Sultan Hamid’in Özellikleri


            Sultan Hamid’in yatak odası kendisine ait dairenin birinci katındaydı. Bu daireye çimento döşeli bir yoldan ve camlı bir kapı ile girilirdi. Kapının iç tarafı küçük bir taşlık olup buraya açılan bir kapıdan iki basamaklı bir merdivenle salona çıkılırdı. İşte Sultan Hamid’in yatak odası bu salonun sol tarafındaydı.
            Yatak odası girilince sol tarafta bir paravan, bunun arkasında da Hünkâr’ın karyolası vardı. Hünkâr’ın belirli bir yatak odasının olmadığı ve yerde yattığı hakkındaki söylentiler uydurmadır.
            Abdülhamid’in en çok okuduğu, daha doğrusu okutmak suretiyle dinlediği kitaplar polisiye romanları, cinayet hikâyeleri ve seyahatnamelerdi. Yıldız Sarayı’nda bir Tercüme Dairesi vardı. Buraya memur edilen kişilerin unvanı “Mâbeyn-i Hümâyûn Mütercimi” idi. Bunlar arasında Sadrazam Hakkı Paşa, Rüsumat (Gümrük İdaresi) Müdürü Sırrı Bey, Hariciye Tercüme Kalemi Müdürü Nişan ve Safer Efendiler gibi zâtlar vardı. Bunların başlıca görevleri, Avrupa’da yayınlanan romanların önemli olanlarını ve özellikle polisiye romanları tercüme etmekti. Bu tercümeler Sultan Hamid’in yatak odasında ve paravana arkasında roman okumakla görevli kişilere dağıtılırdı. İlk zamanlar bu görevde Gidiş Müdürü Mahmud Efendi olup ondan sonra Esvapçıbaşı İsmet Bey ve Mâbeynci Emin Bey’e verilmişti. Hünkâr yatağa girdikten sonra roman okuyacak kişi paravanın arkasında oturur, Hünkâr’ın uykusu gelinceye kadar romanı okurdu. Nihayet Hünkâr:
            “ – Kâfi!” deyince dışarı çıkar, yatak odasının kapısı içeriden kapanır, odanın dış tarafında ve kapının önüne yapılan yer yataklarında bir harem ağasıyla bir Boşnak tüfekçi veya Söğütlü Alayı askerlerinden biri yatardı. (Mehmet Zeki İzgöer, 2015)


II. ABDÜLHAMİD HAN BU KİTABI NEDEN OKUDU?

II. Abdülhamid'in yakın çevresinden Esbak Mabeyn Başkâtibi olan Tahsin Paşa'nın hatıratında Sultan Abdülhamid'in hususiyeti hakkında aynen şöyle denilir: “Sultan Hamid'in hususi hayatına itiyat ve meraklarını dair şimdiye kadar neşrolunan yazılar ekseriya hakikatten uzak şeylerdir. Pek doğru olarak şurası söylenebilir ki Sultan Hamid'in muhafaza-i hayat ve hırs-ı saltanattan başka esaslı hiçbir meşgalesi yoktu. Onun bütün faaliyeti bütün didişip uğraşması bu iki gaye içindi.
           
Bunlar haricinde olarak Sultan Hamid'in tarihe büyük merakı vardı. Bilhassa Osmanlı Tarihi’ni müteaddit membalardan okumuştu. İcabında maziye ait vukuatı herkesin malumu olmayan bazı teferruat ve tafsilat ile hikâye ederdi. Sultan Hamid evvelce de yazdığım veçhile romana çok meraklı idi. Mabeyindeki mütercimlerin tercüme ettikleri romanlar bir kütüphane dolduracak kadar idi. Tercihen zabıta romanları, cinaî romanları ve seyahatnameler tercüme edilirdi.”

Hepimizin malumudur ki II. Abdülhamid Han, darbeyle tahta getirilmiş ve darbeyle tahttan indirilmiştir. Sultan; sayısız suikasta maruz kalmış, hakkında asılsız bir dünya yalan yanlış yayın yapılmış, içerde ve dışarda birçok düşmanı olmuş ve sürekli hedefe konulmuş bir insandır. Hâl böyle olunca Cennet Mekân II. Abdülhamid Han; devletini, milletini, ümmetini, ailesini ve nefsini müdafaa etmek durumunda kalmıştır. Sayılan bunca şeyin devamı için hiç şüphe yok ki insanın keskin bir zekâya sahip olması gereklidir. Sadece zekâ da yetmez, iyi bir haber alma ağı zaruridir. Belki de bu zaruret nedeniyle en çok okuduğu tür polisiye, hafiye, macera ve sorun çözen kitaplar olmuştur. Belki de kurduğu haber alma ağını güçlü, canlı ve zinde tutmak için bu tür kitapları okumuştur. Belki de kendisine kurulan tuzaklardan kurtulabilmek, etrafında dönen dümenleri anlamlandırmak için. Şu kesindir ki Sultan meşguliyeti ne olursa olsun okuyarak kendini geliştirebilmeyi başarmıştır.

Kitabın yazarının İngiliz olması sebebiyle, bir İngiliz nasıl düşünür onu anlamak için de okumuş olabilir. Dönemin en büyük gücü olan İngilizleri anlamak onun için önemlidir. İngiliz düşünüş stilini çözmek istemiş olabilir. Kitabın yazarı Oswald John Frederick CRAWFURD bir diplomat ve Portekiz’de konsolosluk yapmış biri olduğu için onu okumuş olması ihtimal dâhilindedir.


Kitap okumak için bir sebebin, bir ihtiyacın olması lazım mıdır? Kitaplardan insan illa ki bir çıkar mı elde etmesi gerekir? İyi vakit geçirmek veya yaşadığın ortamdan kaçıp kitabın açtığı dünyaya sığınmak için de kitap okunamaz mı? Sorular çoğaltılıp cevaplar çeşitlendirilebilir. Sultan II. Abdülhamid Han’ın bu kitabı okuma sebebini kimse kendisi kadar iyi bilemez, bilmesi de mümkün değildir. Ama madem Sultan bu kitabı okudu, alın sizin de bu kitabı okumanız için bir sebep daha…

Kaynakça

Mehmet Zeki İzgöer. (2015).Tahsin Paşa Yıldız HATIRALARI, İstanbul: İz Yayıncılık.


Yorumlar

Popüler Yayınlar