamıştır. Çevrede bulunan malzemeler arkaik ve antik çağın bütün devrileri yaşadığını gösterir. Frigya Döneminde önemli bir yerleşim merkezi olduğu Bolvadin Müzesinde sergilenen eserler gösterir. Bu devirde Anadolu’nun en önemli yerleşim bölgelerinden olan   Frigya Vadi ’ si Kütahya/Afyon sınırı ve Eskişehir/ Han İlçesinden başlar,Akşehir’e kadar uzanır. Bu vadideki ki şehirler  Antik devirde çeşitli savaşlar sonrası yakılıp,yıkılmış bu nedenle Parereos Phrygya(Yanık Frigya) ismi ile de anılmıştır. Bolvadin Frigya Döneminde  bu vadinin en önemli şehirlerinden birisi idi.  Bu devirde dini ve korunma amaçlı Yedi Kapı Yeraltı  Şehri yapılmıştır.3 katlı ve kilometrelerce uzunluğundadır.
            Roma Döneminde hızla gelişti. 133 yılında  Roma Kralı Hardianus’un Polybotos’u (Bolvadin) ziyareti ile şehir imar edildi. Bu ziyaretin anısına şehir para basılmıştır. Paraların bir yüzünde şehrin korucusu Zeus Alsanos,diğer yüzünde Kral Hadrianus ’un  portresi vardır.
            Bizans Döneminde Polybotum ismi ile anıldı. Ünlü Bizans Tarihçisi Anna Komnena Alexiad isimli eserinde Bolvadin’in önemli bir şehir olduğunu İznik ve Efes konsüllerine temsilci gönderdiğini yazar.
            Polybotos’u ,Malazgirt Zaferi’nin hemen sonunda 1107 tarihinde Emir Menkülek   fethetti. İsmi Bolvadin olarak değiştirildi. Zaman içinde Türkler ile Bizans arasında el değiştirdi.1116 tarihinde  Bolvadin ovasında Bizans la yapılan Bolvadin Savaşı ve sonunda yapılan Bolvadin Anlaşması ile bu bölge kesin olarak Türklerin eline geçti. Bu sırada Bolvadin’i  valisi Emir Buga idi.[4]
Selçuklular Döneminde XII. asrın başlarında aşiretlerin iskanı başlamıştır .Zamanla çeşitli Türkmen Aşiretlerinin iskanı ile yeni köyler kurulmuş,eski köyler yeniden imar  edilmiştir. Bölge kısa zamanla Türkleşmiştir. Bolvadin civarına Avşar,Çebni,Karkın.Yazır Aşiretleri iskan oldu[5]XII. asırdan XIX .asra kadar  çeşitli aşiretlere bağlı 100’den fazla cemaat Bolvadin ve civarına konup,göçmüştür.[6]
Selçuklular zamanında Karahisar-ı Devle  vilayetinin önemli kazalarından birisidir. Bu dönemde şehirleri yıkan,köyleri yok eden,Haçlı Seferleri  (1096-1099) Anadolu’yu harabeye çevirdi, iskan olan aşiretlerin büyük bir kısmı dağıldı. Bu devirde Bolvadin merkezinde 11 mahalle , 60 köy ,30 mezra vardı. Bolvadin’e bağlı  12 nahiye ve bağlı toplam köy sayısı 326 civarındadır.
Selçuklular  zamanında  camiler ,mescidler, çeşmeler,hanlar,hamamlar,mektepler medreseler,köprülerle süslenmiştir. Bu eserlerden yalnız Alaca Camisi(1271) günümüze kadar gelebilmiştir.[7] Bu devrin önemli olaylarından  Cimri Olayı(Şeyhzade Siyavuş’un isyanı) Kemerkaya Kasabası yakınlarındaki 1278  yılında Yedi Kapı mevkisinde  olmuştur.[8]Bu  olay sonunda  köylerin bir kısmı dağıldı.
            Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra  Karamanlı,Germiyan ,Eşrefoğulları ve Sahipata Beyliği arasında el değiştirdi. Çarşı Camisinin olduğu yerde Eşrefoğlu Mübariziddinzade Süleyman oğlu Mehmet Bey 1320 yılında bir cami ve külliyesini yaptırmıştır.[9]  Bolvadin’i Sultan I. Murat 1362 yılında Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402 Ankara  Savaşından sonra kısa süre el değiştirmiş,1429 tarihinde kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır.
            İdari Yapısı:Fatih Sultan Mehmet  zamanında yapılan idari düzenlemede, Bolvadin Anadolu Eyaletinin önemli kazalarından birisi oldu. Eyaletin merkezi Kütahya  vilayetidir Zamanla Ankara’da eyalet merkezi oldu.1839 tarihide yapılan yeni düzenleme ile vilayet merkezi Hüdavendiğer ismi ile teşkilatlanan Bursa olmuştur. Hüdavendiğar Vilayetinin Bursa,Karesi(Balıkesir), Ertuğrul(Bilecik), Germiyan(Kütahya)Karahisar-Sahip(Afyon) ismin de 5 sancağı vardı.
Hüdavendiğar Vilayetine bağlı olan Karahisar-ı Sahip Sancağı iki Muhassılığa ayrıldı. 1.Karahisar-Sahip Muhassılığı::Merkez,Baklan,Çal,Çivril,Geyikler(Dinar),Sandıklı,
Sincanlı,Şaphane  ve Şeyhlü
            2.BolvadinMuhassılığı:Bolvadin,Çay,İshaklı,Şuhut,Çölabad,Karamık,Musluca(Emirdağı)Bayat,Han,Nevahi-i Barçınlı[10].
Bolvadin Mahalleleri:II. Beyazıd  ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında Bolvadin’in  mahalleleri ve nüfus durumları.[11]
                                 H  a   n   e                     M   ü  c  e  r  r  e  d                M  u  a  f
Mahalleler
 II. Beyazıd
1528
1530
II.Beyazıd
1528
1530
II.Beyazıd
1528  
1530
Hanaylu Mescid
      33
  17
  17
       4
   2
  2
      2              
  14
 13
Kutlu Mescid
(Hisar)
     54
  53
  53
      3
   3
  3
      3
    8
   8
Alaca Mescid
     41
  37
  37
       3
   2
  2
      1
   10
   11
Bey Mescid
     28
  34
  34
       5
   -
  -
      2
     9
   10
Şazi
     28
  18
  18
      1
    -      
   -
     3
    3
    3
Künbet
     68
  35     
  35
      5
    -      
  -
      4
    5
    4
Şeyh Bey Mescid
     24
  15
  15
      2
   -
   -
      1
    2
    2
Kestemet
     63
   44
  44
      8
    -
   -
      4
    4      
    3
HocaEmre Mescid
      7
     9
    9
      -
   -      
   -
      1
    2
    2
Halife
     28
    18
   18
      1
   -     
  -
      1
    5
    5
Hıdırlık
      -
      3
     3
      -
 -
   -
      -
    -
   -
Medrese
     8
     -       
    -
      1
   -       
  -
      1
    -
   -
Toplam          
    369
   283
   283
     41
   7
  7
      23
   60
   61

            II. Beyazıd Devrine ait tahrir kayıtlarında   11 mahalle görülmektedir. Kanuni Sultan Süleyman Devrine ait tahrir kayıtlarında Medrese Mahallesi kaldırılıyor. Çay ve Hıdırlık Mahallesi kuruluyor. Ayrıca Fatih Devri kayıtlarında Allah Onara ve Ceviz Arkaç isminde iki mahalle daha vardır. II.Beyazıd ve Kanuni Devri kayıtlarında bu mahallelere rastlamıyoruz. Bu mahalleler  Eski Erkmen Hisarı Köyü  civarındadır.
            Günümüzde 50 mahalle vardır. Bu mahallelerde 50 cami ve mescid.80 çeşme.75 su kuyusu bulunuyordu. Çeşme ve kuyuların bir kısmının suları kesilmiş,yapıları kalmıştır.
            Selçuklular Devrinde yapılan 3 hamamdan hiçbiri günümüze gelmemiştir.[12] Osmanlılar döneminde yapılan 2 hamamdan yalnız Rüstem Paşa Hamamı günümüze gelebilmiştir .İmaret Hamamı 1973 yılında yıkıldı.            
XVI. asırda Bolvadin’in tahmini nüfusu (merkez)
  Tarihler
  II. Beyazıd
         1528
  Hane sayısı
   392
           343
  Tahmini nüfusu
   4000
          3500
  Artış/ azalış oranı

         % 13(-)

XVI. asırda Bolvadin  Merkezine bağlı köyler: II. Beyazıd Devri Tahrir Defteri esas alınarak hazırlanmıştır.
 Ada
Ada Göl[13]
Akın Höyüğü
Bazar Viran
Bend Höyüğü
Bereket[14]
Boğacık
Bozok[15]
Bolak
Bulak-ı Diğer
Buraklu
Cora[16]
Çağlayık[17]
Çay[18]
Çepni
Çepn-i diğer
Deniz öyüğü[19]
Dişlü
Erkmen[20]
Hoca[21]
Hoca Yunus
İğdiş
İki Köprü
İl Döğe
İncili Bükü[22]
Karaviran[23]
Kekliklü[24]
Kışlacı[25]
KiçiYaymak[26]
Köyluca
Kutluca[27]
Kütüş[28]
Mantı Bükü
Mermerli
Musa
Muttalib
Nuh Viran
Obruca
Oyum Ağacı[29]
Özburun
Sakal
Sakal Öyüğü
Saraycık[30]
Sinneli Burun
Sulu Ada
Sulu Bükü
Şirince Pınar
Tuzla
UluYaymak[31]
YassıKarkın[32]
Yazı Nuh
Yenice
Yirce Pınarı[33]


           

1528 tarihinde düzenlenen 147 numaralı ve 1530 tarihinde düzenlenen 1430 tarihli tahrir defterlerinde yukarıdaki köy listelerine ilaveten  Akça-in Kışlası,Avşar Mezrası,Bazar Kışlağı,Bey Bükü Mezrası,Çay Mezrası,Doğancı Mezrası,Donuz Höyüğü,Eğrice Öz Mezrası, Gide Mezrası,Günbey Suyu,Kızılca Viran Mezrası,Taşlıca Viran,Yazluca,köy ve mezralarını isimleri kayıtlıdır .Bunların dışında tahrir defterlerinde ismi geçmeyen,tapu kayıtlarında mevki ismi olarak günümüze kadar gelmiş köyler vardır .Paşaköy, Mevlicek, İlyaslar, Ahmetli,Hamamalı,Koraşi,Hamza Bey,Müftü Mezarı vs.

Bolvadin’in bugün 4 kasaba  12 köyü vardır.
Büyükkarabağ(B)
Dişli(B)
Kemerkaya(Çoğu)(B)
Özburun(B)
Derekarabağ
Dipevler(Koraşi)
Güney
Hamidiye
Karayokuş
Kurucaova
Kutlu
Nusratlı
Ortakarabağ
Taşağıl
Taşlıdere
Yörükkaracaören

.
           
