RODOS HAFIZ AHMED AĞA KÜTÜPHANESİ
Burada bulunan Hafız Ahmed Ağa Kütüphanesiyle ilgili TİKA ve Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı
destekli uzun çalışmalar gerçekleştirdiniz. Bu kütüphaneyi okuyucularımıza tanıtır
mısınız.?
Tarihî Rodos Kalesi içerisinde,
diğer birçok Osmanlı döneminden kalma cami, hamam, imaret, medrese vb.
eserlerin de bulunduğu bir bölgede yer alan Hafız Ahmed Ağa Kütüphanesi’nin
etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir avlu içerisinde kubbeli mimariye sahip 18.
yüzyılda yapılmış taş bir binadır. İki bölümden oluşan binanın arka tarafı
kitap deposu, ön tarafı ise okuma ve sergi salonu olarak kullanılmaktadır. Depo
kısmında kitapların ahşap dolaplar içerisinde camlı-kapaklı raflarda muhafaza edilmektedir.
Sonradan kütüphaneye gelen kitaplar dışında vakfa ait olan bütün kitapların deri
üzeri ebru kâğıt kaplı mahfazaları içinde bulunmaktadır.
Kütüphane
avlusunda yer alan vakfa ait evde yaşayan vakıf mütevelli vekili ve aynı
zamanda kütüphane görevlisi Yusuf KIBRISLI bu kitapları eşiyle birlikte gözü
gibi korumaktadır. Depoda iklimlendirme gayet güzel, iki adet klima ve bir adet
nem toplama cihazı bulunmaktadır.Merkezî sisteme bağlı kapalı devre kamera
sistemi ve alarm bulunmaktadır.
Vakıf
kitapları arasında nadir olarak nitelendirilebilecek nüshaların ve kitap
sanatları bakımından değerli eserlerin olduğunu görüyoruz. Üzerinde kütüphane
mührü bulunan kitapların, konularına göre gruplandırılmış olup, dağılım şu
şekildedir;
Kur’an-ı Kerim 17 , Tefsir 74, Kıraat
9, Hadis 111, Fıkıh 120, Mevâiz 22, Meân-i
ve’l-Beyan 18,Edebiyat 41,Tarih
41, Kelam 49, Feraiz(Miras Hukuku) 14, Usul-ü Fıkıh(Fıkıh Metodolojisi)
22,Tasavvuf 45, Lügat 32, Siyer 22, Astronomi 24,Tıp 21, Nahiv 43, Sarf 17, Felsefe-Mantık-Hey’e
55 adettir. Orijinal demirbaş defterine kayıtlı toplam kitap sayısının 797 adet olduğunu görüyoruz. Kütüphanede vakıf
kitapların dışında 450 adet kayıtsız yazma kitap Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü uzmanları
tarafından Hafız Ahmed Ağa Kütüphanesi envanterine kaydedilmiştir.
Kütüphanede, 1928
öncesi nadir matbu eser kategorisine giren kitap sayısının 982 , 1928 sonrası
119 muhtelif matbu kitabın bulunduğu; bu duruma göre 1240 yazma eser, 1101
matbu eser olmak üzere toplam 2348 kitabın bulunduğu görülmektedir.
Ayrıca kütüphanedeki bir kolinin açılarak
yapılan tasnif sonucunda 1910-1930 yılları arasında yayımlanmış çeşitli gazeteler
de bu kütüphanenin önemli dermesi arasındadır: 1926-1928 yıllar arasındaki
Rodos’ta haftalık olarak yayımlanan Selâm Gazetesi’nin kitaplaştırılmış olarak
15 cilt halinde, 1911 yılına ait Paris’te Osmanlıca olarak yayınlanan İkdam
Gazetesi ve Hakimiyet-i Milliye, Tasvir-i
Efkar, Tevhid-i Efkar, Vakit, Akşam, Sebilü’r-Reşad, Esas Muhafazakar, Hilal-i
Ahmer, Ahenk, Afitab, Zümrüd-i Anka, Söz, Yeni Gün, Köy Hocası, Papağan,
Karagöz, Antalya, Sırat-ı Müstakim
isimli gazete ve mecmuaların bazı sayılarının olduğuna şahit oluyoruz.
