ORDUCU ESNAFI
ORDUCU
ESNAFI
Sefere
çıkacak ordunun çeşitli alanlardaki ihtiyaçlarının karşılanması için bir takım
görevlilere ihtiyacı vardı. Bunlar genel olarak “orducu” veya “orducu esnafı”,
nadiren de “ordu pazarı”
olarak adlandırılan zanaat erbabından oluşuyordu. Ordunun levazım
işlerini görecek esnaf, merkezce tayin edilen "Orducu ağası" ve "Orducu başı”
denilen görevli memurlar tarafından kadılara hitaben yazılan fermanla organize
edilirdi.
Eski
Türk-İslam devletlerinde Gazneliler, Büyük Selçuklular, Irak ve Türkiye
Selçukluları, Eyyubiler ile İlhanlılar ’da da orducu gibi görev yapan ordu
pazarı ve ordu pazarları bulunmaktaydı. Osmanlılarda ise “ Orduculuk” hizmeti,
avarız türü bir vergileme olarak algılanmaktaydı. Aynî ve nakdî olmak üzere iki
şekilde uygulanıyordu. Aynî yükümlülükte bizzat hizmetin yerine getirilmesi
gerekirdi. Savaş zamanlarında özel olarak devlet hizmetinde çalışanlar için
pazar kurulmasına da ihtiyaç duyulması halinde devlet, hangi zanaat gurubunun
ne kadar çadır, kaç nefer zanaatkâr göndereceğini bir ferman ile belirler,
ordubaşı adlı görevli ile ilgili kazanın kadısına bu iletilirdi. Emri alan
kadı, loncaların yöneticileri olan esnaf kedhüdaları, yiğitbaşları ve
ihtiyarları aracılığı ile sefere gidecek zanaat erbabını belirler, bunların
adları, sınıfları, kendilerine sefer dolayısıyla verilecek sermaye miktarı ve
kefillerini bir deftere kaydederlerdi. Belirlenen kişilerin mesleğinin erbabı
olmasına dikkat edilirdi. Orducu olacakların hizmeti kabulü ile aldıkları para,
mahkemede orducu esnaf kethüdası ve ustaları ile şahitler huzurunda tescil
olunurdu.
Esnaf kethüda ve yiğitbaşları kefil
sisteminden dolayı ağır cezalara çarptırılmamak için sefere gidecek ustaların
seçiminde titizlik gösterirlerdi. Ordu esnafına sermaye olarak verilecek nakdi
para kazadaki esnaf birliği içerisindeki diğer ustalardan toplanır ve bu
paralar, sefer sırasında üretim için gerekli malzemenin alımında kullanılırdı.
Orducu çıkan esnaf alet edevatıyla orducu başının maiyetinde belirli bir süre hizmet
ettikten sonra sefer bitiminde orduyla geri dönerlerdi.
Orducu
esnafı, sefer yolunda, savaş mahallinde ve dönüş sırasında askerin giyim,
kuşam, yiyecek, sağlık, silah, donanım ve tamirat gibi çeşitli ihtiyaçlarını
ücret karşılığında karşılarlardı. Halk da ordunun geçeceği güzergâhta belirlenen
bir mekânda ürettikleri şeyleri getirip geçerli narh üzerinden ordu
mensuplarına satabilirdi.
Yeniçeri
Teşkilatının 1826’da ortadan kaldırılmasından sonra, yeni askerî yapılanma
süreci içerisinde Sanayi Alayları kurulmuş; Orducu esnaf teşkilatı
lağvedilmiştir.
KAYNAKÇA:
Orhan
Kılıç, “1585 Yılında Tebriz Seferine Çıkan Osmanlı Ordusunun İkmal ve İaşesi”, Askeri Tarih Bülteni, S. 46, s. 120-121; Antoine Galland, İstanbul’a Ait Günlük Hatıralar,(çev. Nihat Sırrı Örük), I,
Ankara 1987, s. 110-111, ;Mehmet Zeki Pakalın,”Orducu Esnafı”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü,
II, İstanbul 1982, s.?; Şenol Çelik,
“Osmanlı Sefer organizasyonunda Orducu Esnaf ve İstanbul orduları”, Eski
Çağdan Modern Çağa Orducular, İstanbul 2009 s. 355 ; Şenol Çelik,”Orducu”, DİA,XXXIII,s.370-371.
Bekir
ŞAHİN
Yorumlar