            Eğitim ve Öğretim Kurumları:Cumhuriyetten eğitim ve öğretim kurumları;  medreseler,tekkeler,subyan mektebleri, mahalle odaları idi. XIX. asırda modern eğitim yapan ibtidaiyeler,rüştiyeler açıldı. XIX. asırda Bolvadin’de 30 medrese,25 tekke,75 mahalle odası,63 subyan mektebi,7 ibtidaiye(ilkokul),[34]1 rüştiye(Ortaokul) ve her okulun bünyesinde kütüphane vardı. Bunların en zengini  Yörükzade Ahmet Fevzi Efendi’nin kurduğu Hüsniye Kütüphanesi, Kaptan-ı Derya Hüseyin Paşa’nın kurduğu Musa Efendi Medresesinin kütüphanesi,Nebi Efendi  Medresesi Kütüphanesi,Yakupzade Medresesinin kütüphanesidir.[35]
O devirde Bolvadin’e bağlı 12 nahiye ve kadılık ile toplam 326 adet köy vardı. Bu
geniş çevreden gelen öğrencilere  bu okullar  ancak cevap verebiliyordu
            Günümüzde de aynı zenginliği korumuştur.1 yüksek okul,15  Orta öğretim  okulu(Lise),40 ilköğretim okulu , 1 kütüphanesi ve 1 müzesi bulunmaktadır
           
                                                                      

     1.2.ŞEYH SEYYİT ABDÜLKADİR GEYLANÎ-SANÎ TEKKESİ
Ağılönü semtinde, Şıhlar Mahallesindedir. XVI.asrın başlarında; Ünlü Kadiri Tarikatı’nın kurucusu Abdülkadir Geylanî'nin [36] torunlarından Abdülkadir Geylanî-İ Sanî Hazretleri tarafından kurulmuştur. Tekkenin kuruluş tarihi kesin belli değildir. Abdülkadir Geylanî-i Bağdadî (Ö1165) ile on ikinci nesilden torunu Abdülkadir Geylanî-i San’î-i  Bolvadinî (Ö.1062/1651) arasında 486 yıl vardır İki ünlü şeyhin yaşamı arasındaki zaman süresi göz önüne alınırsa Tekkenin XVI.asrın sonu, XVII.asrın başlarında kurulduğu sanılmaktadır.
         1.TEKKENİN ÜNLÜ ŞEYHLERİ
         1. 1.Şeyh Seyyit  Abdülkadir Geylanî-i Sanî  Hazretleri(Ö1062/1651): Arşivimizdeki 04.Şevval.l274/M.1857 tarihli) şereceye göre nesli: "Seyyid Abdülkadir Geylanî-i-i Sanî ibni Seyyid Süleyman ibni Seyyid Mustafa ibni Seyyid Zeyneddin ibni Seyyid Mehmet Derviş ibni Seyyid Hüsameddin ibni Seyyid Nureddin ibni Seyyid Veliyüddin ibni Seyyid Zeyneddin ibni Seyyid Şerafeddin ibni Seyyid Şemseddin ibni Seyyid Mehmet Hennak ibni Seyyid Abdülaziz ibni Abdülkadir Geylanî (1077-1165)   :"Soyu buradan Hz.Peygambere dayanmaktadır. Abdülkadir Geylanî-i Sanî Hazretlerinin oğulları ve   torunları arşivimizde bulunan 03.Muharrem.  1336/29.Ağustos.1920 tarihli ilam da şöyle sıralanmıştır: 
            
"Bolvadin Ağılönü Şıhlar Mahallesinde metfun Şeyh Abdülkadir Geylaıî-i Sanî Hazretlerinin türbenişinliği müeddi Şeyh Mehmet Efendi gaib ayne'l maeca askerde bulunan li ebeven kardeşleri Abdüllatif ve Şerafet berat-ı alişan mutasarrıf bulunan babaları müteveffa Mehmet İzzet Efendi ibni Adüllatif’ten mevrus ve müntakil olup iltıka eyledikler ceddi alaları: Abdüllatif’in babasının ismi Şeyh Salih,babasının ismi Şeyh Hüseyin, babasının ismi (Abdüllatif  babasının ismi Şeyh Abdülkadir Geylanî-i  Sanî Hazretlerinin olub müddei Mehmet Efendi ile askerde bulunan li-ebeveyn er karındaşı Abdüllatif ve Şerafet Efendi ile şeyh müşarün-ileyh yedinci batın evlatların…."[37]

            Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylanî Hazretlerinin nereden, ne zaman, nasıl, kimlerle geldiği kesin olarak belli değildir. Büyük bir ihtimalle Bağdat civarından XVII. asrın başlarında gelerek, buraya yerleşmiş, kurduğu tekkede ışık saçmış, irşad etmiştir. Tekke ve müştemilatının büyük bir kısmını kendisi kurmuştur. Kurduğu vakıflarla tekkenin külliyesini tamamlamış, daha sonra oğullan ve torunları genişletmiştir.
           Abdülkadir Geylanî-i Sanî Hazretlerinin ünü kısa zamanda yayıldı. Devrin padişahı Sultan IV.Murat Han gönderdiği H.1049/1640 tarihli fermanda Mîr-i mir’an (beylerbeyi), "mir-i liva (sancak be­yi)" ve "subaşıların" hürmet etmelerini vergiden muaf tutulmalarını emreder.[38] Sultan IV. Mehmet Han'ın gönderdiği H.1059/M.1649 tarihli fermanda vergiden  muaf  tutulduğu görülür [39] Abdülkadir Geylanî-i Sanî H.1062/M.1651 tarihinde vefat etti,Yerine oğlu  Seyyid Abdüllatif Efendi postnişin ve tekkenişin oldu [40]
 1.2.Şeyh Seyyit Abdüllatif Efendi.I: Tekkenin posnişinliği yanı sıra caminin imam ve hatiplik görevini sürdürmüştür. Zaviyesinde kurduğu imarette, gelenlerin, gidenlerin, geceleyenlerin ihtiyaçları karşılandı. Ayrıca günde 20 fakire yemek verildi [41]   

        1.3.Şeyh Seyyit  Hüseyin: (Ö.1176/1760): Babası Abdülatif’in ölümü üzerine tekkeye şeyh, camiye imam ve hatip oldu. Sultan IV. Mehmet'in H.1059/M.1649 tarihli fermanda vergiden muaflık devam etmiş vakıf galleleri arttırılarak tekke çevrenin manevi merkezi haline gelmiştir Sultan III. Ahmet'in.1116/M.1704 fermanında ‘Kuyluş Köyü’ tekke vakfına dahil edilmiştir[42] Padişah Sultan III. Mustafa gönderdiği-beratta “şehriyar Seyyid Hüseyin bin eş-Şeyh Abdüllatif” sıfatı ile hitap ederek hürmet etmiştir.[43] Anadolu Kaymakamı ve Kıbrıs Muhassılı Karahisarî Paşazade Hacı Mustafa Ağa Şeyh Hüseyin Efendiyi ziyaret edip ,türbe çeşmesini H.I160/M.1747 tarihinde çeşmeyi yaptırmıştır.   





 1.4. Şeyh Seyyid Salih: (Ö.I217/M.1803) Babası Şeyh Hüseyin'in vefatı üzerine padişah Sultan III.. Mustafa'nın gönderdiği H.1176/M.1762 berat ile caminin imam ve hatipliğine atanmıştır. Aynı zamanda babasından miras tekke şeyhliğini yürütmüştür[44]. Sultan III. Mustafa H.1188/M.1774 tarihli "tecdid beratı" ile tayin emrini yenilemiştir.

   1.5. Şeyh Seyyid Abdüllatif. II: Babası Şeyh Salih'in 1803 tarihinde ölümü üzerine camiye imam ve hatip oldu. Tekke ve müştemilatını yeni baştan tamir ettirdi. Yeni eklentiler yaptırdı. Tekkenin semahanesi türbenin batı tarafına yeniden yaptırdı Çay ve Özburan kasabasındaki değirmenler, tarlalar, bahçeler bunun tarafından satın alınarak vakıf zenginleştirildi Arşivimizde bu konuda çok vesika vardır. Ahmet ve Mehmet İzzet isminde iki oğlu vardır. Vefatı üzerine yerine oğlu Mehmet İzzet Efendi imam ve hatip oldu. Mezarı türbenin içindedir.

     1.6. Şeyh Seyit  Mehmet İzzet (1249/1315-1834/1899):   Tekkeye yeni eklentiler yaptı.Misafirhaneyi yeniledi. Annesi, meşhur Bolvadin Ayanı Tahir Ağa'nın kızı Ayşe'dir[45]. Ayşe Hanım genç yaşta ölen kocası Seyyid Şeyh Abdüllatif Efendi'nin ruhu için, H.1283/M.1866 tarihli "Su Vakfını" kurdu. Vakfın mütevelliliğine oğlu Mehmet İzzet Efendiyi tayin etti.
   Mehmet İzzet Efendi, babasının vefatı üzerine camiye imam-hatip tayin edildi. Aynı zamanda tekkenin şeyhliğini yürüttü. 1881 yılına kadar babasına verilmiş olan H.1251/M.1835 tarihli beratı kullandı. Sultan II.Abdülhamid Han tarafından H.1298/M.1881 tarihli berat ile ataması yenilendi[46]. Mehmet İzzet Efendi'nin üç oğlu olur. Şeyh Mehmet Efendi (1297/1881-20.Ocak.l930'da bilaveled öldü) ve Şerafeddin Efendi'nin (1305-13.Temmuz.1333/1889-1917 tarihinde Yemende kaldı. Bilâ veleddir.) ve Latif Efendi (1301-22.Kasım.I333/1885-1917'de Bitlis'te kaldı.) Şeyh Mehmet İzzet Efendi'nin neslini oğlu Latifin tek çocuğu olan İzzet Eren'in (1913-27.Kasım 1975'te Medine'de öldü.) ve çocukları devam ettirmektedir[47]
  

1.7.Şeyh Seyyit Mehmet Efendi: Babası Mehmet İzzet Efendi'nin 1899 tarihinde vefatı üzerine görevi büyük oğlu Şeyh Mehmet Efendi aldı. Afyonkarahisar Sancağı Encümeni Meşayıh-ı Riyaset-i Âliyesinin     09.Rebi ül-Ahir. 1337/11.Kanun Sani. 1335/1919 tarih ve 3 numaralı kararı ile zavidarlığı onaylandı [48]1924 yılında Tekke ve zaviyelerin kaldırılması ile görevi sonra erdi. Tekkenin son postnişini Şeyh Mehmet Efendi bila veled olarak 1930 yılında öldü.

