HÂDİMÎ KÜTÜPHANESİ
Bekir ŞAHİN
Hadim İlçesi’nde Ebu Sa’id Mehmet
Hadimi’nin adına cami, türbe ve kütüphaneden oluşan külliye yaptırılmıştır.
Ebu Sa’id Muhammet el Hadimi
(Ö.1762) Konya’da Karatay Medresesinde, İstanbul’da Kazabadi Medresesi’nde
okumuş, 32 yaşında Konya’ya çok sayıda kitapla dönerek 644 kitapla
kütüphanesini kurmuştur. Kitaplardan 34 kadarının yazarı kendisidir. Sonradan
kütüphane dağılmıştır. Kitaplarının bazıları Yusufağa Kütüphanesine
devredildiği anlaşılmaktadır
Türk İslam Medeniyeti’nde ilim ve
kültür müessesesi olan kütüphanelere büyük önem verilmiştir. Bizim vakıf
medeniyetimiz içerisinde en önemli vakıf eserlerinden birisi kütüphanelerdir.
Bu mekânlar bilginin korunmasına, aktarılmasına ve çoğalmasına büyük hizmet
etmiş ve etmeye de devam etmektedir. Hâdimî Kütüphanesi de bu önemli
eserlerdendir.
Hâdimî Kütüphanesi bugün, Taşpınar
Mahallesi, Hadimi caddesi No: 69’da bulunmaktadır. İnşa kitabesi mevcut olmayan
binayı Daru’s-Saâde ağası Beşir Ağa yaptırmıştır.[1]
Giriş kapısı üzerindeki mermer bir levhada 21.8.1951 tarihinde dönemin Konya
valisi Kemal Hadimli tarafından tamir ettirildiği kayıtlıdır. 1951-1954 yılları
arasında esaslı bir tamir görmüştür.[2]
Halen kütüphane olarak kullanılan bina; Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu tarafından 20.11.1988 tarih ve 3376 numaralı kararıyla tescil
edilmiştir.[3]
Klasik dönem mimari özelliklerini taşıyan bina, kare planlı, kubbeli bir
yapıdır. Kubbe daha sonra kırma çatı ile kapatılmıştır. Kuzey duvarı sağır
tutulmuş; güneyde üç, doğuda iki pencere ile aydınlatılmıştır. Giriş kapısı
kuzey duvarına açılmaktadır. Bu cephede bir ışık penceresi de bulunmaktadır.
Binanın 1740’lı yıllarda yapıldığı düşünülmektedir.[4]
Hadimi’nin doğup büyüdüğü evin önünde tuğla, horasan kireç harcı, yığma, kübik
örme kemer ve tek kubbeli küçük bir binadır. Bu kütüphane “Şehdi
Osman Efendi Kütüphanesi” diye de anılmaktadır.[5]
Osmanlı’da XVII. yüzyıldan itibaren
Anadolu’nun küçük köylerine kadar yaygınlaşan medreseleşme hareketi ile
birlikte bilhassa İstanbul’da biriken kitap külliyatlarını Anadolu’ya aktarma
çabalarını görmekteyiz. Özellikle Osmanlı devlet adamları Anadolu’daki küçük
kasaba ve köylere kadar medreseler, kütüphaneler yaptırmışlar ve buralara
kitaplar vakfetmişlerdir. Bu kişilerden biri de; Darü’s-Saâde ağası Hacı Beşir
Ağa’dır. Şeyhü’l-Harameyn iken tanıştığı Hadimi ile olan dostluğunu ölünceye
kadar sürdürmüş ve hayatta iken Hadim’e bir de kütüphane yaptırmıştır. Hadimi
ile dostluk kuran devlet adamlarından bir diğeri Divân-ı Hümâyun Hâcegânı’ndan
Akovalı Şehdî Osman Efendi’dir. Osman Efendi Hâdimî ile olan dostlukları
sebebiyle Hadimî’nin ölümünden kısa bir süre önce Hadim Kütüphanesi’ne 447 cilt
kitap vakfetmiştir.[6]
Ayrıca Osman Efendi daha sonraki tarihlerde 6 kitap daha vakfetmiştir. Osman
Efendi vakfiyesinde bu kitapları Hadim Kütüphanesi’ne ve eş-Şeyh es-Seyyid
Muhammed el-Hadimî’nin talebelerine vakfettiği ifade edilmektedir.
