KATALOGTA YER ALMAYAN VE ORTAYA YENİ ÇIKAN BURDUR ŞER'İYE SİCİLİ


                                                                              I.BURDUR SEMPOZYUMU

Mahkeme sicilleri kadıların tuttukları zabıt defterleridir. Muhteva olarak çok çeşitli belgeleri ihtiva etmektedir. Bunlar genellikle; dava zabıtları, hüccet ve i'lamlan, tereke ve taksim kayıtlan, nikah kayıtlan ile talak davları, günlük narh kayıtlan yanında, klasik dönemde merkezden gönderilen; ferman, berat, tezkere, ve mektup gibi idari konulan ilgilendiren çok sayıda belgeler yer almaktadır.[7] Bunun dışında mahalli yöneticilerin, şehir ve çevresinin yönetimi ve imarına dair emir ve uygulamalar da bu defterlere kaydedilmiştir.[8]
Kadı sicillerindeki zengin arşiv malzemelerini gören birçok bilim adamı "Hazine-i Evrak kayıtları derecesinde ehemmiyetli birer memba'' olduğuna işaret etmiştir. Hatta günümüz tarihçilerinin kutbu sayılan Prof. Dr. Halil İnalcık; ''Siciller önümde bir ufuk açtı'' [9] demektedir.
Geçekten Osmanlı Devlet yapısı ve şehrin tarihi dokularının belirlenmesin de bu siciller birinci elden kaynak durumundadır. Tanzimat'tan sonra kadıların yetkileri daraltılarak baktıkları davaların sayısı ve cinsi azalınca sınırlı sayıda belge Şe'riye Sicillerine kaydedilir hale gelmiş bunun sonucu olarak bu defterlerin daha önceki zengin muhtevası kaybolmuştur. Şer'iye Mahkemelerinin 1917'de adliye nezaretine bağlanmasından sonra ise şer'iye sicillerine kaydedilenlerin artık birkaç alanı kapsayacak şekle dönüşğü görülmektedir.[10]
Osmanlı döneminden günümüze intikal eden Türk hukukunun otantik kaynaklarından olan şer'iye sicillerinden birçoğu 1991 tarihinden itibaren Ankara da ki Milli Kütüphane'de saklanma yoluna gidilmiştir. Tabiî ki bu merkezde toplananlar, sadece bilinen ve katalogda yer alanlardır. Oysa Türkiye sınırları içinde kalan Osmanlı Kazaları merkezine ait Şe'riye sicillerinin tamamı tespit edilip muhafıza altına alınamamıştır. Bu konuda kurumlar hassas olmadıkları için bazı kazaların arşivleri içinde Şeri'ye Sicillerinin de bulunduğu görülen arşivlik malzemenin SEKA'ya gönderildiği düşünülmektedir. 1990'lı yıllarda Bolvadin Kaymakamlığına ait arşiv SEKA'ya gönderilirken o zaman Bolvadin Anadolu Lisesi'nde Müdür olan Sayın Muharrem Bayar'ın SEKA'nın önünde çadır kurup kendi imkânlarıyla tek başına belgeleri ayırdığı sırada bulduğu Bolvadin şer'iye sicilleri[11] koruma altına alınmıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Bursa Şeri'ye Mahkeme Sicilleri'nin yakılmasına teşebbüs edilmiş, bir imam tarafından evine kaçırılarak sonra hava yumuşayınca müzeye verilmiştir.[12]
Bu örnekler, şer'iye sicillerinin bilinmeyen bir kısmının kazaların arşivlerinde hala bulunabileceği düşüncesine götürmekte ve ümitlendirmektedir.
Yine Konya da bu yıl içerisinde çöpte bulunan ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesine satılan bir mahkeme sicili de bu tezimizi kuvvetlendirmektedir.
Kaza arşivleri dışında bazı ailelerin elinde de sicillerin bulunduğu bu bildiride tanıtılacak Burdur şer'iye sicilinden de anlaşılmaktadır. Özellikle dedelerin 19. y.y. sonu 20. y.y. başlarında kadılık veya naiplik yaptığı bilinen ailelerin özel arşivlerinde bazı kazaların son dönem tutulan şer'iye sicillerinin bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Bunların biran önce belirlenip denetim altına alınması gerekir. Şimdiye kadar 32 adet olarak bilen Burdur şer'iye sicili 1992 yılına kadar Mevlana Müzesi Kütüphanesinde saklanmıştır.
1992 yılında Türkiye genelindeki bütün mahkeme sicillerinin bir merkezde toplanması projesi çerçevesinde Ankara'da ki Milli Kütüphaneye nakledilmiştir. [13]
Bu sicillerin 2000 yılında mikrofilmleri Ankara'da ki Milli Kütüphaneden Burdur il Halk Kütüphanesine getirilmiş, ancak mikrofilimden faydalanma zor olduğundan eski Burdur Senatörü Ekrem Kabay tarafından mikrofilmlerinin çıktıları yaptırılarak ciltli halde Burdur İl Halk Kütüphanesi bünyesinde araştırmacıların hizmetine sunulmuştur.
Şimdiye kadar 32 olarak bilinen Burdur şeriye sicilleri Bu bildiride arz edeceğim hiçbir katalogda yer almayan sicille birlikte 33' e çıkmıştır. Mezkûr sicil gözaltına alınan bir zanlıda bulunmuştur. Israrla fotokopisini edindiğim ve arşivimde sakladığım 1267 tarihli 18 x 46,5cm ebadında beyaz karton kapaklı defterin, iç tarafında bir takım hesaplamalar bulunmaktadır. Bundan sonraki sayfaya tarafımdan bir numara verilmiştir. Burada esas kayıda başlanmış ve şöyle denilmektedir.
''Medine-i Burdur da Şeyh Sinan Mahallesinde vaki merhum ve mağfurunnleh Derviş Mehmet Paşa'nın bina eylediği kütüphanenin hafız-ı kütübü olan Şeyh Ali Zade es-Seyit Hüseyin Esat Efendinin bundan akdemce vefatı vukufu ile deruna kütüphane-i mezkûrda mevcut bi'lcümle kütübü nefise muteveffa-ı muma ileyhin biradeli ve ber mucibi şart-ı vakıf-ı hafız-ı kütübü bulun es-Seyit Ali Emin Efendi yedine devir ve teslim olun kütübü mezburelerdir ki; ber vechi ati zikrolunur'.1267 Zilhicce
Kütüphanede bulunan kitapların tasnifi zamanın usüllerine göre yapılmıştır;
Kitabın Konusu
Adedi
Tesir İlmi
118
Fıkıh Usulü
243
Mevı'ze
74
Değişik konular
91
Meâni
104
Menakıb
83
Hikmetle ilgili
38
Tasavvuf
36
Tarih
10
Sukuk
7
Tıp
10
Lügat
31
İlm-i Edep ve Mantık
61
Hadis
65
Akit
43
Nahiv
196
Sarf
32
Çeşitli konulrda (Gök Hüseyin Zade vakfı)
92
Değişik konulrda ((Şeyh Ali Zade'ye ait)
84
Değişik konulardaeyh Hüseyin efendiye ait)
84
Değişik konularda (Kütüphaneye emanet olarak bırakılan fakat sahipleri tarafından geri alınmayan
13
TOPLAM
1515
Gök Hüseyin zade Ahmet Nazif Efendi tarafından vakfedilen 92 adet kitabın isimleri tek tek zikredilmiştir.

