MEVLÂNA CELÂLEDDİN RUMÎ’NİN HAYATI
“Budur
Dergâh-ı Mevlâna Celâleddini Ve’d Dünyâ
Bu Dergâh Ka’be-i Cânu Canandır Cümle
Uşşâka”
Yesarizade
MEVLÂNA CELÂLEDDİN RUMÎ’NİN HAYATI
Türk İslam tasavvuf tarihinin en
önemli şair ve düşünürlerinden olan Mevlâna Celâleddin Rumi, Afganistan
sınırları içerisinde bulunan Belh şehrinde doğmuştur. Yazılı kaynaklarda Mevlâna’nın
30 Eylül 1207 yılında doğduğu kabul edilmektedir.
Babası,
Belh’in ünlü alimlerinden Sultan-ül Ulema ünvanı ile tanınmış Muhammed Bahaeddin
Veled’dir. Mevlevi kaynaklarında Muhammed Bahaeddin Veled’in Sultan-ül Ulema
ünvanını alması rabbani bir işaret olarak anlatılmaktadır: Bir
gece Belh’de bulunan, müfti, müderris, hatip 300 kişi rüyalarında Hz.
Peygamberi görmüş Peygamberimiz onlara “Bundan sonra Muhammed Bahaeddin’e
Sultan-ül Ulema diyeceksiniz” demiştir. Bu rüyadan sonra Muhammed
Bahaeddin Veled, Sultan-ül Ulema ünvanıyla anılmaya başlanmıştır.
Mevlâna’nın annesi, Belh Emiri
Rükneddin’in kızı Mümine Hatun’dur. Sultan-ül Ulema Bahaeddin Veled,
kıskançlıklar ve Harzemşahların siyasi baskılarından dolayı eşi Mümine Hatun’u
oğlunu ve yakınlarını yanına alarak 1211 yılında Belh’ten ayrılmıştır.
Sultan-ül Ulema’nın Belh’ten ayrılmasında Muhammed Harzemşah’ın tertibi etkili olmuştur. Bir sabah devlet memurları kale kapısının
anahtarlarını Sultan-ül Ulemaya getirerek “Bir postta iki sultan yaraşmaz ve bir ormanda iki
arslan bağdaşmaz. Eğer saltanat sürmek istiyorsan işte kalenin anahtarları. Saltanatların
mübarek olsun.” demişler.
Bu hadise üzerine Sultan-ül Ulema kıymetli kitapları ile ailesini
yanına alarak Belh’ten ayrılmıştır. Kaynaklarda bunun gibi hikayelerle birlikte
göç sebebinin yaklaşan Moğol istilası olduğu yönünde bilgiler de
bulunmaktadır. Mevlâna’nın bu yolculukta 5-6 yaşlarında olduğu tahmin
edilmektedir. Göç yolculuğuna çıkan aile önce Nişapur’a varır. Nişapur’da
Sultan-ül Ulema’nın Ferideddin Attar ile görüştüğü bilinmektedir. Burada Ferideddin Attar çocuk yaştaki Mevlâna’nın
bilgi ve zekasını takdir ederek ona Esrarname isimli
eserini hediye etmiştir. Nişapur’dan sonra Bağdat’a giden aileye, Bağdat’ın
girişinde nereden gelip nereye gittikleri sorulmuştur. Bahaeddin Veled “Allah’tan geldik, gene
ona gidiyoruz, Allah’tan başka kuvvetimiz yoktur” demiştir. Bu sözü işitenler
Şeyh Şahabeddin-i Suhreverdi’ye duyduklarını söylediklerinde Şeyh bu sözü Belhli Baheddin’den
başkası söyleyemez diyerek Sultan-ül Ulemayı karşılamış ve Mustansiriye
Medresesinde misafir etmiştir. Sultan-ül Ulema 3 gün Bağdat’ta kaldıktan
sonra Kûfe yoluyla Mekke ve Medine’ye giderek Hac farizasını yerine getirdikten sonra Şam’a
uğramıştır. Şam’da Sultan-ül Ulema Muhyiddin Arabi ile görüşmüştür. Muhyiddin Arabi Mevlâna’yı
kasdederek “Sübhanallah, bir deniz bir gölün arkasına düşmüş gidiyor” demiştir. Şam’dan sonra Anadolu’ya gelen aile Malatya’da bir süre
kaldıktan sonra Karaman’a yerleşmiştir. Karaman’da Emir Musa Sultan-ül Ulema
için bir medrese yaptırmıştır.
Mevlâna Karaman’da Lala Şerafeddin Semerkandi’nin
kızı Gevher Hatunla evlenmiş. Bu evlilikten Sultan Veled ile Alaeddin Mehmet
dünyaya gelmiştir. Karaman’da Sultan-ül Ulema Bahaeddin Veled’in eşi Mümine
Hatun ile oğlu Muhammed Alaeddin Çelebi vefat etmiştir. Mevlâna’nın annesi ile
birlikte ağabeyi Muhammed Alaeddin için Karaman’da Aktekke Cami olarak bilinen
yerde bir türbe yaptırılmıştır. Aktekke Camiinde Mevlâna’nın soyundan gelen 21
kişinin mezarı bulunmaktadır. Bahaeddin Veled karısının ve oğlunun acı
hatıralarını saklayan Karaman şehrinde daha fazla kalmak istemeyerek Selçuklu
Sultanı Alaeddin Keykubat’ın daveti üzerine Konya’ya yerleşmiştir. Eflâki’de anlatılanlara göre Sultan-ül Ulema’nın Karaman’dan Konya’ya
gelmekte olduğu haberi alınınca, bütün kalem erbabı ve ilim sahipleri, Konya
ahalisi ile birlikte şehir girişinde onları karşılamaya çıkmıştır. Selçuklu Sultanı Alâeddin
Keykubad uzak bir mesafeden atından inerek Sultan-ül Ulema’nın dizini öpmüştür. Sultan-ül Ulema bu karşılaşmada Alaeddin
Keykubad’a eli yerine asasını uzatmış, Alaeddin Keykubad da büyük bir tazimle
uzatılan asayı öpmüştür. Mevlâna’nın oğlu Sultan Veled’in İptidaname isimli eserinde Baha Veled’in Alaeddin Keykubad veya onun adamları tarafından davet
edilmeden Konya’ya geldiği
belirtilmiştir. Baha Veled’in Konya’da vaazlar vermeye başlamasından
sonra Sultanın emirleri ile birlikte ziyaretine geldiği, vaazını dinlediği, ve bu ziyaretlerin
sıklaşması sonunda Alaeddin Keykubad’ın
“Bu zatın hallerini gördükçe sıtkım, imanım artıyor, onun heybetinden içim titriyor,
onu görünce korkuyorum.” dediği Eflâki’de anlatılmaktadır.
Baha Veled Konya’da iki yıl kadar yaşadıktan
sonra 1231 tarihinde ölmüştür. Ölümü üzerine Alaeddin Keykubat’ın Gül Bahçesine
defin edilmiştir.
Mevlâna babasının ölümünden
sonra bir yıl mürşitsiz, şeyhsiz yaşamıştır. Ondan sonra Seyyid Burhaneddin
Konya’ya gelmiştir. Mevlâna Seyyid Burhaneddin’den zahir ilimler ile birlikte
tasavvuf ilmini almıştır. Konya medreselerinde ve camilerinde dersler anlatan Mevlâna,
1244 yılında Konya’ya gelen Muhammed Şemseddin Tebrizi adlı dervişle
karşılaşmış. Şems ile Mevlâna’nın karşılaştıkları yer “Mercül Bahreyn” yani iki denizin kucaklaştığı yer olarak
adlandırılmıştır. Burası Alaeddin Tepesi’nin doğusunda yer alan sokağın ön
tarafıdır. Mevlâna bu karşılaşmadan çok önceleri Şems’le Şam’da karşılaşmıştır.
Eflâki’de Şam çarşısında başında külah
bulunan bir adamın (Şems’in) Mevlâna’nın elini öperek “Ey manalar aleminin sarrafı beni bul, beni
anla.” diyerek
kalabalığa karıştığı anlatılmaktadır. Şems’in Konya’ya gelmesiyle
alakalı olarak da
yine Eflâki’de şunlar
anlatılmaktadır: Şems Tanrı’ya “Beni dostlarınla buluştur, onlarla
görüştür” diye yalvarır. Bir gece rüyasında ona “Seni erenlerden birisiyle
sohbet arkadaşı yapacağım” denir. “Nerde o veli” diye sorduğunda ise ertesi
gece bir rüya daha görür ve o velinin Rum ülkesinde olduğunu öğrenir.
Mevlâna’nın Şems ile Konya’da karşılaşmaları ise kaynaklarda şu şekilde anlatılmaktadır:
Şekerciler Hanı’nda bir oda kiralayan Şems, halkın kendisini zengin bir
tüccar sanması için odasının kapısına 2-3 dinar değerinde bir kilit asar ve
anahtarını da destarının ucuna bağlayarak şehri gezmeye başlar. Şems ansızın İplikçi
Medresesi’nden çıkarak kaatırına binmiş ve yanında öğrencileri ile birlikte
giden Mevlâna’ya tesadüf eder. Mevlâna’ya “Acaba Hazreti Muhammed mi
büyüktür, yoksa Bistamlı Bayezit mi?” diye sorar. Mevlâna “Bu nasıl sorudur?
Hazreti Muhammed peygamberlerin sonudur. Bayezid’in burada sözü mü olur.” diye
cevap verir. Şems Mevlâna’ya sorar: “Muhammed neden -Biz seni tam bir bilgi ile
bilmedik, Bayezit ise -ben
kendimi tenzih ederim, benim şanım ne kadar uludur- der”. Mevlâna
şu cevabı verir: “Muhammed, günde yetmiş makam aşıyordu. Her makam ve mertebeye
varınca evvelki makam ve mertebedeki bilgisinden istiğfar ediyordu. Bayezit ise
vardığı makamın ululuğundan kendisinden geçti de o sözü söyledi”.
Şems’le Mevlâna’nın
karşılaşmaları hakkında daha pek çok hikaye bulunmaktadır. Bu karşılaşmadan
sonra Mevlâna, Şemseddin Tebrizi ile Selâhaddin Zerkubi’nin hücresinde altı ay
halvette bulunmuştur. Bu beraberlikte Mevlâna, Şems ile kaynaşmıştır. Bu
kaynaşma Mevlâna’ya derslerinden el çektirmiş, onu halkla yaptığı
sohbetlerinden ayırmıştır. Bütün gününü Şems ile geçirmeye başlayan Mevlâna,
Şems’ten ilm-i ledü’nün derinliklerini öğrenmiş, onda mutlak varlığın kemâlini
görmüştür.
Şems Mevlâna’nın evlatlığı Kimya
Hatun ile evlenmiştir. Kaynaklarda Mevlâna’nın oğlu Alaeddin Çelebi’nin bu kızı
istediği yönünde bilgiler bulunmaktadır. Mevlâna’nın Şems ile olan
birlikteliğinden rahatsız olanların bir gece Şems’i öldürüp kuyuya attıkları da
Sultan Veled’in eşi Fatma Hatun’dan nakledilmektedir.
Şems Türbesi 1950 yılına kadar
makam türbesi olarak bilinirken Mehmet Önder’in Müze Müdürlüğü döneminde burada
yaptığı çalışmalarda Türbenin mezar odasını bulması ve burada bir kuyunun
bulunması Şems’in öldürülmesiyle alakalı olarak anlatılan hikayelerle
örtüşmektedir. Günümüzde Mevlâna Müzesi’ne ziyarete gelenler Şerafeddin
Cami’sinin kuzey tarafında yer alan Şems Türbesi’ni de ziyaret etmektedirler.
Şems’in ölümünden sonra Mevlâna
Şems’teki tecellileri Selahaddin Zerkubi’de görmüş, dostlarını ve müridlerini
ona itaat ettirmiştir. Sipehsalar,
Mevlâna’nın bir gün Selahaddin’in
kuyumcu dükkanının önünden geçerken onun çekiç vuruşundan cezbelenip sema
yapmaya başladığını, Selahahaddin’in de bu hali görüp çekiç altındaki altının
ziyan olacağını düşünmeden çıraklarına
çekiçleri vurmaya devam etmelerini istediğini ve Mevlâna ile birlikte
sema yaptıklarını anlatmaktadır. On yıl Mevlâna ile birlikte olan Selâhaddin Zerkubi 1258 yılında
vefat etmiştir. Cenazesi Mevlâna’nın babası Baha Veled’in yanına gömülmüştür. Mevlâna
Selahaddin’in ölümü üzerine şu gazeli söylemiştir.
“Ey ayrılığın acısıyla
yerin, göğün ağladığı zat!
Senin için gönül kanlara boyandı, akıl ve can
inledi.”
Selahaddin’in ölümü üzerine Mevlâna,
Çelebi Hüsameddin ile birlikte olmuş onu kendisine halife seçmiştir. Bu dönemde
Mevlâna Çelebi Hüsameddin’e büyük bir bağlılıkla bağlanmış ona büyük saygı göstermiştir.
Mevlevi kaynaklarına göre Çelebi Hüsameddin Mevlâna’ya şunları söylemiştir: “Gazellerin çoğaldı. Senaî’nin İlahinamesi
veya Ferideddin Attar’ın Mantık al tayr
tarzında bir eser meydana getirmenin zamanı geldi.” Mevlâna da bunun üzerine başındaki sarığının arasından
bir kağıt çıkartarak yazmış olduğu Mesnevi’nin ilk on sekiz beytini Çelebiye verir. “Bundan sonra sen yazarsan ben
söylerim.” der. Böylelikle Mevlâna Mesnevi yazmaya başlar.
Mevlâna 17 Aralık 1273 yılında vefat etmiştir. Ölümü,
Konya’da büyük üzüntü yaratmıştır. Her dinden ve her mezhepten insanlar onun
için gözyaşı dökmüştür.
Cenaze töreni İbtidaname’de şöyle anlatılmaktadır: “Şehirde ne kadar halk varsa, büyük küçük
hepsi ağlıyor, hıçkırıyordu. Rum ve Türk köylüleri onun eleminden göğüslerini
yırtıyorlardı. Bunlar ihsana mazhar olmak için değil, hepsi de gönüllerindeki
muhabbetin şevki ile gelmişlerdi. Hrıstiyanlar ona bizim İsa’mız odur, Museviler
Musa’mız odur diyorlardı. Müslümanlar ona O peygamberin nuru ve sırrıdır.
Faziletlerin sonsuz denizidir.” Cenaze kalabalıktan dolayı akşama
yakın musallaya getirilebilmiştir.
Mevlâna’nın vasiyeti üzerine cenaze namazını kıldırmak üzere Şeyh Sadreddin
Konevi imamlık etmek için tabutun önüne geldiğinde üzüntüsünden bayılacak gibi
olmuştur. Bunun üzerine cenaze namazını Kadı Seraceddin kıldırmıştır. Mevlâna’nın
cenazesi Gül Bahçesi’nde babasının mezarının baş ucuna defin edilmiştir. Mevlâna’nın
ölümü üzerine Sipehsalar şu ağıdı yakmıştır: “O göklerin güneşi battı, toprağa girdi. Her an başıma topraklar saçmayayım
da ne yapayım ben. Bahar kekliği yeşillikten uçup gitti. Neden bahar bulutu
gibi ağlayıp inleyerek çoşmayayım ben. Kainatı aydınlatan ışık yandı, eridi,
söndü. Bugünden sonra gündüzüm gece olmaz da ne olur.”
Mevlâna’nın dostları, hayranları
Onun ölümünü bir ayrılık gecesi değil, vuslat gecesi olarak kabul etmişler.
Bunun için bu geceye Şeb- i Arus (Düğün Gecesi) adını vermişlerdir.
Eflâki Dede’nin anlattığına göre, Mevlâna’nın
ölümünden sonra üzüntü veren bir hadise de şu olmuştur. Mevlâna’nın ölümü üzerine kedisinin bir şey yemeden içmeden yedi gün
sonra öldüğü hikaye edilmektedir. Kedi Mevlâna’nın kızı Melike Hatun tarafından
kefenlendikten sonra türbe civarına gömülmüştür. Mevlâna Müzesi’nde mezar sandukalarının arasında bulunan küçük
bir mermer sandukaya, Mevlâna’nın kedisinin sandukası denmektedir. Ancak bu
olayın aslını rahmetli Mehmet Önder’den öğrendim. Kendisine küçük mermer
sandukanın Mevlâna’nın kedisine ait olduğu yönünde hikayeler duyduğumu, bunun
üzerine sandukada bulunan yazıları Mehmet Eminoğlu hoca ile birlikte okuduğumuzu,
sandukanın 16.yüzyılda yaşamış bir çocuğa ait olduğunu belirttim. Bunun üzerine
Mehmet Önder Müze Müdürü iken
sandukayı Üçler Mezarlığı’nda bulduğunu, kaybolmaması için, müzeye getirerek
sandukaların arasına koyduğunu
ifade etmiştir.
Mevlâna’nın Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi Mâ’fih,
Mecalis-i Seb’a, Mektubat isimli
eserleri bulunmaktadır. Mesnevisi 14.yüzyıldan günümüze tasavvuf sahasında en fazla okunan eserlerden
birisi olmuştur.
MEVLEVİLİK
Hazret-i Peygamberin 632 yılında
ölümünden sonra Dört Halife Devrinde fetih hareketleri hızla gelişmiştir.
Fetihlerin sonunda İslamiyet Batı da Mısır’a, Kuzey de Suriye, Irak ve İran’a,
Doğu da ise Horasan’a kadar yayılarak geniş bir bölgeyi etki alanına almıştır.
İslamiyet’in doğduğu
bölge ile yayıldığı bölgeler arasında, sosyal, kültürel ve ekonomik olguların
değişik olması sonucunda hicri ikinci yüzyılın ortalarından itibaren, dinin
yorumlanmasında beliren farklılaşmalar, mezhepler ve tasavvuf akımlarını doğurmuştur. İslamiyet’te
kendilerinden sufiler olarak söz edilen bazı kişilerce yeni bir düşünüş ve
davranış yolunun temellerinin atılmasıyla oluşan akıma tasavvuf adı
verilmiştir.
Mevlevilik Selçuklular devrinde
Anadolu’da kurulmuş tarikatlardan
birisidir.
Mevlâna Celaleddin Rumi, Mevlevi Tarikaatı’nın piri, fakat tarikaatın kurucusu değildir. Mevlâna’nın
1273 yılında Konya’da ölümünden sonra, Hüsameddin Çelebi, Mevlâna’yı sevenleri,
onun fikir ve düşüncelerini benimseyenleri bir araya getirmiştir. Böylece Mevlâna’yı
sevenlerin, düşüncelerini benimseyenlerin meydana getirdiği topluluk, daha
sonra kurulacak olan Mevlevi
tarikaatının çekirdeği olmuştur. Konya’da Mevlâna düşüncesini temsil eden
Çelebi Hüsameddin’in 1284 yılında ölümünden sonra topluluk Mevlâna’nın oğlu
Sultan Veled’i kendilerine şeyh seçmişlerdir. Bazı kaynaklarda Bektemüroğlu
Şeyh Kerimeddin’in Sultan Veled’den önce 7 yıl şeyhlik yaptığı yazılıdır.