Kütüphanede
bulunan el yazması kitaplar tek tek incelenerek; Hafız Ahmed Ağa Kütüphane
mührünü taşıyan yazmalar orijinal demirbaş defteri ve sınıflandırmaya sadık kalınarak
TÜYATOK (Türkiye Yazmaları Toplu Kataloglama Sistemi) standartlarına göre
tespitleri yapılmış; kitapların dış ve iç ölçüleri, yazı, kağıt, cilt ve
sanatsal özellikleri kayıt altına alınmıştır. Bekir Şahin ve Faruk Ağartan
tarafından hazırlanan katalogun Arapça metinleri de Zahit Tığlı tarafından
yazılarak basımı için TİKA’ya teslim edilmiştir. Ümit ediyoruz ki kısa sürede
basılır. Kitapların başlangıç-bitiş
bölümleri ile hat, tezhip ve cilt özellikleri açısından sanatsal değer taşıyan
kısımlar dahil tüm eserler e-kitap haline getirilmiştir. Çekilen toplam poz sayısı
yaklaşık; 300.000 dir. Tarihî bir külliyenin parçası olarak bilim ve kültür
tarihimiz açısından çok önemli bir koleksiyona sahip olan Hafız Ahmed Ağa Kütüphanesi’nde
bir dizi çalışma yapılarak hem mevcut eserlerin daha iyi şartlarda muhafazası
hem de bilim dünyası ve araştırmacıların hizmetine sunulmasına ortam hazırlanmıştır.
İsteyen
araştırmacılara kütüphane tarafından kitapların dijital kopyaları
verilmektedir.
Bu çerçevede; tarihî ve turistik bir ada olan
Rodos’ta özellikle yaz dönemi yoğun
turist ziyareti olmaktadır. Yaklaşık ziyaretçi sayısı Konya Mevlana Müzesine
yakındır. Hafız Ahmed Ağa Kütüphanesi’nin de
büyük ilgi gördüğü bilgisinden hareketle
kütüphanenin Türk tarih ve kültürünü tanıtacak belge ve tertibatlarla
zenginleştirilmesi ve sürekli irtibatın sağlanması gerekmektedir.
Siz Rodos’a çok gittiniz. Orada kaldınız
çalışmalar yaptınız. İlk gittiğinizde gördüğünüz tarihî eserler ile son
gördükleriniz arasında fark var mı?
İlk gittiğimizde
(2009) bir cami hariç hepsi kapalı ve
perişan haldeydi. İkinci gittiğimizde Süleymaniye Camii’nin restorasyonu
yapılıyordu. Süleymaniye Medresesi etrafında sanki yıkılsın dercesine arkeolojik
kazılar yapılmaktaydı. Recep Paşa Camii adeta harap edilmişti. Bu gidişimizde
Turistik amaçlı ve kısa sürelide olsa tüm camilerin iki günlüğüne ziyarete
açıldığını gördük, Recep Paşa Camii’nin de restorasyonunun başlanmış olduğuna şahit
olduk. Karınca hızıyla da olsa bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Süleymaniye
medresesi etrafındaki kazı durdurulmuş. Soydaşlar, bu medresenin tekrar Türk
okulu olarak açılmasını dört gözle bekliyor. Çünkü burası 1972 ‘ye kadar Türk
okuluydu. Burada ders görenler hatıralarını anlatıyor.
Murat Rei’si ziyaret ettiğimizde; Diyarbakır dahil pek çok bölgeden
insanımızla birlikte Giray Han da burada yatıyor. Çok yakın zamana kadar
buradan bizim donanmamıza bağlı savaş gemileri 5 pare top atarak Murat reisi
selamlarmış, gemilerimiz Murat reisi selamlamak için korna çalarmış. Bu önemli mekân
önceki gittiğimizde şarapçıların, esrarcıların mekânı idi. Neyse ki şimdi,
eskisine göre biraz temizlenmiş ama yine de türbenin hali yürekler acısı. Daha
önce sağlam olan iki türbe tamamen yıkılmış. Mezar taşları bir bir yok olmaya
başlamış.Bunu görünce” Burası yavaş yavaş ortadan kaldırılıyor mu?” diye
düşünmeye başladık.
Ümit ederiz ki başlanılan güzel çalışmalar kısa sürede bitirilir, İnsanlığın
ortak mirası kültürel değerlere sahip çıkılır, buralara el atılır. Her şeye rağmen
düne göre çok güzel gelişmeler var. Hiç değilse konsolosluğumuz, dış işlerimiz
düne göre çok şey ile ilgileniyor, ama daha fazla ilgi gerekiyor. Yazma Eserler
Kurumu Başkanlığı, TİKA ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı önemli
çalışmalar yapıyor ama, daha fazlası gerek. Adada Türk Tarih Kurumu, TDK da
gelip eserlerimize sahip çıkmalı. Vakıflar da. Diyanet de burada olmalı.
Yorumlar