1267 (1850) Şeyh Ali zade dimekle ma'ruf Şeyh Hüseyin Esad Efendi beyh Ömer Efendi zevcesi Kamile ile oğulları Ömer Memduh, Said, Yusuf, Mehmed 84 adet kitab mumaileyh nasb edilen vasi valideleri
Kamile tarafından mahkemeye müracaat etmişler mahkeme bu kitapların Derviş Mehmet Paşa kütüphanesinde kalması yönünde karar vermiştir. Bu konuyla ilgili kararda tanıtmaya çalışğımız sicilin 23. yaprağında yer almaktadır.
Mahkeme sicilinin 24. Yaprağında; mezkûr kütüphaneye emanet olarak bırakılan fakat sahipleri tarafından geri alınmayan 13 adet kitabın vakıf mührü basılmak üzere bekletildiğine dair kayıt yer almaktadır.
Kütüphaneye vakfedilen eşyalar ve diğer menkul ve gayrimenkuller tek tek yazılmıştır.
Cinsi
Adet
Fiyat
Mangal
1
4
Pekmez tavası
1
8
Kazan-Kebir
1
22
Diğer Kazan
1
8
Diğer Kazan
1
7
Abdest İbriği
1
1
Buhurdanlık
1
Toplam
7
50
Ve yine devletli Sadr-ı esbak Derviş Mehmet Paşa merhumun evkaf-ı hamse-i bildürmek içün Vakit Çalar Saat 1 adet.
Vakfiyesinde mukayyed Sargun kariyesinde çiftçi menazili 5 bab.
Vakfiye-i mahmulun bihasında mukayyed Sargun karyesinde Şeyh Ömer Efendi vakfı - Taze ağaç 250 Ad. (Armut, alıç, erik, kavak)
Vakfiye-i ma'mulun bihasında mukayyed Tilki dere nam mahalde vakıf üzüm bahçesi bab 2. Ve yine vakfiye-i ma'mulün bihasında mukayyed Seyh Ömer Efendi vakfı orta yanda bahçe kapusu civarında bağ 1 Ad.
Yine vakfiye-i ma'mulün bihasında mukayyed Şeh Sinan mahallesinde hafız-ı kütüpler sakin olmak için ferhani ve tahtani menzil durumunda serinler ile maa 1 bab.
Paşa-1 musarun ileyhisi bu vakfiye-i mahya-ı Saadet üzerine vakfeylediği nukutu mevkute 500 nukut, Sonradan ashab-ı vakfın Kitapların bozulan ciltlerinin tamiri için vakfettikleri nukutu mevkufe Üç dibek mahallesinde Atife Hanım vakfı nukutu mevkufe 300 (Kadın olması)
Hatice Kadın Vakfı 50.....
Muraki Mehmet Efendi Vakfı 130
Gök Hüseyinzade Hacı İbrahim Efendi Vakfı 125
Kara evlili Mehmed Efendi Vakfı 100
Fatma Hanım Vakfı 250
Düzenlioğlu Vakfı 200
Harice-i vakfiye eşya beyanı elan mevcut
Büyük Şamdan                                                                 1
Halı Yastık                                                                        4
Minder                                                                                1
Yorgan                                                                                1
Pistahte                                                                               5
Pirinç bilbazeli handil                                                       5
Timur iskemle                                                                    1
Yine Elkari (el'isi )............ pirinç taş                                1
Mücellit Takımı beyan
Beyaz mermer                                                                   1
Kır kebir mermer                                                               1
Kırmızı mermer                                                                1
Endaze                                                                                2
Bıçak-ı Sağır ve Kebir                                                     3
Bilegi Taşı                                                                          1
Keski                                                                                   1
Pergel                                                                                   2
Kalem                                                                                 2 Cendere