Sultan Veled’in Konya’da Mevlâna
türbesinin bitişiğinde yaptırdığı tekke, dervişlerin ilk dergâhı olmuştur.
Bu topluluğa önce Veledi denmiş.
Daha sonra Mevlevi adı benimsenmiştir. Böylelikle Mevlevilik Tarikaatı, XIV. yüzyılın başlarında
Konya’da kurulmuştur.
Sultan Veled’in 1312 yılında ölümünden sonra, oğlu Ulu
Arif Çelebi posta oturmuş, Ulu Arif Çelebi Mevlevi tarikaatının Anadolu’da yayılmasında büyük çaba
göstermiştir. Mevlevilik XVI. yüzyıldan sonra Anadolu dışında Kahire, Lefkoşa,
Girit, Selanik, Üsküp, Gözleve gibi şehirlerde yayılmış ve bu şehirlerde Mevlevi Dergâhları açılmıştır.
Hazret-i Mevlâna’nın türbesi’nin
bulunması sebebiyle Konya Mevlevi Dergâhı, tarikaatın asitanesi olarak gelişmiş ve Mevleviliğin
merkezi olmuştur.
Çelebilik makamı, yani bütün
Mevlevi Dergâhları’nın
merkezi durumunda olan Konya Mevlâna Dergâhı Postnişinliği, Mevlâna’nın baba
tarafı soyundan gelen en büyük erkek çelebiye verilmiştir. Konya Mevlâna Dergâhı’nın
dışında kalan Mevlevihanelerde ilk yıllarda Konya Mevlâna Dergâhı’ndan icazetle
gönderilen dervişler şeyh olmuşlardır.
Mevlevilik, dervişlerini
tekkelere kapatan, bir lokma, bir hırka sloganı ile tevekküle bağlı, içine
kapalı, statik bir tarikat değildir. Kapıları Mevlevi olsun olmasın, herkese
açık olan bir tarikattır. Mevlevi olmak isteyen bir kişi, on sekiz yaşını
doldurmuşsa, dergâh mutfağında çile denilen 1001 günlük bir eğitime tâbi tutulmuştur. Dini
öğretinin yanında Mevlevihanelerde müzik, şiir, hat, cilt, minyatür, tezhip,
nakış gibi güzel sanatlara önem verilmiştir. Dolayısıyla, yedi yüz yıl boyunca
Mevlevi Dergâhları, birer konservatuar, birer güzel sanatlar akademisi gibi
faaliyet göstermiştir.
MEVLEVİ AYİNİ SEMA
Mukabele denilen Mevlevi ayini, Mevlâna’nın
ölümünden sonra Mevlevi dergâhlarında, semahanelerde yapılmıştır. 1925 yılında
tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra Mevlevi dergâhları kapatıldığı için
semahanelerde sema yapılmamıştır. Küçük dost meclislerinde yapılan sema, 1955
yılında Türk Ocağı tarafından İstanbul’da tertip edilen Mevlâna gününde ve bu tarihte
Konya’da düzenlenen Mevlâna İhtifali’nde
sema törenleri tekrar yapılmaya başlanmıştır.
Sema, tasavvufi anlamda ilahi
aşkı, hakka vuslat olmayı sembolize etmektedir. Sema belli kurallar içerisinde
tespit edilmiş usul ve erkanla yapılmaktadır. Sema, neyzen, kudüm zen, ayin hanlar
gibi musiki erkanının bulunduğu mutrib’in önünde sema alanında yapılır. Sema
alanında şeyh postu
bulunmaktadır. Postta oturan şeyh, Mevlâna’yı temsil etmektedir. Post en büyük
manevi makamdır. Şeyh postu kırmızı renklidir. Kırmızı renk zuhur ve tecelliyi
sembolize etmektedir. Mevlâna
Hazretleri 17 Aralık 1273 yılında akşamüstü güneşin gurup edip, Konya ufuklarını
kızıla boyadığı zamanda vefat etmiştir. Bunun için manevi makam olan şeyh postu, vuslat ve
tecelli rengi olan kırmızı renklidir.
Mutrip heyeti, semazenler
ve şeyh efendi yerlerine oturduktan sonra mukabelede Nat-ı Şerif okunur. Nat-ı Mevlâna,
Peygamberimize içli seslenişlerle bir övgüdür. Peygamberimizi ve ondan önceki
peygamberler ile Allah’ı methetmektir. Bu methiyeden sonra bir kudüm darbesi
duyulur. Bu Allah’ın kainatı yaratışındaki “Kün = Ol” emrini sembolize eder. Sonra ney
taksimine geçilir. Ney, asıl vatanı olan kamışlığa özlemini dile getirir. Ney, insan-ı kâmil’in sembolüdür ve yanık, içli
sesiyle Hak’ka
vuslatın özlemini çeker. Bundan sonra Sultan Veled devri denilen Devr-i
Veledi başlar. Musikinin temposuyla semazenler üç kere birbirlerine selam
vererek, karşılıklı görüşmek, yani baş kesmekle, cemal cemale niyaz etmekle
mutlak varlığın kemal zuhurunu takdis etmektedirler. Başka bir ifadeyle gizli
ruhun ruha selamını sembolize ederek semazenlerin dairevi yürüyüşüdür. Devr-i
Veledi, ölümden sonra dirilmeye, şeyh’in
rehberliği ve irşat ile ebedi hayata yönelmeye işarettir. Üç devrin birinci
devri tasavvufta Hak’kı
ilimle bilmeyi, ikinci devri Hak’kı
görmeyi, üçüncü devri de Hak’la beraber olmayı sembolize etmektedir. Yani ‘ilmel yâkîn, aynel yâkîn ve
Hakkel yâkîn’ ifade edilmektedir.
Devr-i Veledi de Şeyh birinci
devri tamamlarken, kıdemce en genç semazenle karşı karşıyadır. Şeyh ve semazen
birbirlerini baş keserek tevazu ile selamladıklarında birbirlerinin gönül
kabesine secdeye varışı göstermektedirler. Üçüncü devir sonunda Şeyh, postuna
geçer, semazenler de yerlerini alırlar.
Devr-i Veledi’den sonra
ayin başlar. Bundan sonra semazenler hırkalarını çıkartırlar. Yani dünyevi arzulardan
sıyrılırlar. Bu sırada
şeyh postun önüne doğru yürür, baş keser ve semazenler ona uyar. Semazen başı
ilerleyerek şeyh’in
sağ elini öper, şeyh
de onun sikkesini öper. Bu semaya girmek için izin almaktır. Bundan sonra
semazenler birer birer şeyh ile görüşerek semaya başlarlar. Sema töreni dört
selamdır. Semazenlerin sema ederken sağ elleri dua eder gibi yukarıya, sol
elleri aşağıya açıktır. Bu ‘Hak’tan alır, halka saçarız.
Hiçbir şeyi kendimize mâl etmeyiz. Görünüşte var olan, vasıtalık eden bir
suretten başka bir şey değiliz’ anlamına gelmektedir. Semazenler sema yaparken hem kendi etrafında
dönerler, hem de meydanı devrederler. Bu dönüş, gezegenlerin, yıldızların ve dünyanın, kendi etrafında
döndükleri gibi, güneşin de etrafında dönmelerini ifade eder. Birinci selam,
alemleri seyretmedir. Hakk’ın büyüklüğünün, yüceliğinin ve kendi kulluğunun
idrakidir. Aşıklar şüphelerinden kurtulurlar ve Allah’ın birliğine iman
ederler. İkinci selam, insanın yaradılıştaki nizamı müşahede ederek Allah’ın
kudreti karşısında hayranlık duymasıdır. Üçüncü selam, insanın hayranlık ve
minnet duygusunun aşka dönüşmesiyle, aklın aşka kurban oluşudur. Yani aşıklar
görüşlerini biliş ve oluş mertebesine ulaştırırlar. Aşıklar kendilerini, mutlak
varlığın kemal durağında yitirmiş ve yok olmuşlardır. Dördüncü selam, insanın
manevi yolculuğunu tamamlayıp, yaradılıştaki vazifesine, kulluğuna dönüşüdür.
Bu selama şeyh efendi ve semazen başı da iştirak ederler. Şeyhin,
semadan sonra yavaş yavaş ilerleyerek posta varmasıyla sema sona erer. Bundan
sonra Kur’an-ı Kerim okunur. Bundan sonra da devletimizin selameti ve
peygamberlerin, şehitlerin, bütün inananların ruhları için dua edilir. Duanın
bitmesinden sonra şeyh ve semazenler alanı terk ederler.
MÜZE BİNALARININ TARİHÇESİ
“Kardeş!
Benim kabrime defsiz gelme;
Çünkü
Tanrı’nın meclisinde gamlı durmak yakışmaz.
Çenesi bağlı
olarak mezarda uyuyanın ağzı
O dildarın
afyonunu çiğner”
Hz.
Mevlâna
MEVLÂNA’NIN TÜRBESİ
Mevlâna’nın
ölümü üzerine, Selçuklu Sarayı’ndan Alameddin Kayser ile Selçuklu Emiri
Süleyman Pervane’nin karısı Gürcü Hatun tarafından mimar, Tebrizli Bedreddin’e bir
türbe yaptırılmıştır. Türbenin inşaatı 1274 yılında tamamlanmıştır. Kitabesi
bulunmayan türbenin inşaatı için yüz altmış bin dirhem harcandığını Eflâki
eserinde anlatmaktadır.
Dört fil
ayağı üzerinde yükselen türbenin üç tarafı açıktır. Üst örtüsü dıştan dilimli
olup çinilerle kaplanmıştır. Türbenin fil ayakları, kubbesi ve güney duvarı
kalem işi süslemelerle bezelidir. Güney duvarında bu süslemelerin ne zaman ve
kim tarafından yapıldığını açıklayan kitabe yer almaktadır.
Türbe ilk
yapımından sonra Karamanoğulları ve Osmanlılar döneminde onarımlar görmüştür.
Türbenin ilk büyük onarımı, Karamanoğulları’ndan Alâeddin Ali Bey (1357-1398) zamanında
yapılmıştır. Onarımda türbenin külahı
kaldırılmış yerine bu günkü dilimli külahı ve gövdesi yaptırılmıştır. Ayrıca
türbenin gövdesi ve külahı çinilerle kaplattırılmıştır. Türbe, Osmanlı Sultanı II. Beyazıt (1481-1512) zamanında önemli bir onarım daha görmüştür. Bu
onarımda türbenin kalem işi süslemeleri Halep’li Mevlevi Mehmet oğlu
Abdurrahman tarafından yapılmıştır.
Osmanlı
Sultanlarından III. Selim, II. Mahmut, I. Abdülmecit ve II. Abdülhamit
dönemlerinde büyük onarımlar yaptırılmıştır. II. Mahmut tarafından yenilettirilen türbenin çinileri son olarak,
1964 yılında Kütahya çinileri ile değiştirilmiştir.
Türbenin
kalem işi süslemeleri de 1926 yılın da Müze Müdürü Yusuf Akyurt tarafından
bizzat tamir edilmiştir.
SEMAHANE
Mevlevi
Ayini semanın yapıldığı yerdir. 17.50 x 17.50 m . ölçülerinde kare plana sahiptir. Semahane
dört fil ayağı üzerinde yükselen bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin içi geometrik ve bitkisel motiflerden oluşan kalem işiyle süslenmiştir.
Semahane de mutrip, kadınlar mahfeli ile erkekler mahfeli bulunmaktadır.
Semahane Osmanlı Sultanı II.Selim (1566-1574) tarafından yaptırılmıştır. II.Abdülhamit döneminde semahaneye kadınlar ve erkekler
mahfeli ilave edilmiştir.
Semahanenin kubbesinde, kubbe kasnağında ve
kubbeye geçiş kısımlarında yer alan kalem işi süslemeleri 1985 yılında
yaptırılan restorasyon sırasında sıva altından açığa çıkartılarak
yenilettirilmiştir.
Semahanenin duvarlarında
madalyonlar içerisinde bulunan kalem işi süslemeler, 1888 yılında Konyalı
hattat ve ressam Mahbub Efendi tarafından yapılmış olan süslemelerdir.
Semahanede vitrinler içerisinde, Mevlevi
kıyafetleri, şamdanlar, cam kandiller, rahleler, musiki aletleri, zikir tespihleri
ile Mesnevi ve Divan-ı Kebir’in el yazması nüshaları sergilenmektedir.
MESCİT
Semahanenin batı yönünde yer almaktadır.
Mescit 11.60 x 13.30 m .
ölçülerinde kareye yakın bir plana sahiptir. Üzeri kubbe ile örtülüdür. Kubbe
içten kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Bu bezemeler 1985 yılında yapılan
restorasyon sırasında yenilenmiştir. Mescit, semahane ile aynı dönemde Osmanlı
Sultanı II. Selim tarafından yaptırılmıştır. Mescidin ana girişi batı yöndedir.
İki kanatlı kapısı ceviz ağacından kündekari tekniğinde yapılmıştır. Mescidin
ayrıca doğu yönde semaheneden mescide geçişi sağlayan küçük bir kapısı ile
güney yönde huzurdan girişi sağlayan Çerağ Kapısı bulunmaktadır. Mescidin
zemini yerden 35 cm .
yüksek tutulmuştur. Mermerden yapılmış mihrabı, ahşaptan yapılmış müezzin
mahfeli ile taştan yapılmış kürsüsü orijinaldir.
Son Cemaat
yeri mescidin batısında bulunmaktadır. Tilavet Odası girişi ile birlikte 4
bölümlü olan son cemaat yeri 4 kubbeyle örtülüdür. Son cemaat yerinin güney
batısında yer alan minaresi 1918 yılında yapılmış olup, tek şerefelidir.
Mescitte el
yazması Kur’an-ı Kerimler, Mesneviler, Divan-ı Kebirler, halı seccadeler,
buhurdanlıklar, saatler ve Sakal-ı Şerif kutuları sergilenmektedir.
DERVİŞ HÜCRELERİ
Müzenin batı
yönünde bulunan Derviş hücreleri 1584 yılında Osmanlı Padişahı III. Murad
tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi 1928 yılında Müze Müdürü Yusuf Akyurt
tarafından giriş kapısı üzerindeki yerinden söktürülerek kitabeler seksiyonuna
alınmıştır. Müze bahçesinin batı ve kuzey yönünde yer alan Derviş hücreleri 18
adettir. 1927 yılında dört hücre dışında diğerlerinin ara duvarları
kaldırılarak koridor haline getirilmiştir. Günümüzde Derviş hücrelerinden bir
tanesi Şeyh Odası, bir tanesi de Derviş Odası olarak düzenlenmiştir. Derviş hücrelerinin
kapıları içe doğru açılmaktadır. Dışa bakan pencereleri demir parmaklıklıdır.
Her hücrede bir kapı, iki adet pencere ve ocak bulunmaktadır.
Derviş hücrelerinde tarikat
eşyalarından pazarcı maşası, teber, keşkül, mütteka, nefir, posta çantası ile
çatma ve kemha kumaşlar sergilenmektedir. Burada sergilenen halıların,
Etnografya Müzesi’nde sergilenmeye başlanmasından sonra boşaltılan koridor
ziyaretçilerin bilgilendirilmesi için sine vizyon salonu haline getirilmiştir.
MUTFAK
Derviş hücreleri
ile birlikte 1584 yılında yaptırılan mutfak, 1867 yılında onarım görmüştür.
Mutfak giriş kısmının üst kaatında Kazancı Dede’nin kaldığı bir oda
bulunmaktadır. Tonozlu girişten sonra Mevlevi dervişi olmak isteyenlerin 3 gün
oturup sınandıkları Saka Postu, Ateşbaz Velî makamı olan yemeklerin pişirildiği
ocaklar ile ölen dervişlerin gasillerinin yapıldığı yer karşımıza çıkmaktadır.
Sema öğretisinin yapıldığı alan ile yemek sofrasının bulunduğu yer, zemine göre
yüksek tutulmuştur. Kesme taştan yapılmış binanın üç yana açılan pencereleri
bulunmaktadır. 1985 yılında yapılan restorasyon çalışmasında pencerelerin
alınlıklarında bulunan bitkisel kalem işi süslemeler açığa çıkartılmıştır.
Mutfak, Mevlevilikte dervişlerin ve misafirlerin
yemeklerinin pişirildiği yerdir. Ayrıca tarikata girmeyi kabul eden dervişlere
eğitimleri burada verilmiştir. Dervişlerin çile süresi 1001 gündür. Bu süre
içerisinde dervişlere 18 çeşit mutfak hizmeti yaptırılır, bu hizmetleri başarı
ile tamamlayan dervişler hücre sahibi dede olurlarmış.
Mutfakta 1990 yılında yapılan yeni
düzenlemeyle, hizmetleri canlandıran mankenlerle sergileme yapılmaya başlanmıştır.
Ayrıca dergâhtan kalan bakır mutfak eşyalar sergilenmektedir.
MEYDAN-I ŞERİF ODASI
1867 yılında onarım gören Meydan-ı Şerif
Odası, günümüzde Müdür Odası olarak kullanılmaktadır. Tavanı Barok üslupta
yapılmış kalem işi süslemelidir.
Çelebi
Dairesinde şeyh ve dedelerin belirli günlerde yemek yedikleri ve sohbet
ettikleri bilinmektedir.
ÇELEBİ DAİRESİ
Müzenin
kuzey batısında Derviş Hücreleri’nin arka tarafındaki bahçe içerisinde yer
almaktadır. 19.yy.da yaptırılan Çelebi Dairesi tek katlı olup, bir salon ile
dört odaya sahiptir. Salonun tavanı kalem işi süslemelidir. Çelebi Dairesi, dergâhların
açık olduğunda Şeyh Efendi’nin evi olarak kullanılmıştır.
NİYAZ PENCERESİ
Hz. Mevlâna’nın
Türbesi’nin güney yönünde İhtisas Kütüphanesi’nin içerisinde yer almaktadır.
Türbe kısmına açılan pencerenin alınlığında yağlı boya ile yapılmış yeşil
destarlı Mevlevi sikkesi bulunmaktadır. Sikkenin üzerinde Mevlâna’nın şu
rubaisi yazılıdır:
“Garip, senin kapından başka bir yere yol
bulamasın diye bütün kapılar kapanmıştır; ey keremde, yücelikte, nur saçıcılıkta
Güneşin de, Ayında, yıldızların da kendisine kul köle kesildiği güzel; ancak
senin kapın açık bırakılmıştır.”
Mevlevi
kaynaklarında “Osmanlı Padişahı Yavuz
Sultan Selim’in, Mısır seferine giderken Mevlâna dergâhını ziyaret ettiği ve
Niyaz Penceresi’nden dua ettiği anlatılmaktadır. Padişaha Mısır’ın fetih
müjdesi burada verilmiştir. Padişah da “Bu fetih bize nasip olursa dönüşte dergâhın su ihtiyacını
karşılayacağım” demiştir.
