. NAHCİVAN MÜMİNE HATUN KÜMBETİ



Çizim numara: 88-116
Resim numarası: 243-281
Yeri ve Adı:
Nahcivan şehir merkezinde, Medeniyet Nazırlığı binasının yaklaşık 150 m. batısındadır. Halk arasında “Atabey Künbezi” olarak bilinen tapı seyahatname ve yayınlarda “Atabey Türbesi”, “Han Kulesi” ve daha yaygın olarak kitabesinde geçen ismiyle “Mümine Hatun Kitabeti olarak adlandırılır.
Kitabe:
İnşa Kitabesi:
Gövdenin üst cepheleri dolaşan şeritte yer alan Arapça kitabe, kûfî hatla tek satır olarak yazılmıştır. Kitabenin son kısmı Farsça’dır
                                               *
Türkçesi:
“Rahman olan Allahın adıyla-Bu meşhedin inşasını Melik-Adil-Müeyyed-büyük Mansuar Şmeseddin-Nusretül İslam v’el Müslümün…. Cela’üd-dünya ve’d-din İsmetül İslam v’el müslimîn emretti. Mümine Hatun ona Allah rahmet versin. Onu Rüzgâr gibi tanırım yadigârı olarak hatırlarız. Kem gözlerden korunsun.”
Tarihi kitabesi:
Takapıyı kuşatan bordur üzerindeki dikdörtgen pano içinde ki kitabe kûfî hatla tek satır olarak yazılmıştır.
                                               *
Türkçesi:
Muharrem ayının 582 tarihinde.”
Usta Kitabesi:
Taçkapı kemeri üzerinde yer alan dikdörtgen biçimli panodaki kitabe, kûfi hatla tek satır olarak yazılmıştır.
Vakfiye:
Yapının vakfiyesi yoktur.
İnşa Tarihi ve Banisi:
Yapı, kitabesine göre 582 H./1186 M. tarihinde Mümine Hatun için yapılmıştır. Kaynaklarda, İldenizli hanedanıyla ilişkili iki Mümine Hatun!dan bahsedilir. Bunlardan ilki, Irak Selçuklu Sultanı II. Tuğrul’un eşi iken Sultanın 1134’de ölümü ile dul kalmış ve 1135’te, İldeniz’le evlenmiştir. İldeniz’le olan evliliğinden Muhammed Cihan Pehlivan ve Kızıl Arsalan adında iki oğlu vardır. Harici Hatun adıyla da anılan Mümine Hatun’un 1172 veya 1175 yılında öldüğü ve Hamedan’da defnedildiği belirtilir.
Diğeri ise Zahide Hatun adını taşıyan Cihan Pehlivan’ın karısı Mümine İnanç Hatun’dur. Ölüm tarihi tartışmalıdır. Bazı kaynaklarda Cihan Pehlivan’ın 1186’da ölümünden sonra atabeye olan kardeşi Kızıl Aslan’la, onun 1192’de ölümüyle de Sultan III. Tuğrul’la evlendiği kabul edilmekte, bazı kaynaklarda ise Cihan Pehlivan’dan az bir süre önce öldüğü belirtilmektedir. Türbenin Mümine İnanç Hatun için inşa ettirildiği anlaşılmakla birlikte, ölüm tarihinin tartışmalı olması konuya ihtiyatlı bir şekilde yaklaşmamızı gerektirir.
Türbenin bani kitabesinde, baninin adını veren kısım tahrip olduğundan okunamamıştır. Ancak kitabede geçen ünvanlar yapının banisinin Cihan Pehlivan olduğu kesinleştirir. Pehlivan, İldeniz’in Mümine Hatub’dan olma büyük oğludur. Ölüm tarihi Şubat-Mart 1186 olarak verilir. Türbe, 24 Mart-24 Nisan arasında bitirilmiştir. Bu tarihler, Cihan Pehlivan’ın son günleridir. Dolayısıyla türbenin binanın 1186 yılından önce başlanmış, Cihan Pehlivan hayatta ikn veya ölümünden az sonra tamamlanmıştır.
Yapılan Onarılar ve Bugünkü Durumu:
Azer Berpa Lahiya Enstitüsü Arşivi’nde yapının onarımıyla ilgili bir bilgi yoktur. Bu nedenle onarımların tespiti seyahatname ve yayınlardaki çizim ve fotoğrafların değerlendirilmesiyle tespit edilecektir.
Türbe, İldenizliler tarafından inşa ettirilen manzumenin günümüze gelebilen tek yapısıdır. Bugünkü bilgilerimize göre yapı topluluğu girişinde çifte minareli taçkapısı olan bir kuşatma duvarı içindeki Cuma Mescidi ve türbeden oluşur. Bu yapılar 20. Yüzyıl başlarında bölgede görevli Rus yöneticiler tarafından yıkılmıştır.
Türbeyle ilgili ilk bilgi, De Montpereux’un verdiği çizimden alınır. (Çizim 90) Uzaktan bir görünüm olduğu için ayrıntılı seçilmemekle birlikte yapının külahı yıkık, alt girişi de toprakla doludur.
Dieulafoy’un çizim de türbenin çifte minareli taçkapı ile ilişkisini gösteren genel bir görünümdür. Çizimde türbe ile taçkapı arasında ne olduğu anlaşılamayan kemerli bir duvar vardır. Türbe külahının yıkık olduğu bu çizimde de görülmektedir. (Çizim 91)