Foto:1 (Şehdî Osman
Efendi’nin vakfettiği kitaplar üzerindeki mührü)
Bu kitaplar arasında Selçuklu
döneminden itibaren yazılmış, ilmî değeri çok büyük el yazması kitaplar da
bulunmaktadır. Hatta bu kütüphanenin daha sonraki tarihlerde “Hadim Kazası’nda
Şehdî Osman Efendi Kütüphanesi” diye de adlandırıldığı görülmektedir.[7]
Hâdim Kütüphanesi’nin Konya ve
çevresinin çok önemli ilim ve kültür merkezi haline geldiği bilinmektedir.
Kütüphanedeki eserler konu itibariyle İslami bilim dallarının hemen hemen
hepsini kapsamaktadır. Tefsir konusunda, alanında temayüz etmiş İbn Abbas, Beyzavî,
Ebussuud, Razî, Zemahşerî gibi büyük âlimlerin tefsirleri, hadiste, başta
Kütüb-ü Sitte olmak üzere önemli birçok hadis kitapları, fıkıh alanında, usul-u
fıkıh kitaplarının yanında fetva mecmuaları, miras hukukuyla ilgili eserler,
Devvânî, Taftazanî, Şerif Curcânî gibi önemli kelamcıların eserleri, şerhler,
haşiyeler, felsefeye dair eserlerle birlikte Gazali’nin İhyası, Hz. Mevlâna’nın
başta Mesnevîsi olmak üzere diğer eserleri, Birgivi’nin Tarikat-ı Muhammediye’sinden
Yazıcızade’nin Muhammediyesine kadar pek çok eser bulunmaktadır. Tasavvuf, şiir
ve edebiyat alanındaki eserler de dikkat çekmektedir.
Konya’nın bir köyünde yetişen
Muhammed Hâdimî ilim geleneği açısından saygın bir aileye mensuptur. O dönemde
medreseleri ile öne çıkan Konya’da yetişmiştir. Konya’daki eğitim
faaliyetlerinin arkasında Nakşibendî tarikatına mensup mutasavvıflar
bulunmaktadır. Hâdimî ise mutasavvıf bir medreseli olarak talebeleri, eserleri,
sahip olduğu altyapı malzemesi ile dikkat çekecek niteliktedir.
Muhammed Hâdimî’nin ilmi seviyesi,
yazdığı eserleri, yaptığı hizmetleri bu kütüphaneyi daha da anlamlı kılmaktadır.
Burada Hâdimî’nin şahsında ortaya çıkan mesele, Osmanlı ilmiyesine dair sahip
olduğumuz bilgilerin taşra için de geçerli olduğunu göstermektedir diyebiliriz.
Adeta ilmiye konusunda İstanbul ile taşra arasındaki farkı ortadan kaldırdığı
düşünülebilir. Hâdimî’nin bütün bu çalışmaları organize etmesi,
İstanbul’dan bağımsız olarak yeni ilişki ağları oluşturması
kendisini dikkate değer kılmaktadır.
Hâdim Kütüphânesi’ne görevli olarak
Hâdimî’nin çocukları ve torunları arasından atama yapılmıştır. es-Seyyid
Mehmed; 27 Zilhicce 1256 /1841 tarihli bir berât ile bi’l-iştirâk günlüğü on
beş akçeye hâfız-ı kütüb-i evvel olarak ve es-Seyyid Ahmed Sa’îd ibn-i el-Hac
Numan Efendi günlüğü on akçeye nâzır-ı kütüphâne olarak tayin edilmişler, ancak
ikisi de arka arkaya hakka yürüyünce, 13 Şevvâl 1283/1867 tarihinde Mehmed
Efendi’nin yerine oğulları 43 yaşındaki es-Seyyid Numan, 41 yaşındaki es-Seyyid
Abdullah, 31 yaşındaki es-Seyyid Abdurrahman ve 27 yaşındaki es-Seyyid Sa’îd
Efendi adındaki çocukları ve es-Seyyid Ahmed Sa’îd Efendi’nin yerine oğulları
35 yaşındaki Mehmed Efendi ve 21 yaşındaki Numan Efendi (bu Numan Efendi uzun
süre Hadim Rüştiyesinde muallim-i sâni görevi yapan ve eski Hâdim müftüsü Ahmed
Sa’îd Hadimioğlu’nun babasıdır) hâfız-ı kütüb-i evvel ve nâzır-ı kütüphâne
olarak bi’l-iştirâk tayin olunmuşlardır.(KŞS 91/215-2)[8]
Erken tarihli Konya sâlnamelerinin
çoğunda, Hadim’de bir kütüphâne ve kütüphânede 544 adet kitap mevcut olduğu
kaydedilmekte iken,[9] daha
geç tarihli bir salnamede ise, bu kütüphanede 740 yazma, 120 nadir matbu eser
olduğu ifade edilmektedir.[10]
Numan Hâdimîoğlu: “Kütüphanede
bulunan yazma ve basma eserlerin tamamı 28 Şubat 1935’de Konya valisi Cemal
Bardakçı’nın görevde bulunduğu dönemde Konya Yusuf Ağa Kütüphânesi’ne
götürülmüştür. Bu kütüphanenin kataloglarında tarafımızdan yapılan
araştırmalarda, 5 numaralı katalogun 73-167. sayfalarında 6880 ile 7594
numaraları arasında 1125 kitabın Hadim Kütüphânesi’nden geldiği tespit
edilmiştir.”[11] demektedir.
