MAHKEME KAYITLARI IŞIĞINDA 17. YÜZYIL İSTANBUL’UNDA SOSYO-EKONOMİK YAŞAM
Timur Kuran’ın editörlüğünde hazırlanan eser on
ciltlik bir külliyat durumundadır. XVII. yüzyıl İstanbul mahkeme kayıtlarını
içeren 15 ciltlik kaynak, 1990’lı yıllar başlanarak bir araştırma ardından
projelendirilip, uzun soluklu bir çaba ile sonuçlandırılmıştır. Hüküm
metinlerinin Osmanlıca transkripsiyonlarını, Müslüm İstekli-Ömer Faruk Bahadur
yapmıştır. Eserde, tasarım ve yöntem birliği bulunmaktadır. Mahkeme kayıtları,
numara verilerek, kayıt tarihleri, hangi defterin hangi varağında yer aldığı
öne çıkartılarak, başlık yerinde sunulur. Akışkanlığı sağlamak üzere her
kayıtın, önce Türkçe-İngilizce özetleri, ardından defterdeki metninin Latin
Alfabeli transkribi verilir. İngilizce özetler, Nur Banu Kavaklı Birdal-Mehmet
Sinan Birdal tarafından hazırlanmıştır. On ciltlik araştırma, konularına göre
beş grup halinde şekillendirilmiştir. Birinci cilt, Esnaf ve Loncalar,
Hıristiyan ve Yahudi Cemaat İşleri, Yabancılar konusundadır. İkinci cilt,
Ticari Ortaklıklar konusuna ayrılmıştır. Üç ve dördüncü ciltler, Devlet-Toplum
İlişkileri ile ilgilidir. 5-8 arası dört cilt Vakıflar konusuna tahsis
edilmiştir. Son grup olan dokuz ve onuncu ciltler, Kredi Piyasaları ve Faiz
Uygulamaları hakkındadır. Eserin kendi içinde tutarlı bir sistemi
bulunmaktadır. Her konu grubu, başında ele alınan alanda elde edilen bilgilerle
ilgili açıklamalar yer almıştır. Grubun son cildinde de Türkçe, İngilizce Dizin
verilmiştir.
Eser, cihan devleti Osmanlı’nın başşehrindeki bir
asırlık malzeme üzerinden tasnifli, dokumanter veri sunmuştur. Bu
araştırmacılar için fevkalade önemli bir kolaylıktır. Benzeri araştırmaların,
Osmanlı kültür coğrafyasında yer alan diğer önemli merkezlerde de yapılması,
tarih, sosyal-ekonomik yapı, insan ilişkileri, dil, kültürel etkileşim,
siyaset, adalet kurumu, kadın-erkek ilişkilerine varıncaya kadar bir çok alanda
güvenilir tespitler yapmaya doğrudan imkan verecektir. Tarihle ilgili,
önyargılar, yanlış ve hurafelerden kurtulmanın bir yolu da, insanların ana
kaynaklara ulaşmasının engellerini ortadan kaldırmaktır.
CİLT I-II ESNAF VE LONCALAR-HIRİSTİYAN VE YAHUDİ CEMAAT İŞLERİ YABANCILAR, TİCARİ ORTAKLIKLAR
Birinci cildin kimlik bilgileri şöyledir: Mahkeme Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl
İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and Economic Life in
Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt 1/Volume 1,
Esnaf ve Loncalar-Hıristiyan ve Yahudi Cemaat İşleri-Yabancılar/Guilds and
Guildsmen-Communal Affairs of Christians and Jews-Foreigners, ed. Timur
Kuran, İstanbul 2011, s. 1-932.
Eserin sunuş kısmında Timur Kuran, külliyatın yirmi
yıla yaklaşan hazırlık sürecini hikâye eder. Ardından transkripsiyon ve kodlama
kuralları verilir. Girişte, şer’iye mahkemelerinin önemine dikkat çekilir. Defterler,
başka hiçbir yerden edinilemeyecek temel bilgilerin kaynağıdı. Onun için
Osmanlı tarihine ait bir çalışma, mahkeme defterlerine başvurulmadan
tamamlanamayacaktır. Külliyat, ülke çapında 20 bin defterden, İstanbul’a ait
1137 defterin yalnızca XVII. yüzyıla ait 15 defteri değerlendirilmiştir. Bu
defterlerde yer alan 10.080 hükümden, cilt grupları için belirlenen Loncalar,
esnaf, vakıf gibi yedi konuyu ilgilendirenler, işleme tabi tutulmuştur. O dönem
İstanbul’u, 700 bin nüfusa sahiptir. Şehrin yüzde 58,8’i Müslüman, yüzde 34,8’i
Hıristiyan (Ermeni, Rum vb.), yüzde 6,4’ü Yahudi’dir. Gayrimüslimler, hiçbir
Müslümanın taraf olmadığı tescil, yargı işlemlerini kendi cemaat mahkemelerinde
çözebilmektedirler. Girişte, kadı mahkemelerinin işleyişi hakkında da ayrıntılı
bilgi verilir. Kadınların rolü, davacıların kazanma oranları, vekil kullanımı, unvanlar,
köleler, para birimleri hakkında bilgi verilir.
