ESNAF SÖZLERİ
Ahilik; ülke kaynaklarının ve yerli malının değerlendirilmesinden,
toplumsal olarak adil bir gelir dağılımının oluşturulmasına; esnafın kendi
arasındaki iç dinamiklerin sağlanmasından müşteri merkezli bir ticaret
ahlâkının yerleşmesine; meslek erbabının her türlü tutum ve davranıştan, o
meslek dalıyla ilgili incelik ve ustalık bilgilerini oluşturmaya kadar gelişmiş
bir medeniyetin göstergesi olarak yüzyıllardır toplumsal birliğe, barışa,
hoşgörüye, ticaret ahlâkına tesir etmiş ve doktrinlerini de günümüze kadar
ulaşmış olan esnaf sözleriyle/levhalarıyla taşımıştır.
Ahiliğin sosyal, kültürel ve dinî kodlarından olan çeşitli esnaf
dükkânlarında hatlarla yazılmış levhalardaki “esnaf sözleri” gerçek bir esnafın,
satıcının nasıl olması gerektiğini anlatmaktadırlar. Bu sözler; ahi esnafının
müşterisine karşı sorumluluklarını hatırlatıcı mahiyette gözünün önünde, onu
sürekli uyarıcı bir fonksiyonu üstlenmiştir. Zaman zaman müşterinin de uyması
gereken ticaret ahlâkını, kurallarını da dile getiren bu sözler hattatlar
tarafından yaldızlı çerçeveler içerisinde Arap harfleriyle işlenmiş/yazılmış,
harf inkîlabından sonra ise yeni harflerle yazılır olmuştur.
Çoğunluğunu beyitler hâlinde gördüğümüz bu sözler zaman zaman üçlük,
dörtlük, beşlik, altılık, vb. mısralarla da karşımıza çıkabilmektedir. Parmak
hesabının gözetildiği bu şiirsel ifadelerde zaman zaman vezin kusurları da
görülür. Sanat kaygısının ikinci plânda tutulduğu bu levhalar / sözler
kanaatimizce halk edebiyatı ürünleri içerisinde “kalıplaşmış ifadeleri”
anımsatan mahiyette sözlerdir.
***
Ahi Evran, Anadolu’nun ilk esnaf teşkilatı olan Ahiliğin kurucusu kabul
edilir. Onun esnaflar hakkında söylediği hikmetli sözler de bir ahinin nasıl
olması gerektiği hakkında fikir vermektedir. Hatta diyebiliriz ki bu esnaf
sözlerinin ilk kaynağı bu veciz ifadelerdir.
“Eline, diline, beline sahip ol; kalbini, kapını, alnını açık tut!”
“Ahi’nin eli, kapısı, sofrası açık olmalı; gözü, beli ve dili kapalı
olmalı!”
“Eşine, işine, aşına özen göster!”
“Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol.
Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkâr ol.
Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda
iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendin muhtaç iken
bile başkalarına verecek kadar cömert ol!”
Çeşitli kaynaklardan derlediğimiz esnaf ahlâk ve görgü kurallarını
yansıtan, müşteri merkezli bir ticaret anlayışını gösteren bu irfan dolu
sözleri aşağıda veriyoruz:
1. Bir aşçı dükkânı levhası:
Her taamın (yiyeceğin) lezzeti ta ki dimağdan (beyinden) çıkar,
Tuz ekmek hakkını bilmeyen akıbet (sonunda) gözden çıkar.
2. Bir şekerci dükkânı levhası:
Sade pirinç zerde olmaz bal gerektir kazgana (kazana),
Baba malı tez tükenir, evlât gerek kazana.
3. Bir helvacı dükkânı levhası:
Dolandım misl-i cihan bulamadım başıma bir tane tac,
Ne eğride tok gördüm ne doğruda aç.
4. Bir saatçi dükkânı levhası:
Gelen gelsin saadetle,
Giden gitsin selâmetle.
5. Bir balıkçı dükkânı levhası:
Ehl-i aşka müptelayım nemelâzım kâr benim,
Mal ve mülküm yoktur amma kanaatim var benim.
6. Bir marangoz atölyesi levhası:
Sefa geldin ey müsafir, ısmarla kahve içelim,
İşçi ile sohbet olmaz, bir merhaba der geçelim.
7. Bir demirci dükkânı levhası
Doğru olsan ok gibi elden atarlar seni,
Eğri olsan yay gibi elde tutarlar seni,
Menzil alır doğru ok elde kalır eğri yay.
8. Bir berber dükkânı levhası:
Her seherde besmeleyle açılır dükkânımız,
Hazret-i Selman-ı Pâk’tır pîrimiz üstadımız.
Lâfla dükkân açılmaz, boş yere etme telâş,
Selman-ı Pâk de gelse parasız olmaz tıraş.
9. Çeşitli dükkân (Bakkal) levhaları:
Dükkân kapusu Hak kapusu, Hakkına yalvar,
Çeşmim (gözyaşım) gibidir çeşmeleri akmasa da damlar.
*
İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah (iğrenmek, tiksinmek)
Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah.
*
İlim ve sanattan haberdâr olmayanlar aç olur,
Müflis ve bîvâye kalur, herkese muhtaç olur.
*
Her sabah Besmeleyle açılır dükkânımız,
Hakk’a iman ederiz, Müslümandır şanımız.
Eğrisi varsa bizden, doğrusu elbet sizin,
Hilesi hurdası yok, helâlinden malımız.
Müşterilerimiz velinimet, yaranımız yârimiz,
Ziyadesi zarar verir, kanaattir kârımız.
10. Birçok işyerinde gördüğümüz
levha:
Teklif etme veresiye,
Dost kalalım ölesiye.
***
Bugün birçok işyerinde bu tür sözlere rastlayamasak da bunları hatırlatan
yeni dönemin ürünlerini görebiliyoruz. Kanaatimizde gelenek modern sözlerle
varlığını devam ettirmeye çalışmaktadır. Son olarak günümüz sanal iletişim
ortamlarında dolaşan içi boş duvar yazılarını bu hikmetli sözlerin dışında
değerlendirmeliyiz.
KAYNAKÇA
BAYRAM, Mikail
(1991), Ahi Evren ve Ahi
Teşkilâtı’nın Kuruluşu, Konya.
BOZYİĞİT, A.
Esat (1988), “Esnaf Destanları” Türk
Folklor Araştırmaları,
1988/2, Kültür ve Turizm
Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yay: 96, s. 27-47.
ÇAĞATAY, Neşet
(1997), Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, s. 158-160.
EKİNCİ, Yusuf
(1989), Ahilik ve Meslek Eğitimi,
İstanbul.
GÜLLÜLÜ, Sabahattin
(1992), Ahi Birlikleri,
İstanbul.
SOYKUT, Refik
(1971), Orta Yol Ahilik, Ankara.
ŞİMŞEK, Muhittin
(2002), Ahilik, İstanbul.
Aziz AYVA
Yorumlar