2. TEKKENİN DİĞER GÖREVLİLERİ
   2.1.Tekke Şeyhleri:Tekyenişin,postnişin,seccadenişin ,zaviyedar, zaviyenişin,zaviye şeyhi ve meşayih kelimeleri sözlük ve ıstılah olarak aynı anlamda kullanılmıştır.Kısaca tekkede oturan ,yöneten anlamında kullanılmıştır. 
Şeyh Seyyit Abdülkadir Geylani Tekkesi,evlatlık tekkesidir.Tekke şeyhi,kurucu şeyh olan Şeyh Seyyit Abdülkadir Geylan-ı Sani evlatları arasından seçilmiştir.Elimizdeki vesikalara göre  kurucu şeyhin erkek evlatları  tekkenişinlik yapmışlardır Bu  usul takke ile ilgili vakfiyenamede belirtilmiştir.[49]
      2.2. Tekke Camisinin İmam ve Hatipleri:Caminin ibadete açıldığı H.1052/M.1642 yılından ,   1900 yılına kadar İmam ve Hatiplik görevini tekkenin şeyhleri yürütmüşlerdir. Hepsinin atanması ile ilgili beratlar arşivimizde vardır. Yukarıda bu beratların çevirisinin bir kısmı sunulmuştur.
          2.3.Duagu:    Vakfiyenameleri incelediğimiz zaman Osmanlı   toplumunda  muhtelif sebeblerle dûagûluğun yaygın halde olduğu görülür. H.1059/M1649 tarihli fermanda ve H1283/M. 1866 tarihli vakfıyenamede “vakıfın ruhu ve devam-ı ömr-i devletim içün duaya müdavemet”sözleri ile belirtilen görev karşılığı duagûlara ücret ödendiği belirtilmiştir.Ve yine bu belgelerde tekkede kalanların vakt-i zuhurda Kur’an-ı Kerim okumaları,yüz adet salavat-ı şerife  ve yedi adet Fatiha-i Şerif  okuyarak sevabını  Hz.Peygamberin  ruh-i pâkine hediye etmeleri ve kendisini de dua-i hayr ile anmaları istenmiştir.Ayrıca mübarek gecelerde  mûkim ve misafirine yeteri kadar  yemek yedirip,kendilerinin hayır dua ile anılmasını istemektedirler. 
         2.4. . Hizmetkar-ı Zaviye, Cüzhan ve Ferraş ait bir kayıda rastlamadım. Tekkede bu görevlilerinde bulunması gerekir.
     3.TEKKENİN FONKSİYONLARI                                                                         
3.1. Eğitim-Öğretim Görevi: Tekkeler kurulduğu yerlerde ışık olmuşlar, halkı aydınlatmışlar.En karanlık dönemlerde ümit ışığı olmuşlardır.Tekkelerde dervişler zahiri ve batini ilimlerle eğitilmişlerdir.Ayrı tekke müştemilatı olarak muallimhaneler,mektepler açılmıştır.Abdülkadir Geylani Tekkesi müştemilatından “Geylanî Mektebi”ismiyle bir okul vardı.Bu okul tekkenin batı tarafında idi.Giderleri tekke gelirlerinden karşılanıyordu.Küçük bir höyüğün üstünde üç derslikli tek katlı ahşap bir bina idi.Cumhuriyetin ilk yıllarında ismi “Kemalettin Sami Paşa”olarak değiştirilmiş,1970 yılında yıkılmıştır.Yeri yola katılmıştır.         
3.2 İskan Rolü:Anadolu’da  İslami Dönemde devlet şuurlu bir şekilde iskan siyasi takip ediyordu.Bilhassa önemli yollar boyunca  kurulan tekke ve zaviyeler “âyende ve revendeye  hizmet”
 gibi sosyal bir görevi  ifa etmeleri sebebiyle ,bu politikanın  içinde yer aldıkları ve devlet desteğine mazhar oldukları  bilinmektedir.Genellikle viran  ve ıssız yerlere yerleşip,oraları imâr ve iskan eden dervişler ve onların faaliyet merkezleri olan  tekkeler ve zaviyeler  kendiliğinden  bir kolonizasyon  ve iskan hareketini  temsil etmişlerdir.Bu şekilde kurulan  zaviyelerin etrafından  etrafında  gelen yeni yerleşmelerle bir çok ve kasaba kurulmuştur.Bu gün hemen her köyde rastladığımız türbe,yatır,zaviyeler bu iskanın birer göstergesidir.
Bolvadin’ de olduğu gibi şehirde kurulan  yeni mahalleler tekke ve zaviye etrafında kurulmuştur.Bu iskanın  tekke şeyhinin büyük rolü olmuştur.Şeyhin bağlı müritler, kerametine inan kimseler,şeyhe yakın olmak için tekke etrafına gelip yerleşmişlerdir.Ayrıca tekkelerde  gelip geçenler, dervişler,bir takım işsiz güçsüz fukaralar ücretsiz yiyip,içtikleri ve barındıkları için tekke etrafından ayrılmayarak iskan olmuşlardır.Bilhassa güvenlik imkanın kalmadığı dönemlerde köy ve mezraları terk edip şehre gelen kimseler  güvenli barınma yeri olarak tekke ve zaviyeleri seçmişlerdir.
 Ağılönü semti, 15 ve l6.asra ait kayıtlarda "Ağılönü Derbent" olarak geçer,Seyyid Şeyh Abdülkadir Geylan-î Sanî Hazretleri Bolvadin'e gelip Ağılönü Derbentine yerleştiği zaman bir, iki aile vardır. Tekke kurulup, cami yapılınca çevreden gelen ailelerle gelişmiş. Bu gün Ağılönü semti dört büyük mahalle haline gelmiştir[50]
               3.3 Yolculara Hizmet: Tekke ve zaviyeler şeyhlerinin idaresinde dervişleri topluca yaşadıklan  ve gelip, geçen ve geceleyen yolculara ücretsiz yiyecek, içecek, yatacak yer sağladıkları yerlerdir. "Zevcim merhum Abdüllatif Efendi 'nin cedd-i âlâsı defin hak-i itarnak olan merhum ve mağfurileyh Şeyh Abdülkadir-î Sanî Geylanî kaddesi es-Semadani Efendimiz Hazretleri 'nin dergah-ı mukaddeslerinde virüd iden ayende ve ravende misafire it’am-ı taam ittirilmek üzere ber mjnval-i muharer tayin i mahalde ikişer ölçek hınta be-her sene verile [51] Tekkelerin sosyal yardıma dönük bu yönleri, sosyal adaleti  gerçekleştirmiştir.     

4.TEKKENİN VAKIFLARI                                                                 
Tekkenin kuruluşundan itibaren, tekke vakıflarıyla ilgili muhasebe jşleri; mütevelli, nazır, katip, cabi ve diğer görevliler tarafından yürütülür. 1826 tarihinde Evkaf-ı hümayun Nezareti kuruldu. 1835 yılında kaza merkezlerinde, nezarate bağlı Evkaf Müdürlükleri kuruldu. Bolvadin Evkaf Memurluğu 1835 yılında kurulmuştur. Bu tarihten itibaren 1924 yılına kadar, bütün vakfiyenamelerde, ilamlarda, terekelerde evkaf memurlarının isimlerine rastlıyoruz. "Nefsi Bolvadin Kazasının Ağılönü Mahallesinde sahibü'l arz-ı hal Şeyhzade Şeyh Mehmet Efendi ibn-i Mehmet îzzet Efendi nam kimesne kaza-mezkür mahkeme-i şer'iyyesinde ve meclis-i şer'iyyesinde Evkaf Memuru Mustafa Efendi ibn-i Mehmet mahzurunda hazır bulundu [52].
Tekkenin gelir kaynakları, tekke şeyhlerinin alıp vakfettikleri araziler, değirmenler, hanlar, dükkanlar, köyler, mezralar; hayır sahiplerinin bağışlarıdır. Tekkenin vakıf listesi:
1.Özburun Kasabasındaki Değirmenler:
1.1. H. 1221M.1805 yılında Şeyh Seyit Abdüllatif Efendi'nin, Şazi Mahallesi halkından Hasan Efendi'den 200 esed-i kuruşa satın aldığı değirmen[53]
               1..2.H.I223/M.1808 yılında Şeyh Seyit Abdüllatif Efendi, Özburun Kasabasında Dereköyü mevkisindeki iki dönüm tarlayı Çolak îbiş ve Şeyh Ahmet isimli kişilerden almıştır [54]
              1.3. H.1241/M.1825 yılında Özburun Kasabasında selden harap olan değirmen ve bitişiğindeki tarlanın sahibi seyyid Şeyh Seyit Abdüllatif Efendi, değirmen ocağını yüz iki akçaya satın aldı[55]
              1.4. H.1248/M.1832 yılında Şeyh Seyit Abdüllatif Efendi'nin Özburun Kasabasında aldığı değirmen ocağı [56]
              1.5.  H.1251/M.1835 yılında Şeyh Seyit Abdüllatif Efendi'nin Özburun Kasabası halkından îmanı oğlu Ahmet'ten 250 kuruşa aldığı değirmen [57]
              1.6 H.1283/M.1866 tarihli "Su Vakfı" gallesi olan Özburan Kasabasındaki değirmen.
            2.Sadrazam Rüstem Paşa vakfından alınan mülkler ve paylar
                2.1.Sadrazam Rüstem Paşa H.967/M.1559 tarihinde yaptırdığı hanın geliri1233/1243 (1817/1827) tarihleri arasında 10yıl geliri Seyyid Şeyh Abdülkadir Geylanî Sanî tekkesine verildi [58]
                 2.2. Sadrazam Rüstem Paşa vakfı olan "Çaldıratmaz" mevkisinde ki tahminen  10 dönüm tarlayı kullanan Kalaycı Bekir oğlu Eyyüb'ün ölümü üzerine 580 esedi kuruşa Şeyh Abdüllatif Efendi satın alarak tekke vakfına katmıştır [59]
                  2.3.Sadrazam Rüstem Paşa vakfı olan, Han-ı Cedid içindeki bir berber ve bir kahvehane kirası olan 1500 esedi kuruş H1246/M.1830 yılında Tekke vakfına katıldı[60]
3 Sultan Alâaddin vakfı olan çayırlıkların alınması [61]
4. Lala Sinan Paşa vakfı olan Çaldıratmaz mevkisindeki dört dönüm tarla Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından yüz esedi kuruşa satın alarak tekke vakfına katmıştır[62] (270).
5 Kestement Mahallesi Cami i Şerifi vakfı olan tarlaların Şeyh Abdüllatif tarafından kullanılması (H.1254/ M.1838 ve H.1274/M.1857 tarihli senettir
6. Şazi Mahallesi vakfı;H.1136/M1723 tekke vakfına geçti.
7. Çaldıratmaz mevkisindeki diğer tarlalar muhtelif zamanlarda alınmıştır.
8. Kuyluş mevkisinde tarlalar.
            9. Koraşi mevkisindeki tarlalar.                                                                          
          10.Özburun kasabasında "Soğuk Pınar'ın" değirmenleri.
           11. Üçhüyük mevkisindeki tarlalar.
         12. Aşağı göldeki çayırlıklar.
         13. Bağlar Üstü mevkisindeki tarlalar.
         14.Ağılönü Harman yeri..
        15. Şehrabat Nahiyesine tabi Aksar Köyünün vakfı  (1147/1734) .
        16. Afyon'a bağlı Saraycık Köyü vakfı(1184/1770).
         17. Alaca ve Ağılönü Mahallelerinin meraları (1209/1794 ve!231/1815 tarihli fermanlar ile tekke vakfına bağlandı).

























ŞEYH  SEYYİD ABDÜLKADİR GEYLANî SANî HAZRETLERİNİN  TEKKESİNE        AİT VESİKALARIN LİSTESİ
S.No
TARİH
 CİNSİ
AÇIKLAMALAR
1.
H.1274/M.1857   
Seçere
Şeyh Seyit Abdülkadir Geylarî Sanî Hazretlerine aittir
2.
H.1032/M.1622        
Ferman
Sultan Il.Osman tarafından Abdülkadir Geylanî Sanîye verilmiştir.
3.
H.1049/M.1639        
Ferman
Sultan IV.Murat tarafından Abdülkadir Geylanî Sanîye verilmiştir.
4.
H.1059/M.1649     
Ferman
Sultan IV.Mehmet tarafından Abdülkadir Geylanî Saniye verilmiştir.       
5.
H.1059/M.1649       
Ferman
Sultan IV.Mehmet tarafından verilen tevliyatla ilgili vesikadır.    
6.
H.1116/M.1704    
Ferman    
Sultan III.Ahmet tarafından,Kuyluş Köyü vakfı tevliyatı için verildi.
7.
H.1131/M.1718   
Ferman
Sultan III.Ahmet tarafından tekke ve zavivedarlığı için verilmistir.       
8.
H.1132/M.1719      
Ferman
Sultan III, Ahmet tarafmdan tekke zaviyedarlığı için  verilmiştir.
9.
H.1138/M.1725        
Ferman
Sultan III.Ahmet tarafından Kestement Mahallesi Camisi vakfının Kullanılması için verilmiştir.
10.
H.1147/M.1734     
Ferman  
Sultan I.Mahmut tarafından verilen Şehrabat Nahiyesine bağlı Akşar köyü vakfının tekkeye devrine aittir
11.
H.1149/M.1736    
Ferman 
Sultan I.Mahmut tarafından verilmiş tekke gelirlerinin vergiden muaflığını belirten vesikadır.
12.
H.1184/M.1770    
Ferman
Sultan III.Mustafa'nın verdiği Afyon'a bağlı Saracık köyü vakfının devrine ait verdiği   vesikadır.
13.
H.1184/M.1770    
Ferman  
Sultan III.Mustafa tarafından verilmiş tekke gelirlerinin tevliyatı.
14.
H.1209/M.1794    
Ferman
Sultan III.Selim tarafından verilen meralarla ilgili tevliyat olayı.
15.
H.1231 /M.1815    
Ferman 
Sultan II.Mahmut tarafından verilen Alaca Mahalesi merasının kullanımı ile ilgili vesika, 
16.