Sefer dönüşünde de bahçede bulunan şadırvanı yaptırmıştır.
ŞADIRVAN
Osmanlı
Sultanı Yavuz Sultan Selim (1512-1518)
tarafından yaptırılmıştır. Suyu Dutlu’dan getirilen şadırvan, 1595 yılında
Sultan Mehmet ve 1868 yılında Sultan Abdülaziz tarafından tamir ettirilmiştir.
Şadırvanın havuzunda bulunan 16 dilimli mermer göbek Ulu Arif Çelebi (Öl. 1320) zamanında
Kütahya’dan Mevlâna Dergâhı’na hediye olarak gönderilmiştir. Şadırvanın yapım
ve onarım kitabesi bulunmaktadır. 1932 yılında yıktırılan üst örtüsü 1990
yılında yeniden yaptırılmıştır.
ŞEB-İ ARUS HAVUZU
Derviş
Hücrelerinin önünde bulunan havuz, mermerden altı köşeli olarak yapılmıştır.
Suyun aktığı mermer lüle, ejder biçiminde yaptırılmıştır.
Eskiden, Mevleviler
Şeb-i Arus yaz
mevsimine denk geldiğinde bu havuzun etrafında sema yapmışlar bunun için havuza
Şeb-i Arus havuzu
denilmektedir. Günümüzde ziyaretçiler havuza demir paralarını atarak dilek
tutmaktadır.
SEL SEBİL
Bahçenin
kuzeyinde Derviş Hücreleri’nin önünde bulunmaktadır. Sel sebil Hemdem Said
Çelebi (1814-1859) zamanında bugünkü kütüphane binasının karşısına yaptırılmış,
1958 yılında bugünkü yerine taşıttırılmıştır. Sel sebilin alınlığına Roma
dönemine ait bir lahit kapağı yerleştirilmiştir.
Sel sebilin
aynalığındaki çanakçıklar 1-2-3-2-1 tertibiyle sıralanmıştır. Bir noktadan
çıkan su, çanaklara dağıldıktan sonra tekrar büyük bir çanakta toplanmaktadır.
HÜRREM PAŞA TÜRBESİ
Klasik Osmanlı dönemi
eserlerinden olan türbe sekizgen plana sahiptir. Gödene taşından yapılmıştır.
Türbe girişinin önünde yer alan revak ve türbe kubbe ile örtülüdür. Türbe 1529
yılında vezir İbrahim Paşa tarafından Karaman Beylerbeyi Hürrem paşa için
yaptırılmıştır. Türbe içinde iki adet mermer mezar sandukası bulunmaktadır.
Sandukalardan birisi Hürrem Paşa’ya diğeri Kanuni dönemi devlet adamlarından
Hacı Bey’e aittir.
Türbenin yapım kitabesi giriş
kapısının üzerinde yer almaktadır. Kitabenin üzerinde bulunan mermer alınlık, rumi,
palmet ve stilize hayvan figürleriyle süslenmiştir.
SİNAN PAŞA TÜRBESİ
Sekizgen planlı türbe, kesme
taştan 1574 yılında Karaman Beylerbeyi Sinan Paşa için yaptırılmıştır. Üzeri
kubbe ile örtülüdür. Türbenin yapım kitabesi giriş kapısının üzerinde yer
almaktadır. Pencerelerin kemerlerinde iki renkli taş kullanılmıştır. Türbe
içinde mermerden yapılmış dikdörtgen bir sanduka ve baş taşı bulunmaktadır. Türbenin içi ve kubbe
geçişleri 19. yüzyıl kalem işi süslemelerle bezenmiştir.
HASAN PAŞA TÜRBESİ
Sekizgen planlı türbe kesme
taştan 1573 yılında Karaman Beylerbeyi Hasan Paşa için yaptırılmıştır. Üzeri
kubbeyle örtülüdür. Yapım kitabesi giriş kapısı üzerinde yer almaktadır. Türbenin
huzura açılan bir kapısı daha bulunmaktadır. Türbe dergâh döneminde kütüphane
olarak kullanılmıştır. 1990 yılı onarımlarında türbenin zemininde ısınma amaçlı
bir ocak bulunmuştur. Türbe içerisinde
sanduka bulunmamaktadır.
FATMA HATUN TÜRBESİ
Sekizgen planlı türbe kesme
taştan 1585 yılında Karaman Beylerbeyi Murad Paşa kızı Fatma Hatun için
yaptırılmıştır. Üzeri kubbeyle örtülüdür. Yapım kitabesi giriş kapısının
üzerinde yer almaktadır. Türbenin iç kısmında 19.yüzyıla ait kalem işi süslemeler bulunmaktadır.
Kubbeye geçiş üçgenlerindeki madalyonlar üzerinde Allah, Muhammed, besmele ve
dört halifenin isimleri yazılıdır. Türbe içerisinde bulunan mermer sandukanın
baş taşı kadın başlığı biçiminde işlenmiştir.
Türbe, günümüzde Ferit Uğur ve Hacı Mehmet Dişsöken’in
kitapları ile Hazine-i Evrak arşivlerinin bulunduğu kütüphane olarak
kullanılmaktadır.
MEHMET BEY TÜRBESİ
Türbe, yanları açık, dört sütun
üzerine kubbeli olarak yapılmıştır. 1535 yılında Mehmet Bey İçin
yaptırılmıştır. Üzeri kurşunla kaplı kubbe ile örtülüdür. Türbenin yapım
kitabesi bulunmamaktadır. Zemini taş döşelidir. Burada bulunan mermer mezar
sandukası 1534 yılında ölen Bosna’lı Mustafa Paşa’nın oğlu Mehmet Bey’e aittir.
Türbede bundan
başka iki mezar sandukası daha bulunmaktadır. Türbe son olarak 1957 yılında
onarım görmüştür.
EFLÂKİ DEDE TÜRBESİ
Müzenin doğu yönünde bahçe
içerisinde bulunmaktadır. Türbe Mevlevilik hakkında menakıpnameler yazmış olan
Ahmet Eflâki Dede’nin 1361 yılında ölümü üzerine yapılmıştır. Eyvan biçiminde
yapılmış olan türbe büyük oranda yıkılmıştır.
Ahmet Eflâki, Mevlâna’nın torunu Ulu Arif Çelebi’nin
yaptığı bütün gezilere kaatılmıştır. Ulu
Arif Çelebi’nin ölümünde çelebi için yaptırılan tabut kısa gelince onun
ayaklarını toplayarak kısaltması ve defin işini bir gün sonra yapması onun
Mevlâna ailesinin yanında sözü kabul gören bir kişi olduğunu göstermektedir.
Ayrıca dergâhların açık olduğu zamanlar ihya gecesi denilen pazar ve perşembe
geceleri Mevlâna türbesinden iki dervişin oradan kandil getirip Eflâki’nin baş
ucunda yakarak sabaha kadar mezarına aydınlık verdikleri bilinmektedir.
Eflâki’nin Türbesi dergâhlar
kapatıldıktan sonra Kadınhanlı Topbaş Hoca Efendi’ye geçmiş burada bulunan Eflâki
Dede’nin mezar taşı Prof. Dr. F. Nafiz Uzluk tarafından Mevlâna Müzesi’ne
getirilerek kaybolmaktan kurtarılmıştır. Mezar taşı günümüzde Mehmet Bey
türbesinde sergilenmektedir.
TUZCU BABA TÜRBESİ
Müzenin Gül Bahçesi içerisinde
doğu yönde yer almaktadır. 1980 yılına kadar evlerin arasında bulunan türbe Gül
Bahçesinin yapılması için bu alanın istimlak edilmesiyle yıkılmış, mezar taşları Mevlâna
Müzesi’ne kaldırılmıştır. Mezar taşları müzeye kaldırılan mezarlığın
kaybolmaması için bu alan bir metre yüksekliğinde kesme taşlarla çevrilmiştir.
Mezar taşları okunduğunda burasının bir Bektaşi Tarikaatına mensup kişinin
mezarı olduğu anlaşılmıştır. Halk
tarafından Dermiye tekkesi olarak bilinen bu mezarlık sınanmış yerlerden
birisidir. Siğil ve dermiye hastalığı için ziyaret edilmektedir.
İHTİSAS KÜTÜPHANESİ
Postnişin Mehmet Said Hemdem Çelebi 1854
yılında dergâhta bulunan kitaplar ile kendi kütüphanesindeki kitapları bir
araya getirerek envanter defterine kayıtlarını yapmıştır. Ayrıca kitapları dört
ayrı mühürle mühürleyerek Hasan Paşa Türbesi’nde kütüphaneyi kurmuştur. Daha
sonra Mevlâna Türbesi’nin güney yönüne bitişik olan payanda ile Hasan Paşa
Türbesi’nin arası ahşapla kapatılarak kütüphane olarak kullanılmıştır. Dergâhların
kapatılmasından sonra 1926 yılında Müze Müdürü Yusuf Akyurt tarafından
kitapların kayıtları tekrar yenilenmiştir. 2500 kadar yazma eserinin bulunduğu
kütüphanede 11.000 kitap bulunmaktadır. Yazma kitapların kataloğu Rahmetli Abdülbaki
Gölpınarlı tarafından hazırlanmış, 1972 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından
bastırılmıştır.
MÜZENİN TARİHÇESİ
Mevlâna’nın ölümünden sonra yaptırılan
türbe etrafında gelişen yapılarla külliye haline gelmiş olan Mevlâna Dergâhı,
tekke ve zaviyelerin kapatıldığı 1925
tarihine kadar Mevleviliğin merkezi olmuştur. Tekke ve zaviyelerin
kapatılmasından sonra Konya Mevlevi Dergâhı 1 Mayıs1926 tarihinde, Konya Asarı
Atika Müzesi olarak düzenlenmiştir. Müze 2 Mart 1927 yılında yapılan bir
merasimle ziyarete açılmıştır.
Mevlâna Müzesi’nde bulunan
koleksiyonların tamamına yakını eski Mevlevi Dergâhı’ndan müzeye nakledilen
eserlerden oluşmaktadır. Mevlâna Dergâhı’nın müzeye dönüştürülmesi ile burada
bulunan eserlerin envanterleri yapılmış koleksiyon bozulmadan eserlerin tamamı
korunarak gelecek kuşakları aktarılmıştır.
Tarih boyunca Mevlâna’ya
saygı ve sevgi besleyen devlet adamları ile zenginler tarafından türbeye
kıymetli hediyeler gönderilmiştir. Bu hediyeler Mevlâna Dergâhı’nda yüzlerce
yıl korunmuştur.
Müze koleksiyonunda kıymetli el
yazmaları, halılar, kumaşlar, tarikat eşyaları, madeni eserler ile musiki aletleri
bulunmaktadır. Müzenin Tilavet Odası’nda el yazması levhalar, huzurda cam ve
madenden yapılmış kandiller, semahane de maden eserler, ahşap eserler, musiki
aletleri ile kıyafetler, mescitte el yazması kitaplar, halı seccadeler ve Sakal-ı Şerif kutuları
sergilenmektedir. Derviş Hücrelerinde küçük tarikat eşyaları ile kumaşlar,
mutfakta da bakırdan yapılmış mutfak eşyaları teşhir edilmektedir.
MÜZE KOLEKSİYONUNDA BULUNAN ESERLER
AHŞAP ESERLER
1.Sanduka. Ahşap. Ceviz. Env.No.323. Yük.265 cm.
Selçuklu.1273.
Hz.
Mevlâna’nın 1273 yılında ölümü üzerine, sanatkar Selim oğlu Abdülvahid
tarafından fırınlanmış ceviz ağacından yapılmıştır. Sanduka kafes biçimindedir.
Uzunluğu 291 cm. baş tarafının yüksekliği 265 cm.dir. Sandukanın baş tarafının
alınlığı yuvarlak kemer formundadır. Alınlıkta içi içe geçmiş geometrik
motifler yer almaktadır. Gövde kısmı yatay ve dikey panolara bölünmüştür. Bu
kısımda yazı kuşakları ve bitkisel bezeme bulunmaktadır. Sandukanın iki yan
yüzü simetrik olarak düzenlenmiş olup yatay ve dikey panolarla bölünmüş olup,
altıgenlerin oluşturduğu geçmeler ve yazı kuşakları ile bezenmiştir. Sandukanın
gövdesinin üst kısmı ajur tekniğinde ve çatma tekniğinde geometrik geçmeli
biçimde yapılmıştır. Arka kısmında sandukanın içine girilebilecek biçimde küçük
bir kapısı vardır. Kapı yazı ve bitkisel süslerle bezenmiştir. Sandukanın alt
etek kısmında seyyar olan dört adet pano yer almaktadır. Çok ince işçilikli
kafes işi olan bu panolar kûfi
biçimli yazı kuşağı ve geçmelerle
bezenmiştir.
Mevlevi kaynakları Sultan Veled’in 1312 yılında Mevlâna’nın
yanına defin edilmesinden sonra, bu sandukanın Mevlâna’nın babası Bahaeddin
Veled’in üzerine konulduğunu belirtmektedirler. Bir başka rivayette Kanuni
döneminde sandukanın Bahaeddin Veled’in mezarı üzerine kaldırıldığı yönündedir.
Sandukanın, Mevlâna’nın babasının üzerine alınması bir efsanenin doğmasına
sebep olmuştur. Bu efsane şudur:
Mevlâna
vefat edince, cenazesi, babası Sultan-ül Ulema Baheddin Veled’in mezarının
bulunduğu yere getirilirken, babası tabutu ile ayağa kalkmış, oğlunun
büyüklüğüne, ilmine saygı göstererek baş ucunda yer vermiştir.
Sandukanın alınlığında, yanlarında ve arka kapağında
kabartma tekniğinde yazılmış kitabeler bulunmaktadır.
Sandukanın ayakucunda yer alan kitabede; “ Bu kabri ziyaret eden mutlaka kutlu ve uğurlu
olur. Bu kabir Belhli Hüseyin oğlu Muhammed’in oğlu Mevlâna Muhammed’in
istirahat yeridir. O, doğu ve batıdaki alimlerin sultanıdır. Tanrının
karanlıklar içinde parlayan nurudur. İmamoğlu, imam oğlu imamdır. İslamın
direğidir. Celal ve ikram sahibi Tanrı’nın huzuruna haklı olarak iletendir.
Ayetleri, nişanları yıkılmış olan din yolunun nişanlarını meydana çıkarandır.
Alâmetleri zail ve belirsiz olan Hak ve yakın yollarının aydınlatanıdır. Hâli
ile, ahlakı ile, arş hazinelerinin anahtarıdır. Sözüyle, sohbetiyle Fars
definelerini gösterendir. Hakikat çiçekleri ile mahlukaatın gönül bahçelerini
süsleyendir. Kemal göz bebeğinin nurudur. Cemal suretinin ruhudur. Aşıkların
göz bebeklerinin temerküz noktasıdır. Dünyadaki ariflerin boyunlarını Tanrı
sevgisi gerdanlığı ile donatandır. Kur’an-ın gizli manalarını kavrayandır.
Allah’a ait bilginlerin medarıdır. Alimlerin kutbudur. Bütün nefisleri
diriltendir. Hakkın, milletin ve dinin celâlidir. Peygamberlerin varisidir. Tam
ve kusursuz velilerin sonudur. Yüksek mertebeler, makamlar, yüce fazilet ve
menkibeler sahibidir. Merhameti bol olan Tanrı’nın alkış ve selamı ona olsun.
Mevlâna Muhammed, Allah onun sırrını muazzez ve mukaddes etsin ve kabrinin
toprağını mis gibi kokutsun. Altı yüz yetmiş iki yılının Cemaziyelahir ayının
beşinci günü geldiği yere göçtü. Bu sandukayı Selim oğlu Apdülvahid yaptı. Tanrı onu yargılasın” yazılıdır.
Sandukanın üst tarafında Mevlâna’ya ait şu gazeller
bulunmaktadır:
“Ölüm gününde benim tabutum giderken zannetme
ki ben de bu cihanın derdi kalmıştır. Benim için ağlama ve yazık yazık deme.
Felaket şeytanının tuzağına tutulmaktadır ki, o gibi kimselere hayıflanmak
gerektir. Cenazemi görünce ayrılık, ayrılık, diye bağırma. Bana sevgilimle
buluşma, görüşme o zaman nasip olacaktır. Beni mezara koyduklarında elveda,
elveda diye feryat etme. Mezar cennetlerdeki cemiyetler ile dünya arasında bir
perdedir.
İnmesini gördüğün şeyin çıkmasına da intizar et.
Güneşin, ayın batması niçin ziyan olsun. Sana batma görünen hakikatte bir
doğmadır. Mezar bir hapishane gibi görünse de ruhun kurtuluş yeridir. Hangi
dane yere gömüldü de bitmedi. İnsan danesi hakkında şüphe neden hasıl oluyor.
Hangi kova aşağıya indi de dolu olarak çıkmadı. Can Yusuf’u için kuyudan feryadü
figana sebep ne. Ağzını bu cihete kapadıktan sonra o tarafa açacaksın, senin
hay-ü huyun lâmekan boşluğunda devam edecek.”
Sandukanın alt kısımlarında da şu gazeller yazılıdır:
“Benim toprağımdan eğer buğday çıkar ve ondan ekmek
pişirirsen mest-ü hayranlığın artar. Onun hamuru ve ekmeği deli gibi olur.
Tandırından sarhoş evi gibi tarap ve nağmeler çıkar. Eğer benim kabrimi
ziyarete gelirsen sana kabrimin üstündeki balık sırtı raksan görünür.
Kardeş! Benim kabrime defsiz gelme; Çünkü Tanrı’nın
meclisinde gamlı durmak yakışmaz. Çenesi bağlı olarak mezarda uyuyanın ağzı o
dildarın afyonunu çiğner. Eğer, o kefenden bir parçasını göğsüne bağlarsan
ruhundan harabatlığa doğru bir kapı açılır. Artık her canipten şar hoşların
çenk-ü çeğanemelerinin sesi gelir. Her işten bela ve betkar doğar. Beni Hak,
aşk şarabından yaratmıştır. Ben büsbütün aşkım, her ne kadar ölüm beni sürtmüş
ve ezmişse de, ben sarhoşum, benim aslım aşk şarabıydı. Şar hoş olmadan
şaraptan bahsedersen ne çıkar. Benim ruhum bir kere Tebriz’li Şemseddin’in
ruhunun bulunduğu burca uçarsa bir daha gelmez.”
2.Dolap. Ahşap. Ceviz. Env. No.328.Yük. 245 cm . Selçuklu. 14.Yüzyıl başı.
Tilavet odasının kuzey duvarına yerleştirilmiş olan
dolap, ceviz ağacından kündekari tekniğinde yapılmıştır. Dolap 245 cm . yüksekliğinde, 185 cm . genişliğinde ve 38 cm . derinliğindedir. Dolabın dört yanını çevreleyen bordür ve
kapaklarında altıgen formunda panolar ile üç kollu yıldız biçimli parçalar
kündekari tekniğinde birbirine geçmeli olarak düzenlenmiştir.