Şeyh Sinan Mahallesi'nde bulunan kütüphane, aynı zamanda Mütevelli ve hafız-ı kütüplük görevini yürüten Esat Efendi'nin ismiyle de anılır. Mermer üzerine altın Talik yazısıyla yazılı kitabesi 1914 depreminde yerinden düşştür.[14] Burdur kesme taşından Osmanlı ve Türk kütüphane mimarisi tarzında kubbesi kurşunla örtülü olarak Derviş Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Vakfiyelerden anlaşıldığına göre buradaki kitaplar başka yerlere nakledilmiş, bina mütevelliler elinde kalmıştır. Mütevelliler zaten depremde hasar görmüş olan binanın kubbesini yıkarak ahşap çatı ve tavan yapmak suretiyle tahrip etmişlerdir. Kapı üzerinde 10 satırlık manzum ve 1232 H. (1816 M) tarihli bir kitabesi mahalli basında zikredilmiş ise de bu kitabe kaybolmuştur.[15] Bu kütüphane kitap sayısı itibariyle mevcut kütüphanelerin en zengini olup, 1881 yılında 1260, 1898 ve 1903 yılları arasında ise 4500 kitap mevcut olduğu bilinmektedir.
18. asrın sonraları ile 19. asrın başlarında Derviş Mehmet Paşa Kütüphanesinde üç hafız-ı kütüp (Kütüphaneci) görevlendirilmiştir.[16]
Osmanlı kütüphaneciliğinde kütüphanelerin çalışma saatlerinde bir esas bağlanmadığı bilinmektedir. Mesela, 18.asırda kurulan bazı kütüphanelerin vakfiyelerinde kütüphanelerin açık bulundurulması gereken saatler üzerinde dikkatle durulduğu görülür. Yeterli aydınlatma sisteminin bulunmaması kütüphane kurucuları kütüphanenin çalışma saatlerini güneşin konumuna göre ayarlamaya sevk etmiştir.
Bu asırda kütüphanenin büyüklük kapasitesine göre haftada beş veya altı gün açık bulunurdu. Kütüphaneler güneşin doğuşundan bir saat sonra açılmakta, güneşin batışından bir saat önce kapanmaktadır. Derviş Mehmet Paşa Kütüphanesi ise birçok kütüphaneden farklı olarak vakfiyesinde hergün açılacağı bildirilmiştir.[17] Ayrıca bu kütüphanede eğitim yapıldığına dair bilgiler mevcuttur.[18]
Tanıtmaya çalışğım 1267 tarihli Burdur Şeriye Sicili, Burdur ilimizin kültür tarihi bakımından önemli bir belgedir. Sicillerde ki bilgiler Derviş Mehmet Paşa Kütüphanesiyle ilgili olmakla birlikte 18. yüzyıl kütüphaneciliğine de ışık tutmaktadır. 18. yüzyılda bulunan Osmanlı kütüphaneleri arasında yer alan Kayseri Raşit Efendi Kütüphanesi, İsparta Halil Hamit Paşa Kütüphanesi, Nevşehir Damat Ferit Paşa Kütüphanesi, Konya Yusufağa Kütüphanesi gibi önemli kütüphaneler arasında sicilimizde adı geçen Burdur Derviş Mehmet Paşa Kütüphanesi kütüphanelerin en önemlilerinden biridir. Bugün bu kütüphanenin kitaplarının 1687 tanesi Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesinde okuyucuyu hizmetine sunulmuştur. 625 adedi de İstanbul Süleymaniye Kütüphanesinde tamir için beklemektedir.
Bu kütüphaneye ait kitapların kimler tarafından ne şekilde kütüphaneye vakfedildiği, yine bu kitapların 18. yüzyıl tasniflerin nasıl yapıldığını da bu sicilde görmekteyiz.
Ülkemizde, kütüphanelerin mahalli idarelere devrinin tartışıldığı bu günlerde mahalli imkânlarla kütüphanelerin çok güzel bi şekilde hizmet verebileceğini yine bu sicilden anlamaktayız.
Yine bu sicilde 18. yüzyılda bulunan kütüphanelerin bünyesinde mücellidlerin bulunduğunu da görüyoruz. Ayrıca; kütüphane çalışanlarına gerçek değerin verildiğini, vakfedilen bugünkü anlamda lojman diyebileceğimiz konutlarda kaldıklarını, maaşlarının da vakıf gelirlerinden ödendiğine şahit oluyoruz. Yine bu sicilde kütüphaneye bağış yapanların çoğunluğunun bayanların olması da dikkat çekmektedir. Yine bu dönem de kütüphanelerin mahkeme sicilerine geçen vakfiyelerinden anladığımıza göre bugünkü, bütün devlet kurumlarında uygulanan ayniyat talimnamesinin benzeri o günlerde de uygulanmıştır.
Her mahallenin bir adı her adında birçok hikâyesi vardır. Mahalli idarelerimiz, mahalle ve semt adlarını verirken bu sicilleri bir kaynak olarak görmeleri temennimizdir.
Son olarak bu mahkeme sicillleri Türk Kütüphanecilik tarihini araştıracaklar için birinci derece kaynak durumundadır.