Berat     
Sultan IILMustafa tarafından Şehri Yar Seyyid Şeyh Hüseyin'in Şıhlar Camisine İmam-  Hatip olarak tayini,
17.
H. 1188/M. 1774 
Berat     
Sultan I.Abdülhamid'in cülusu dolayısıyla Şeyh Hüseyin'e gönderdiği tecdid beratı.
18.
H.1196/M.1781    
Berat    
Sultan I.Abdülhamid'in Şeyh Salih'i camiye imam hatip olarak tayini
19.
H.1209/M.1795   
Berat      
Sultan IILSelim'in cülusu dolayısıyla gönderdiği tecdid beratı
20.
H.1217/M.1803        
Berat 
Sultan IILSelim'in Şeyh Abdüllatifın tayinini yenileme beratı
21.
H.1223/M.1808          
Berat
Sultan II.Mahmud'un cülusu dolasıyla gönderdiği tecdid beratı
22.
H.1298/M.1881   
Berat      
Sultan II.Abdülhamid tarafından Seyyid Şeyh Mehmet İzzet Efendi'nin Şıhlar Camisine İmam-Hatip tayini
23.
H.1265/M.1848   
Vakfiye 
Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından düzenlenmiş tekkeye ait vakfiyedir.
24.
H.1283/M.1866    
Vakfiye
Şeyh Abdüllatif Efendi'nin eşi Tahir Ağa kızı Ayşe tarafmdan düzenlenmiş "Çeşmelerin Su Vakfı"
25.
H.1259/M.1843    
Buyrultu
Şeyh Mehmet İzzet Efendi "Sancar" mevkisindeki 12 dönüm tarlayı 450 Kuruşa aldığını bildirir vesika
26.
       ?
  Fetva       
Seyyit Salih Efendi'ye ait, Bolvadin Kadısı Hocazade Mehmet Sait imzalı
27.
H.1337/M.1919   
Mazbata  
Karahisar-ı Sahip Sancağı Meşihat Komisyonunun Şeyh Mehmet Efendi'nin
28.
H.1322/M.1904   
Nikah     
Şeyh Mehmet İzzet Efendi'nin kızı Ayşe Dudu ile Mescid Mahallesinde
29.

Akit 
 Hacı İzzet oğlu Ahmet Ağa'nın evlenmesi ait nikah aktjdjr
        .   
30.
 H.1216/M.1801              
İlam
İshaklı Kazası halkından Yakup Ağanın kızkardeşi Şerife'nin tekkeye  bağışı (Tekkenin      Şeyhi Şeyh Abdüllatif bin Şeyh Salih Efendi)          
31.
H.1221/M.1806 
İlam       
Şeyh Abdüllatif’e ait özburundaki ebiş değirmene temliği
32.
H.1229/M.1813          
İlam    
Şeyh Abdüllatif’e ait Özburun kasabasında ki değirmen ve ocağına aittir..
                                               

33.
        ?
İlam         
Şeyh Salih ve akrabalarına ait ilam
34.
H.1265/M.1848    
 İlam         
Şeyh Abdüllatif Efendi’ye ait vakfiyeye ait ilamdır.
35.
H .1293/M.1876  
İlam         
Çolak Hasan'm vefatı üzerine terekesinden bir miktar malı Türbe çeşmelerine bağışlama ilamı (Tereke)
36.
H.1284/M.1867     
İlam       
Kocabaş oğlu Mahmut'a aittir.         
37.
H.1300/M.1882    
İlam     
Kestement Mahallesinden......tereke
38.
H.1317/M.1899    
İlam       
Vefat eden Mehmet İzzet Efendiye ait tereke ilamıdır.
39.
H.1322/M.1904   
İlam       
Şeyh Mehrnet İzzet Efendi'nin vefatı üzerine sonra düzenlenen terekedir.
40.
H.1330/M.1911            
İlam
Ağılönü semtindeki;Türbe, Çomak, Ömer Ağa, Kör Çeşme, Türbe Havuzu vb. tamir
41.
H.1336/M.1917         
İlam 
Şeyh Mehmet Efendi’ye ait ilamdır.
42.
H. 1144/M. 1731  
Senet     
Sultan Aleaddin vakfı olan "Alvar" mevkisindeki kadim vakıf çayırlıkların devri                            
43.
H.1233/M. 1517      
Senet 
Sadrazam Rüstem Paşa vakfı olan "Han Cedid" kira payı
44.
H.1242/M.1826
Senet    
Sadrazam Rüstem Paşa vakfı olan Çaldıratmaz mevkisindeki tarlanın Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından satın alınması                                                                                    
45.
H. 1246/M. 1830    
Senet 
Sadrazam Rüstem Paşa vakfı "Han-ı Cedide" ait kahvehane kirasının tekke’ye verilmesi  sukk-ı sultani/mezat pazarı
46.
H. 1246/M. 1830 
Senet 
Sinan Paşa vakfı olan Çaldıratmaz mevkisindeki tarlanın Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından satın alınması
47.
H.1136/M.1723        
Senet
Şazi Mahallesi vakfı olan çiftliğin Seyyid Şeyh İbrahim Efendi tarafından satın alınması.
48.
H. 1254/M. 1838 
Senet
Kestement Mahallesi Cami-i Şerif Vakfına ait tarlanın tasarrufunun Şeyh Abdüllatif    Efendiye verilmesi.
49.
H. 1274/M. 1857        
Senet
Kestement Mescid-i Şerifi vakfı Çaldıratmaz mevkisindeki tarlanın tasarufunun Şeyh Mehmet İzzet Efendiye verilmesi.
50.
H.1167/M.1753   
Senet
Şeyh Abdüllatif Efendi'ye ait bahçenin kaydı.
51.
H. 1228/M. 1813     
Senet
Seyyid Abdüllatif Efendi tarafından Şıhlar Mahallesindeki"Harman Yerindeki tarlanın alınması
52.
H. 1221 /M. 1805    
Sene t 
Özburun Kasabasmdaki ebiş Değirmenin Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından satın alınması.
53.
H. 1223/M. 1808      
Senet
Özburun Kasabasında Dereköy mevkisindeki mezrada bulunan tarlanın Seyid Abdüllatif Efendi tarafından satın alınması.
54.
H.1241/M. 1825       
Senet
Özburun Kasabasındaki ebiş Değirmenine Seyyid Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından ocaklık alınması.
55.
H. 1248/M. 1832       
Senet
Özburun Kasabasındaki yoz hali tarlanın Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından satm alınması.
56.
H.1251/M.1835      
Senet
Özburun Kasabasındaki değirmenin Şeyh Abdüllatif tarafından alınması
57.
H. 1244/M. 1828      
Senet
Soğuk Pınarın, değirmenlerin Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından kirası
58.
H.1297/M. 1881          
Liste
Özburun Kasabasındaki tekkeye ait vakıf malların listesi.
59.
H. 1173/M. 1759      
Senet
Koraşi nam mezradaki tarlanın Şeyh Abdüllatif Efendi'nin satın alımı.
60.
H. 1185/M. 1771  
Senet    
Kuyluş nam mezradaki tarlanın Şeyh Hüseyin Efendi'nin satm alması.
61.
H.1188/M.1774
Senet
Kuyluş nam mezradaki tarlanın tekkeye alınması.
62.
H.1196/M.1781     
senet
Kuyluş nam mezradaki tarlanın alımı
63.
H. 1237/M. 1821
  Senet  
Kuyluş nam mezradaki tarlanın Şeyh Seyyid Abdüllatif tarafından alımı.
64.
H.1288/M.1871
  Senet
Hisar Mahallesi halkından Molla Ahmet oğlu Ali'nin Kuyluş/ Mevkisindeki tarlasının  .senedi
65.
H.1337/M.1921
  Senet   
Şeyh Seyyit Mehmet Efendi'nin Kuyluş'taki tarlayı satın alması.
66.
H.1231 /M.1815 
Senet
Bağlar Mevkisindeki tarlanın Seyyid Abdüllatif Efendi tarafından alımı.
             
67.
H. 1213/M.1798     
 Senet  
 Şeyh  Seyit  Abdüllatif Efendi, Çaldıratmaz (çildirötmez) mevkisindeki  tarlasını eşi Ayşe Hatun satın alması.
68.
H. 1232/M. 1816      
Senet
Çaldıratmaz mevkisindeki tarlanın Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından satın alınması.
69.
H.1233/M.1817
  Senet    
Çaldıratmaz mevkisindeki tarlanın Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından satın alınması.
70.
H. 1243/M. 1827 
Senet
Çaldıratmaz mevkisindeki tarlanın Şeyh Abdüllatif Efendi tarafından satın alınması.
71.
H.1242/M.1826
Senet
Üçhöyük mevkisindeki tarlaya ait.
72.
H. 1288/M. 1871
Senet
Hisar Mahallesi halkından Molla Ahmet oğlu Ali'nin Kuyluş mevkisindeki tarlaya ait.
73.
H.1330/M.1914
İlmühaber
Şeyh Mehmet Efendi'nin tekkede itam-ı taam eylediğine dair vesika.
74.
H. 1314/M. 1898
arz-ı hal
Bolvadin Kaymakamlığına, vakıf tarlaların tescili için. (İzzet Ef.ait).
75.
H. 1317/M. 1901
arz-ı hal
Bolvadin Bidayet Mahkemesine, Şeyh Mehmet tarafından verilmiş Aşağıgöldeki çayırlıklarla ilgili dilekçe.
76.
H. 1322/M. 1904
arz-ı hal
Tekkenin vergiden muafiyet için Şeyh Mehmet'in kavmakalığı verdiği dilekçe.
77.
            ?
Arz-ı hal
Çayırlıklar için Şeyh Mehmet'in Bidayet Mahkemesine verdiği dilekçe.