Jacobsthal’ın verdiği resim yapıların konumunu göstermesi açısından önemlidir.  Bu resime göre Cuma Mescidi, türbenin kuzeybatısında, Çifte Minareli Taçkapı ise kuzeydoğusunda yer alır. Jacobsthal’in verdiği diğer bir fotoğrafta türbe ve taçkapı arasındaki duvar, daha detaylı olarak görülmektedir. Fotoğrafa göre, türbenin beden duvarlarındaki kaplamalarda dökülmeler vardır. Külah ise tamamen yıkıktır. (Resim 243-244)248
Yapının 20. Yüzyıl başlarındaki durumu hakkında Sarre’nin verdiği fotoğraflardan bilgi alınır. Sare yapıyı tanıtırken, yapının üzerine oturduğu temel kısmında üç sıra ve 42 cm yüksekliğinde taş duvardan bahsetmekle beraber bu bilgi doğrulanamamaktadır. Gövdedeki kaplamalar yer yer dökülmüş, külah tamamen, külahın altındaki mukarnas dizisi kısmen tahrip olmuştur. Yapının alt katına girişin sağlandığı kısım toprak doludur.
Türbenin güneyden batıya yönelen 2. Cephesine bitişik kemerli duvar kalıntısı Sarre’nin verdiği fotoğrafta görülür (/Resim 245-246)249
Sisoev’in250 1929 tarihli yayınında yer alan fotoğraflarda yapını durumunda fazla bir değişiklik yoktur. Bretanisky, 1951 yılında yayınladığı makalesi ve Salamzade ile birlikle 1951 yılında yayınladığı kitabında aynı fotoğrafları kullanıştır.251 Kitapta fotoğraflara ek olarak yapının kesiti de verilir. Yayındaki fotoğrafta, yapının çevresinin temizlendiği ve türbeye bitişik duvarların kaldırıldığı görülür. Yapının alt katında yer aldığı kesitte giriş kapısı dolu olarak gösterilmiştir.
Useynov-Bretanisky ve Salamzade’nin 1963 tarihli yayındaki fotoğraflara göre, yapının çevresi temizlenmiş ve kaide ortaya çıkarılmıştır. Yapının giderek daha fazla olduğu görülür. Yayında yer alan kesitten alt kat giriş kapısının 1963 yılınsa açık olduğu anlaşılır (Çizim 92)252
Salamzade’nin 1976 tarihli yayındaki fotoğraflarda ise onarımların tamamlandığı ve yapının bugünkü halini aldığı saptanır253
Bu bilgiler değerlendirildiğinde, külliyenin kısmen yıkık olan türbe dışındaki yapıları 20,. Yüzyıl başlarında tamamen yok edilmiştir. Bu tarihlerde türbenin külahının tamamen gövdesinin ise kısmen yıkık kaidesinin toprakla kaplı olduğu anlaşılmaktadır. Fotoğraflardan  anlaşıldığı kadarıyla, türbe iki onarım geçirmiştir. 1951 yılından önce yapılan birinci onarımda, çevredeki ve yapıya bitişik duvarlar kaldırılmış, yapının kaidesi ortaya çıkarılmıştır. İkinci onarımda ise, yapının alt katına inişi sağlayan merdivenleri ile kaidenin kesme taş kaplamaları yapılmış gövdenin dökülen kısımları onarılmıştır. Yayınlardan tespit edilebilen tek onarım tarihi 1956’dır254 Salamzade’nin 1976 da yayınlandığı kitabındaki fotoğraflar ise onarım sonrasına aittir. Bu verilere göre yapının ikinci onarımına 1966’da başlanmış ve 1976’dan önce tamamlanmıştır.
Bugün iyi durumdaki türbe Halı Müzesi kullanılmaktadır. Gövde kuzeye doğru yaklaşık 10 derece eğiktir. Yapının kaidesindeki taş kaplamalar ile gövdenin tahrip olan bölümleri yenilenmiş, külahın başlangıç kısmı sırlı tuğlalarla kaplanmıştır. Gövdenin yenilenen alt kısımlarına sıvanın çizilmesi suretiyle zar, çokgen, yaprak ve yapraklı dal gibi motifler işlenmiştir. Yapının üst kat giriş önüne iki, alt kat girişi önüne ise altı basamaklı birer merdiven yapılmıştır. Alt katın beden duvarlarının önüne, ikinci kata çıkışı sağlayan merdivenleri taşıyan bir kemer ile alt katın zeminine, ongen planlı tuğla bir kademe ilave edilmiştir. Alt katın beden duvarları ve örtüsünün de elden geçtiği onanırım ilerinden anlaşılır.
Tanıtım:
Plan tanıtımı:
Türbe çift katlıdır. Ongen planlı bir kaide üzerine oturan üst kat dıştan ongen, içten daire planlıdır. Ongenin her kenarında, içe profili silme ve sütuncelerle sınırlandırılan yüzeysel nişler yer alır. Yapıya giriş, kuzeyden doğuya yönelen 2. Yüzün eksenindeki içe profili taçkapıdan sağlanır. Taçkapının önünde bulunan dikdörtgen planlı merdiven sahanlığına, kaideye bitişik ikişer basamaklı çifte merdivenle çıkılmaktadır. Üst kat, içten duvarlara oturan kubbeye örtülür.



Yorumlar

Popüler Yayınlar