On beş sicilde, Loncalarla ilgili toplam 220 hüküm
vardır. Bunların yarısı, tescil işlemidir. Bu kayıtlar içinde en fazlası, tek
üretici-satıcı- alıcı imtiyazı (107), en azı Lonca yetkilisinin beceriksizlik
dolayısıyla değiştirilmesi (14) hakkındadır. Aynı dönem 229 Loncanın, yüzde
57,9’u yalnızca Müslümanlardan, yüzde 24,4’ünü Hıristiyanlar, yalnızca Yahudilerden
oluşan yüzde 1,4’tür.
Loncalarla ilgili kayda giren farklı davalar vardır.
Bunlardan biri, Karagümrük’teki öküz arabacıları kethüdalığı hakkındadır.
Silahtar Fazlullah Bey, kethüdalığın divan tarafından kendisine verildiğini ama
mevcut kethüdanın görevi devretmediğini mahkemeye bildirir. Olay yerinde
incelenince, mevcut kethüda Mehmet’in, önceki vefat edince bir grup arabacı,
mahkemeye giderek, kethüda atanmasını isteyip, atanma beratı almış olduğunu
tespit edilir.
İstanbul sakalarından bir grup, mahkemeye müracaat ederek,
mevcut yiğitbaşıları olan İslâm’ın görevden alınmasını talep ederler.
Gerekçeleri, İslâm’ın bir takım kanunsuz ve uygunsuz işler yaptığını tespit
etmeleridir. Tespitlerden birisi, İslâm’ın geleneğe göre, yiğitbaşı seçilince
su taşıyıcılarına ziyafet vermemesidir. İslâm, ziyafet çekmemiştir ama sakalara
1700 akçe para harcadığını belirterek kendisini savunur. Bu para kendisine
verilirse, yemek ısmarlayacaktır. Budurumdan dolayı, su taşıyıcılarla
yiğitbaşılarının arası açılmıştır. Yerine, işi bilen Şükür adında birini
yiğitbaşı seçmişlerdir. Mahkeme, sakaların isteğini uygun bularak, Şükür’ün
tayin işlemini onaylar.
Esnaf ve Loncalarla ilgili olan birinci ciltte yer alan,
börekçi, çörekçi ve ekmekçilerin anlaşması ile ilgili ortaklık kaydı aynı
şekilde de Devlet-Toplum İlişkileri ile ilgili olan dördüncü cilte de
konmuştur. Birinci cilt, sonuna konan dizinle bitirilmiştir.
Ticari ortaklıklarla ilgili olan ikinci cildin kimlik
bilgileri şöyledir:
Mahkeme
Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and
Economic Life in Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt
2/Volume 2, Ticari Ortaklıklar/Commercial Partnerships,
ed. Timur Kuran, İstanbul’da 2011, s. 1-659.
Eserde, 15 ciltlik sicil defterlerinden tespit
edilen 414 hüküm yer almıştır. Bu dönem içinde Osmanlı esnafı 416 ortaklık
oluşturmuştur. Ortaklıklar genelde, sermaye-emek konularak kurulan tiptedir.
Çok azı, beş veya daha fazla ortaklıktan oluşmuştur. Daha büyük ortaklığa
yönelik bir meyil gözükmemektedir. Nüfusları az olmasına rağmen,
Hıristiyanların oluşturduğu ortaklıklar, Müslümanların kendi aralarında kurduğu
ortaklıklardan çok daha büyüktür.
Ahi Çelebi Mahkemesi, 1612 yılında faaldir ve
Destine ile Dimo arasındaki bir davaya bakmıştır. 659 sayfalık eser, mahkeme
kayıt numaralarına göre hazırlanan dizinle tamamlanmıştır.
CİLT 3-4 DEVLET-TOPLUM
İLİŞKİLERİ (1602-1697)
Timur Kuran’ın yayına hazırladığı üç ve dördüncü
ciltler, aynı ana başlığı taşıyan on ciltlik külliyatın, devlet-toplum
ilişkileri ile ilgili kısımlarıdır.
Üçüncü cildin kimlik bilgileri şöyledir:
Mahkeme
Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and
Economic Life in Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt
3/Volume 3, Devlet-Toplum İlişkileri (1602-19)/State-Sabject Relations
(1602-19), ed. Timur Kuran, İstanbul 2011, s. I-XII, 1-544.
Devlet-toplum ilişkilerini ele alan grubun ilki olan
3. cilt, 1602-1619 yılları arasındaki on yedi yıllık gelişmeleri kapsamaktadır.
Toplam, I-XII + 544 sayfa olan eserin girişinde, devrinin en büyük
büraksilerinden birini oluşturan Osmanlı Devleti’nin bürokratik yapısı ile
ilgili kısa bilgi verilir. İslâm hukukuna göre yönetilen devlette, görevlilerin
çoğunluğu Müslümandır. Ele alınan dönem kayıtlarına göre, 568 devlet
görevlisinin yüzde 91,5’i Müslüman, 5,6’sı Yahudi, 2,9’u Hıristiyandır.
Yahudilerin, bürokrasideki varlığı, İstanbul’daki nüfusları miktarındadır. Görevleri,
genelde vergi veya gümrük memurluğudur. Mesela 1604 yılında içki vergisi (hamr
eminliği) iltizamı, Yasef, Franko ve İlya gibi Yahudilerin elindedir. Fıçı ve
varil yapımında kullanılan tahta mukataasını, iltizam yoluyla elinde bulunduran
Yagop, gümrük emini İsak, Musa da Yahudidir. Gayrimüslim devlet görevlileri
içindeki Yahudi payı, yüzde 66,7’dir. Mahkeme kayıtlarına yansıyan kadarı ile,
davalı veya davacı olarak devlet görevlilerinin davaları kazanma yüzdesinin
25,7 olması, dikkat çekicidir. Şahısların, devlet görevlilerine karşı açtıkları
davaları kazanma oranı, yüzde 83,2’dir. En az bir devlet görevlisinin taraf
olduğu hükümler; miras, vergi, borç, vakıf, Hıristiyan-Yahudi cemaat işleri,
ticari ortaklık, yolsuzluk, hile, Lonca işleri, vekil tayini, vesayet,
yabancılar, meyhaneler olarak sıralanmıştır. Yolsuzluğun yeri, yedinci
sıradadır. Vergiyle ilgili hükümlerde, on bir ana konu içinde hile sekiz,
yolsuzluk dokuzuncu sırada yer almıştır.
Eserde ilginç örnekler vardır. Bunlardan birisi,
devlete ait esirlerin, hürriyetlerine kavuşmaları ile ilgilidir. Sinan Paşa’nın
esirleri Lilyo Marhin, Civan Somans’a, tersanede üç yıl çalışma karşılığı,
özgürlüklerinin verileceği vaadedilmiştir. Süresi tamamlanınca ellerine,
hürriyete kavuştuklarının belgesi olan atakname, 1603 yılında Galata Kadı
Mahkemesi tarafından verilir.
Bir diğer örnekte, İstanbul’a 30 fıçı içki getirip
satan Mosi’nin, fıçı başına düşen 1000 akçe vergiyi ödemediğini, İstanbul içki
emini Yahudi Franko tespit etmiştir. Franko’nun vekili Yasef, durumu mahkemeye
taşır. Mosi de suçunu itiraf eder. Franko, meyhanelerde izinsiz içki satanları
takip etmektedir. Ayrıca, Galata gümrük emini Menteş adlı Yahudi, Kurt adlı
Hıristiyanı, gümrük vergisini ödememekten mahkemeye verir. İçki emini Yahudinin
ismi Şaban’dır.
Bir başka içki emini olan Yahudi Avram, izinsiz
meyhane açıp, vergisini ödemeden içki üretip satan Yani’yi, mahkemeye verir.
Yani, vergiyi önceki emin Franko’ya verdiğini, bir bölüm içkiyi de kendisinin
içtiğini, kalanı sattığını söyler. Avram, izinsiz meyhane açan İsftefani adlı
Hıristiyan’ı, mahkemeye verir. Keşifte, İstefani’nin meyhanesinde, fıçılar
içinde içki bulunur.
Başka iltizam almış Yahudiler vardır. İstanbul’daki
mum yapımhaneleri ve İstanbul kapılarından, 1615 yılında alınacak vergileri
toplama yetkisi, iltizam yoluyla, 24.000 okka balmumu ve 1.312.500 akçe
karşılığında, Fosi adlı Yahudi’ye verilmiştir.
Kadı sicillerinde, esnafla ilgili gedik anlayışını
öne çıkartan örnekler vardır. İstanbul kalaycılarının kethüdası İbrahim,
yiğitbaşısı Abdi ile ileri gelenleri, Solak, Timur, Şaban adlı üç Mısırlı
Kıbtiyi, mahkemeye şikayet ederler. Çünkü, kalaycı esnafı işlerini, eskiden
beri dükkânda yaparken, Kıbtiler mahallelerde gezerek, sokakta kalaycılık
yapmakta, dükkânları olmadığı için kalaycıların ödediği vergileri ödememektedir.
Mısırlılar, İstanbul’da üç ay kaldıklarını, onun için dükkân açamadıklarını
belirtirler. Kadı sonuçta, kalaycılık yapan herkesin dükkân açmak zorunda
olduğuna karar verir.
Kadı sicillerine giren ilginç örneklerden birisi,
çörekçiler ile börekçilerin mahkeme huzurundaki anlaşmalarıdır. Buna göre,
çörekçi esnafının Kethüdası Mehmet Bey ve Yiğitbaşısı Abdullah ile börekçi
esnafının kethüdası Üveys ve Yiğitbaşısı Ahi Mustafa birlikte mahkemeye
gelirler. Ürettikleri ürünlerin farklı olduğunu, ancak kimi zaman birbirlerine
ait olan ürünleri de ürettiklerini söyleyerek aralarında anlaşma yaptıklarını
belirtirler. Anlaşmaya göre, kendi loncalarının ürünleri dışında üretim
yapanlar, vergi toplanırken, iki yerde vergi vereceklerdir. Kendi loncalarıyla
ödeyecekleri vergiye ek olarak, ürününü ürettiği grupla da vergi verevektir.
Mahkeme, anlaşmayı kayda geçirerek, taraflara istedikleri temessükü (tasarruf
belgesi) verir.
Kadı sicilleri, çok yönlü kaynaktır. Devlet
merkezindeki zümrelerden birisi de “kendigelen” denilen kesimdir. İstanbul’da
1604’te, 2900 hane gayrimüslim cizye vergisi ödemiştir. Bunlara “kendigelen”
denilmektedir.
Meslek adını taşıyan mahalle adlarından biri, Okçu
Musa Mahallesi’dir.
Gayrimüslim esnaf yöneticileri vardır. Ayakkabıcılar
Loncasının kethüdası, 1604’te Vasil, bunlardan biridir.
İstanbul’da yaşayan bir grup papaz, patrikleri ve
bazı devlet görevlilerinin kendilerinden haksız olarak fazladan vergi aldığını
padişaha dilekçe vererek şikayet ederler. Padişah, İstanbul kadısına,
belirlenen oran dışında, papazlardan vergi alınmaması gerektiğini bildirir.
Mahkeme
Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and
Economic Life in Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt
4/Volume 4, Devlet-Toplum İlişkileri (1661-97)/State-Subject Relations
(1661-97),
ed. Timur Kuran, İstanbul’da 2011, s. I-XII, 1-708 kimlik bilgilerini
taşımaktadır. Dördüncü cilt, 1661-1697 yılları arasını kapsar. Sonuna konan
dizinle birlikte kitap, I-XII + 708 sayfadır. Devlet-Toplum İlişkileri ile
ilgili olarak 36 yıllık dilim hakkında malzeme vermektedir. Dördüncü cilt ile
aynı konudaki üçüncü cilt arasında, maalesef 42 yıllık süreden malzeme
verilmemiştir. Onun için eser, 1661 yılına ait bir tescil işlemi ile mahkeme
kayıdı vermeye başlar.
Bu eserdeki ilginç
tescil işlemlerinden birisi, unlu mamullerle uğraşanların anlaşıp, güç birliği
ederek yeni bir oluşum önerilerini, mahkemeye götürmeleridir. 1661 yılında
yapılan işlem, 348. sırada verilmiştir. Ekmekçilerin Kethüdası Mehmet Çelebi,
Yiğitbaşısı Hasan Bey ve aynı zümreden üç şahısla birlikte, bütün çörekçi ve
börekçilerin kethüdası Veli Beşe, Yiğitbaşıları Ali Çelebi, ihtiyarlarından
Ahmet Çelebi, Ali Çelebi ve Hüseyin aralarında görüşürler. Çörekçi, tatlı maya
çörekçi, börekçi, francala ve simitçiler, orduya sağlamakla yükümlü oldukları
erzağı temin için ekmekçilerden yardım istemişlerdir. Bunun üzerine ekmekçiler;
börekçi, simitçi ve çörekçilerle ortak olurlar. Yeni durumda, diğer üreticiler,
ekmekçilere yamak olmuşlardır. Ekmekçiler, 33 bin akçelik tedarik teklifini
kabul etmiş ve bu ortaklık için, ortak bir kethüda ve yiğitbaşı tayin
etmişlerdir. Ekmekçiler, mahkemeden yapılan işlemin tescil edilerek belgenin
kendilerine verilmesini isterler. Mahkeme de bu talebi, sicile kaydeder.
İstanbul turşucuları
ile havyarcılar anlaşmazlığa düşmüşlerdir. Çünkü havyarcılar, satış izinleri
olmadan, turşuculara ait olan lahana vb. turşuları satarlar. Turşucular da
bundan zarar görür. Zararlarını karşılamak üzere de turşucu esnafı, vermekle yükümlü
oldukları ordu vergisinin yarısını, havyarcı esnafından alır. Havyarcıların,
artık turşu satmayacaklarını açıklamaları üzerine, turşucular da onlardan vergi
almayacaklarını beyan ederler. İki grubun ileri gelenleri, turşucuların
Yiğitbaşısı Mustafa, ihtiyarlarından Musalli, İbrahim ile havyarcıların
kethüdaları Todoraki oğlu Penapot, ihtiyarlarından Nikola, Manol birlikte
giderek kadıya anlaşmayı tescil ettirirler. Kendilerine anlaşmanın belgesi de
verilir. 1661 yılında yapılan işlem, kitabın 358. sırasında verilmiştir.
Galata’daki bakkallar
ile sirkeciler arasındaki anlaşmazlık, 1683’te mahkemeye intikal etmiştir.
Çünkü bakkalların yamağı olan sirkeciler, iki yıldır, sürsat ve ordu için
toplanan vergileri, geleneğe uyarak bakkallara ödeyeceklerine ağdacı esnafına
ödemektedirler. Bakkal ve sirkeci kethüda ve yiğitbaşıları, mahkemeye çıkarlar.
Kadı, sirkeci esnafı Kethüdası Kadir Beşe ve Yiğitbaşısı Ebubekir Beşe’ye,
vergilerini bakkal esnafına ödemelerini bildirir.
Dikkat çekici bir
ayrıntı horasan harcı ile ilgilidir. İstanbul’da bir grup Hıristiyan, 1661
yılında, horasan harcı üretmektedir. Ürettikleri harcı, devlet yapılarına veren
bu harç üreticileri, dükkân başına da nakliye için birer beygir
bulundurmaktadırlar. Bazı devlet görevlileri, beygirlere el koyunca, saraya
dilekçe verirler. Saraydan kadılara gönderilen yazıda, horasan harcı üreten
Hıristiyanlara karışılmaması, beygirlerine el konulmaması emredilir.
Hacı Mehmet, Duka, Yani
ve Kosta adlı dört ortak kasap, İstanbul’un çeşitli semtlerinde, dört dükkân
kiralayarak dükkân açar. Kasap esnafının Kethüdası İbrahim Ağa ile birlikte
mahkemeye gelirler. Dükkânlarında kış-yaz, sabahtan-akşama koyun eti
bulundurmak, uygulanan narh üzerinden satış yapmak üzere, aralarında
sözleşmişlerdir. Mahkeme bu sözleşmeyi, tescil eder.
Kadı sicilinde, bir de
kayıkçı kavgası yer alır. Karaköy Kapısı İskelesi kayıkçılarından bir grup, 1683 yılında,
ödemeleri gereken vergiyi toplayıp vergi tahsildarına ulaştırması gereken
kethüdaları Ali Beşe’den şikayetçidirler. Suçlama ağırdır. Onlara göre kethüda,
topladığı 20 kuruşu, kişisel harcamaları için kullanmıştır. Bundan dolayı,
kayıkçılar, Ali Beşe’yi görevden aldıklarını, yerine kayıkçı Mustafa’yı
getirdiklerini, bu atamayı delillendiren bir hüccet verdiklerini belirtirler.
Yalnız mahkemede, Ali Beşe’nin 20 kuruşu doğru yolda harcadığı ortaya çıkar.
Yeni atanan Mustafa Beşe de kethüdalık görevinde yetersiz kalmıştır. Ali Beşe,
yeniden kayıkçılar kethüdalığına getirilmeyi kabul ettiği için kayıkçı
esnafının anlaşmazlığı sona erer.
Kayıkçı esnafının
kethüdası yerini korumuştur fakat, baharatçılar, 1689 yılında kethüdalarını
değiştirirler. Lonca üyelerine göre, her yıl ödemek zorunda oldukları,
tekalif-i sultaniye vergisini, kethüdaları Mehmet Çelebi, normalden fazla
toplamıştır. Mahkemeye şikayet iletilince, durum keşfedilir. Kethüdanın itirafı
da gözönünde tutularak, Mehmet Çelebi görevden alınır. Yerine her yönden
sağlam, dindar, bütün attarların muhtarı (seçkini) olan İsmail belirlenir.
Mahkeme de bu tercihi onaylar. Ayrıca, baharatçılar, İstanbul İhtisap Ağası’na
karşı da haklarını savunurlar. Zira mahkemeye başvuran ağa, baharatçılar ve
ketenciler esnafının, diğer esnaf grupları gibi vergi vermeleri gerektiği halde
vermediklerini belirtir. Baharatçı ve ketenci kethüdaları ile yiğitbaşıları,
kendilerine eskiden bu yana muhtesiplerin karışamayacağını belirten ellerinde
çok sayıda ferman bulunduğunu belirterek birini okurlar. Görüşü sorulan, ağa da
durumu kabul eder. Bunun üzerine esnaf, davayı kazanır.
Eserde, Keçeci Piri
Mahallesi, Debbağ Hacı Hasan Mahallesi gibi esnaf adını taşıyan mahalle adları
yer almıştır. Mahallelerde kimlerin yaşadığı da bellidir. Herkesin bir kefili
bulunmaktadır. İstanbul, gireni-çıkanı belli, kimin nereye yerleşeceği önceden
tespit edilmiş bir şehirdir. Hocapaşa’dan Zeyrek’in altına kadar olan bölgede,
yangından sonra Yahudilerin yerleşmesi, bir fermanla yasaklanmıştır.
Eser şu haliyle, devlet-toplum ilişkilerini,
İstanbul merkezli olarak yansıtmaktadır.
CİLT 5-8 VAKIFLAR
Timur Kuran’ın yayına hazırladığı dört ciltlik seri,
aslında on ciltlik bir külliyatın önemli bir kısmıdır. Vakıflarla ilgili olan
5-8. ciltler, İstanbul’da 2011 yılında yayımlanmıştır. Bu kitapların temel
kaynağı, İstanbul’un XVII. yüzyılda tutulan on beş ciltlik Şer’i Mahkeme
defterleridir. Bu defterlerde yer alan, vakıflarla ilişkili hüküm metinlerinin,
Osmanlıca transkripsiyonları, Müslüm İstekli-Ömer Faruk Bahadur tarafından
yapılmıştır. Eserde, mahkeme kayıtları, numaralandırıldıktan sonra, tarih ve
hangi defterde yer aldığı belirtilerek verilir. Her kaydın önce,
Türkçe-İngilizce özetleri, ardından defterdeki hükmün doğrudan metni verilir.
Eser bu haliyle, başkent İstanbul’un, 1600’lü yıllarına ait malzeme sunan
önemli bir kaynak durumundadır. İngilizce özetler, Nur Banu Kavaklı Birdal ile
Mehmet Sinan Birdal tarafından hazırlanmıştır. Dört cildin dizini, 8. cildin
sonuna konmuştur.
Beşinci cildin kimlik bilgileri şöyledir:
Mahkeme
Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and
Economic Life in Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt
5/Volume 5, Vakıflar (1602-17)/Waqfs (1602-17),
ed. Timur Kuran, İstanbul 2011, s. I-XII, 1-584.
Vakıflarla ilgili serinin ilki olan 5. cilt,
1602-1617 yılları arasındaki on beş yıllık dilimi kapsamaktadır. Toplam 584
sayfa olan beşinci cilt girişinde, mahkeme kayıtlarına geçilmeden önce,
vakıflarla ilgili bilgi verilir. Ekonomik yönden verimli Osmanlı arazisinin,
yaklaşık üçte birinin vakıf mülkü olduğu belirtilerek, vakıfların toplum
hayatındaki etkisi vurgulanır. Buna göre, 1602-1697 yılları arasında, kadı
sicillerindeki 10.080 kayıttan 1544’ü vakıflarla ilgilidir. Vakıflar, günlük
sosyal, ticari hayatın içinde, canlı bir işleyişe sahiptir. Fakirlere yemek,
barınak, din görevlilerine lojman sağlama yanında, mahalle vergilerinin
ödenmesinde fon, hamam işletmesi, vefat edenlerin ruhuna Kur’an okunması, bir
yeniçeri bölüğü veya Lonca üyeleri gibi meslek gruplarına, sosyal güvence
sağlamak için kurulmuş olanları vardır. Bu anlamda meslek vakıflarının miktarı,
vakıf çeşitleri içinde toplam yüzde 11.4’tür. Vakıfların ezici çoğunluğu,
Müslümanlara aittir. Az miktarda Hıristiyan, Yahudi vakfı ile, gayrimüslimlerle
Müslümanların ortak vakıfları bulunmaktadır. 473 vakfın 125’i, cami ve
medreseleri desteklemek için kurulmuştur. Kadınlar sosyal hayatta aktiftirler.
İslâm hukukuna göre, vakıf kurucusu, vakıf mütevellisi olabilen kadınlar
vardır. XVII. yüzyıl İstanbul’unda kadınlar, vakıfları ilgilendiren tüm ticari
davaların yüzde 43.1’inde, ticari tescillerin yüzde 38,1’inde taraftırlar.
Halbuki, vakıfla ilgili olmayan ticari davaların ancak yüzde 22,1’inde, ticari
tescillerin yüzde 31,5’inde kadınlar vardır. 1606 vakfın, 609’unun kadınlara
ilişkin olması, sosyal aktivite açısından fikir vermektedir. Kadınlara ait
meslek vakfı, bunlar arasında 12’dir. Bu dönemde, Fütuha Hatun Vakfı, Şahî
Hatun Vakfı, Kerime Hatun Vakfı, Zeyni Hatun Vakfı, Kamer Hatun Vakfı, Ayşe
binti Bali Vakfı, Hatice Hatun Vakfı, Raziye Hatun Vakfı gibi kadın vakıfları
vardır.
Altıncı cildin kimlik bilgileri:
Mahkeme
Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and
Economic Life in Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt
6/Volume 6, Vakıflar (1617-61)/Waqfs (1617-61),
ed. Timur Kuran, İstanbul’da 2011, s. I-XII, 1-650.
Altıncı cilt, 1617-61 yılları arası, 44 yıllık
dilimdeki İstanbul vakıfları ile ilgili mahkeme kayıtlarını içermektedir. 650
sayfa olan kitapta, dönemle ilgili resim, çizim ve şer’i sicil belgeleri de yer
almıştır. Adında, Dellak Hüseyin Vakfı, Yahya Kethüda Vakfı, Takyeci Pervane
Bey Vakfı, Yakup Kethüda Vakfı, Çırakçı Hamza Vakfı, Mimarbaşı Kasım Ağa Vakfı,
Keresteci Mahmut Vakfı gibi, mensup olduğu iş kolu, mevkii ile ilgili unvan
bulunan dönem vakıfları bulunmaktadır.
Padişahlar, vezirler yanında, çokca kadın vakfı vardır.
Asude Sultan Vakfı, Sultan Hatun Vakfı, Selime Hatun Vakfı, Hâcce Hatun Vakfı,
Ayşe Hatun Vakfı, Hacı Hatun Vakfı, Ayni Hatun Vakfı, Safiye Hatun Vakfı,
Turhan Hatun Vakfı, Zeynep Hatun’un Zeyrek Camii’nde Kur’an okuma vakfı,
Perizat Hatun Vakfı, Hanım Hatun Vakfı, Saime Hatun Vakfı, Nuriye Hatun Vakfı,
Ayşe Sultan Vakfı, Hüsna Hatun Vakfı, Kamer Hatun Vakfı, Sakine Hatun Vakfı,
Mahpeyker Valide Sultan Vakfı, Fatma Hatun Vakfı, Rabia Hatun Vakfı, Mihri
Hatun Vakfı gibi kadınlara ait vakıf isimleri bulunmaktadır. Melekşah Vakfı’nın
mütevellisi Saliha Hatun gibi, bazı kadın vakıflarının mütevellisi de kadındır.
Yedinci cildin kimlik bilgileri:
Mahkeme
Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and
Economic Life in Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt
7/Volume 7, Vakıflar (1661-83)/Waqfs (1661-83),
ed. Timur Kuran, İstanbul’da 2011, s. I-XII, 1-677.
Yedinci cilt, 1661-1683 arasındaki yirmi iki yıllık
döneme ait, İstanbul vakıflarıyla ilgili mahkeme kayıtlarını içermektedir.
Kitap, 677 sayfadır. Yayımlanan malzeme içinde, keçecilerin orduya ödeyeceği
vergi giderlerini karşılamak üzere oluşturulan para vakıfları, bir yeniçeri
bölüğünün oda giderlerini karşılamak için kurulmuş çeşitli vakıflar, Simkeş
Hasan Çelebi Vakfı, Hundi Hatun Vakfı, evini salih ilim adamları otursun diye
vakfeden Kamer Hatun gibi hayır sahipleri hakkında bilgiler bulunmaktadır. Kadı
kayıtları, sosyal yapı konusunda zengin malzeme deposu durumundadır.
Portekiz’den göçüp gelmiş Yahudi Yako, Meyhaneci Dimitri, Somi Anna’nın oğlu
Hıristiyan Kostantin, Kasbar’ın eşi Losbek ile kızı Zemerred, adaletin tecelli
etmesi için kadı mahkemesine müracaat eden binlerce gayrimüslimden birkaçıdır.
Pazar çeşitleri içinde Avrat Pazarı gibi müşterileri ağırlıklı olarak farklı
mekânlar vardır.
Sekizinci cildin kimlik bilgileri:
Mahkeme
Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and
Economic Life in Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt
8/Volume 8, Vakıflar (1689-97)/Waqfs (1689-97),
ed. Timur Kuran, İstanbul’da 2011, s. I-XII, 1-651.
Sekizinci cilt, 1689 ile 1697 arasında, sadece sekiz
yıllık süreye ait kadı kayıtlarını kapsar. Eser, sonuna eklenen dört cildin
dizini ile birlikte, 651 sayfadır. Tarihe ait, ataerkil aile yapısı hakkındaki
bilgileri, sorgulatacak kayıtlar vardır. Bunlardan biri, kadı mahkemesine,
kocası Ahmet’ten boşanmak üzere müracaat eden Emetullah Hatun’la ilgilidir.
Hatun, mehir bedelinden vazgeçer. Nafaka da istemez. Mahkeme, kadından gelen boşanma
talebini, kocasını da dinleyerek kabul eder. Eserde, esnaf meslek adlarının
geçtiği yerleşim yerleri vardır. Bunlar arasında; Sahhaf Muhyiddin Mahallesi,
Esirci Kemal Mahallesi, Çeraği Hamza Mahallesi, Sarraç İshak Mahallesi, Debbağ
Yunus Mahallesi, Kazgani Sadi Mahallesi gibi isimler bulunmaktadır. Esnaf
kuruluşlarına ait, Ferruh Kethüda Vakfı, Yahya Kethüda Vakfı, Kürekçibaşı
Süleyman Ağa Vakfı, Kara Kethüda Vakfı, Hasan Kethüda Vakfı, Kazganibaşı Hamza
Ağa Vakfı gibi vakıflar vardır.
Emine Hatun Vakfı, Nimetullah Hatun Vakfı, Alime
Hatun Vakfı, Hançerli Sultan Vakfı, Valide Sultan Vakfı, Sabiha Hatun Vakfı
gibi kadınlara ait vakılar, kadının Osmanlı toplumu içindeki yerini vurgulamada
fikir vermektedir.
Kitaplar, farklı kültürler arası ilişkiler hakkında
zengin malzeme vermektedir. Bir Müslüman kuruluşu olan Çoban Çavuş Vakfı’nın
odalarında Sara adlı bir Ermeni kadın oturmaktadır. Aynı vakfın bir başka
odasında oturan Ermeni Ovanos, izinsiz kömürlük yapmıştır. Sara, kendisine
zarar verdiğinden dolayı, Ovanos’u kadıya şikayet eder. Kadı, kömürlüğün
kaldırılmasına karar vermiştir. Dört kitap, farklı din, dil ve kültürden
kesimlerin, Osmanlı şemsiyesi altında, insani ilişkileri sürdürerek, barış
içinde nasıl yaşayabildiklerinin vakıflar bağlantılı malzemelerini kültür
hayatımıza kazandırmıştır. Kaynak olarak, dünkü sosyal yapının değişik yönlerini,
değişim sürecini araştırmak isteyenler için kitaplar, vazgeçilmez mahiyettedir.
CİLT 9-10 ESNAF VE LONCALAR-HIRİSTİYAN VE YAHUDİ CEMAAT İŞLERİ YABANCILAR, TİCARİ ORTAKLIKLAR
Eserin dokuz ve onuncu ciltleri, Kredi Piyasaları ve
Faiz Uygulamaları konusuna ayrılmıştır. Dokuzuncu cildin kimlik bilgileri
şöyledir: Mahkeme Kayıtları Işığında 17.
Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and Economic Life in
Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt 9/Volume 9, Kredi
Piyasaları ve Faiz Uygulamaları (1602-61) /Credit Markets anda Uses of Interest
(1602-61), ed. Timur Kuran, İstanbul 2011, s. I-XII + 1-529.
Dokuzuncu cildin girişinde, konu ile ilgili
istatistikler, on yedinci yüzyıl İstanbulu’nda kredi davaları, kredi veren ve
alanların özellikleri, faiz oranları, teminat ve kefil kullanımı, bankasız
kredi piyasaları hakkında bilgi verilir.
Dönemin sicil kayıtlarına göre, 59 yıllık süre
içinde kredi ile ilgili, 1301 dava hakkında hüküm vardır. Bunların büyük
çoğunluğunda tarafların hepsi erkek, az bir kısmında kadınlar taraf
durumundadır. Kadınların da çoğunluğu, kredi alan durumundadır. 71 kayıtta
kadınlar, borç veren konumdadır. Osmanlı Devleti’nin İstanbul dahil hiçbir
yerinde banka kurulmamıştır. Bankaların kurulabilmesi için on dokuzuncu yüzyıl
ortalarının gelmesi gerekmektedir.
Serinin onuncu cildi, 1661-1697 yılları arası
kayıtlarını içerir. Onuncu cildin kimlik bilgileri şöyledir:
Mahkeme
Kayıtları Işığında 17. Yüzyıl İstanbul’unda Sosyo-Ekonomik Yaşam / Socıal and
Economic Life in Seventeenth-Century Istanbul Glimpses from Court Records, Cilt
10/Volume 10, Kredi Piyasaları ve Faiz Uygulamaları (1661-97)/Credit Markets
anda Uses of Interest (1661-97), ed. Timur Kuran,
İstanbul’da 2011, s. 1-497.
Bu cilt, 1661 yılından itibaren 192 mahkeme kaydını
içerir. Borç ilişkisi ile ilgili kayıtlar, genelde evini rehin (istiglal,
ipotek) bırakarak bir vakıf veya şahıstan toptan para alıp, kendi evinde belli
bir ücret karşılığı kira ile oturmak tarzındadır. 512. kayıttaki örnek
şöyledir: Kâtip Kasım Mahallesi’nden Ayşe Hatun, evini Çalık Osman Vakfı’na 150
kuruşa satmıştır. Bir yıllığına 22,5 kuruşa aynı vakıftan kiralamıştır. Böylece
150 kuruş karşılığında, yıllık 22,5 kuruş vermiş olacaktır. Arada
kararlaştırılan işlemi de vakfın mütevellisi, şahitler, kefili ile mahkemeye
gelerek kayda geçirtmiştir.
Benzeri bir örnek, Arnavutköy’den kasap Yorgi’nin
iki bağını rehin yoluyla İsmail Çelebi’ye satarak aldığı 230,5 esedi kuruşla
ilgilidir. Yorgi satıştan sonra, bağlarının kirası olarak İsmail Çelebi’ye
yıllık 34,5 kuruş ödeyecektir. İki ciltte, 1683 yılına ait bu işlem benzeri
toplam 692 kayıt bulunmaktadır.
Onuncu cilt sonunda, 9-10. ciltlerin dizini ile
birlikte, serinin tamamını kapsayan genel dizin de verilmiştir. Genel dizin,
yerleşim ve idare birimleri, kurumlar, meslekler ve unvanlar, cemaatler ve
yüksek devlet görevlileri, yapılar, vergiler, tüketim malları ve diğer olmak
üzere altı kısımda sunulmuştur. On ciltlik seri şu haliyle, çok yönlü
sosyo-ekonomik hayatı, başkent İstanbul’dan, mahkemeye yansıyan yüzüyle sunan, önemli
bir kaynak durumundadır.
Caner
ARABACI
Yorumlar