MESNEVİ
MESNEVİ
Bekir ŞAHİN
Milletler Yetiştirdikleri
Büyük insanlarla tanınır ve anılırlar. Mevlana’da Milletimizin yetiştirdiği büyük
insanlıktan biri mensubu olduğu düşünce ve inanç dünyasının, müsamaha
anlayışını sevmeyi ve saymayı işleyip ön plana çıkaran bir müteferriktir.
Hz. Mevlana dünya var oldukça hoşgörünün sembolü olarak
kalacak ve iyilikle anılacaktır.
Hz. Mevlana Horasandan alıp getirdiği aşk ateşini
Anadolu’nun bağrında Konya’da kemale erdirmiş bir mutasavvıf ve bir ilim adamı
olarak gönüller yapmaya ve yakmaya devam ediyor.
Farklılıkları birer zenginlik olarak görmeyi insana bakış
açısının temeline kayan Hz.Mevlana barış ve hoşgörünün en zirve isimlerinden
biri olmasıyla düşünce dünyasında büyük bir çığır açmış ismini günümüze kadar
taşımayı bilmiştir.
Fikirleri çağı aşarak günümüze kadar gelmiştir.
Tarihte milletlere
asırlarca takip edecekleri istikametleri göstermeyi başarmış büyük büyük
âlimler vardır. Bu alimlerinde eskimeyen söz ve fikirlerini bize kadar
ulaştıran onların önemli eserleridir.
Biz onları ancak eserlerinden tanıyabilir, öğrenebiliriz. İlerlemenin ve
yükselmenin ilk şartı da geçmişi iyi bilmektir. Çünkü herhangi bir konuda çalışan insan, geçmişte o hususla
ilgili yapılan çalışmaları bilmez, o konudaki eserleri tanımazsa, belki de
çalışmaları sonunda eskilerin tekrarından öteye gidemez. Bu itibarla ilim
erbabının, kendi ihtisas alanlarına giren-bazıları sonradan basılmış olsa bile
hattatlar tarafından büyük bir titizlik ve emekle yazılıp kütüphane köşelerini
süsleyen paha biçilmez değerdeki el yazma eserleri tanımaları ve bilmeleri
gerekir.
Konya birçok medeniyete beşiklik etmiştir. Aynı zamanda
Selçıklular’dan günümüze de bir kültür başkentidir. Bir çok önemli ilim
adamanın eserleri burada toplanmış, büyük bir kısmı değişik sebeplerle günümüze
ulaşmasa da yine de azımsanmayacak sayıda
eser bulunmaktadır. Bu eserlerin en önemlilerinden birisi şüphesiz
Mesnevi’dir
Mesnevi;
Edebi bir
türün adı olmasına karşın şöhreti nedeniyle Hz. Mevlana’nın bu türde yazdığı
esere âlem olan mesnevi her beyti kendi arasında kafiyeli edebi türe verilen addır.
Mevlana bu
eserinde hakikatleri tasavvufi bir bakış açısıyla görünüşte daha basit olan
hikâye ve temsil yolunu kullanarak beyitler halinde aktarmayı hedeflemiştir.
Türk-İslam düşüncesinde önemli bir yere sahip olan
Mevlana mesnevi adlı eserinde Kur’an ayetlerine yer vermiş bir kısım ayetleri
doğrudan tefsir etmiş Kur’an kavramlara ve kanunlara yer vermiştir.
Mesnevinin
oluşumunda Mevlana’nın tarihselliği perspektifiyle Kur’anı bir kültürün önemli
etkisi olduğu sunumunda ise farklı kaynakların birikiminin kullanılması sonucu
Kur’an’dan ayrılan yönleri olsa da Kur’an da kullanılan hikâye ve temsil
üslubunun tercih edildiği tasavvufi hakikatlerini daha kolay anlaşılır bir
şekilde aktarıldığı gözlenmektedir.
İçerisinde
ayetler, hadisler, atasözleri, temsiller ve fıkralar bulunmaktadır. Ve yaklaşık
26 bin beyitten meydana gelmiştir.
•
İl: Konya
•
Kütüphane Adı: Yusuf Ağa Kütüphanesi
•
Kayıt Numarası: 6630
•
Eser Adı: Mesnevi
•
Müellifi: Mevlânâ Celâleddin Rûmi
•
Müstensih: Seyyid Hasan Gülşenî
•
Dili: Farsça
•
Yıl:1028 H.