           
            5.TEKKENİN KÜLLİYESİ:
 Arşivimizdeki vesikalara göre tekkenin:Tekkenin bütün müştemilatı.Caminin karşındaki meydanı çevreliyordu.Bir külliye halinde yapmıştır.Elimizdeki vesikalara göre çeşitli zamanlarda eklentiler ve tamirler yapılmıştır. Camisi, türbesi, çeşmesi, haziresi,mektebi, semahanesi, çilehanesi, derviş hücreleri, misafirhaneler, imarethane ve misafirhaneleri vardır.Cami, çeşme, türbe ve hazire günümüze kadar gelmiştir. Diğer bölümleri yıkılmış, günümüze ulaşmamıştır                                                                                                                                         
           5.1-Camisi:
a.Yeri: Şıhlar Mahallesinden, Tekke Sokağındaki 70 pafta, 40 ada,5 parseldeki arsaya yapılmıştır.
b.Tarihi: Caminin bulunduğu mahalle Selçuklu ve Osmanlı devri kayıtlarında "Ağılönü Derbenti"ismi ile geçer[63].Giriş kapısının üstündeki kitabeye göre H.l052/M.l642 tarihinde ünlü Şeyh Abdülkadir Geylani [64] hatırasına yaptırılmıştır. Beyaz badanalı badanalı, küçük minareli düz toprak damlı, kerpiç binası l943 yılın tamir edildi.1952 yılındaki büyük tamirde minare gövdesi yenilenerek iki şerefeli hale getirildi. Binası da yıkılarak, kağir kırma çatılı bugünkü binası yapılmıştır.
c.Genel Tanımı: Derinlemesine dikdörtgen planlı kırma çatı ile örtülü bina iki sıra pencerelerle hareketlendirilmiştir. Alt sıradaki pencereler sivri kemerlidir. Üst sıradaki pencereler göz penceredir. Pencereler doğu ve batı  cephelerinde simetrik olarak yerleştirilmiştir. 3'er sivri kemerli, 3'er göz pencere vardır. Güney ikişer sivri kemerli pencere ve mihrap çıkıntısının üstünde l tane göz pencere bulunur. Kuzey cephesinde iki dikdörgen pencere vardır.
Caminin kuzey cephesi sonradan ilave edilen son cemaat yerinin içinde kalmıştır. Son cemaat yeri iki katlı bir görünüş arz eder.Üst katında 3 tane kare çerçeveli pencere vardır.
d.Minare: Binanın doğu cephesine,yapı ile bütünleşmiş, Kürsü ve gövdenin bir kısmı duvar içinde kalmıştır. Bolvadin'de, yapılan iki şerefeli minarelerin ilkidir. Minare kürsüsü incelendiğinde minarenin birkaç defa yenilendiği görülür. l952 yılındaki tamire gelinceye kadar. Çok küçük, tek şerefeli bir minare idi. Minare boydan boya beyaz badana ile boyalıydı. l952 yılında minare gövdesindeki alt bileziğe kadar yıkıldı. Aynı yıl iki şerefeli olarak yaptırıldı. Derleme düzgün taşlarla yapılmış, kare prizma kürsüden gövdeye geçiş, köşeleri pahlanmış pabuçlukla sağlanmıştır. Bapuçlukla gövde arasında iri burmalı kemer vardır.Kemer kirpi başı formundadır.Aynı formda kemer diğer şerefelerin altında vardır. Silindirik gövdeden ilk şerefeye geçiş,tuğlaların yatay, dikey ve diagonal yerleştirilmesi ile sağlanmıştır.İkinci şerefeye  geçiş kirpi saçaklı bir düzenleme ile sağlanmıştır. Silindirik  peteğin üzerindeki madeni bir külahla son bulur. 75 basamaklı minarenin yüksekliği  30m.kadardır. Giriş kapısı müezzin mahfilindedir.
Son cemaat yerinin içinde kalan, kuzey cephesinin ortasında yuvarlak kemerli girişten, harime geçilir.  Giriş kapısının üstünde dikdörtgen pano içine yazılmış üç satır kitabesi vardır. Kitabe sülüs yazı ile yazılmıştır.
l."Ve inne mesacidellahi fela ted'u ma'allahi ahade"[65]
2.Kad bena haze'l-cami'iş-şerif  eş-Şeyh Abdü'l-Kadir
3.el-Kadiri li-sene:isnani ve hamsine veelf  (H.l052/M.l642)
e.Caminin İçi: Caminin doğu,batı ve güney cephelerinde iki sıra pencere düzeni vardır.Alt sırada sivri kemerli pencereler; bunların üzerinde göz pencereler yer alır. Kuzey cephesindeki iki adet düşey dikdörtgen pencere ile harim aydınlatılır.      Harimi düz ahşap tavan örter.Tavanın ortasında bir tane ahşap rozet vardır.Düşey dikdörtgen çerceveli mihrap oldukça sadedir.Duvar yüzeyinde harime doğru hafifçe taşkınlık yapar.Yuvarlak kemerli mihrap nişi oldukça derindir.Nişin içinde-bütün Bolvadin camilerinde olduğu gibi-perde motifi vardır.Mihrabın sağında yer alan ahşap minberin dikkate değer bir özelliği yoktur.
Harim girişinin sol tarafında müezzin mahfili yer alır, İki beton lento ile beden duvarlarına bağlanmış kadınlar mahfilinin ortasından harime doğru yarım daire şeklinde çıkıntı vardır.
f.Caminin meşhur imam-hatip ve müezzinleri: Bu camiye ait Arşivimizde bulunan l secere (H.l274/M.l857 tarihli), l vakfiyename (H.l283/M.l866 tarihli) l0 ferman, l2 berat, 20 hüccet; l750 yılından l930 yılına kadar olan zamanı kapsar. Bu vesikaların hepsinde "Bolvadin Kazası mahallatından Şıhlar Mahallesinde vaki' merhum Şeyh Abdülkadir-i Sani'nin bina eylediği cami-i şerif" ifadesi kullanılmıştır.Bu kayıtlara göre; cami Şeyh Abdülkadir Geylan-i Sani-i Bolvadin'i tarafından H.l052/M.l642 yılında yaptırılmıştır.Caminin ibadete açıldığı l642 yılından, l930 yılına kadar 300 yıla yakın imam hatiplik görevini Şeyh Abdülkadir Geylani-i Sani Hazretlerinin torunları yürütmüşlerdir.
1.Seyyid Şeyh Abdülkadir Geylani-i Sani-i Bolvadin'i(H.l062/M.l651?): Camiyi yaptırıp bir süre imam-hatiplik görevini yürütmüş aynı zamanda cami yakınındaki tekkesini yönetmiştir.
2.Seyyid Şeyh Abdülatif Efendi: Babası Seyyid Şeyh Abdülkadir Geylani-i Sani-i Bolvadin'inin l642 yılında vefatı üzerine,tekkenin postnişinliğini ve caminin imam-hatiplik görevini yürüttü.
3.Seyyid Şeyh el-Hac İsmail ibn-i Şeyh Mustafa Efendi: Sultan III.Mustafa tarafından gönderilen H.ll7l/M.l757 tarihli beratta bu zatın imam-hatip olduğunu,kendi rızası ile bu görevi Şeyh Hüseyin'e bıraktığı yazılıdır.
4.Seyyid Şeyh Hüseyin Efendi(Ö.ll76/M.l762): Şeyh Latif'in oğludur.Tekkenin posnişini iken; l757 yılında caminin imam-hatiplik görevini Şeyh İsmail'den devralmıştır.(l762 tarihli beratta) caminin imam-hatibi Şeyh Hüseyin görülür.
5.Seyyid Şeyh Salih Efendi(Ö.l802): Babası Şeyh Hüseyin'in l762 yılında vefatı üzerine;tekkeye postnişin,camiye imam-hatip oldu.
   6.Seyyid Şeyh Abdüllatif Efendi ve kardeşi Seyyid Şeyh Mehmet
        



            

             5.2.Türbesi:Cami'sinin batısındadır. Türbe Çeşmesi’nin karşısındadır.Türbenin ilk binası, Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylani Sani Hazretlerinin vefat tarihi kabul edilen (H.1062/M.1651) tarihini takiben yapılmıştır. Yapılan binalar ahşap olduğu için defalarca yıkılıp yapılmıştır. Son binası 20. asrın başında yapılmıştır.
Kare planlı türbe; prizmatik kütleli, içten kubbeli, dıştan kırma çatı ile örtülüdür. Çatının saçaklar beden duvarlarından dışa doğru taşar. Taşıntılar bütün cephelerde ahşap payandalarla desteklenir. Saçağa kadar yükselen beden duvarlarının masif görünüşü, güney-kuzey-batı cephelerindeki pencereler ve giriş açıklığı ile giderilir. Doğu cephesi sağırdır.
Güney cephesinde,ortada saçağa yakın küçük göz pencere iki yanında sivri kemerli iki pencere vardır.Batı cephesinde aynı ölçüde iki sivri penceresi bulunur. Kuzey cephesinin ortasında basık kemerli girişin iki yanında  simetrik aynı ölçülerde sivri kemerli birer pencere ile monotonluk giderilmiştir.
İç mekanı örten kubbe doğrudan beden duvarlarına oturur. Dıştan sivri kemerli pencereler, içter dışa doğru daralan bir kuruluş gösterir. Güney duvarının ortasında, girişin tam karşısında mihrap nişi yuvarlak kemerli olup, etrafı profillerle kuşatılmıştır. Ahşap türbe içinde süsleme ve yazı yoktur.
Türbenin içinde 17 sanduka vardır. Ahşap olan sandukalar, 1989 yılında onarım sırasında mermerle kaplanmıştır.
Mihrabın sağ tarafındaki büyük sanduka Abdülkadir Geylân-î Sani Hazretleri’ne aittir. Girişin sağ tarafındaki sıranın başında Şeyh Seyyid Abdüllatif-1, onu takiben Şeyh Salih, Şeyh Abdüllatif-2 diğerleri ailenin diğer fertleridir. Ortadaki sıranın başında Şeyh Hüseyin, onu takip eden sırada toranları vardır. Soldaki sıranın başında Şeyh Abdülkadir Geylanî Sanî'nin eşi Ayşe Dudu, onu takıp eden sıradakiler kızları ve torunlarının sandukaları gelir.Torunu Şerife’ nin baş şahidesi Bolvadin Müzesindedir..
            5.3.Çeşmesi:Camisinin karşısındadır.Hersek Ahmed Paşanın torunlarından Hacı Ahmed Paşa'nın küçük oğ­lu Mustafa Bey tarafından H.1160/M.1747 tarihinde yaptırmıştır. Bolvadinli şair "Şakir" tarafından kitabe yazılmıştır.Mustafa Bey bu tarihlerde Kıbrıs Muhassılıdır.Bu görevde iken Hacca gitmiş Hac dönüşü Şeyh Seyyid Hüseyin’i ziyaret eder halkın yardımı ile bu çeşmeyi yapar,[66]
            Kitabe: Osmanlı neshi ile yazılmıştır.8 mısradan meydana gelen bir manzumedir.Her satır ayrı ayrı çerçeve içine alınmıştır. Kitabe çerçeveleri arasına(Ya Allah,Ya Muhammed, Ebu Bekir, Ömer,Osman,Ali,Hasan,Hüseyin ruhu içün)sözleri yazılıdır.Bu sözcüklerin altında 1160 tarihi yazılmıştır.Kitabe yazılı mermerin altındaki büyük mermerde "Maşallah "yazılmıştır. İki  yanında servi ağacı motifi işlenmiştir. 

1-0l bu şarab-ı dergah-ı meâlim odur.
2- Karahisarlı Paşazade Hacı Mustafa Ağa
3-Ahsen malından ol bu çeşmei icra edüb
4-Menba-i lütfundan işrab eyledi âb-ı safa
5-Avn-i Hakla faiz-i akran ile bulmuş kemal
6-Ruz-u mahşerde şefiî ola Yârab Mustafa
7-Ey gürûhu mü'minin lutfeyleyüp tarihine bâk
             8-İç su bundan Şakir'â kıl Mustafa Bey’e dua
    .
            Mimari Özelliği: Kare gövdeli tek cepheli bir çeşmedir.Lale Devri­nin zevk ve süslemeleri hakimdir.Üzeri ahşap bir saçakla örtülmüş­tür.Mihrabı burmalı,yuvarlak bir kemerle çevrilmiştir.Kemerli Niş'-in ortasında kitabe ve beyaz  mermerden aynalık taşı vardır. Çeşme nişinin saçak yanlarının alt kısmında vazolar içerisinde çi­çek motifleri işlenmiştir.Beyaz mermerden yapılmış panolardan sağdakinde vazo içerisinde çiçekler,laleler ve buğday başakları vardır. Vazonun yanlarında esans şişeleri ve buhurdanlık bir sehpa üzerinde duruş şeklinde yapılmıştır.Soldaki panoda ise vazo içerisinde güller, laleler ve buğday başakları vardı