[7] -Yrd. Doç. Dr. İzzet SAK, 10 Numaralı Konya Şeri'iye Sicili, S.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yayınları Konya 2003, s.8
[8] - Rıfat Özdemir, 19. y.y.'ın ilk yarısında Ankara, Ankara 1998, s.17-18.
[9] - Emine Çaykara, Tarihçilerin Kutbu ''Halil İnalcık, Kitabı'' , Türkiye İş Bankası Yayınları İstnabul 2005, s.125
[10]             - Yusuf Küçükdağ ''Şeriye Mahkemelerinin Adliye Nezaretine Bağlandığına Dair Bozkır Şeriye Siciline Kaydedilmiş 12 Mart 1917 Tarihli Kanun''. Hukuki Araştırmalar Dergisi, Sayı: 3, s.33-35
[11]             - Yusuf Küçükdağ, '' Türk Hukukunun Otantik Kaynaklarından Kadı / Şeriye Sicilleri'' , Hukuki Araştırmalar Dergisi Sayı:2 , s.25 - 26
[12]             - Emine Çaykara, Tarihçilerin Kutbu ''Halil İnalcık, Kitabı'' , Türkiye İş Bankası Yayınları İstanbul 2005, s.125
[13] - Yrd. Doç. Dr. İzzet SAK, 10 Numaralı Konya Şeri'iye Sicili, S.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yayınları Konya 2003,
s. xxx
[14]             Burdur Yıllığı 1955 s.103,104
[15]             Oral M.Zeki, Burdur Kütüphaneleri ve Kitap Vakfiyeleri Vesikaları s.233, Türk Tarihi Basımevi Kurumu 1960 Ankara
[16] Erünsal İsmail, Türk Kütüphaneleri Tarihi, II Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, s.180, Ankara 1991 Burdur Araştırmaları 3 s. 51-56
[17] Age s.239
18] age s.244




2005 YLINDA DERVİŞ MEHMET PAŞA KÜTÜPHANESİNİN İÇİNDEN ÇEKTİĞİM FOTOĞRAFLAR




[

Yorumlar

Popüler Yayınlar