HÂCE-İ CİHAN’IN VAKFETTİĞİ BİR KİTAP VE
VAKFİYESİ
Bekir ŞAHİN
İstanbul’daki kütüphanelerde bulunan kitapların,
yıllar önce katalogları hazırlanmış olup, bu eserler yerli yab ancı
bilim adamları tarafından adeta didik didik incelenmiştir.
Ancak Konya ’daki
eserlerin birçoğuna el sürülmemiş, bu eserler birer hazine gibi uyumakta ve
esrarlarını korumaktadır. Bu tarihi kaynaklar tarandıktan sonra hiç umulmadık,
taze ve orijinal bilgiler, ilmin ve tarihin pek çok kör düğümlerini çözecektir.
III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan’ın Kethüdası Yusuf Ağa tarafından 1794
yılında kurulmuş olan, Yusuf Ağa Kütüphanesi 3186 cilt içerisinde 5152 eseriyle
araştırmacıları beklemektedir.
Kütüphanemizdeki tetkikimiz
sırasında 5467 numaralı “Şerhu’t Tasavvuf fi Marifeti’l Tasavvu”f
( Müellifi: Ebu Bekir Muhammed bin İbrahim el Buhâri el Kalâbâdi) isimli eser
Hâce-i Cihân tarafından bağışlanmış olup, büyük bir ihtimalle Hace-i Cihan
kendi el yazısı ile kitaba bir de vakfiye yazmıştır. Bu vakfiye ile “Hocacihan”
olarak bildiğimiz “Hâce-i Cihân”’nın dedesin adının Ahmet, babasının adının Kayser,
kendi adının Süleyman olduğunu, Hace-i Cihan olarak da şöhret bulduğunu;
en önemlisi de bu zamana kadar Tüccar olarak
bilinen Hoca Cihan’ın , vakfiyede geçen “el-Emir” ve “el-Melik” ifadelerinden, bir devlet adamı olduğunu
öğreniyoruz.
Yusuf Ağa: 5467
1-a sayfası
OKUNUŞU:
Vakafe
el-Emir el- Kebir el-Hasib el-Nesib el-Melik,el-Mustahfaz
Muvahhidin,……………Ahmed
İbn-i Kayser ibn-i Süleyman el-ma’ruf be Hâce-i Cihân ale’z-zaviye es-Sadriyye
radıyallahu anhüma ve sarrafe enla yuhrace minhu, illa birahmi vesigın “femen
beddelehu ba’dema semiahü fe innema ismühu alellezîne yübeddiluneh innallahe semiun alim” fi tarih ışrîne ramazan
sene sitte ve sitte mie (616/1219)
Eserin Künyesi
Yorumlar