 5.4.Tekke: Caminin karşındaki meydanın batı tarafında idi.Tekke binasının  batı tarafında küçük bir höyük üstünde mektebi vardı.Tekke binası bütün  müştemilatı vardı.İki katlı olan ahşap bina Abdülkadir Geylan-i Sani  tarafından yaptırılmış,oğulları zaman içinde yeni eklentiler yapmıştır.İki katlı olan tekke 1950 yıllında yıkılmış,yeri yol olmuştur.
             Tekkenin  işleyişi[67]:
             1.Girişi kısmının sağ tarafından ki odalarda  ihtiyarlar ve evliler otururdu.
             2.Giriş kısmının sol tarafındaki odalarda  gençler ve bekarlar otururdu.
             3.İkinci bölümde yer alan geniş semahanede zikir ve ayin  yapılırdı.Ayrıca semahanen kıble tarafında mihrap bulunuyordu.Camiye gidemeyenler namaz kılardı.Tekke ve zaviyelerin kaldırılmasından sonra burada bayram namazları ve teravih namazları kılınmıştır.
            4.Mihrabın sağ tarafında “Çilehane” bulunuyordu.Tarikat mensuplarının “takva”bakımından yükselebilmeleri için  belli bir süre  dünya nimetlerinden  elini eteğini  çekmeleri anlamına gelen “çile”nin doldurulduğu genellikle yaşanması zor ,küçük odalara bu isim veriliyordu.Hemen bütün tarikatlarda çile doldurma  adeti vardır.
           5.Mihrabın  sol tarafından açılan bir kapıyla mutfağa girilir.Burada pişirilen  yemeklerin  tahta sofralar üzerine konan  büyük süslü siniler üzerine  sıralanan gümüş tabaklarla zaviyede barının dervişlere,gelip,geçen,geceleyenlere yemek verilirdi.[68]
          6.Semahanen ikinci katı kafesli kadınlar kısmıdır.Bu bakımdan  semahanede yapılan zikir ve ayinleri izleyen  ya da bizzat dini merasime katılan kadınların yer aldığı sanılmaktadır.Dışardan gelen misafir kadınlarda burada kalırdı.Tekkenişin ve akrabaları,tekke görevlilerinin evleri caminin karşındaki evlerin olduğu yerdi idi.Zamanla yıkıldı.,el değiştirdi.
          7.Birinci kata müştemilat olarak iki ahur,samanlık,hizmetli odası,fırın,mutfak,hamam ilave edilmiştir.Ayrıca Tekkenin ve misafirhanenin her yatak odasında gusulhane bulunurdu.         
          8.Misafirhane:Caminin doğu tarafında ,tarikatla ilgisi olmayan misafirlerin kaldıkların barındık ları tek katlı bir misafirhane vardı.1990 yılında yıkıldı.
          Tekkenin müştemilatı incelendiği zaman ,genellikle dervişlerin barındıkları yerler olmak da ziyade “âyende ve revende hizmeti” fonksiyonun ağırlıklı olduğu görülecektir.
           Arşivimizde bulunan masraf belgeleri incelendiği zaman misafirlere genellikle şunların ikram edildiğini görüyoruz
           1.Etler:Lahm-i ganem(Koyun eti),kuyruk,sucuk.balık,tavuk
            2.Yağlar:Haşhaş yağı,tereyağı
            3.Yemekler:Börek,bükme,tarhana çorbası                                                           
            4.Sebzeler:Mevsimine göre değişir.Patlıcan,lahana,ıspanak,soğan, sarımsak,kabak,hıyar,   biber domates,  marul,turp,şalgam,bamya pancar,fasulye,yer elması,pırasa,
             5.Meyveler:Mevsimine göre değişir.Kavun,karpuz,üzüm,elma,armut,erik,kayısı,kavun,karpuz,
kışında çerez olarak elma,armut,vişne,kiraz,kayısı kurusu
             6.Tatlılar:Baklava,kadayif,pekmez,reçel
             7.Tahıl ve bakliyat:Mercimek,nohut,bulgur,pirinç,un,leblebi,şiar
             8.Tütün ve kahve ikram edilirdi.
             Bunlar normal zamanlar ikram edilen yiyecek maddelerindir.Kandillerde ve bayramlarda meydanda kazanlarla pişirilen  helva ve aşure  misafirlerle, dışardan gelen bütün mahalle halkına dağıtılırdı.Bolvadin’in diğer mahallelerden akın akın  tekkeye gelirler,mezarlıklar ve türbeler ziyaret edilir. Dualarla İkram edilen aşure ve helva yenirdi.
           Bir zamanlar en önemli kültür merkezlerinden olan tekke ve zaviyeler Anadolu’nun Türkleşmesinde,Türk-İslam Kültürünün yaygınlaşıp,gelişmesinde büyük rolü olmuştur.Anadolu’da , Balkanlar’da  ve Türk atlılarının ayak bastığı her yere Türk Mührünü vurmuşlardır.Pek çok bilim adamı ve sanatkar yetiştirmişlerdir.Kurulan Türk Devletlerinin manevi mimarı olmuşlardır.Bu değerleri inceleyip,araştırmak bir kültür değeri olarak ortaya çıkarıp.geleceği tanıtmak en büyük en önemli görevimizdir.Bu şuurla yaptığım araştırmamı sizlere sunmaktan mutluluk duyarım.
                                                                                                                     Bolvadin.15.Şubat.2005
Eki: 70 adet vesika                                                                                    Dr Muharrem  Bayar                                                                                 
                                                                                                                       Araştırmacı-Yazar                           
  KAYNAKLAR
-----------------------------
a-Arşiv Vesikaları
1.Tekke Arşivinde bulunan vesikalar 80 adet
2.Afyonkarahisar Şer’iye Sicilleri
3.Bolvadin Şer’iye Sicilleri
b-Yayınlanmış Vesikalar
1.MVAD.no:438 (H.937/M.1530)
2.Hüdavendiğar Salnameleri.1287,1288,1289,1290,1301 tarihli
c-Yayınlamış  Eserler
1.AKDAĞ,Mustafa” Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası”(Cilâli İsyanları)İstanbul.1975
2.AKGÜNDÜZ,Ahmet”İslam Hukukunda Vakıf  ve Osmanlı Tatbikatında Vakıf Müesseleri”Ankara.1988
3.BARKAN,Ömer Lütfi”Şehirlerin  İnkişafı Tarihi Bakımından Osmanlı İmparatorluğundan imaretlerin  kuruluş ve işleyişi  tarzına dair araştırmalar”İÜİFM.XXIII?1-2 (1962-1963)
4.-----------------------“Osmanlı İmparatorluğunda  Bir İskan Kolonizasyonu  Metodu olarak Sürgünler.”İÜİFM. XI(1950)
5.------------------------“Osmanlı İmratorluğunuda Bir İskan İskan ve Kolonizasyon Metodu olarak  Vakıflar ve Temlikler,İstila Devirlerinde  Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler”VD.II(1942)
6.BAYAR, Muharrem “Bolvadin Tarihi c.1”Ankara.1996
7.---------------------“Bolvadin Tarihi c.2”İstanbul.2004
8.--------------------“Bolvadin Mevlevihanesi ve Pendari Kaari Ahmet Dede”Konya.1996
9.--------------------“Karabağlı Türkmen Aşiretinin Bolvadin Civarına İskanı”Ankara.1999
10.-------------------“Karakeçili Yörük Aşiretinin Tarihi ve İskan”İstanbul.2004
11.-------------------“Kolonizatör Türk Dervişi Hacı İbrahim Sultan”Hatay.2001
12.-------------------“Karaca Ahmet Sultan Tekkesi ve Vakıfları”Bursa.2002
13.-------------------“Seydi Hasan Basri Tekkesi ve Vakıfları”Afyon.2002
14.-------------------“İscehisar Tarihi” Konya.2003
15.Charles Texiere”Desciription de L’Asie Mineure” c.3 ,Paris.1839
16.EYİCE,Semavi:”İlk Osmanlı Devrinin  Dini-İçtimai Bir Müessesi  Zaviyeler ve Zaviyeli Camiler”
                             İÜİFM..XXIII/1-2(192-1963)


17.HALAÇOĞLU, Yusuf “XVIII Yüzyılda  Osmanlı İmparatorluğunda  İskan Siyaseti  ve Aşiretlerin  
                                    Yerleştirilmesi” Ankara.1986
18.KARA, Mustafa “Tekke ve Zaviyeler” İstanbul,1977
19.-----------------“Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi”İstanbul.1985
20.KÖPRÜLÜ, Fuat “Anadolu ve İslamiyet” DEFM.S.IV(1338)
21.Mustafa  Nuri Paşa “Netâyicü’l-Vuku ‘at” İstanbul.1328
22.OCAK,Ahmet Yaşar “Zaviyeler” VD.XII(1978)
23.ORHONLU, Cengiz” Osmanlı İmparatorluğunda Derbent Teşkilatı” İstanbul.1967
24.SÜMER, Faruk”Oğuzlar”Ankara.1972
25.TURAN,Osman”Selçuklular  Zamanında Türk Tarihi”İstanbul.1971



Not:Bu çalışmam Afyon Kocatepe Üniversitesince yayınlanmıştır.

























[1] Kütahya-Afyon-Uşak ve Bolvadin
[2] Charles  Texier “Desciription de  L’Asie  Mineure”c.3.Paris.1839.s.12
[3] Muharrem Bayar”Bolvadin Tarihi” c.1.Ankara.1996. s.76
[4] Osman Turan”Selçuklular Zamanında Türkiye Tarihi”,İstanbul.1971.s.157
[5] Faruk Sümer”Oğuzlar” Ankara.1972.s.430,435,439,445
[6] Muharrem Bayar”a.g.e”s.114,115,116,117,118
[7] Muharrem Bayar”Bolvadin’de Selçuklu Devri Eserleri(5.Selçuklu Sempozyumu)”Antalya.1995
[8] Muharrem Bayar”a.g.e” Ankara.1996. s.133
[9] Caminin kitabesi,Çarşı Camisinin giriş kapısının sağ tarafındadır.
[10] Hüdavendiğar Salnameleri  1287,1288,1289,1291,1296 1301 tarihli
[11] Muhasebe-i  Vilayet-i Anadolu Defteri. (937/1530) nr.438.s.194
[12] Selçuklular Devrin,Şazi Mahallesi Hamamı Hacı Mahmut Camisinin yerinde,Hisar Mahallesi Hamamı Hacı Kadir Doğruyol’un dükkanın olduğu yerde,Kestemet Mahallesi Hamamı Kırklar Camisi karşısında idi.
[13] Eber Gölü içindedir. Köyün harabeleri ve çeşmesi vardır.
[14] TD.nr.147’de mezra olarak gösterilmiştir.(BA.TD.nr.147).s.373  II. Murat Devrinde 1443 yılında Karamanlıların Bolvadin baskınında dağılmış olması gerekir. Bu köy halkından Minnetler,Çağşırlılar,Hacı Bekirler,Kadılar(Kırışevler),Göceciler,Emir Veliler  Dişli Kasabasına gelip,yerleşmişlerdir. Mezarlığı ve çeşmesi günümüze kadar gelmiştir.
[15] Erkmen ile Dişli Kasabası arasındadır. İlyas Bey Zaviyesi vardır. Mezarlığı ve çeşmesi  günümüze kadar gelmiştir .Celali  İsyanlarında dağılmıştır. Bu köy halkından İmamlar,Tekkenişinler ,Kel Eyüpoğulları, İbatoğulları, Köylüoğlu, Dişli Kasabasına iskan oldular.
[16] Kemerkaya  Kalesi üzeride olup,harabeleri vardır.
[17] Çay İlçesinin Cumhuriyet Köyünün olduğu yerde idi.
[18] Çay ilçesi
[19] Sultandağı Karapınar Kasabasındadır.
[20] XVIII. Sonlarında büyük bir yangın sonunda dağıldı. Halkı Bolvadin’e göçtü ve Erkmen Mahallesini kurdu. Bolvadin’deki Talipoğulları,Feyzioğulları,Ferizoğulları,Kozanlıoğulları,Kovanoğulları,Yahnicioğulları,
Arzoğulları,Köleoğulları,Kocaoğlanoğlu,Göbeşoğlu,Fakıoğulları,Ebişoğulları,Yorgancıoğlu ,Tonguroğlu bu köyden göçmüşlerdir. Roma ve Bizans Dönemlerinde önemli bir merkezdir. Camisinin minaresi,çeşmeleri ve mezarlığı günümüze kadar gelmiştir.
[21] Çay İlçesindedir.
[22] Çay İlçesinde Çay Deresi mevkisinde Kazanlı Tekke’si(Yusuf Sinan) karşındaki sırttadır. Harabeleri vardır.1530 tarihinde 68 hanelik,12358 akça geliri olan büyük bir köydür. Zaviyesi vardır
[23] Yörükkaracaviran Köyünün girişindedir.
[24] Kemerkaya- Özburun Yolunun sağ tarafındadır .Çeşmesi günümüze kadar gelmiştir. Keklik Pınarı derler.
[25] Dişli Kasabasında Paşa Dağı yaylasındadır .Celali İsyanlarında dağıldı. Çeşmesi günümüze kadar gelmiştir.
[26]  Karayokuş Köyü Başyurt Yaylası ile Kemerkaya-Yapraklı Mahallesi arasındadır. Keçi Kalesi ismi ile anılır.
[27] Bolvadin Kutlu Köyü
[28] Bolvadin-Çay sınırında Hacı Karaların Çiftliğin  ile Kara Nuri Gümüş ’ün çiftliğinin arasındadır.
[29]  Ahmet Baba   Zaviyesinin bulunduğu 20 haneli,2138 akçalık büyük bir köydür.
[30] Dişli Kasabasındadır. Celali İsyanlarında dağılmıştır. Mezarlığı ve çeşmeleri günümüze gelmiştir. Bolvadin Bey ’i Küçük Ahmet Paşa ’nın oğlu Osman Paşa ’ya ikda olarak verilmiştir. Bu köy halkından Paşalar(Nasuhoğulları),Solumazoğulları,Karavelioğulları,Kekeçler,Köryeğenler,Somuncuoğulları,
Bakaklar,Sarı Ahmetoğulları,Şişikoğluları,Vasıloğulları,Deli Ahmetoğulları,Molla Kadiroğulları Dişli Kasabasına iskan oldular.
[31] Başyurt Yaylasındadır.
[32] Büyükkarabağ Kalesinin civarındadır.
[33]  Ağılönü-Dipevler arasındadır. Mezarlığı ve çeşmesi günümüze gelmiştir.
[34] Bolvadin İbtidaiyeleri:Mekteb-i Numune,Mekteb-i Mecidiye,Mekteb-i Kocatepe,Mihrak-i Zafer.Mekteb-i Osmani,Mekteb-i Geylani ve Mekteb-i İnas
[35] Bu medreselere ait vakfiyelerde kitapların listeleri vardır
[36] Abdülkadir Geylanî: (Künyesi: Muhyiddin Ebu Muhammed Abdülkadir bin Ebi Salih Musa Zengidost): (H.470/M.1077) Hazar  Denizi'nin güney batısındaki Gilan Eyaletinin merkezindeki Neyf köyünde doğmuştur. Arapça "el-Cili" "el-“Cilani", Farsça'da "Gili","Gilani", Türkçe'de "Geylanî" sıfatı ile şöhret buldu. Babasının şeceresi Hz.Muhammed'in torunu  Hz.Hasan'a dayanır. (Abdülkadir Geylanî bin Musa bin Abdullah bin Yahya bin Muhammed bin Musa el-Cevm bin Abdullah el-Kamil bin Hasan el-Müsenna bin Hasan bin Ali.Hz.Hasan'ın soyundan gelen Şerifler Kadiriler, Sadiler, İdrisiler" adı verilen üç kola ayrılırlar (Bak.lslam Ansk.C.1234). Annesi Ümmü'l Hayr şecere olarak Hz.Hüseyi’e çıkar. (Abdülkadir Geylani annesi Ümmü'l Hayr binti Ebu Abdullah es-Savmai’s-Zahidi  Cemal Muhammed bin Mahmut bin Tahir bin Ebu Ata Abdullah bin Kemaleddin bin İsi bin Ali Alaeddin bin Muhammed Cevad bin İmam-ı Ali Rıza bin İmam-ı Musa Kazım bin İmam-ı Cafer üs-Sadık bin Muhammed Bakır bin İmam-ı Zeynel Abidin  bin İmam-ı Hüseyin
       bin İmam-ı   Ali)
Ebu’ı-Hayr Muhammed bin Müslim ed-Debbas ve devrinin  ünlü sofilerinden Yusuf el-Hamadani (H.440/M.1048-H.535/M.1140) irşad  etmiştir. İbn-i Arabî ve İbn Teymiyye etkilenmişlerdîr."Kala'idü'l Cevahire" göre, yirmi yedisi erkek olmak üzere kırk dokuz evladı   olmuştur. H.561/M1165 Bağdat'ta vefat etti.
[37] Şeyh Abdülkadir Gey!anî Sanî (Ö.1062/165 1) oğlu Şeyh Abdülatif oğlu Şeyh Hüseyin (Ö.H.1176/M.1760) oğlu Şeyh Salih (Ö.H.1217/M.1803), oğulları Mehmet Emin ve Şeyh Abdüllatif; Abdüllatif in oğulları Ahmet ve Mehmet İzzet (1249-1315/1834-1899); Mehmet İzzet'in oğulları Şeyh Mehmet (1297/1881-1930) (bila veled) Şerafettin (1305/1889-1917) (bilâ veled) ve Latif (1302/1886-1917) oğlu İzzet Efendi (1329/1913-1975) oğullan Mehmet Ali (1939), Hüseyin (1948) ve Hayrani (1961)