•
Yazı Çeşidi: Ta’lik
•
Ölçü: 202*114-180*82mm
Yaprak Sayısı: 480
•
Satır Sayısı: 19
•
Kağıt Çeşidi: Âbâdî kağıt
•
Cilt ve Diğer Özellikler: Mihrabiye tezhipli, musanna,
meşin kaplı, şemseli, şirazeli, yaldızlı
cilt
•
Bulunduğu Yer: Azerbaycan
Muhammed Fuzuli Enstitüsü
•
Adı: Mesnevî
•
Müellif: Mevlânâ
Celâleddin-i Rûmi
•
Müstensih: Abdussamed b.
Abdülmecid
•
Numara: M-457
•
Cilt ve Diğer Özelikleri:
Mihrabiye beyne’s-sütur (satır araları) nefis tezhipli, Şemseli, zencirekli,
sırtı yeşil bez, kapakları kırmızı meşin kaplı mukavva ciltlidir.
•
İl: Konya
•
Kütüphane Adı: Yusuf Ağa Kütüphanesi
•
Kayıt Numarası: 6638
•
Eser Adı:Şerh-i Mesnevî
•
Müellifi:Sarı Abdullah Efendi
•
Müstensihi: Sarı Abdullah Efendi
•
Dili: Türkçe
•
Yıl: 998 H.
•
Yazı Çeşidi: Nesih
•
Ölçü: 288*175-225*122mm
•
Yaprak Sayısı: 382
•
Satır Sayısı: 19
•
Kağıt Çeşidi: İnce âbâdî kağıt
•
Cilt ve Diğer Özellikler: 1b sayfası nefis tezhipli ve sayfa kenarları altın yaldızlıdır. Sırtı ve kenarları meşin, orijinal ipek
dokuma kumaş kaplı,mıklepli ve şirazeli ciltlidir.
Sarı Abdullah Efendi
Ömrü boyunca devletine hizmet, ilim ve ibâdetle meşgûl olan Sarı
Abdullah Efendinin çeşitli tasavvuf büyükleriyle münâsebeti olmuş, kendi
eserinde; aslen Bayramî, meşrebce Celvetî, terbiyece Mevlevî olduğunu
belirtmiştir. Bayramîlerden; İdris-i Muhtefî ve talebesi Hacı Kabaî'den ve onun
da talebesi Beşir Ağa'dan feyz aldı. Celvetîlerden Azîz Mahmûd Hüdâyî ve
Mevlevîlerden Mesnevî şârihi Ankaravî'nin feyzinden istifâde etti.
İlimdeki üstünlüğü yanında hat sanatında da üstâd olan Sarı Abdullah Efendinin, reîs-ül-küttâb iken yazdığı, Abdülmecîd Sivâsî Dergâhının Vakfiyesi, sanattaki üstünlüğünün isbâtıdır. . Abdullah Efendi "Abdî" mahlası ve"Sarı" lakabıyla meşhûr oldu. 1660 (H.1071) senesinde İstanbul'da vefât edip, Topkapı'dan Maltepe'ye giden yolun kenarında, set üstüne defnedildi
Neşâtî AhmedDede ve Şâir Cevrî gibi pekçok talebe yetiştiren ve birçok kıymetli eserin sâhibi olan Sarı Abdullah Efendinin en meşhûr eseri, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin Mesnevî'sine yaptığı; Cevâhir-i Bevâhir-i Mesnevî adındaki Türkçe şerhidir. Eser İstanbul'da basılmıştır.
İlimdeki üstünlüğü yanında hat sanatında da üstâd olan Sarı Abdullah Efendinin, reîs-ül-küttâb iken yazdığı, Abdülmecîd Sivâsî Dergâhının Vakfiyesi, sanattaki üstünlüğünün isbâtıdır. . Abdullah Efendi "Abdî" mahlası ve"Sarı" lakabıyla meşhûr oldu. 1660 (H.1071) senesinde İstanbul'da vefât edip, Topkapı'dan Maltepe'ye giden yolun kenarında, set üstüne defnedildi
Neşâtî AhmedDede ve Şâir Cevrî gibi pekçok talebe yetiştiren ve birçok kıymetli eserin sâhibi olan Sarı Abdullah Efendinin en meşhûr eseri, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin Mesnevî'sine yaptığı; Cevâhir-i Bevâhir-i Mesnevî adındaki Türkçe şerhidir. Eser İstanbul'da basılmıştır.
Yorumlar