Kapakların alınlığında yer alan panolar içerisinde celi
sülüs hat ile yazılmış “Ed Düau
Silah’ul mümin Dua müminin silahıdır ve Es Selatü Nüru’l Mümin Namaz müminin
nurudur” hadisi bulunmaktadır.
3.Kapı Kanatları. Ahşap. Ceviz. Env. No. 331. Yük. 210 cm. Osmanlı. 16.Yüzyıl.
Semahaneden mescide açılan doğu yöndeki girişin kapı
kanatlarıdır. Mescidin güney duvarında sergilenmektedir. Ceviz ağacından oyma
tekniğinde yapılmıştır. Kapı kanatlarının orta alanında boyuna dikdörtgen pano
ile alt ve üst kısmında yatay dikdörtgen panolar bulunmaktadır. Alınlıkta “ Ey her kapıyı açan Allahım, kapının daima
hayırlısını aç” duası yazılıdır. Orta alandaki panoların göbeğinde kare
çerçeve içine alınmış Kûfi hatla yazılmış pano yer almaktadır. Kapı
kanatlarının tüm yüzeyi stilize edilmiş palmet ve rumi motifleriyle
bezenmiştir.
4.Rahle. Ahşap. Ceviz. Env. No. 332. Yük. 94.5 cm. Selçuklu. 1279.
Ceviz ağacından yapılmış olan rahle, Selçuklu dönemi ahşap
işçiliğinin en güzel örneklerinden birisidir. Dergâhların açık olduğu zamanda
bu rahle üzerinde mesnevi bulunurmuş ve gelen ziyaretçiler teberrüken
mesneviden bir sayfa okurlarmış.
Rahlenin dış yüzleri stilize edilmiş bitkisel kıvrım dal
ve rumilerle bezenmiştir. Bu bezemelerin üstünde bulunan boyalar silinmiş olup
yer yer görülebilmektedir. Rahlenin yan yüzlerinde pano içine alınmış
kuşakların birisinde “Vakafe haza’l- rahl ala’t-türbet el-mutahharat Sultan el arifin” diğerinde Celâl el- hakk
ve’d-din kaddese’llâhu sırrahu abduhu Cemalüddin el- hâdim es- Sahıbî fi sene 678” yazılıdır.
Kitabe dilimize şu şekilde çevrilmiştir. “Bu rahleyi ariflerin sultanı, dinin ve hakkın celâli yani Hazreti Mevlâne
Celaleddin Rümi’nin Tanrı sırlarını kutsal eylesin. Pak türbesine onun
hizmetkarlarından ve sahibinin hizmetkarlarından Cemaleddin 678 yılında vakfetti.”.
Abdullah oğlu Cemaleddin
Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahreddin Ali’nin azatlı kölesidir. Sarayın
baş perdecisi ve hademelerinin efendisidir.
Rahlenin iç yüzlerinde lakeli, altın varakla yapılmış
stilize edilmiş çift başlı kartal ve on dört adet aslan figürü yer almaktadır.
5.Rahle. Ahşap. Ceviz. Env. No. 333. Yük. 99 cm. Selçuklu. 13.Yüzyıl.
Selçuklu dönemi ahşap işçiliğinin seçkin örneklerinden
birisidir. Ceviz ağacından oyma ve ajur tekniğinde yapılmıştır. Dış yüzlerinde
rumi motifi ve kıvrımlı dallardan oluşan bitkisel bezemeli yazı kuşağı ile
çevrilidir. İç kapaklarında kırmızı boyalı zemin üzerinde ortada şemse benzeri
kıvrım dallı bitkisel bezeme ile üst kısımda yazı kuşağı yer almaktadır.
Rahle üzerinde bulunan kitabelerde şu hadisler
yazılıdır:
Ön yüz alt panoda: “Kale’n nebiyy-ü aleyhi’s salât ve’s selâm el- Kur’an kelâm Allâh gayr’-
mahluk ve kale aleyhi’s-selâm efdal el- ibâdet kırâet el- Kur’an ve kale ed-dîn
en- nasiha”
Ön yüz üst panoda: “Ve kale’n nebi aleyhi’s selâm men ahabbe’l- ilim ve’l ulemâ lem yükteb
hatîatühu madâme hayyâ, ve kale aleyhi’s-selâm men ahabbe şey’en ya’ma ve
yasammü, inna’llâhe yuhibbü’l meâli fi’l umûr”.
Arka yüz alt panoda: “Ve kale’n nebi salla’llâh-ü aleyh ve’s-selâm ed-dünya sicn el mü’min vel
cennet el-kâfir, ve kale aleyhi’s-selâm ve lem yeteabbed el- müte’abbidûn
bi-misl el bekkâ min hifetî”.
Arka yüz üst pano da: “Ve kale aleyhi’s-selâm men eksere zikr el- mevt radiye min ed- dünyâ
bi’l-yesir ve eksirû min zikr hâdim el-lezzât, ve kale aleyhi’s-selâm men
kesüret salatuhu bi’l-leyl hasüne vechuhu bi’n-nehar sadaka rasuluhu” yazılıdır.
6.Rahle. Ahşap. Ceviz. Env. No. 335. yük. 70.cm. Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Ceviz ağacından yapılmıştır. Dış yüzleri oyma
tekniğinde yapılmış kıvrım dal ve rumilerden oluşan bitkisel bezemeyle
süslüdür. Ayak kısımları sivri kemer biçimli mihrap gibi boş bırakılmıştır.
Stilize edilmiş çiçek, karanfil ve lale motifleri ile bezenmiştir. Rahlenin iç
kısmında süsleme bulunmamaktadır.
7.Rahle. Ahşap. Sedef kakma. Env. No. 336.Yük. 51 cm. Osmanlı.18.Yüzyıl.
Rahlenin dış yüzleri sedef kakma işçiliğe sahiptir.
Merkezde dört kollu bir çiçek ile bunu çevreleyen baklava motifinin dört
köşesinde gül ve kıvrımlı dallar bir daire ile çevrilidir. Dairenin dış
kısımları ile rahlenin ayak tarafında bulunan boşluklar kıvrım dallarla
çevrelenmiş gül motifleriyle bezelidir. Ayak boşluğunda ters lale motifi yer almaktadır. Rahlenin iç
kısmı bordo renkli boyalı olup, üzerinde
palmet ve rumilerle bezenmiş şemse motifi yer almaktadır.
8.Rahle.Ahşap. Ceviz. Env. No. 337. Yük. 60 cm. İran. 17. Yüzyıl.
Mevlevi Dergâhı’ndan kalan eserlerdendir. Ceviz ağacından
ajur tekniğinde yapılmıştır. İnce bir işçiliğe sahiptir. “Allah ve Ali” yazıları Kûfi hatla
istif edilmiştir. Rahlenin kenarlarında altın yaldızla yazılmış sülüs hatlı
yazı kuşağı yer almaktadır.
Rahlenin ön
yüz üst panosunda bulunan küfi yazılar: “Yâ Ali, Yâ Ali, Yâ Allah”, dekoratif bir şekilde dört kez “Ali ve La İlâhe illallah Muhammed resulullah, Ali veliyyullah”.
Sülüs yazılar
“kale’n nebiyyü salla’llâh-ü aleyhi ve
sellem hayrüküm men taalleme’l- Kur’an ve allemehu” “Ve kale salla’llah-ü
aleyhi ve sellem mesel el-mü’min ellezi yakra’u’l- Kur’an meselü’l-ütrücce
rîhuha tayyib ve ta’muha tayyib ve meselü’l mü’min ellezi lâ yakra’u’l- Kur’an
mesel et-temre lârîha leha ve ta’muha hulv meselü’l-munafık ellezi lâ yakra’u’l-Kur’an
ke-mesel el-hanzale leyse leha rîh ve ta’muha mürr sadaka rasuluh”
Alt pano da:
Kûfi yazılar: “Ya Ali, Allah, Allah,
Alllah, Allah, Allah, Ya Ali”.
Sülüs Yazılar: “An
Ebî derdâ kale kale resul Allah Salla’llâhü aleyhi ve sellem men seleke tarîkan
yatlübü fihi ilmen seleke’llahü bihi tarikan min turuk el- cenne ve inne’l-
melâikete le- tada’u ecnihateha rıdanli tâlib el- ilm ve inne’l- melâikete le
tada’u ecnihateha rıdanli tâlib el- ilm ve inne’l- alim le- yestagfiru lehu men
fi’s- semavat ve men fi’l- ard ve ‘l- hîtan ü fî cevfel-ma’ ve inne fadl el-
âlim alâ’l- âbid ke- fadl el kamer leylet el- bedr alâ sa’ir el- kevâkib ve
inne’l- ulemâ vereset el- enbiya ve inne’l- enbiya lem yûrisû dînâr velâ dirhem
innemâ veresû’l-ilm”. “ Fe-men ahazehu ahaze bihazz vâfir ve kale
aleyhi’s-selâm zeyyinû esvateküm bil-Kur’an sadaka resul Allah”.
Arka yüz üst
panosunda bulunan kûfi yazılar “Maşaallah,
Muhammed, Muhammed, Muhammed, Muhammed, Ali, Hasan, Hüseyin”.
Alt pano da Kûfî
yazılar: ‘Allah, Allah, mübarek bâd
şâdî”. Ruviye an ba’z el- ekâbir rahimehüm Allâhü taâlâ an ba’z al-sahâbe
rıdvan Allah aleyhim ecmain ennehu kale kale resul Allah salla’llâh aleyhi ve
sellem ya Eba Hureyre taallem el- Kur’an ve allimhü’n-nâs velâ tezel kezâlike
hattâ ye’tiyeke’l- mevt feinnehu in itâke ve ente kezalike ev alâ zâlike haccet
el- melâike ilâ kabrik kemâ yahuccu’l- mü’minûn ilâ Beyt Allâh el-harâm
allâhümme salli alâ Muhammed ve âlih el- tahirîn”
Sülüs yazılar:
“Ehl-i imânrâ şeref ez hânden-i Kur’an buved
Munis ez Kur’an güzined her kirâ
imân buved
Her ki hâhed tâ dileş pâkize vu
rûşen buved
Çâre vu tedbîr-i ânkes hânden-i Kur’an buved
Şod aziz-i her du âlem
her ki Kur’an hıfz kerd
Bî şek ender her du âlem
hassa-i sübhan buved
Sa’diyâ cehdî bikun tâ çenk der Kur’an zeni
Zânki ferdâ restkârîyet hem ez
Kur’an buved
Al- mütevekka’min himem il-mülûk
ve’s-salatîn en yanzurû ehl haza’r- rahl li-zâd yevm’r-rahil fi zılliküm el
zalîl”.
Rahlenin iç
tarafında da sülüs hat ile yazılmış şu yazılar bulunmaktadır:
“Allahüme salli
alâ ‘n-Nebiyy el- Mekkiyy el- Medeniyy el- Haşimiyyel-Kureyşî es-Sırac el- muzî
Seyyid el- Arab sahib es- sekîne el- medfûn bi’l- Medine Ebi’l Kasım Muhammed
hâtem el- enbiyâ ve alâ âlihi’l- ebrar ve essahibi’l -ahyâr ilâ yevm el- karâr
hususan alâ Halifet Rasûl- Allâh bi’s- sıdk ve’t tahkık eş – şeyh el- atîk
ve’r-rükn el- vesîk el- halîm eş- şefîk el- imâm bi’l- hakk Ebî Bekr es- Sıddîk”
“Ve alâ sahib el- minber ve’l- mihrâb hâdi’l-
halâ’ik ilâ tarîk es- sevâb el imam bi’l-hakk Ömer ibn el-Hattâb ve alâ
câmi’el- Kur’an ve hâdim ehl el – cevr ve’t- tugyân sâhib el- hayâ ve’l- irfân
el- imâm bi’l- hakk Osman ibn Affân ve alâ sâhib el-ilm ve’l- hilm ve’ş-şecaa
ve’s- sehâve zevc el- Betûl Emîr el- mü’minîn Ebi’l Hasaneyn Ali ibn Ebî Tâlib
radiya’llâh anh”.
9.Sikke Sandığı. Ahşap. Ceviz - Fildişi. Env. No.338.Yük.110cm.
Osmanlı.18.yüzyıl.
Mevlevi dervişlerinin başlarına giydikleri sikkenin
konulması için ahşaptan yapılmıştır. Dört parçalıdır. Sandık kısmının iki yüzü
kitap cildi biçiminde şemseli olarak tasarlanmıştır. Şemse motifinin ortası ve
köşe boşlukları sedefle kaplanmıştır.
10.Şebeke. Ahşap. Ceviz. Env. No. 348. Yük. 52 cm. Beylikler 14. yy.
Semahanenin güney yönünde bulunan kafes mesnevi hanların
kullandığı kürsünün ön tarafıdır. Ceviz ağacından yapılmış olan iki parçalı panonun
birisi on altı kollu diğeri on iki kollu yıldız motifinden gelişen geometrik
kompozisyona sahiptir. Bu kafes Mevlâna’nın Sandukası’nın ön tarafında bulunan
Gümüş Kafesin ölçülerine çok yakındır. Gümüş kafes yapılmadan önce türbe önünde
bu kafesin kullanıldığı düşünülmektedir.
11.Körük. Ahşap. Ceviz. Env. No. 349. Uzunluk. 45 cm. Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Ocak ve mangallar için kullanılan körük ceviz ağacından
yapılmıştır. Kaplumbağa tarzındaki üst kapağı oyma tekniğinde stilize edilmiş
yaprak ve gül motifleriyle süslenmiştir.
12.Körük. Ahşap. Ceviz. Env. No. 350. Uzunluk. 43 cm. Osmanlı.19.Yüzyıl.
Ceviz ağacından yapılmış olan körüğün üst kapağı ajur ve
oyma tekniğinde süslenmiştir. Kapağın ortasında çarkıfelek benzeri gül
motifinin etrafı kuşaklarla çevrilidir. Geniş kuşakta Arap harfleri ile “Nazarı pak ile baksa vechi hasene, yazılır defteri amaline
yüz bin hasene” yazılıdır.
13.Sehpa. Ahşap. Ceviz. Env. No. 351. Yük. 53 cm. Selçuklu. 13.Yüzyıl.
Ceviz ağacından yapılmış olan sehpa şamdan kaidesi olarak
kullanılmıştır. Sekiz köşeli olan sehpanın yan yüzlerinin gövde bölümü kare
biçimli panolara bölünmüştür. Çatma tekniğinde sekiz kollu yıldız biçiminde
süslenmiştir. Kare panoların altında kalan kısımlar ile yan boşluklar oyma
tekniğinde yapılmış palmet ve rumi motiflerle bezenmiş bordürlere sahiptir. Sehpanın
üst tablasının ortası daire biçiminde kesilerek boş bırakılmıştır.
14.Sehpa. Ahşap. Ceviz. Env. No. 352. Yük. 55cm. Osmanlı. 18.yüzyıl.
Ceviz ağacından yapılmıştır. Yedi köşelidir. Yan yüzleri
oyma tekniğinde yapılmış iç içe geçmiş geometrik motiflerle süslenmiştir.
15.Sehpa. Ahşap. Sedef.
Bağa. Env. No. 354. Yük. 32
cm . Osmanlı. 17.Yüzyıl.
On köşeli olan sehpa ahşaptan yapılmıştır. Yan yüzler bağa
ve sedef kakmalı biçimde geometrik geçmelerle süslenmiştir. Üst tablasında
süsleme bulunmamaktadır.
16.Sehpa. Ahşap. Sedef. Bağa.
Env. No. 355. Yük. 41
cm . Osmanlı. 17.Yüzyıl.
Çam ağacından yapılmıştır. On köşelidir. Yan yüzlerin üst
kısmı kare panolara bölünmüş üçgen ve kare biçimli sedef ve bağalarla
süslenmiştir. Sehpanın üstü ortada gül bezek bulunan bağa ve sedef kakmalı
daire biçimli süslemeye sahiptir. Sedef ve bağalarda yer yer dökülmeler
bulunmaktadır.
17. Sehpa. Ahşap. Sedef. Bağa. Env. No. 356. Yük. 43cm. Osmanlı. 18.Yüzyıl
Ceviz ağacından yapılmıştır. Gövdesi ve üst tabası sekiz
köşelidir. Yan yüzlerde altı köşeli çarkı felek biçimli sedef süsleme
bulunmaktadır. Tablasında daire biçimli madalyon sedef ve bağa ile süslenmiş
bezemeler bulunmaktadır.
18.Çekmece. Ahşap. Sedef. Bağa. Env. No. 358. Yük. 23cm. Osmanlı. 19.Yüzyıl.
“Değil çekmece bir bedesten imiş
Meğer kim ol bir cevhere kân imiş” İzzet Molla
Dergâhta kıymetli eşyaların içerisine konduğu çekmecelerden
birisidir. Çam ağacından yapılmıştır. Çekmecenin yan yüzleri ile kapağı bağa ve sedef
kakma işçiliğinde süslenmiştir. Yan yüzlerde ve kapakta yer alan hayat ağacı
motifi sedefle kaplanmıştır.
19.Çekmece. Ahşap. Sedef. Bağa.
Env. No. 359. Yük.14 cm. Osmanlı.19.Yüzyıl.
Dikdörtgen biçimli çekmecenin kapağı, yan yüzleri bağa ve
sedefle kaplanmıştır. Çekmecenin içine mor renkli kumaş döşenmiştir.
20.Çekmece. Ahşap Kadife. Env. No. 360. Yük. 20 cm . Osmanlı.19.Yüzyıl.
Tonoz biçimli kapağı bulunan çekmecenin dış yüzü turuncu
renkli kumaşla kaplanmıştır. Yan yüzler ve kapak sarı renkli metal ile gül ve
yaprak motifleri tasarlanarak süslenmiştir. Çekmecenin iç kısmı çizgili kumaşla
kaplıdır.
21.Çekmece. Ahşap. Sedef. Env. No. 1461. Yük. 15.5 cm . Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Çekmecenin tüm yüzeyi üçgen ve dörtgen biçimli kahverengi
ve beyaz renkli sedefle kaplanmıştır. İç kısmında kapaklı bölümü bulunmaktadır.
22.
Çekmece. Ahşap. Kemik. Env. No.1147. Yük. 18.5cm. Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Dikdörtgen
biçimli çekmecenin üç yan yüzü ile üst kısmı kemik kakma bezemeye sahiptir.
Dörtgen biçimli kemiklerin ortası iç içe geçmiş daire biçiminde süslenmiştir.
Çekmecenin kapak kısmı sonradan değiştirilmiş olup bezemesizdir.
23.Küre-i Sema.