[38]‘’Kıdvetü'l-kuzzat ve'l-hükkarn ma'denü'1-fazl ve'I-kelam mevlana Bolvadin kadısı zide fazluha tevki' i refi'-i hümayun vasıl,olacak malum ola ki: südde-i saadetime mektub gönderip, nefsi Bolvadin sakinlerinden salahaden evladı üzerine ferman, Şeyh Abdüİkadir zidemeclis-i şer'i şerife varub salahaden olub aherden dahi olunmak icab etmez iken mir-i miran ve mir-i liva ve adamları ve subaşıları vesair ehl-i örf taifesi tarafından emr-i şerif dimek ve rusumuyla ve namıyla tekalif taleb olunub, eylediklerin bildirib hükm-ü hümayunum ricası arz eyledikde ecilden buyurdum ki: Hükmü şerifim vardıkda hak üzere göresün mezbur salahadan alub ahare dahi olmak icab etmez iken mir-i miran ve mir-i liva tarafından bile emr-i şerifim vesair tekalif vaki'a olarak bana tekalif ederler .............. Tahriren fi’l-el yevm evahir Cemazi-el ahir sene: tıs'a ve erbain ve Elf (H.1049/M.1640

[39] "Kıdvetü'l-kuzzat ve'1-hükkam ma'denü'1-fazl ve'1-kelam Bolvadin kadısı zide fazluha tevki'-i refi'-i hümayunum vasıl olacak malum ola ki: salahaden Şeyh Abdülkadir zide südde-î saadetime arz-ı hal idüb Kasaba-i Bolvadin kurbünde hasbet-en-lillah teala zikri dua ve ibadet-i kıraat-ı kur'an içün bir zaviye bina ve ibadat etmekle zaviye-i mezbur deranumda kazadan yirmi nefer kimse gelüb geçüb ve nehhar akab salavatdan devam-ı devlet edabesi müdavemet üzere olur ve bundan akdem zaviye-i mezbure kurbünde sakin olan yirmi nefer olmak üzere emr-i şerif verilmeğin zai'a olduğun bildürüb, mukaddeman ferman olduğu üzere zaviye-i mezkür yüz elli miktarı koyun resminden ve tekaüd ve şalcı ve gözcü ve avarız namıyla müdehale olunmakdan beylerbeyi ve sancaklar vardır halleri vesair tekalif-i şakka muaf malum olub, ol-vechile dahil emr-i şerif verilmek rica ederim deyu bildirdiği müşruh özere amel olunmak emr olunub...............Fi’l-yevmü’l- ta'sı ve ışrın min şehr-i Zilhicce sene: tıs'a ve hamsin ve Elf H.1059/M. 1649

[40] 248)-Abdülkadir Geylani-i Sani Hazretlerine ait vesikaları inceleyen Bolvadin Aşar ve Ağnam Memuru Mustafa Rakım Bey aşağıdaki listeyi hazırlamıştır. Bolvadin'de metfun hak-i ıtarnak olan zat-ı muhterimin ismi şerifi Abdülkadirdir, anın pederi şeyh Salih anın pederi Abdülkadir Hüseyin el- Ceyli anın pederi Şeyh Cemaleddin Abdullah anın pederi Şeyh Kasım anın pederi Bedreddin el-Hasan anın pederi Şeyh Alaeddin anın pederi Şeyh Şemseddin Mehmet anın pederi Şeyh Şerafeddin Yahya anın pederi Şeyh Şehabeddin Ahmed anın peder: Şeyh İmadeddin es-Salih en-Nasr anın pederi Şeyh Ebi Bekir Abdürrezzak anın pederi Aliyyü'1-Kari Ebi Muhammed Abdülkadir Geylan: kadde sırrıhu Hazretleri.
"Ağılönünde metfun müşarün-ileyh Abdülkadir Efendimiz Hazretlerinin dar-ı ahirete teşrif ve intikalleri tahminin BİN ALTMIŞ İKİ senelerinde olduğu anlaşılmıştır. Rahmetullahi ecmain.”
Mustafa Rakım Efendi hazırlamış olduğu bu listeye kaynak olarak tekkede bulunan seçere, ferman ve beratları göstermiştir

[41] AŞS.13/3 Tarihi: 1079/M.1668 s.no:514
[42]  "Kıdvetü'I-kuzat ve'1-hükkam ma'denü'1-fazl ve'1-kelam mevlana ay Kadısı zide fazluha tevki'-i refı'-I hümayun vasıl olacak malum ola ki: Azze kiramdan Şeyh Abdülkadir Geylani kaddese sırrü'l-azizin evladından Bolvadin Kazasında sakin veledi zata ferman-ı hümayıuınum Abdülkadir ve İsmail nam kimesneler südde-i saadetime arz-ı hal idüb  Kazasına tabi Kuyluş Karyesi toprağına vakı'a kadimden ola gelen bir mikdar-ı malum mezra yerleri ziraat olmayub onbeş sene kanun evzan tapuya müstehak oldukta hisselerimizi
tapularıyla alub beş seneden beri zabt üzerine öşrü resmi sahib-i eda idüb olunmak karye-i mezburda nam kimesneler Tahriren fı'1-el-yevm evahir-i Zilhicce sene: sitte ve aşere ve miete ve Elf (H.1116/M.1704)

[43] Bolvadin Kasabası mahallatından Şıhlar Mahallesinde vaki'a Şeyh Abdülkadir-i Sani bina eylediği cami-î şerifte yevmi bir akça vazife ile imam ve hatip olan Seyyid Şeyh el-Hac İsmail ibn-i Şeyh Mustafa kendi hüsn-i rızasıyla erbab-ı istihkakdan iş bu rafi'-i tevki'i refi'-i 'şan-ı şehriyar Seyyid Hüseyin ibn-i Şeyh Abdüllatif’ e feragat idüb merkum dahi tevcih ola yerine beratı şerifim verdimki, bu babda kadı naibi Mevlana Mehmet zide ilm-ü arz ettikden sonra berat-ı hümayun-u saadet-i makrunu verdim ve buyurdumki; Ba'de'1-yevm merkum varub zikr olunan cami-i şerife fetava-i mezkuru yerine imam ve hatib olub hizmed-i lazimesi mer' ve mü'eddi kıldıkdan sonra yevmi bir akça vazifesiyle mutasarıf olup....         (yırtık)
[44] "Bolvadin Kasabası mahallatmdan Şıhlar Mahallesin devakı'a Şeyh Abdülkadir-i sani bina eylediği cami-i şerifde yevmi-ye bir akça vazife-i imam ve hatip olan Seyyid Hüseyin bin Şeyh Abdüllatif fevd olub hüsn-ü hizmet-i lazimesi mahlul olmağla yerine erbab-ı istihkakdan sulbi oğlu iş bu rafı'i tevki'-i refi'ş, şan hakani mevlana Seyyid Salih Halife bin Seyyid Hüseyin her vechile layık ve mahal ve müstehak olmağın mahlulundan tevcih olunub yerine berat-j şerif-i alişanım verilmek babında naib mevlana Seyyid Mehmet zide ilm ü arz etmek mucibince merkum idüb bu berat-ı hümayun verdim ve buyurdum ki badel yevm mevlana merkum Seyyid Salih-Halife bin Seyyid Hüseyin varub zikr olunan cami-i şerifde müteveffa babasının yerine imam ve hatib olub hizmet-i lazimelerimer'i ve mü'eddi kıldıkdan sonra yevmi bir akça vazife ile mutasarrıf olub vakfın ruhu devam-ı ömrüm içün dua-i müda-vemed göstere bu babda tarafı ahardan  ber vechile dahi ü ta'arruz kılmayalar. Şöyle bileler alamet-i şerife itimad kılalar. Tahriren fi’l-yevm... Şevval-i mükerreme sene: sitte ve seb'ain ve miete ve Elf. (H.1176/M.1762)