Numan Hâdimîoğlu’nun bu tespitini incelediğimizde anılan tarihte getirilen
kitap sayısının 943 olduğunu tespit ettik. (Foto:2)
Ayrıca kitaplar Hadim’den
götürüldüğünde Yusuf Ağa Kütüphanesi’ne değil Milli Kütüphane’ye teslim
edilmiştir. (Foto:1) Daha sonra Müze
kütüphanesine taşınmış, 1947’ de de Karaman ve Akşehir’den gelen kitaplarla
birlikte Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ihtisas kütüphanesi olarak ittihaz
edilen Yusuf Ağa kütüphanesine teslim edilmiştir. (Foto:3)
Yusuf Ağa Kütüphanesi demirbaş
defterlerindeki incelememizde Hadim Kütüphanesi’nden gelen kitap sayısının 1126
olduğunu gördük. Bu sebeple 1935 tarihinden sonra da Hadim Kütüphanesinden
kitapların geldiğini düşünmekteyiz. Ayrıca Konya Bölge Yazma Eserler
Kütüphanesinde özellikle Konya İl Halk Kütüphanesi Feridun Nafiz Uzluk
bölümünden devir olarak gelen kitaplar arasında Hadim Kütüphanesi’nin mührünü
taşıyan kitaplar vardır. Yine Bölge Yazma Eserler Kütüphanesinde değişik
zamanlarda farklı kişilerden satın alınan kitaplar üzerinde Hadîmî Kütüphanesi’ne
ve Medresesi’ne vakfedildiğine dair vakıf kaydı ve mührü bulunan çok sayıda
kitaba rastladık. Hala farklı kişilerin ellerinde Hadimi Kütüphanesi ve Hadimi
medresesine vakfedilen çok sayıda kitabın bulunduğunu düşünmekteyiz.
Hadîmî Kütüphanesine ait olduğu düşünülen kitapların tamamının zahriyeleri, tarafımızdan
incelendi. Kitapların ekserisinde vakıf kaydına, vakıf mührüne rastladık. En
çok da Osman Şehdî’ye ait vakıf mührünün olduğunu gördük.
Hadimi Kütüphanesi
vakfiyesiyle birlikte çok sayıda sahısın da kitap vakfettiği tespit
edildi;
Hacı Ömer
Karapınârî, Hacı Mahmud, İbrahim Paşa Medresesi müderrisi Ahmed, Edirne
Kalender Medresesi müderrisi Mehmet b. Mustafa, Mahmud b. Hasan, Aşağı
Hadim’den Mustafa Efendi, İstanbul Sultan Mustafa Medresesi Müderrisi Muhammed
b. Muhammed, es-Seyyid el-Hac İsmail Hâdimî, Civar-ı Hadim Medresesi’nde tullab-ı
ulumdan Kadınhanlı Abdurrahman efendi,
Kitapların bazılarında “ Medrese talebelerine vakıftır”. şeklinde
vakıf olduğu belirtilmiş, ancak vakfedenin ismi yazılmamıştır.
Rehin olarak bırakılan,
ancak sahibi tarafından alınmayan kitaba da rastlanmıştır: “Mernek
(Kızılkaya)’lı el-Hac Mustafa Efendi Mutavvel mukabilinde rehindir” notu
düşülmüştür. (Demirbaş No: 6986)
Bu kitaplar arasında Ebu
Said el-Hadimî’nin şahsına ve çocuklarına ait kitaplara da rastlamıştır. Bu
kitaplarda: “Numan Efendi’ye isabet etmiştir”, “Said Efendi’ye isabet
etmiştir.”, “Numan Efendi b. Said Efendi’ye isabet etmiştir” şeklinde kayıtlara
rastladık. Bu kayıt bulunan kitapların Ebu Said el-Hadimî Hazretleri’nin çocuklarına
ait olduğunu düşünüyoruz. Bu kitapları babalarının vefatından sonra aralarında
miras olarak paylaştıkları esnada bu notları yazdıklarını tahmin etmekteyiz.
Kitaplara sanat yönüyle
baktığımızda; tezhipli kitapların az sayıda olduğu görüldü. Genellikle
tezhiplerinin de basit tezhip olduğunu müşahede ettik. Cilt sanatı açısından da
önemli cilde pek rastlanmadı. Hat sanatı açısından da kayda değer eserin az
sayıda olduğu görüldü.
Hadimî Kütüphanesi; Ebu
Said el-Hadimî’nin yaşadığı dönemde Konya ve çevresinin eğitim tarihinin ortaya
çıkarılmasında önemli verileri içermektedir. Özellikle kitaplardaki
zahriyelerin incelenmesi halinde yerel tarihe ışık tutacak önemli verilerin
bulunduğu kanaatindeyiz. Yine bu kitaplar içerisinde zamanın bilim tarihini ortaya
koyacak eserlerle birlikte o dönemdeki kitap sanatlarıyla ilgili materyallere
de rastlamak mümkün olacaktır.
Foto2
Foto:3
Foto:4 Hadim
Kütüphanesinden Konya Milli kütüphaneye gelen kitapların listesi
Foto:1 (Şehdî Osman
Efendi’nin vakfettiği kitaplar üzerindeki mührü)
[1] Hacı Beşir Ağa, harem ağalarının en meşhurlarından
biri olup, XVII. yüzyılın ortalarında doğmuş, küçük yaşta zenci köle olarak
İstanbul’a getirilmiş ve kızlar ağası Yapraksız Ali Ağa’nın yanında
yetişmiştir. 1705’de saray hazinedarı olmuş, 1713’de önce Kıbrıs’ta, sonra da
Mısır’da ikâmete mecbur edilmiştir. Daha sonra affedilerek Hicaz’a gönderilmiş
ve şeyhü’l-haremlik makamına getirilmiştir. 1717’de İstanbul’a çağırılarak
Dârü’s-sa’âde ağası olarak tayin edilmiş, On üç yıl III. Ahmed, on yedi yıl da
I. Mahmûd dönemlerinde olmak üzere toplam otuz yıl bu görevde kalan Beşir Ağa,
3 Haziran 1746’da vefat eylemiş ve Eyüp’teki türbesine defnedilmiştir
(Abdülkadir Özcan, “Beşir Ağa”, DİA, c. 5, İstanbul 1992, s. 555.) Yaşar
Sarıkaya “Ebu Said El Hadimi: Merkez ile Taşra Arasında Bir Osmanlı Alimi”,
İstanbul 2008, s. 125.
[2] Numan Hadimioğlu, “Hadim ve
Hadimliler Bibliyoğrafyası”, Ankara 1983, s.110.
[3] Haşim Karpuz, “Türk Kültür Varlıkları
Envanteri”, c. III, s. 1844-1845.
[4] Age, s. 1884.
[5] İzzet Sak, “Şehdî Osman Efendi’nin
Hâdim Kütüphânesi’ne Vakfettiği Kitaplar”, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 10, Konya 2003, s. 91.
[6] Yaşar Sarıkaya “Ebu Said El Hadimi:
Merkez ile Taşra Arasında Bir Osmanlı Alimi”, İstanbul 2008, s. 267.
[7] İzzet Sak, a.g.e., s. 92-96.
[8] İzzet Sak, “Osmanlı Döneminden Günümüze
Hadim”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi Sayı: 4, KONYA 1997, s. 169-180.
[9] “Konya Sâlnâmesi 1301”, s. 58; “Konya
Sâlnâmesi 1302”, s. 183; “Konya Sâlnâmesi 1304”, s. 247; “Konya
Sâlnâmesi 1305”, s. 246; “Konya Sâlnâmesi 1307”, s. 221; Konya
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi / İzzet Sak 92. ; DİA, c.15, İstanbul 1997,
s. 24.
[10] “Konya Salnamesi, 1317”, s.159.
[11] Numan Hadimioğlu, a.g.e., s. 111.
Yorumlar