Ahşap. Env. No. 362. Yük.17 cm. Çap. 23cm. Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Mevlevi Dergâhlarında az da olsa astronomi çalışıldığını
bu eserden anlamaktayız. Envanter kayıtlarında Ahmet Eflâki Dede tarafından
yapıldığı yazılıdır. Tarihi bulunmayan küre 18. yüzyılda yaşamış olan saatçi
Ahmet Eflâki tarafından yapılmış olabilir. Ahşaptan yapılmış olan kürenin
üzerinde kırmızı ve siyah renkli enlem ve boylam çizgileri çizilmiştir.
Yanlarında Arapça yazılmış yazılar yer almaktadır.
24.Sakalı Şerif Kutusu. Ahşap. Sedef. Env. No. 1192. Yük. 22 cm . Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Lihye-i Şerif Kutusu olarak da bilinen bu eser 17 Şubat 1955 gününde Konya’da bulunan
Selçuklu Sultanlarının Türbesinde yapılan onarımlar sırasında pencere
boşluğunun içerisinde bulunmuştur. Türbede teşhire konulan eser 16 Mart 1956’da Valilik tarafından
Mevlâna Müzesine verilmiştir.
Hz. Peygamberin kestirdiği saç ve sakalının arkadaşları
tarafından toplanılarak teberrüken saklandığı bilinen bir gerçektir. Bir cam fanus
içerisinde konulmuş olan Sakalı Şerif kıymetli kumaşlarla sarılmış ve Sedef
kaplı çekmece içerisine konulmuştur.
25.Levha. Ahşap. Ihlamur. Env. No. 329.Yük.57 cm. Osmanlı. 1910.
Ihlamur ağacı üzerine Mekke-i Mükerreme oyularak
yapılmıştır. 1910 yılında Salih isimli bir sanatkar tarafından yapılmış olan
levha 20.yüzyılın başında Mekke’nin nasıl bir yerleşime sahip olduğunu
göstermektedir. Ayrıca son yıllarda yıktırılmış olan Osmanlı yadigarı Ecyad
Kalesi tüm ihtişamıyla tablo üzerine işlenmiştir.
26.İrtifa Tahtası. Ahşap.Env. No. 1419. Yük.2 cm. Osmanlı.18.Yüzyıl.
Sanatçısı. Eşref
Bir diğer adı “Rubu tahta” olan bu eserler
saatlerin tayini için kullanılmıştır. Tahtadan yapılmış olan İrtifa tahtası
¼ daire biçimindedir. Lake ile kaplanmış
olan tahtanın üzerinde çizgiler ve işaretler bulunmaktadır. Pirinç bir şakülü
olan eser Eşref isimli bir sanatkar tarafından yapılmıştır.
27. İrtifa Tahtası. Ahşap. Env. No. 1429.Yük. 1.7 cm . Osmanlı. 18.Yüzyıl.
¼ daire biçiminde
olan eser lake ile kaplanmıştır. Üzerinde taksimatlar bulunmaktadır.
Kenarlarında stilize edilmiş bitkisel bezeme yer almaktadır.
28.Sehpa. Ahşap. Telkari. Env. No. 2215. Yük. 67 cm . Osmanlı.19.Yüzyıl.
Üçayaklı sehpanın üst tablası sekiz köşelidir. Tablanın
yüzeyi ile sehpanın ayakları telkari işçiliğinde yapılmış küçük yaprak ve çiçek
motifleriyle süslenmiştir.
29.Süleymaniye Camii Maketi. Ahşap. Env. No. 3861. 48.5 x 98 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
1955 yılında müzenin deposunda bulunmuştur. Süleymaniye
Camii’nin maketi ahşaptan oyma ve yapıştırma teknikleri kullanılarak
yapılmıştır. Camii ve müştemilatına 19. yüzyılda yapılan bazı ilavelerinin bu makette
görülmemesi maketin 19. yüzyıldan
önce yapıldığını göstermektedir. Maket yer yer kırmızı, kahve, mavi ve altın
yaldızla boyalıdır.
30.Tilavet Odası Kapı kanatları. Ahşap. Ceviz. Yük. 230 cm . Osmanlı.16.Yüzyıl.
Ceviz ağacından kündekari tekniği kullanılarak
yapılmıştır. Kanatlar üç pano biçiminde düzenlenmiştir. Orta pona dikdörtgen
biçiminde olup merkezinde on kollu yıldızdan gelişen birbirine geçmeli
geometrik düzenlemeye sahiptir. Kapı kanatlarının aynalık kısmında Mevlâna’nın
oğlu Sultan Veled’e ait:
Pend-i men bipzir ey tâlib zican
Ser binih ber âstan-ı rastân”
(Ey talib, öğüdümü canla başla kabul et. Doğruların eşiğine baş koy) beyti yazılıdır.
31.Mescit Kapı kanatları. Ahşap. Ceviz. Yük. 293 cm. Osmanlı. 16.yy.
Kapı kanatları ceviz ağacından kündekari tekniğinde
yapılmıştır. Üç pano biçiminde tasarlanan kapı kanatlarının orta panosunda on
kollu yıldızdan gelişen geometrik süslemeler bulunmaktadır. Kapı kanatların
aynalık kısmında ayet yazılı pano yer almaktadır.
32.Mescit Pencere kanatları. Ahşap. Ceviz. 216 x 66 cm . Osmanlı. 16.Yüzyıl.
Kündekari tekniğinde geometrik süslemelere sahip olan pencere
kanadı 3er panoya bölünmüştür.
CAM ESERLER
1.Asma
Kandil. Cam. Env. No. 451. Yük. 38
cm . Memluk. 15.Yüzyıl.
Mevlâna Müzesi’nde Memluklular dönemine ait bir gurup cam
kandil sergilenmektedir. Bu kandiller form ve süsleme bakamından birbirlerine
benzemektedir. Kandillerin süslemeleri dikkat çekicidir. Mineli, sarı, yeşil,
kırmızı, mavi renklerin kullanıldığı bitkisel bezemeler, kandilin tüm yüzeyinde
yer almaktadır. Kandilin karın kısmında askı zincirleri için kulplar vardır.
2.Asma Kandil. Cam. Env. No. 452. Yük. 35 cm . Memluk. 15.Yüzyıl.
451 Envanter nolu kandille büyük benzerlik göstermektedir.
Bu kandilin süslemelerinde ve madalyon sayısında farklılıklar bulunmaktadır.
3.Asma
Kandil. Cam. Env. No. 453. Yük.33 cm. Memluk. 15.Yüzyıl.
Bu kandilde süsleme ile birlikte celi sülüs ile yazılmış
yazılar ön plana çıkmaktadır. Kandilin boyun kısmında yuvarlak madalyonların arasında
“İzzünli Mevlâna es sultan el melik”
yazılıdır. Gövde kısmında mavi zemin üzerine “İzzünli Mevlâna, Es
Sultan, El Melik, El Alim, El Adil ”, kaide kısmında “El alim, El Adil” yazıları yer
almaktadır.
4.Asma Kandil. Cam. Env. No. 454. Yük.31 cm. Memluk. 15.Yüzyıl.
453 Envanter nolu kandille benzerlik göstermektedir.
Kandilin tüm yüzeyi altın yaldızla sıvanmış olup üzerine bitkisel bezemelidir.
Boyun kısmında “El Alim” yazısı
celi sülüs hat ile yazılarak yedi kez tekrar edilmiştir. Kaide kısmında “El Alim, El Adil” yazısı yer
almaktadır.
5.Asma Kandil. Cam. Env. No. 455. Yük. 37 cm . Memluklu.15.Yüzyıl.
Diğer asma kandillerden form olarak daha farklı bir
görünümü vardır. Kandil Dergâhtan
eserlerin tesellümü sırasında müze yetkililerine parça parça teslim edilmiş,
1932 yılında üç lira ücret ödenerek kandil tümlettirilmiştir. Kandilin şişkin
karın kısmını kaplayan mavi renkli, mine kaplamalı yazı kuşağı bulunmaktadır.
Celi sülüs hatla yazılmış olan yazılarda “El emirül kebir vel mecidüles seyfi el maliki el nasır el ukır el kerim
el Ali el Mevlevi” yazısı okunmaktadır. Boyun kısmında yuvarlak
madalyonlar ve örgülü bezeme yer almaktadır.
6.Avize. Cam Kristal. Env. No. 1420. Yük. 5 m . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Mevlâna’nın Türbesi’nin ön tarafında bulunan Post Kubbesinden
zincirle sarkıtılmıştır. Kristal camdan yapılmış olan avize elli budaklıdır.
1927 yılında Konya Aziziye Camiine götürülen avize 1959 yılında tekrar Mevlâna
Müzesi’ne getirilmiştir.
Avizenin alt kısmında püsküllerin bağlandığı borunun iç
kısmında yer alan gümüş halka üzerinde “Cenabı
Hazreti Mevlâna’nın bendesi sahibi’nin hediyesi aciz hanesidir. Sene 1327
Recebi Şerif 7 yevmi pazartesi” yazısı bulunmaktadır. Bu yazıttan
avizenin 25 Temmuz 1909’da Mevlevi Dergâhına
hediye edildiği anlaşılmaktadır. Avize her yıl Mevlâna törenlerinden önce parça
parça sökülerek temizlenip tekrar yerine kaldırılmaktadır.
7.Kandil Cam. Env. No. 5852. Yük. 28 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Beyaz mat cam ve pirinç malzemeden yapılmıştır. Cam gövde
boyuna dikdörtgen biçiminde kartuşlara bölünmüştür. Kartuşlar içerisinde kuş
figürleri ve çiçek motifleri bulunmaktadır.
8.Kandil. Cam. Env. No. 5858. Yük.25 cm. Osmanlı.19.Yüzyıl.
Beyaz mat cam ve pirinç malzemeden yapılmış olan kandilin
sarı metalden üçlü koza biçiminde birbirine bağlanan askılık zinciri
bulunmaktadır. Kandilin yüzeyi altın yaldızla yapılmış dört kollu yıldız
motifleri ile süslenmiştir.
9.Kandil Cam. Env. No. 5863. Yük. 33 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Koyu yeşil renkli camdan ve metal malzemeden yapılmıştır.
Oldukça sade olan kandilin camı yuvarlak damla motiflidir.
10.Kandil. Cam. Env. No. 5847. Yük. 28 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Yeşil renkli cam ve pirinç malzemeden yapılmış olan kandil
silindirik gövdeye sahiptir. Gövde dikdörtgen panolara ayrılmıştır. Panolar
ağaç dalları ve kuş figürleri ile bezenmiştir.
11. Kandil. Cam. Env. No. 5849. Yük. 23 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Yeşil renkli mat cam ve pirinç malzemeden yapılmıştır.
Gövdesi iki uçta basık dairevi biçimlidir. Boydan boya panolara bölünmüş olan
yüzeyinde bal peteği tarzında altıgen motifler, kazayağı motifleri ile ağaç
dallarında kuş figürleri bulunmaktadır.
12.Gülaptan. Cam. Env. No. 1375. Yük. 40 cm . 19.Yüzyıl.
Beykoz işi olan gülaptan mavi renkli camdan yapılmıştır.
Kaidesi sarı renkli metaldendir. Gülaptan şişkin karın kısmından sonra dairevi
halkalarla yukarı doğru daralmaktadır. Gövdesi yaldız ve renkli taşlardan
yapılmış bitkisel motiflerle süslüdür.
EL YAZMASI ESERLER
Mevlâna
Müzesi’nin bünyesinde İhtisas Kütüphanesinden ayrı olarak envanterleri yapılmış
olan Müzelik yazma eserler koleksiyonunda kültür tarihimiz açısından çok önemli
yazma eserler bulunmaktadır. Koleksiyonda yer alan eserler IX. yüzyıldan XIX. yüzyıla
kadar uzanan tarihi seyirde Anadolu, Suriye, Irak, Mısır, İran’da yapılmış
olan, Memluk, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait Kur’an-ı
Kerim’ler, Mesnevi’ler ve diğer edebi eserlerdir. Bu eserler cilt, hat ve
tezhip sanatı bakımından özellik arz eden yazma kitaplardır.
1.Mesnevi. El yazması. Env. No. 51. 49.5 x 32.5 cm. Selçuklu.1278.
Hattatı. Mehmed bin Abdullah Konevi.
Hz. Mevlâna Mesnevi hakkında soru soran müridine şöyle
cevap vermiştir.
“Mesnevi harften, sesten, sözden
kesilince derya olur. Ondan sonra o sözü söyleyen, o sözü dinleyen ve o söz,
hepsi birden can olur.”
Hz. Mevlâna’nın ölümünden beş yıl sonra yazılmış olan bu
Mesnevi nüshası “Nüsha-i Kadîm” olarak kabul edilmektedir. Mehmet bin Abdullah Konevi
hattı ile yazılmış olan Mesnevi’de altı cilt bir arada toplanmıştır.
Mesnevinin kırmızı deriden yapılmış olan mıklepli cildi
orijinal cildi olmayıp XVIII. yüzyılda Osmanlılar döneminde yapılmıştır. Nesih
hat ile yazılmış olan Mesnevi’nin 1- 6 sayfaları tam tezhiplidir. Diğer
sayfalarda başlık tezhipleri bulunmaktadır.
2.Mesnevi. El yazması. Env. No. 1177. 31 x 23.5cm. Selçuklu. 1323.
Hattatı: Sultan Veled’in azatlı kölesi Osman bin Abdullah.
Mesnevinin siyah deriden yapılmış cildi, 1976 yılında
Necmeddin Okyay tarafından yapılmıştır. Kağıdı filigransız koyu samani
renktedir. Yazısı nesih hat ile yazılmıştır. Tezhipleri geometrik ve bitkisel
motiflidir. Her sahifede 25 satır, her satırda iki beyit vardır. Altı cilt
biraradadır.
3.Mesnevi. El yazması. Env.No.53. 42.5 x 30.5 cm. Beylikler. 1382.
Hattatı. Hasan bin Ahmed el Kırımi.
Şemsi Tebrizi Türbesinden Mevlâna Müzesine getirilen
mesnevinin cildi, kahverengi deriden yapılmış ve mıkleplidir. Her iki kapakta
gömme olarak salbekli şemse motifi bulunmaktadır. Kağıdı aharlı ve açık samani
renklidir. Yazısı nesihle yazılmıştır. Ketebe kaydı 425. sayfada yer
almaktadır.
4.Mesnevi. El yazması. En.No. 2857. 25 x 18 cm . Türkistan. 1490.
Hattatı. Katip Hasan bin Muhammed.
1981 yılında Nasrullah Yasa adına müzeye hediye
edilmiştir. Kahverengi deriden yapılmış cildin kapaklarında ağaç ve çiçek
motiflerinin arasında aslan, tavşan, ejder gibi hayvan figürleri bulunmaktadır.
Metin dört sütün üzerine talik ile yazılmıştır. Her sütunda 23 satır vardır.
Mesnevinin 1b ve 2a sayfası serlevha biçiminde tezhiplidir. Tezhip turkuaz
renklidir.
5.Mesnevi. El yazması. Env.No.58. 32 x 21 cm. Osmanlı. 1552.
Hattatı.Mevlevi Bali Dede bin Ali el Konevi.
Kahverengi deri cildi mıkleplidir. Kapaklarında
şemse ve salbek motifi vardır. Kağıdı aharlı sultani abadisidir. 579 sayfa olan
mesnevinin metni nesihtir. Yazılar dört sütun üzerine düzenlenmiş olup metnin
etrafı kırmızı mürekkepli cetvelle çevrilmiştir. 4, 92, 175, 283, 371, 471
sayfaları tezhiplidir. Mesnevinin vakıf kaydı ilk sayfasında, ketebe kaydı son
sahifesinde yazılıdır.
6.Mesnevi. El yazması. Env. No. 61. 15 x 8.5 cm . Osmanlı.1607.
Hattatı. Kerim bin İbrahim Mutavattin-i Halcan. Şiraz.
Çâker-i Hanedan-ı Ali Osman Davut bin Allahverdi
tarafından vakfedilen mesnevinin cildi siyah deriden ve mıkleplidir.
Kapaklarında şemse ve salbek motifi bulunan cildin iç kapakları, kırmızı renkli
deridir. Şemse, salbek ve köşebentleri kaatı tekniğinde süslenmiştir. Metin iki
sütun üzerine 17 satır olarak nesihle yazılmıştır. Ketebe ve vakfiye kaydı
bulunan mesnevinin pek çok sayfası tezhiplidir.
7.Mesnevi. El yazması. Env. No. 63. 21,5 x 12 cm . Osmanlı. 1682.
Hattatı. Abdurrauf bin Abdulgafur el Ahmed Abadi.
Siyah deri cildin kapaklarında bulunan şemse ve salbek
motifi kırmızı boyalıdır. Cildin içi ebrulu kağıtla kaplıdır. Kağıdı ipek
sultani aharlıdır. Mesnevinin metni dört sütün üzerine talik ile yazılmıştır. Vakfiyesi
ve ketebe kaydı vardır. Mesnevinin pek çok sayfası tezhiplidir.
8.Mesnevi. El yazması. Env. No. 65. 20 x 12.5 cm . Osmanlı. 1851.
Hattatı. Hüseyin bin Cafer Tebrizi.
Cildi kırmızı deriden yapılmıştır. Kapaklar ve mıklebi
altın yaldızla baklava deseni tarzında süslenmiştir. Kağıdı ipek aharlıdır. Metin
dört sütun üzerine Talik
ile yazılmıştır. Vakfiyesi ve ketebe kaydı bulunan mesnevinin pek çok sayfası
tezhiplidir.
9.Mesnevi. El yazması. Env.No. 81.34 x 21.5 cm . Osmanlı. 1847.
Hattatı. Buharalı El hac Mehmed Arif.
Mesnevi şerhinin 5.cildidir. Lake olan cildi mıklepsizdir.
Cilt kapaklarında ortada kırmızı ve beyaz renkli güllerle küçük çiçeklerin
bulunduğu dikdörtgen alan kırmızı mürekkeple yazılmış beyitlerin bulunduğu
bordürle çevrilidir. Bunun dışında yer alan geniş bordürde siyah zemin üzerine
serpiştirilmiş yıldız motifleri yer almaktadır. Cildin iç kapaklarında semseli
ve salbekli süsleme
bulunmaktadır. 162 sayfa olan mesnevi talik ile yazılmıştır. Tezhibi
bulunmamaktadır.
10.Divanı Kebir. El yazması. Env. No. 68. 46 x 32 cm . Beylikler. 1366.
Hattatı. Hasan bin Osman el Mevlevi.
Kahverengi deri cildi şemse ve salbek motiflidir. Kağıdı
filigransız, aharlı ve koyu samani renklidir. Metin dört sütun üzerine nesih
ile yazılmıştır. Yazılar kırmızı mürekkeple cetvel içerisine alınmıştır. Divanı
Kebir’in bazı
sayfaları tam, bazı sayfaları yarım sayfa tezhiplidir. Pek çok sayfasına başlık
tezhibi yapılmıştır. Ketebe ve vakıf kaydı bulunmaktadır.
11.Divanı Kebir. El yazması. Env. No. 72. 30 x 20.5 cm . Osmanlı. 1854.
Hattatı. Mehmed Fehmi Dede.