[45]- Tahir Ağa: Anadolu Vilayeti mahiyet beylerinden olan Tahir Ağa, 1785 yılı başlarında "Bolvadin Surre Olayını" tahkik için Bolvadin'e gelir. Bu başarısından dolayı "Bolvadin Ayanı" olarak tayin edilir.1815 yılında Sultan II.Mahmut tarafından  nişanla taltif edilir. 1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Karadağ’da Çetine Kalesi kuşatmasında şehit  düşer. Yakup Şevki Paşa'nın "Hatıratına" göre mezarı kalenin yakınlarındaki "Aydos Tepesindedir". Yerine oğlu Abdil Ağa  ayan olur.Tahir Ağa’nın  kızı Ayşe ise ünlü Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylanî Sani Hazretlerinin torunu Abdiillatif’ în eşidir
[46]Abdülhamid Han bin Abdülmecid il muzaffer daima Nişan-ı şerifî âlişan sami mekan sultan-ı tuğra-i garra-i cihan sitan-i hakanı hükmüm oldurki: Bin ikiyüz doksan üç senesi Şaban-ı Şerifin onbirinci günü taht-i âli-i babt-ı Osmani üzre Culüs-ı  Hümayun-ı meymenet mekrun-ı mülükaneme vaki olub umumen tecdid-i beravet olunmak ve kaide-i mer'iyye-i saltanat-ı seniyyeden olunmuş olduğuna binaen memalik-i şehanemde bulunan bil-cümle hizmet-i lazîme ve saireye canib-i hazine-i evkaf-i hümayunumdan ita kılınmış i'ta kılınmış olan beravet-i şerife kuyudıyla tatbik ve muamelat-ı aklamiye-i sairesi terfik olunmak muciblerince ashabı yedilerine tecdiden be-ravat-i âlişanımın i'tası lüzumu sadır olan ferman-ı alişanım iktizasından görünmüş olmağla li-ecli't-tahrir takdim kılman bera-vet-i şerife i mezküreden evkafı hümayun-ı şehaneme mülhak evkafdan Bolvadin Kazası mahallatından Şıhlar Mahallesinde vaki' Şeyh Abdülkadir-i Sani Cami-i Şerifi vakfından almak üzere yevmi bir akça vazife ile imam ve hitabiyet cihetleri bin ikiyüz elli bir senesi Zilhicce-i Şerifin evahiri tarihiyle uhdesinde olduğu kayden  tebeyyün eden işbu rafi-i tevki'-i refi'iş-şan-ı hakani es-Seyyid Mehmet İzzet bin Abdüllatif zide salahuya tecdiden hu berat-ı hümayunumuverdim ve buyurdumki: müma'ileyh kema fi'1-esbak bila kusur eda-ı husn-i hizmet olunmak şartıyla ciheteyn-i mezküreteyn vazife-i mersumeleriyle mutasarrıf ola. Tahriren fı'l yevm mi şehr-i Muharrem ül-Haram sene: semane ve tis'in ve mieteyn ve Elf.(H.1298/M.1881)
    
[47] Bolvadin Nüfus Müdürlüğü arşivinde bulunan "Nüfus Atik Defteri" ndeki kayıtta; "Şeyh Efendi oğlu Şeyh Mehmet İzzet bin  Abdüllatif; orta boylu, ela gözlü, kır sakallı, 1249 Bolvadin doğumlu olup, 06.Temmuz 1315 tarihinde vefat etmiştir." yazılıdır
[48]"Bolvadin Kazası Müftülüğü Encümen-i Meşayıh Riyaseti Kazanızda vaki’ Şeyh Abdülkadir Geylanî Sanî"Hazretleri   dergah-ı şerifi postnişinlik ciheti hakkında tanzim kılınan mazbatası mezkûr emr-aliye muvafık surette tanzim kılındı. H.1337/1335
[49] Elimizdeki vesikalara göre,tekkenin kuruluşundan,1924 yılında kapanışına kadar.Sırayla Şeyh Seyyit Abdülkadir Geylanı-i Sani-Şeyh Seyyid Abdüllatif-I-Şeyh Seyyit  Hüseyin-Şeyh Seyyit Salih-Şeyh Seyyid Abdüllatif-II-Şeyh Seyyit Mehmet İzzet ve Şeyh Seyyit Mehmet Efendi tekkenin postnişinliğini yapmışlardır.
[50]Ağılönü semtindeki mahalleler:Şıhlar,Hacı Ömer,Gölbaşı ve Yeni Doğan
[51]H.1283/M.1866 tarihli vakfiye
[52]H.1336/M.1920 tarihli mahkeme ilâmı
[53]Şerafetlü Şeyh Abdüllatif Efendi ibn-i Şeyh Salih Efendimiz nam kimesne mahzurunda balara ve rıza şöyle takrir-i kelam ta’birü’l-a’nil meram iderler ki:Kasaba-i mezbur karyelerinden Özburun nam karyede  vak’ı asyab dimekle maruf bir bab asyab  dabe her mahı mülkiyeti üzere mutasarrıfı olduğumuz onbeş güne hissemiz olan onbeş güne cemi’ tevabi ve’l-levahık ve kaffe-i hukuku ve murafa’  ile ve cemi’müfessireden ari  beyy-i bat –ı sahihi-i şer’i ile iki yüz esedi guruş beyi’ ve temlik idüb…..Fi’l-yevmü’l-hamis ve ışrın min şehr-i  Muharremü’l-Haram sene:  Ahat ve ışrın ve  mieteyn ve elf (H.1221/M.1805)
[54]Bin ikiyüz yirmi üç senesin de der-uhde-i iltizamımızda olan  Bolvadin mukatası dahilinde Özburun karyesinde  Dere Köy dimekle maruf nam mezrada  tarlaya mutasarrıf  idenler  Çolak İbiş ve Şeyh Ahmet  hüsn-ü rızasıyla feragatlerinden iki dönüm miktarlı tarlalarını keyfe mayeşa mutasarrıf olmak içün  şerafetlü Seyit Abdüllatif Efendiye verdiler…)
[55] "Bin ikiyüz kırk bir berveche malikane mutasarrıf olduğum Bolvadin mukatası dahilinde Özburun nam karyede vaki'  İbiş Değirmeni dimekle maruf değirmen sel ile harap olup, ittisalinde bağ-i tarlaya mutasarrıf olan Seyyid Şeyh Abdüllatif Efendi değirmen harap ocağı tarlasına tahvil yüziki akça mukata ile aldı."
[56]"Bin ikiyüz kırk sekiz senesinde ber-veche maliki ve mutasarrıfı olduğum Bolvadin kasabasına tabi Özburn karyesi nam mahalli karyede vaki' yoz haliyenin kıble tarafı değirmen harkı, gündoğu tarafı tarik-i amm, gün batısı tarafı Mahmut'in tarlası bu hudud ile mahdud ve mümtaz olan dört evlek miktarı yoz haliyenin taleb olan Şeyh Abdüllatif Efendiye değirmene ocak olmak üzere iş bu derede temasük ve i'ta olmuştur. Rüsum-u a'diyesi olan sene be sene altmış akça icare-i mezbure tarafımıza eda ve teslim ettikçe tarafımızdan,tarafı aherden bir ferd mani' ve müzahim olmaya ve’s-selam

[57]  İkiyüz elli bir senesi uhdemizde olan Bolvadin mukatası dahilinde Özburun karyesinde vaki' İbiş Değirmeni dimekle maruf değirmende mahı iki gün mutasarrıf olan İmam oğlu Mehmet kendi hüsn-i rızasıyla feragan ve taleb ve müştereki olan Seyyit Şeyh Abdüllatif Efendi, ikiyüz elli kuruşa beyii olub mübeyyi olan meblağı mezbure ahz ve senevi tarafından tarafı aherden mani' olunmaya.

[58] Han-ı Cedid ismi ile kayıtlara geçen han,Sadrazam Rüstem Paşa tarafından H.967/M.1559 tarihde ahşap olarak yapılmıştır. 1930 yılında yıkılarak yerine "Tahıl Pazarı" yapıldı (Bakr:Mühimme Defteri 3/1174,29.Şaban.967) Hanın İcarının, Tekkeye verilmesine ait senet İcar-ı Han-ı Cedid galle-i vakfı Rüstem Paşa der-uhde-i Tahir Ağa sene: 1233 ila 1234 sene; Vech tahrir huruf oldurki:
          Merhum cennet-mekan Rüstem Paşa vakfı müsakafatından Kasaba-i Bolvadin'de vaki' Han-ı Cedid'in otuzüç senesinden kırküç senesi Zilhiccesi gayatına gelinceye kadar on senelik icar-ı vakfı Utufelü Tahir Ağa Hazretlerinin yed-i şeriflerinden tarik-i vakf içünden ahzımızı müş'ur iş bu senedi tarik-i vakıfdan yedlerine i'ta olundu. Fi Muharrem.1237/1821
[59]"Bin ikiyüz kırk iki senesi ba berat-ı şerif-i alişan mutasarıf olduğum Rüştüm Paşa tab sera evkafından Çaldıratmaz nammahaldetarla tasarruf iden Kalaycı Bekir oğlu Eyyüb nam kimesne-nin hüsn ü rızasıyla ferağ eylediği tahminen on dönüm mikdarlı tarlayı beşyüzesedi kuruşa Şeyh Abdüllatif Efendiye beyy-i ferağ eyledi aharden kimesne tasarruf mani' ve müzahim olmaya vesselam. 6. Zilhicce.42.

[60] Bais-i nemika budur ki: Bin ikiyüz kırk altı senesi Nefs-i Bolvadin'de kain merhum meğfur-ileyh Rüstem Paşa tab sera Hazretlerinin müsakkafatından suk-i sultaniye vaki' bir tarafdan Muhsir oğlu Molla Mehmet dükkanına muttasıl ve bir tarafdan Han-ı Cedide muttasıl ve tarafı ahzı han kapusuna muttasıl ve bir tarafdan suka muttasıl bir bab berber dükkanından tahvil olan bir bab kahvehanin beyyi  selasesine mutasarrıf olan Leblebici Süleyman ve selaseme mutasarrıf olan zevcesi Rahime Hatun'a icariye ile tasarruflannda olmağla icare ve ahd-i mu'accelesi talep oluna. Ayşe Hanım bin beşyüz kuruşa icar-i mu'accele ile beyii ferağına vakf eyledi........ meşrut olmağla tarafı aharden kimesne mani ve müzahim olunmaya ves-selam. Rebiü'l-Evvel. 46. (1246/1830)

[61]"Vech tahrir-i huruf oldurki: Bin yüz kırk dört senesinde, Sultan Aleaddin tab sera hazretlerinin evkafı Elvar nam karyedeki çayırlıkların mutarsarıfı olan Hüseyin Çavuş'tan satın alındı. Aharden müdehale olunmaya. Fi yemü'l-Muharremü'l-Haram 1144/1731
[62] "Bais-i tasdir budur ki: Bin ikiyüz kırk altı senesi ba-berat-ı şerif-i alişan ile mutasarrıf olduğumuz Sinan Paşa tabsera evkafından Çaldıratmaz nam mezrada tarlayı tasarruf iden Hacı Eyyüb oğlu nam kimesnenin hüs-ü rızasıyla beyyi ve ferağateylediği tahminen dört dönüm mikdarında tarlayı Şeyh Abdüllatif Efendi yüz esedi kuruşa satın aldı. Mani ve müzahim olunmaya.


[63] H.937/M.l530 yılında Şeyhbey Mahallesi:l5 hane,l7 neferan,l pir-i fani,l sahib-i vakıf(438 nolu Mühimme Defteri).Ankara l993
[64] Şeyh Abdülkadir Geylan-i Sani Arşivimdeki H.a.Şevval.l274 /M.l857 tarihli secereye göre;Bağdat'ta metfun Şeyhü'l-Ekber,Kutbu'l-Aktab Abdülkadir Geylani'nin torunudur
[65]   "Mescidler şüphesiz Allah'ındır,öyleyse oralarda Allaha
yalvarırken başkasını katmayın."Cin Suresi,Ayet.l8


[66] İsmi kitabelerda unutulan şair  Şakir hakkında bir kayıt bulunamamıştır
[67]  Tekke ile ilgili bilgiler, Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylani  torunlarından   rahmetli İzzet Eren ’den(1912-1975) alınmıştır
[68] Tekkenin ve odanın sinileri,tabakları,kaşıkları halen mevcut olup,Mehmet Ali Eren’ dedir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar