LADİKLİ AHMET AĞA'NIN BİR KÖPEĞE MERHAMETİ
Ahmet Ağa ve arkadaşları Sina
Çöllerinde savaşırken bir ara, günlerce aç ve susuz kalırlar. Bir gün, askere birer
sıcak ekmek dağıtılır. Erat birer birer kenara çekilip bu leziz ekmeği yemeye,
açlıklarını gidermeye çalışır. Ahmet Ağa da arkadaşları gibi, aynı şekilde
hissesine düşen ekmeğini yemeye hazırlanır.
O anda karşısına bir köpek gelip
dikilir ve gözlerini Ahmet Ağa’nın gözlerine bakarak ısrarla ona lisan-ı hâl
ile de, “Ben de senin gibi günlerdir acım” der.
Ahmed Ağa da, köpeğin kendisi gibi
günlerdir aç olduğunu düşünür. O anda bölüp ağzına götürdüğü ekmeği ağzından
alıp, köpeğe atar. Köpek önüne atılan ekmek parçasını bir anda kapıp yutar ve
tekrar gözlerini Ahmet Ağa’nın gözlerine diker. Ahmet Ağa’yı uyarırlarsa da, o
ekmeğini köpekle paylaşmaktan vazgeçmez. Ve ekmeğini bu şekilde bitirir.
Ahmet Ağa o gece, Hazreti Peygamberi
rüyasında görür. Aralarında neler geçtiğini ve neler konuşulduğunu bilemiyoruz.
Bu bir sır. Bize anlatılan olay bu kadar. Beni çok etkileyen ve bizce son
derece önemli olan bu olay üzerinde yeterince durmak gerekir.
Ayırt etmeksizin bütün mahlûkata
merhamet, insan sevgisi, peygamber muhabbeti, ilahi aşk, ilahi emirlere
uymadaki hassasiyet, bütün velilerde bulunan müşterek vasıflardandır. Elbette
Ahmet Ağa da bu vasıflarla muttasıf olacaktır.
Ahmet Ağa’nın kalp gözü açıldıktan,
ilahi desturla dili çözüldükten sonra, Çoban Ahmet ve Ahmet Hüdai mahlasıyla
yazdığı bütün şiirlerinde onun insan sevgisini, mahlûkata merhametini,
peygamber muhabbetini ve Allah aşkını müşahede etmek mümkündür.
Yorumlar