İşkodralı Mustafa Paşa’nın vakfı olan Divanı Kebir’in cildi kahverengi
deriden yapılmıştır. Kapaklarda oval biçimli şemse ve köşelerde iç içe geçmiş
yaprakların arasında çiçek motifleri bulunmaktadır. Kağıdı ipek aharlı ve sarı
renklidir. Metin dört sütun üzerine talik ile yazılmıştır. Ketebe ve vakıf
kaydı bulunmaktadır.
Sekizinci sayfanın başlık tezhibinde sehpa üzerinde yeşil
destarlı Mevlevi sikkesi yer almaktadır.
12.Divan-ı Sultan Veled. El yazması. Env. No. 75. 31 x 21 cm. Beylikler.
1390.
Hattatı. Ahmed bin Muhammed.
Kırmızı deri ciltlidir. Kapakları ile mıklebinde gömme
olarak şemse ve salbek motifleri bulunmaktadır. Kağıdı filigranlı, açık sarı
renklidir. Metin dört sütun üzerine 27 satır olarak nesihle yazılmıştır.
Birinci ve ikinci sayfasında daire içerisine alınmış sekiz kollu madalyon,
altın varakla tezhiplidir. Ketebe ve vakıf kaydı bulunan divanın pek çok
sayfası tezhiplidir.
13.Kur’an. El yazması. Env. No. 1095. 11.5 x 10.5. 9. yy.
Ebru karton ciltlidir. Ceylan derisi üzerine Meryem Suresi
Kûfi ile yazılmıştır. 16 sayfadır. Her sayfada 6 satır yazı bulunmaktadır.
14.Kur’an. El yazması. Env. No. 1510. 36.5 x 27 cm . Selçuklu. 1128.
Kahverengi deri cildi şemseli ve salbeklidir. Cilt tamir
görmüş ve yıpranmış durumdadır. Kağıdı aharlı ve koyu samani renklidir. Metin
sülüsle 15 satır olarak yazılmıştır. İlk iki sayfası tezhiplidir. İkinci sayfa
tamir görmüştür. Kur’an-ı Kerim’in
aşere ve cüz gülleri tezhiplidir. Hattatı belli değildir.
15.Kur’an. El yazması. Env. No. 12. 48.5 x 31 cm . Selçuklu. 1314.
Hattatı. İsmail bin Yusuf.
Konya şehrinde yazılmış çok kıymetli yazmalardan
birisidir. İki cilt olarak yazılmıştır. Kahverengi deri ciltler mıklepsiz olup,
geometrik ve bitkisel süslemelere sahiptir. Kağıdı aharlı ve beyaz renklidir.
Metin sülüsle 7 satır olarak yazılmıştır. Birinci sayfası bütün olarak
geometrik tarzda tezhiplenmiştir. İkinci ve üçüncü sayfaların kenarları
tezhiplidir. Kur’an-ı Kerim’in
secde ve hizip yerleri madalyon biçiminde tezhiplenmiştir. Birinci cild 826,
ikinci cild 801 sayfadır. Bazı sureler Farsçaya tercümelidir.
İkinci cildin 800. sayfasında madalyon içerisinde Yakup bin Gazi el Konevi
tarafından tezhip edildiği yazılıdır. 801. sayfada madalyon içerisinde bulunan ketebe
kaydı dilimize şu şekilde çevrilmiştir. “Bu Kur’an-ı Kerim’i
Tanrı onun bereket ve bürhanını yüceltsin Karaman oğlu Mahmut oğlu cihanın asıl
soylarından hükümdar ve sultanların kardeşi, islam ve müslümanların yardımcısı,
din ve devletin şecaatlısı, saliklerin, bilginlerin, gazi ve mücahitlerin
koruyucusu, dostu ve sığınağı, azgın ve inatçıları kahir ve helak eden, hak
yolunda çalışan, hudutlar bekçisi, muzaffer, mansur, müeyyet,adaletli, bilgin
ve ümeranın büyüklerinden olan Halil’in, Tanrı onun sancaklarını yükseltsin, devletini
kuvvetlendirsin, okuması için 714 yılında, kulların fakiri Yusuf oğlu İsmail, Konya şehrinde
yazdı.”
16.Kur’an. El Yazması. Env. No. 7. 33 x 24 cm . Osmanlı. 1452.
Hattatı. Ahmed bin Abdullah el Hicazi
Kahverengi deriden yapılmış cildi mıkleplidir. Cildin her
iki yüzünde etrafı tığlı şemse motifi yer almaktadır. Kağıdı aharlı ve samani renklidir.
Metin nesih ve sülüs hat ile 15 satır olarak yazılmıştır. İlk iki sayfası mavi
zemin üzerine palmet ve rumilerle tezhiplidir.
Vakıf ve ketebe kaydı bulunan Kur’an-ı Kerim Edirne
şehrinde yazılmıştır.
17.Kur’an. El yazması. Env. No.2. 41 x 29 cm . Osmanlı. 1544.
Hattatı. Fatıma binti Ali el Rumi
Lake cildi şemseli ve salbeklidir. Cildin yüzeyi hatai
motifleriyle bezenmiştir. Kağıdı aharlı ve samani renklidir. İlk iki sayfası
tezhiplidir. Metin nesih ve sülüsle 17 satır olarak yazılmıştır. Sahife
kenarlarınde hizip
ve cüz gülleri tezhiplidir.
Rüstem Paşa tarafından Mevlâna Dergâhı’na vakfedilen Kur’an-ı
Kerim Fatıma isimli bir hanım tarafından yazılmıştır.
18.Kur’an. El yazması. Env. No. 39. 20 x 12.5 cm . Osmanlı. 1672.
Hattatı. İsmail bin Ali.
Kahverengi deri cildi mıkleplidir. Cilt kapakları altın
yaldızla yapılmış asma yaprakları ve üzüm salkımı motifleriyle bezenmiştir.
Kağıdı ipek aharlı ve samani renklidir. Metin sülüs ve nesih ile 11 satır
olarak yazılmıştır. İlk iki sayfası tezhipli olan Kur’an-ı Kerim Mısır valisi Muhammed
Ali Paşa’nın beylerinden Suphi Bey’in vakfıdır.
19.Kur’an. El Yazması. Env. No. 35. 16.5 x 11 cm. Osmanlı.1851.
Hattatı. Mehmed Nuri.
Kahverengi deri cildi Barok tarzda iri kıvrım dallı yaprak
motifleriyle bezenmiştir. Kağıdı aharlı ve samani renklidir. Metin nesih ile 15
satır olarak yazılmıştır. İlk iki sayfası bakır renkli zemin üzerine iri dal ve
yapraklarla tezhiplidir. Ketebe ve vakıf kaydı bulunan Kur’an-ı Kerim Konya’nın
eski valilerinden Eyüp Paşazade Mustafa Celaleddin tarafından Şemsi Tebrizi
Türbesi’ne vakfedilmiştir.
20.Kur’an. El yazması. (Sancak Kur’an ) Env. No. 43. 4.3 cm . Osmanlı. 17. Yüzyıl.
Gümüş muhafazalı Kur’an-ı Kerim karton ciltlidir.
Kağıdı aharlı açık samani renklidir. İlk iki sayfası tezhiplenmiş olan Kur’an-ı
Kerim gubari hat ile yazılmıştır. Ketebe kaydı yoktur.
21.Kur’an El
yazması. Türkçe Tercümeli. Env.No. 19. 38 x 25cm. Osmanlı. 1561.
Hattatı. Eğribozlu Mehmed bin Yusuf.
Kahverengi deri cildi şemse ve salbek motiflidir. Kağıdı
ipek aharlıdır. Metin sülüs ile yazılmış ve cetvel içerisine alınmıştır.
Kelimelerin altlarında Türkçe mealleri bulunan Kur’an-ı Kerim’in ketebe ve vakıf kaydı
bulunmaktadır.
22.Subhatü’l Ebrâr. Nureddin Abdurrahmân Câmî. Env.No. 123. 22 x 13.5 cm.
Osmanlı. 1537.
Koyu yeşil renkli cildin kenarları zencirek motiflidir.
Kağıdı aharlı,
filigranlı krem renklidir. Metin iki sütun halinde 15 satır nestalikle yazılıdır.
Yazmada, Musa Peygamber ile Şeytan, İbrahim Peygamber ile
Ateşperest Rahip, Mısır Valisi Zünnun ile Aşık, Arapça bilmeyen İranlı Köylü
ile Kentlinin resmedildiği 5 resim bulunmaktadır.
23.Hadîkatü’s Sü’edâ. Mehmed bin Süleyman Fuzuli. Env.No. 93. 31 x 18 cm . Osmanlı.1585.
Kahverengi deri cildi oval dilimli şemse ve salbek motifleriyle
süslüdür. Kağıdı aharlı krem renklidir. Metin 21 satır halinde nesihle
yazılmıştır. 1b sayfasında bulunan tezhibi altın, mavi, siyah ve bordo renkli hatayi ve rumi motiflerle
bezenmiştir. Yazmada İsmail’in kurban edilmesi, Yusuf ile Yakub’un ayrılması,
Yusuf’un kuyuya atılması, Yakub’a Yusuf’un öldüğünün söylenmesini konu alan 4
resim bulunmaktadır.
24.Mecmua.
Env. No. 102. 29 x17 cm. Osmanlı. 1687.
Hattatı. Muhammed bin Ahmed.
Bordo renkli deri cildi şemse ve salbek motiflidir. Kağıdı
filigranlı ve beyaz renklidir. Yazmanın içerisinde resim, tezhip, kaatı, hat
örnekleri ile mühürler ve bazı risaleler yer almaktadır.
25.Tesâvir-i
Âl-i Osman. Env.No. 114. 36.5 x 26 cm. Osmanlı. 19.yy.
Cildi yeşil renkli kumaşla kaplanmıştır. Albümde otuz bir
Osmanlı Padişahının suluboyayla yapılmış otuz iki portresi yer almaktadır.
Sultan II. Mahmud iki farklı kıyafetle resmedilmiştir. Resimlerin arka
sayfasında padişahların doğum, tahta çıkış, tahttan iniş, ölüm tarihleri,
saltanat süreleri ve gömülü oldukları türbeler yazılıdır.
Albümün, Konya Müze Müdürlüğü tarafından tıpkı basımı
yaptırılmıştır.
26.Evrad-ı Mevlâna. Env. No. 1069. 17 x 12
cm . Osmanlı. 1886.
Hattatı: Osman Selahaddin.
Kırmızı deri cildin kapaklarında ve mıklebinde oval bezeme
içerisinde destarlı Mevlevi sikkesi yer almaktadır. Kağıdı aharlı koyu samani
renklidir. Birinci sayfada serlevha tezhibin ortasında yeşil destarlı Mevlevi
sikkesi resmedilmiştir. Metin nesihle 11 satır olarak yazılmıştır. Ketebe kaydı
vardır.
Evradın 18a ve 19b sayfasında evradın okunması için Dürr-i
Aden Hanım’a Yenikapı Mevlevhanesi Şeyhi Osman Selahaddin tarafından verilen
icazet yazılıdır.
27. Kur’an. Env. No. 3. 67 x 42 cm . Safevi yapımı Osmanlı
vakfı.1557.
Hattatı ve tezhipçisi Seyyid Mireki bin Seyyid Ahmed el
Şirazi
Kur’an Damat Rüstem Paşa tarafından Mevlâna Dergâhına
vakfedilmiştir.
Kahverengi deriden yapılmış cildi mıkleplidir. Cildin her
iki kapağında gömme tekniğinde şemse ve salbek motifleri yer almaktadır. Cildin
tüm yüzeyi altın varaklı olup düğümlü Çin bulutu motifleriyle süslenmiştir.
Kağıdı aharlı sultani ipektir. Metin sülüs ve nesih hat ile 13 satır olarak
yazılmıştır. İlk dört sayfası tezhiplidir.
28.Kur’an. El yazması. Env. No. 1149.14 x 10 cm . Osmanlı. 1835.
Hattatı. Hafız Mustafa Şevki.
Kırmızı renkli deri cildi mıkleplidir. Cilt kapaklarında
şemse ve salbeklerin kenar çizgisi üzerine altın noktalar kakılmıştır. Kağıdı
ince ve sarı renklidir. İlk iki sayfası tam olarak tezhiplidir. Metin nesihle
15 satır olarak yazılmıştır.
29.Kur’an. El Yazması. Env. No. 16. 19.5 x 14 cm . Selçuklu. 1268.
Hattatı. Yakut-el Mustasimi.
Kahverengi deri cildi Selçuklu dönemi cildi değildir.19.yy
cilt özelliklerine sahiptir. Kağıdı ipek aharlı olup 437 sayfadır. Metin nesih
hat ile 20 satır olarak yazılmıştır. İlk dört sayfası tezhiplidir.
30. Kur’an. El yazması. Env. No. 1478. 16.5 x 11 cm.
Osmanlı. 1767.
Hattatı. El Seyyed İsmail Cezayiri ibn Muhammed.
Kırmızı renkli deri cildi mıklepli olup kapaklarında altın
varaklı şemse ve salbek motifleri bulunmaktadır. Kağıdı aharlı, filigranlı ve
sarımsı renklidir. Kur’an nesih hatla siyah zemin üzerine gümüşle yazılmıştır.
İlk iki sayfası tezhiplidir.
LEVHALAR
Mevlâna Müzesi’nde 17. yüzyılın ikinci yarısından 20.
yüzyılın başlarına kadar yazılmış 280 adet levha bulunmaktadır. Bu levhalar Osmanlı hat
sanatının seçkin örnekleridir. Levhalar kadar bunların paspartularının üzerinde
yer alan yağlı boya resimlerle, çerçeveleri de dikkat çekicidir. Levhalar
Osmanlı döneminin ünlü hattatlarının yanı sıra Mevlevi Dergâhı’ndan yetişmiş
bir kısım hattat dervişler tarafından yazılmıştır. Levhaların 71 tanesi Osmanlı
Padişahı (HANGISI:) tarafından
İstanbul’da çerçevelettirilerek Konya Mevlevi Dergâhı’na gönderilmiştir. ( Bununla ilgili
belgeler Hazine-i Evrak Arşivinde bulunmaktadır.)
Bu bölümde muhtelif hattatlar tarafından yazılmış örnek levhalar
tanıtılacaktır.
1.Levha. Ahşap. Env.No. 299. 77 x 240 cm. Osmanlı.1291 / 1874.
Hattatı. Mehmed Sadık.
Mevlâna Müzesi Türbe giriş kapısının üzerinde asılıdır.
Levha siyaha boyanmıştır. Tahta üzerine malakari tarzında celî talik hatla “Yâ Hazreti Mevlâna”
yazılmıştır. Yazı altın varaklıdır. Yazının altında hattatın adı ve tarihi
yer almaktadır.
2.Levha. Ahşap. Env.No. 303. 39 x 107 cm . Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Siyah boyalı tahta üzerine istif edilerek celî sülüs hatla
“Ka’betü’l
uşşâk bâşed in makâm.- Her ki nâkıs âmed incâ şod temâm” yazılıdır.
Yazıların altın varakla yazılmış olduğu levha üzerindeki altın izlerinden
anlaşılmaktadır. Altınların silinmesiyle beyaz renkli yazı ortaya çıkmıştır.
Yazılar ince düz bir çizgi ile çerçeve içerisine alınmıştır.
Mevlevi kaynaklarında Molla Camii’ye ait olan bu beyit
için bir menkıbe anlatılmaktadır. Molla Camî Mevlâna Dergâhı’na altı kez ziyarete gelmiş ancak dergâha
girememiş. Yedinci ziyaretinde Dergâha girmesine izin verilince, başındaki
başlığı huzura doğru atarak bu beyti söylediği anlatılmaktadır. Zaman içerisinde Mevlevi
mensuplarınca çok kullanılan bu beytin yazılmış olduğu levha yüzyıllardır türbe girişinde asılı
tutulmaktadır.
3.Levha. Ahşap. Env.No. 172. 74 x 215 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Hattatı. Sultan II. Mahmud.
Osmanlı padişahı II. Mahmud tarafından yazılmış olan
levhada, kırmızı boyalı tahta üzerine, malakârî tekniğinde altın varakla celî
sülüs hatla “Subhân-Allahû ve bihamdihi subhân-Allahi’l aziym” yazılıdır.
Yazının bitiminde II. Mahmud’un istifli “Ketebehû Mahmud bin Abdülhamid Hân”
yazılı imzası yer almaktadır. Yazı altın varaklı bir cetvel içerisine alınmıştır.
Cetvelin dışında sarmaşık yaprakların arasında gül motifleriyle süslenmiş bir
bordür bulunmaktadır.
4.Levha. Karton. Env. No. 271. 50 x 102 cm . Osmanlı. 1243 / 1827.
Hattatı. Yesarizâde Mustafa İzzet.
Gümüş Kapının üzerinde asılı olan levhada siyah zeminli
karton üzerine iki satır celî talik hat ile
“Ka’
betü’l uşşâk bâşed in mekâm, Her ki nâkıs âmed incâ şod temâm” yazılıdır.
Yazının altında “El
Fakir Yesarizâde
Mustafa İzzet gufiralehüma” yazılı ketebe kaydı yer almaktadır. Zerendud
yazılar düz çizgili cetvel içerisine alınmıştır. Cetvelin dışında ince uzun
yapraklı bitkisel bezeme bulunmaktadır.
5.Levha. Ahşap. Env. No. 272. 147 x 88 cm . Osmanlı. 1251 / 1835.
Hattatı. Yesarizâde Mustafa İzzet.
Zıvanalı 7 parça tahtanın birbirine geçmesiyle oluşturulan
ahşap pano üzerine, iki sütun halinde talik hatla altın yaldızla Pertev Paşa
Divanından alınan beyitler yazılmıştır. Çerçevenin alınlığı kabartma altın
yaldızlı gül ve yaprak motifleriyle süslenmiştir. Levhada:
Budur Dergâh-ı Mevlâna Celâl’ud-din-i ve’d dünyâ
Bu Dergâh Ka’be-i cân u cenândır cümle uşşâka
Bu meşhed nûrdan deryâ o hazret dürre-i beyza
Hubâbı kubbe-i hazrâ disem hami itme igrâka
Bunun her evc-i pâki uç virir şems-i hakîkatden
Muhâzi her biri ma’nide tâk’ı çarh-ı bîsâka
Elezdir ney-şekerden çûb-i matbah çille-keş câne
Müreccah zevk-ı hıdmet yanlarında başka ezvâka
İderler sikke ber-ser sikke-i zer-gerden istigna
Olub bi gıll u gışş iksîr-i hâs’ı pûte-i fâka
Girift-i aşk olurlar bâş keserler tavk-ı teslime
Ezelden beste gelmişler visâk-ı ahd-u misâka
Yanarlar şem’i cânâne cihân-u cân bir yâna
Dönerler hemçu pervâne virirler vârın ihrâka
Gehî âzâd olub gamdan gecüb fikr-i dü’âlemden
Rebâb-u nâyi eylerler bedel takyîd-u itlâka
Bununla şehr-i Konya fahr îder İran-u Tûrâna
Bu bık’a kıble-kâh-ı ârzûdur bunca uşşâka
Murûr-ı vakt ile hâcet olub ta’mîre bu hayrı
Müyesser kıldı hak Şâhenşeh-i pâkize ahlâka
Zihi kutb-ı himem sâhib-kerem Sultân Mahmud Han
Odur şems-i ziyâ-bahş-ı inâyet cümle âfâka
Dil-i âgâhı mâil bittabi hayr-u meberrâta
Mübârek tab’ı mukbil adl’ü dâd-u rahm-u eşfâka
Kalemler münhasır ahkâm-ı adlin neşr-u tahrîre
Hazâin sû besû meşgul atâsın bezl u infâka
Cemâl-i şevketi tenvîr-i sırr-ı sûre-i veşşems
Cebîn-i tal’atı teşbîh-i rûşen subh-i berrâka
Muvaffak olduğu bîşübhedir her kâr u bârından
İder her emrini tefviz zîrâ rabb-ı hallâka
O
şah-ı mu’ciz-âyinin nevâ-yı feyzidir herdem
İder bu nây-ı kilki böyle mazhar sırrı intâka
İki târih mülhem oldu Pertev matla’ı dilden
Sezâdır benzedilse ferkadeyn şems-i işrâka
Yapıldı
dergeh-i munlâ budur çün ka’be uşşâka
Tavâfa
gel du’a it yapdıran sultan-ı âfâka
Feyz alur dergeh-i Mevlânada
Eser-i kilk-i yesârî zâde
Nutk-ı niyâz bende-i işân
Pertev-i nâciz ü nâtüvân” yazılıdır.
6.Levha. Karton. Env. No. 173. 19.5 x 11.5 cm . Osmanlı. 1255 /
1839.
Hattatı. Mustafa Râkım.
Kirli beyaz karton üzerinde siyah mürekkeple sülüs, tâlik
ve nesih hatla yazılmış dört sıra yazı bulunmaktadır. Paspartusu yeşil ve
kırmızı renkli iki cetvelden sonra
kıvrım dallı çiçeklerin bulunduğu bordürle çevrilmiştir.
7.Levha. Karton. Env. No. 174. 16.5 x 12 cm . Osmanlı. 1212 / 1797.
Hattatı. Mustafa Râkım.
Beyaz zeminli karton üzerine siyah mürekkeple istif
edilmiş celi sülüs hatla “El
Necati Fi Sıdkı ” yazılıdır. Hattatın imzası ve tarihi yazınının altında
yer almaktadır. Yazılı metin dört yanı çiçek buketleri bulunan paspartu ile
çevrilidir.
8.Levha. Karton. Env.No. 175. 31 x 23 cm . Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Hattatı. Mustafa Râkım.
Beyaz zeminli karton üzerine, siyah mürekkeple istif
edilmiş sülüs hatla “Ya
Hazreti Saad ibn-i ebi Vakkas” yazılıdır. Paspartusu sulu boyayla yapılmış
papatya ve çiçek motifleriyle süslüdür. Paspartunun sağ alt köşesinde 1327 /
1909-10 tarihi yer almaktadır.
9.Levha. Karton Env. No. 176. 26 x 22 cm . Osmanlı. 1204 / 1789.
Hattatı.
Mahmud Celaleddin.
Krem
renkli mukavva üzerine istifli celi sülüs ile “Ve mübeşşiran bi rasulin
yekti minbağdi ismihu ahmed” yazılıdır. 1204 tarihi ve hattatın imzası
yazının bitiminde yer almaktadır. Suluboya ile yapılmış çiçek ve gül bezemeli
paspartusu bulunmaktadır. Çerçevesi altın yaldızlı kabartma çiçek ve yaprak
bezemelidir.
10.Levha. Karton. Env. No. 188. 72 x 118 cm . Osmanlı. 1287 / 1870.
Hattatı. Şefik.
Siyah zeminli mukavva üzerine turuncu renkli istifli sülüs
hatla “Kelime-i Tevhid” yazılmıştır. Yazılar önce ince bir çizgi ile
daha sonra çiçekli bordürle çevrilmiştir. Ketebe kaydı istifli biçimde yazının
alt kısmına yerleştirilmiştir. Altın yaldızlı, kabartma asma yaprağı ve üzüm
motifleriyle bezeli çerçevesi bulunmaktadır.
11.Levha. Deri. Env. No. 186. 35 x 85 cm . Osmanlı. 1294 / 1877.
Hattatı. Şefik.
Zerendud levha. Siyah zemin üzerine altın mürekkebiyle
istifli celi sülüs hatla ayet yazılmıştır. Yazılar köşelerde örgülü düz cetvelli
bordürle çevrilidir.
12.Levha. Kadife. Env. No. 196. 61 x 49 cm . Osmanlı. 1270 / 1853.
Hattatı. İzzet.
Mavi renkli kadife kumaş üzerine altın yaldızlı kartondan kesilmiş yazılar kumaş üzerine
istif edilmiştir. Levhada celi sülüs hatla yazılmış “Ya Hazreti Muhammed
Mevlâna Celaleddin Rumî Kuddise sirrihu” yazılıdır. Yazıların altında İzzet
imzası ve tarihi yer almaktadır. Yazılar düz cetvel ve kaatı sanatı örneği olan
ince dallı buket çiçekler ve köşelerde güneş motifinin bulunduğu bordürle
çevrilidir.
13.Levha. Karton. Env. No. 195. 21 x 30 cm . Osmanlı. 1286 / 1869.
Hattatı. İzzet.
Krem renkli mukavva üzerine iki satır istifli celî sülüs
hatla “El Mustafa vel Murtaza ve ebnahuma vel Fatıma” yazılıdır.
Hattatın imzası sol alt köşede tarihi ise sağ altta yazının altında yer
almaktadır. Yazılar suluboya ile yapılmış gül ve menekşe motifli paspartu ile
çevrilidir. Levhanın çerçevesi altınlı kabartma yaprak ve çiçek motifleriyle
süslüdür.
14.Levha. Deri. Env. No. 198. 47 x 102 cm . Osmanlı. 1292 / 1875.
Hattatı. İzzet.
Siyah zemin üzerine istifli Celi sülüs hatla “Etme
mirâtî şîkeste seni yüz surete kor” yazılıdır. Yazılar düz köşelerde
düğümlü cetvelle çevrilidir.
15.Levha. Karton. Env. No. 202. 40 x 53 cm . Osmanlı. 19.yy.
Hattatı. Ârif.
Siyah zemin üzerine tuğra biçiminde istif edilmiş biçimde
altın yaldızla “Ya Hazreti Mevlâna Celaleddin Rumi Kuddise sirruhul Ali”
yazılıdır. Levhanın sağ üst köşesinde yeşil destarlı Mevlevi sikkesi yer
almaktadır. Levhanın iki yan alınlığında çiçek buketleri bulunmaktadır. Yazılar
köşelerde bitkisel bezemenin bulunduğu düz cetvelle çevrilidir.
16.Levha .Karton. Env .No. 204.65 x 49 cm . Osmanlı. 1261 / 1845.
Hattatı. Mustafa Rüştü Konevi.
Konyalı bir hattattır. Mevlevi Dergâhı’nın son kalem işi
süslemeleri bu hattat tarafından yapılmıştır. Konya’da pek çok camide bu
hattatın levhaları vardır.
Beyaz zemin üzerine hilye levhası düzenlenmiştir. Yazılar
celî sülüs ve nesih hatla siyah, kırmızı ve yeşil mürekkeple yazılmıştır.
Ketebe kaydı sağ alt köşede yer almaktadır.
17.Levha. Karton. Env. No. 207. 39.5 x 25.5 cm . Osmanlı.19.Yüzyıl.
Hattatı. Es Seyyid Abdülkadir Hulusi.
Kahverengi zemin üzerine Hilye Levhası düzenlenmiştir.
Yazılar celî sülüs ve nesih hatla yazılmıştır. Levha yer yer tezhiplidir.
18.Levha. Karton. Env. No. 216. 12 x 41 cm . Osmanlı. 1312 / 1894.
Hattatı. Ali.
Beyaz zemin üzerine celî sülüs hatla “İster İsen Hüdâyı
Terk Eyleme Sivâyı” yazılıdır. Yazılar kırmızı, yeşil, sarı renklerin
kullanıldığı suluboya ile yapılmış çiçek bezemeli paspartu ile çevrilidir.
Paspartuda 1326 tarihi yer almaktadır.
19.Levha. Deri. Env. No. 218. 20 x 73 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl sonu.
Hattatı. Ali.
Zerendud levha siyah zeminli deri üzerine yapılmıştır.
İstifli celî sülüs hatla “Gulla es e lüküm aleyhi ecran illel mevetdede fil
gurba” ayeti yazılıdır. Yazılar köşelerde düğümlü düz cetvelle
çevrilmiştir.
20.Levha. Karton. Env. No. 227. 18 x 36 cm . Osmanlı.1322 / 1904.
Hattatı. Hulusi.
Krem renkli zemin üzerine iki satır olarak celî sülüs
hatla yazılmıştır. Yazılar suluboya ile yapılmış çiçek motiflerinin bulunduğu
paspartu ile çevrilidir. Çerçevesi altınlı kabartma olarak bitkisel motiflerle
süslenmiştir.
21.Levha.Karton. Env.No. 208. 46 x 35 cm. Osmanlı. 1123 / 1711.
Hattatı. Ahmed bin Abdülkerim Konevi.
Konyalı hattat Ahmed bin Abdülkerim Konevi tarafından 1711
yılında yazılmıştır. Hilye levhasıdır.
Levha altın yaldız ve mavi renklerle tezhiplidir. Tahta üzerine yapıştırılmış
olan levha Mevlâna Müzesi’nde bulunan levhaların en erken tarihlisidir.
22.Levha.Karton. Env.No.241. 15 x 25 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Hattatı belli olmayan bu levhada celî sülüs hatla Hz. Mevlâna’nın
“Ya Olduğun gibi görün. Ya göründüğün gibi ol” sözü yazılıdır. Yazılar yeşil
ve kahverengi renkli düz cetvelli paspartu ile çevrilmiştir.
23. Levha. Cam. Env. No. 253. 46 x 57 cm . Osmanlı.19. Yüzyıl.
Cam üzerine boya ile yapılmıştır. Ortada sehpa üzerinde
destarlı Mevlevi sikkesi ile iki yanda ibrik motifi yer almaktadır. Sikkenin
destarında ve ibriklerde altın yaldızlı, celî sülüsle müsenna yazılmış “Fetih
Ayeti” bulunmaktadır.
24.Levha. Karton. Env. No. 263. 37 x 28 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Mavi zeminli kağıt üzerine, iki sütun arasında sehpa
üzerinde bulunan destarlı Mevlevi sikkesi yapılmıştır.
25.Levha. Dut yaprağı. Env. No. 266. 12 x 9 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl
Dut yaprağı üzerine istifli celî sülüs hatla “Maşallah” yazılıdır.
26.Levha. Dut yaprağı. Env. No. 3256. 15 cm . Cumhuriyet. Yüzyıl.
Mevlâna sülalesinden Ahmet Selahaddin Hidayetoğlu’ndan
müzeye alınmıştır. Dut yaprağı üzerinde celî sülüs hatla “Ali Fatıma”
yazılıdır. Levha Bursa’lı Saatçi Mehmet Efendi tarafından yazılmıştır.
27.Levha. Karton. Env. No. 317. 69 x 59 cm . Osmanlı. 1332 / 1913.
Hattatı. Mehmed Nuri.
Pembe zeminli mukavva üzerinde destarlı Mevlevi sikkesi bulunmaktadır.
Sikkenin üzerinde “Ya Hazreti Mevlâna Muhammed Celaleddin Rumi Kaddese
sırrıhu es sami” yazılıdır. Yazıların boşluğunda ve sikkenin destarında
beyaz üstübeçle yazılmış “Fetih Suresi”
yer almaktadır. Sikkenin altında istifli olarak hattatın adı ve tarihi
yazılıdır.
28.Ferman. Kağıt. Env. No. 1320. 86 x 63 cm . Osmanlı. 1230 / 1814.
Osmanlı Padişahı II. Sultan Mahmud tarafından Hemdem Said
Çelebi’ye verilmiş postnişinlik meşihat fermanıdır. Divanî hatla yazılmıştır.
Fermanın tezhibi arasında destarlı Mevlevi sikkesi yer almaktadır.
29.Ferman. Kağıt. Env. No. 1321. 85 x 63 cm . Osmanlı. 1255 / 1839.
Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid tarafından Hemdem Said
Çelebi’ye verilmiş meşihat (Şeyhlik) fermanıdır. Ferman divanı hatla
yazılmıştır. Yazılar bir sıra siyah bir sıra kırmızı mürekkeple yazılmıştır.
Tuğranın sağ tarafında tezhipli Mevlevi
sikkesi yer almaktadır.
30.Levha. Karton. Env. No. 1360. 25 x 17.5 cm . İran. 1960.
Mavi zeminli karton üzerine Hz. Mevlâna’nın minyatürü
yapılmıştır. 1960 yılında Tahran Üniversitesi’nden Prof.Dr. İbrahim Nimetullahi
tarafından Mevlâna Müzesi’ne hediye edilmiştir.
31.Levha. Karton. Env. No. 6160. 128 x 98 cm. 2001.
Hattatı. Yusuf Çoşkun Benefşe.
Krem renkli zemin üzerine celî talik hatla Hz. Mevlâna’nın
şeceresi yazılmıştır. Yazıların etrafı şemse biçiminde altınla tezhiplenmiştir.
32. Levha. Karton. Env. No. 1357.
67 x 65 cm .
1957
Hattatı. Kemal Batanay.
Krem renkli zemin üzerine celi talik hatlı Kemal Edip
Kürkçüoğlu’na ait şiir dört satır olarak yazılmıştır. Yazıların arası siyah
mürekkeple düz çizgi ile bölünmüştür. Levhanın kenarında battal ebrulu paspartu
bulunmaktadır.
33. Levha. Karton. Env. No. 3224.
82 x 33.5 cm. 1964.
Hattatı. Hamid Bey.
Mavi renkli zemin üzerine sarı mürekkeple celi talik hat ile “Ya Hazreti Mevlâna”
yazılmıştır. Yazı cetvel içine alınmıştır.
34. Levha. Yaprak. Env. No. 5957.
15 x 10 cm .
20.Yüzyıl.
Oval biçimli ince damarlı yaprak üzerine altın varakla
istifli şekilde “Der Yemeni Piş-u menî”
yazılmıştır.
MADENİ ESERLER
1.Buhurdan. Pirinç. Env. No. 399.Yük. 17.5 cm . Selçuklu. 13.
Yüzyıl.
Kürevi kandil pirinç malzemeden kazıma ve ajur tekniğinde yapılmıştır.
İki parçalıdır. Kandil üzerinde 8 adet madalyon bulunmaktadır. Madalyonlarda
hayvan mücadeleleri ile kuş, deve, aslan figürleri yer almaktadır.
2.Kandil. Tunç. Env.No. 400. Yük. 27 cm . Selçuklu.13. Yüzyıl.
Sanatçısı. Hasan bin Ali el Mevlevi.
Küp biçimli kandil, tunç malzemeden ajur tekniğinde
yapılmıştır. Kandilin piramidal üst kısmı geometrik bezemelidir. Kandilin gövde
kısmında yer alan kapı kanatlarının altında “Amele Hasan bin Ali el Mevlevi”
yazısı yer almaktadır. Kanatların yan kısmında karşılıklı olarak stilize
edilmiş çift başlı kartal, aslan ve ejder figürleri bulunmaktadır.
3.Şamdan. Tunç. Env. No. 389. Yük. 20 cm . Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Karaman Maderi Mevlâna Caminden müzeye getirilen şamdan
klasik Selçuklu şamdanları tipinde, tunç üzerine gümüş kakma işçiliğinde
yapılmıştır. Şamdanın mumluğunda, boyun kısmında ve gövdesinde yazı kuşakları
ile kuş ve insan figürleri yer almaktadır.
4.Şamdan. Pirinç. Env. No. 391. Yük. 21 cm . Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Pirinç üzerine gümüş kakma tekniğinde yapılmıştır.
Şamdanın mumluk, boyun kısmı ve gövdesinde gülbezek motifli bezeme
bulunmaktadır. Şamdanın alt tarafında Kûfi hatla yazılmış yazı kuşağı vardır.
5.Şamdan. Tunç. Env. No. 388. Yük. 20 cm . Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Çan biçimli şamdan tunç malzemeden kabartma ve kakma
tekniğinde yapılmıştır. Şamdanın gövdesinde altı madalyon içerisinde bağdaş
kurmuş insan figürleri yer almaktadır.
6.Vazo. Pirinç. Env. No. 392. Yük. 38.5 cm . 14.Yüzyıl.
Eski Konya Müzesi’nden Mevlâna Müzesi’ne getirilmiştir.
Pirinç malzemeden kazıma ve ajur tekniğinde yapılmıştır. Vazonun gövdesinde, 22
adet oval madalyon içerisinde oturmuş insan figürleri ile eşekbaşlı insan
figürleri bulunmaktadır.
7.Nisan Tası. Bronz üzerine gümüş altın kakma. Env. No. 384.Yük. 140 cm . İlhanlı.1327.
Bronz malzemeden altın ve gümüş kakma tekniğinde yapılmış
olan eser dört parçadır. Kaide, bilezik, gövde ve kapaktan oluşan Nisan Tasının
kapağının üzerinde horoz figürü yer almaktadır. Yazı kuşakları altın ve gümüş
kakmalı madalyonlar ile bezenmiş olan eser İlhanlı Hükümdarı Ebu Said Bahadır
Han tarafından yaptırılarak Mevlevi Dergâhı’na hediye olarak gönderilmiştir.
Bu eser içerisinde Nisan yağmurlarının toplanarak Mevlâna’nın
sarığının ucu suya batırıldıktan sonra ziyaretçilere dağıtıldığı, hatta kurak
geçen senelerde tarlalara bu suyun serpildiğini yaşlı Mevleviler anlatmaktadır.
Bu sebeple esere Nisan Tası adı verilmiştir.
8.Şamdan. Pirinç. Gümüş. Env. No. 398. Yük. 126 cm . Osmanlı. 16. Yüzyıl.
Bronz ve gümüş malzemeden yapılmıştır. Şamdanı Gedik Ahmet
Paşa’nın Kıbrıs’ın fethinden sonra Mevlevi Dergâhı’na teberrüken vakıf ettiği
1851 tarihli müze envanter kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Şamdan Hz. Mevla’nın türbesinde sandukanın başucunda
sergilenmektedir. Şamdanın kolları bronz malzemeden yapılmıştır. Kollar stilize
edilmiş ejder figürü şeklindedir. Kolların üzerinde karanfil ve lale
motiflerinin arasında kuş figürleri bulunmaktadır.
9.Şamdan. Pirinç. Env. No. 385. Yük. 58. cm . Osmanlı. 16. Yüzyıl.
Sütün biçimli şamdanın gövdesi 14 köşelidir. Gövde
üzerinde iki kulpu bulunan şamdan, savat işçiliğinde palmet ve rumi süslemelere
sahiptir. Gövde ve mumluk kenarında madalyonlar içerisine alınmış yazı
kuşakları vardır.
10.Şamdan. Pirinç. Env. No. 387. Yük. 55 cm . Osmanlı. 16. Yüzyıl.
Pirinç malzemeden savat işçiliğinde yapılmıştır. Gövde
palmet ve rumi motifleriyle bezenmiştir. Gövde ve mumluk kenarında kırmızı
boyalı zemin üzerinde Farsça yazılmış yazı kuşakları bulunmaktadır.
11.Şamdan. Pirinç. Env. No. 386. Yük. 54 cm . Osmanlı. 17. Yüzyıl.
12 köşeli şamdan pirinç malzemeden yapılmıştır. Gövde
üzerinde Farsça yazılmış yazı kuşakları yer almaktadır. Şamdan savat
işçiliğinde bitkisel bezemeli madalyonlarla süslenmiştir.
12.Şamdan. Pirinç. Env. No. 390. Yük. 66.5 cm . Osmanlı. 17.
Yüzyıl.
Pirinç malzemeden ajur tekniğinde yapılmış olan şamdan 6
parçadır. Boyun ve bilezikleri delinerek bezenmiştir.
13.Asma Kandil. Pirinç. Env. No. 393. Yük. 45 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Pirinç malzemeden ajur tekniğinde yapılmıştır. Kubbe
biçiminde olan kandilin üzerinde 5 köşeli yıldız ve ay motifi yer almaktadır.
Altlığında 9 adet cam kase bulunmaktadır.
14.Şamdan. Bakır. Env. No. 397. Yük. 70 cm . Osmanlı. 18. Yüzyıl.
Çan biçimli şamdan bakırdan yapılmış ve tombaklanmıştır.
Şamdanın omzunda Osmanlı Padişahı III. Selim’in tuğrası yer almaktadır.
15.Şamdan. Gümüş. Env. No. 531. Osmanlı. 18. Yüzyıl.
Gümüş savatlı şamdan 3 parçalıdır. Kaidesi ve gövdesi
üzerinde kazıma tekniğinde yapılmış bitkisel bezemeler yer almaktadır.
16.Buhurdan. Gümüş. Env. No. 544. yük. 21 cm . Osmanlı. 18. Yüzyıl.
İki parçalı gümüş buhurdan dilimli gövde ve kapağa
sahiptir. Kapak üzerinde yer alan tepelik yaprak biçimindedir.
17.Buhurdan. Gümüş. Env. No. 546. Yük. 20 cm . Osmanlı. 18. yüzyıl.
Gümüş buhurdan ajur ve kazıma tekniğinde yapılmıştır.
Kaidesinden başka üç pirinç ayak üzerine oturan buhurdan bitkisel bezemelerle
süslenmiştir.
18.Buhurdan Gümüş. Env. No. 547. Yük. 25 cm. Osmanlı. 1826.
Ajur ve kazıma tekniğinde yapılmıştır. 4 ayaklı kaidesi rumi bezemelidir. Ayaklar
ejder başıyla sonuçlanmaktadır.
19.Buhurdan. Alpaka. Env.No. 430. Yük. 20 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Sarı alpakadan yapılmıştır. Buhurdanın ayaklarında ve
gövdesinde stilize edilmiş kıvrım dallı yaprak motifleri bulunmaktadır.
20.Kandil. Altın. Env. No. 449. Yük. 21.5 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
16 ayar altından yapılmış olan kandil vazo biçimlidir.
Gövdesinde ajur tekniğinde yapılmış nar çiçeği ve yaprak motifleri yer
almaktadır. Kitabesi silik olup üzerinde “Sahibül hayrat.......Sultan binti
Murad Sultan” yazısı okunmaktadır.
21.Kandil. Altın. Env. No. 450. Yük. 20 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Altın kandil ajur tekniğinde yapılmıştır. Rumi, palmet ve
lale motifleriyle bezenmiştir. Gövde ve boyunda oval biçimli 12 adet camlı
çerçeve bulunmaktadır.
22.Kandil. Pirinç. Env. No. 465. Yük.10 cm. Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Dökme tekniğinde pirinçten yapılmıştır. Altı köşeli
gövdesinde oval biçimli camlı çerçeve yer almaktadır.
23.Kandil. Gümüş. Env. No. 472. Osmanlı. Zilhicce 1071/ Temmuz Ağustos 1661.
Ali Paşa’nın hediyesidir.
Gümüş kandil helozoni biçimindedir. Ajur ve tombak
tekniğinde yapılmıştır. Gövdesi palmet ve rumi motifleriyle bezenmiştir. Boyun
bölümünde dört adet yazılı madalyon bulunmaktadır. Madalyonlarda “Nezri
kandile sebep arz hulus etmektir. Âsitanı kerem Hazreti Mevlâna’ya, ettiki ahde
vefa kıldığına pari. Ecrin itsende rahavi Ali Paşa 1071 şehri zilhicceti
şerife” yazılıdır.
24.Kandil. Gümüş. Env. No. 474. Yük. 28 cm . Osmanlı. 17. Yüzyıl.
Ali paşa tarafından Mevlâna Dergâhı’na vakfedilen
kandillerden olmalıdır. 472 nolu kandilin benzeridir.
25.Kandil. Gümüş. Env. No. 488. Yük. 29 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Gümüş kandil kazıma ve ajur tekniğinde yapılmıştır.
Gövdesinde yer alan madalyonlar stilize yaprak motiflidir. Askı kancaları melek
figürlüdür.
26.Kandil. Gümüş. Env. No. 495. Yük. 9 cm . Osmanlı. 18. Yüzyıl.
Gümüş kandil telkari tekniğinde yapılmıştır. Kase
biçiminde olan kandilin zincir halkalıkları ejder figürlüdür.
27.Kandil Gümüş. Env. No. 499. Yük. 14 cm . Osmanlı. 18. Yüzyıl.
Gümüş kandil döküm, ajur ve oyma tekniğinde yapılmıştır.
Kandilin gövdesinde ve omuz kısmında asma yapraklı üzüm motifleri yer
almaktadır.
28.Çorba Tası. Bakır. Env. No. 401. Yük. 11 cm . İran. 18. Yüzyıl.
Bakır çorba tasının ayrıca kapağı bulunmaktadır. Gövde ve
kapağın tüm yüzeyi kazıma bitkisel bezemelidir. Tasın ağız kenarında bordür
içerisinde Hafız Şirazi’ye ait beyitler yer almaktadır.
29.Çorba Tası. Bakır. Env. No. 403. Yük. 11 cm . İran. 19. Yüzyıl.
Bakırdan yapılmış çorba tasının tüm yüzeyi bitkisel
bezemelidir. Tasın boyun kısmında yer alan yazı kuşağında, İmam Ali ile diğer Şii imamlarının isimleri
yazılıdır.
30.Su Tası. Pirinç. Env. No. 409. Yük. 5 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Pirinçten yapılmış olan şifa tasının tüm yüzeyi yazılarla
bezenmiştir. Tasın göbek kısmında Mührü Süleyman içerisinde “Hu Allah”
yazısı yer almaktadır.
31.Mum Makası. Pirinç. Env. No. 435. Uzunluk. 23 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Pirinç mum makasın kolları kazıma ve kabartma tekniğinde
bitkisel bezemelidir. Gövde üzerinde aplik edilmiş yaprak motifleri yer
almaktadır.
32.Anahtar ve kese. Demir. Kadife. İnci. Env. No. 443. Uzunluk. 16 cm . Osmanlı. 18. Yüzyıl.
Türbe girişinde bulunan gümüş kapının anahtarıdır. Kadife
kesesi klaptan ve inci işlemelidir. Dergâhların açık olduğunda türbedar bu zincirli
anahtarı bayramlarda ve cuma günlerinde boynunu takarak gezermiş.
33.Leğen. Gümüş. Env. No. 2837. Yük. 11. cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Mualla ve İsmet Uluğ tarafından müzeye hediye edilmiştir.
Gümüş leğen üzerinde Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in tuğrası yer almaktadır.
Leğenin kapağı ajur tekniğinde sümbül motifleriyle bezenmiştir.
34.İbrik. Gümüş. Env. No. 2838. Yük. 35 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Gümüş ibriğin gövdesinde bitkisel çerçeveli ayna motifi
yer almaktadır. Kapağında Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in tuğrası ve şah
damgası bulunmaktadır.
35.Şekerlik. Tombak. Env. No. 3319. Yük. 15 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Tombak şekerlik iki parçadır. Kapağında stilize edilmiş
kıvrım dallı bitkisel bezeme yer almaktadır.
36.Gümüş Kapı. Ahşap üzeri gümüş kaplama. Yük. 230 cm . Osmanlı. 1599.
Sokullu Mehmed Paşa’nın oğlu Hasan Paşa tarafından
yaptırılmıştır.
Tilavet Odası’ndan Huzuru Pir’e girilen ikinci kapıdır. Osmanlı Sadrazamı
Sokollu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa tarafından Mevlâna Dergâhı’na hediye
edilmiştir.
İki kanatlı ceviz ağacından yapılmış olan kapı gümüş
plakalarla kaplanmıştır. Her kanat üç pano biçiminde tasarlanmıştır. Orta pano
cilt kapağı biçiminde şemse ve köşebent motiflidir. Alt ve üst panolarda celî
sülüs hatla yazılmış şu kitabe yer almaktadır. “Sadr-ı a’zam Muhammed’in
halefi, Vüzerâ serveri Hasan Paşa, Âsitânına bâb-ı Monla’nın, Etdi elf-ü
semânede ihdâ”
37.Gümüş Kafes. Yük. 78 cm .
Osmanlı. 1597.
Maraş Mirimiranı Mahmud Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Sanatçısı. Kalemkâr İlyas.
Hattatı. Mirza Ali.
Hz. Mevlâna’nın türbesi’nin ön tarafında yer almaktadır.
Alınlığında şair Mâni’nin 32 beyitlik Türkçe şiiri yer almaktadır.
38.Gümüş Eşik. Osmanlı. Yükseklik. 50 cm . 18 Yüzyıl.
Mirac-ı Simpaye denilen gümüş eşik iki
basamaklıdır. Gümüş plakalarla kaplanmıştır. Şeb-i Arus törenlerinde Hz.
Mevlâna’nın ölüm saatinde yapılan duadan sonra
ziyaretçiler tazimle bu eşiği selamlarlar ve öperler.
39.Kandil. Gümüş. Env. No. 496.
çap.27.5 cm. Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Gümüş kandil telkari tekniğinde hasır örgü işçiliğinde yapılmıştır.
Gövdesi kase biçimlidir. Askılık kancaları ejder başlıdır. Gövde içerisinde cam
kasenin konulduğu tel kaidesi bulunmaktadır.
40.Şamdan. Bakır. Env. No. 529.
Yük. 38.5 cm .
Osmanlı. 1766.
Şamdanın kaidesi çan biçimlidir. Gövde üzerinde uzun bir boyun
üzerinde mumluk yer almaktadır. Bezemesiz olan şamdanın gövdesinde Ahmet Efendi
tarafından vakfedildiği yazılıdır.
41.Fener. Pirinç. Env. No. 5773.
20.Yüzyıl.
Dikdörtgen prizma biçimli olan şamdanın dört yüzü cam
çerçevelidir. Çerçeve kenarları ajur tekniğinde yapılmıştır. Üst kısmı yarım
küre şeklindedir. Dört kollu askı zinciri bulunmaktadır.
42. Kandil. Cam.pirinç. Env. No.
515. Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Yarım daire biçimli cam gövde yaprak biçimli çerçeve içine
alınmıştır. Cam üzerinde boyalı bitkisel bezemeler bulunmaktadır. Üç kollu
askılık zinciri vardır.
43.Şamdan. Tunç. Env. No. 1063.
Yük. 45 cm .
Safavi. 17.Yüzyıl.
Tunç malzemeden yapılmıştır. Gövdesi ongendir. Gövde
üzerinde yazılı madalyonlar ile boyun kısmında kitabe yer almaktadır.
44. Sakal-ı Şerif Kutusu. Kantaşı. Altın. Elmas. Yakut.
Env .No. 441. 4 x 6.3 cm .
Osmanlı.19. Yüzyıl.
Mevlâna Dergâhı’na
Halet Efendi tarafından hediye edilmiştir. Dikdörtgen prizma biçiminde olan Sakal-ı Şerif kutusunun yan
yüzleri kan taşından yapılmıştır. Çerçevesi altındır. Kapakta yer alan bitkisel
bezeme 16 tane elmas 17 tane yakutla süslenmiştir.
45. Kandil. Gümüş. Env. No. 485.
Yük. 16 cm .
Osmanlı. 18.yüzyıl.
İki parçalı kandil gümüşten ajur tekniğinde yapılmıştır. Gövdesinde
stilize edilmiş yaprak motifleri taçlandırılmış madalyon içerisine alınmıştır.
46. Kandil. Gümüş. Env. No. 478.
Yük. 16 cm .
Osmanlı. 18.Yüzyıl.
İki parçalı kandil gümüş malzemeden ajur tekniğinde
yapılmıştır. Gövde üzerinde “Kelime-i
Tevhit” Arapça olarak yazılmıştır. Kandilin omuz ve gövde kısmında
stilize edilmiş bitkisel bezemeler bulunmaktadır.
47. Kandil. Cam. Metal. Env. No.
516. Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Metal yapraklı çerçeve içerisine konulmuş olan cam kase
sarı, mavi ve kırmızı renkle boyanmış stilize yaprak ve lale motifleriyle süslenmiştir.
Üç kollu askı zinciri bulunmaktadır.
48. Şamdan. Gümüş. Env. No. 519.
Yük. 37.5 cm .
Osmanlı. 17. Yüzyıl.
Gümüş şamdan çan biçimli gövdeye sahiptir. Gövde üzerinde
lehimlenmiş mumluk boynu yer almaktadır.
49. Kandil. Gümüş. Env. No. 494.
Yük. 32 cm. Osmanlı. 1837.
Semaver biçiminde olan kandil ajur ve kazıma tekniğinde
yapılmıştır. Gövde üzerinde yaprak motifli üç askı kancası bulunmaktadır. Gövde
kasnağı üzerinde “Halil Hamid Paşa merhumun vakfıdır 1837” yazısı yer almaktadır.
50. Şifa Tası. Env. No. 420.
Pirinç. Çap. 14.5 cm .
Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Kase biçimli su tasının iç ve dış kısmında bölümlenmiş
panolar içerisinde yazılarla bezenmiştir. İç kısımda Ayet el Kürsi, Felak ve
Nas sureleri yazılıdır. Tasa tel ile bağlanmış tılsım pulları bulunmaktadır.
51.Kandil. Gümüş. Env. No. 501.
Yük. 9 cm .
Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Kandil çanak biçimlidir. Gövde üzerinde şemse benzeri
motifler ajur tekniğinde süslenmiştir. Kandilin ağız kısmında aplik edilmiş
dökümden yapılmış asma ve üzüm motifli süslemeler yer almaktadır.
52. Kandil. Gümüş. Env. No. 487.
Yük. 10.5 cm .
Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Derin çanak biçimli kandil ajur tekniğinde yapılmıştır.
Gövde üzerinde madalyonlar içerisine alınmış gül ve çiçek motifleri
bulunmaktadır. Kandilin ağız kenarı dilimli yaprak biçimindedir.
53.Kandil. Gümüş. Env. No. 470.
Yük. 25. cm .
Osmanlı. 18.Yüzyıl.
Vazo biçimli kandil iki parçalıdır. Boyun kısmı gövde
kısmına perçinlenmiştir. Kandil ajur tekniğinde süslenmiştir. Gövde üzerinde üç
adet ejder başlı askı kancası bulunmaktadır.
54.Tavus Kuşu. Pirinç. Env. No. 1506.
Yük.19.5 cm.Osmanlı. 17.Yüzyıl.
Eser Hakkari İli, Yüksekova İlçesi, Oramar Bucağı, Zerendi
Köy’ünde bulunmuş 1965 yılında Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü
tarafından Mevlâna Müzesi’ne verilmiştir.
Kazıma ve ajur tekniğinde bezenmiş olan Tavus Kuşunun
kuyruk kısmı döküm tekniğinde yapılmıştır. Ağız kısmında yer alan delikler ile
kaide kısmında bulunan boşluk göz önüne alındığında eserin çeşme lülesi olduğu düşünülse de eserin alem
olduğu fikri daha ağır basmaktadır.
SAATLER
1.Duvar Saati. Ahşap - metal. Env. No. 445. Yük. 230 cm. Avrupa. 1799.
Sultan III. Selim’in Hediyesi.
İngiliz yapımı duvar saati, Mevlâna Dergâhı’na Mevlevi
olan Osmanlı Padişahı III. Selim tarafından hediye edilmiştir. Saatin kadranı
beyaz mineli ve Arapça rakamlıdır. Kadranın alınlığındaki dairevi plaka
üzerinde yer alan vakıf kaydında “İbni yadigar bastani Hazreti Celaleddin Mevlâna
Kuddise sırrehül âla ez cânip hakanı âzam ve şehinşahı muazzam Sultan Selim Han
bin Mustafa Han tavvelallahi ömrehu ile kıyamıs saati sene 1214” yazılıdır. Saat
bezemesiz ahşap kasalıdır.
2.Duvar saati. Ahşap. Metal. Env. No. 3711.Yük.233 cm. 19. Yüzyıl.
Girit Mevlevihanesi’ne ait olan saat, 1987 yılında
Bedrettin Özmen tarafından müzeye hediye edilmiştir. Seferiada Smyrne ( İzmir )
imzalı olan saatin kadranı beyaz minelidir.
3.Masa Saati. Ahşap. Metal. Env.No. 447. Yük. 68 cm . Avrupa. 18. Yüzyıl.
Said Hemdem Çelebi Hediyesi.
1851 tarihli dergâh kayıtlarında, Postnişin Mehmed
Said Hemdem Çelebi tarafından Mevlâna Dergâhı’na hediye edildiği yazılıdır. 4
ayrı müzik çalan saat George Prior London imzalıdır. Beyaz mineli kadranı Arap
rakamlıdır.
4.Asma Saat. Gümüş. Env. No. 444. Çap. 12 cm . Avrupa.19. Yüzyıl.
Osmanlı Padişahı II. Sultan Mahmud’un ( 1808 – 1839
) devlet adamlarından Hâlet
Efendi tarafından Mevlâna Dergâhı’na hediye edilmiştir. Saat Markwick Perigal
London imzalıdır.
5.Cep Saati. Metal. Env. No. 1391.19.Yüzyıl
Edvard Prior London imzalıdır. Cep saatinin kadranı beyaz
minelidir.
6. Kıble Nüma. Fildişi. pirinç. Env. No. 448. Çap.3.7 cm. Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Fildişi kaplama içerisine yerleştirilmiştir. Mevlevi dedelerinden
saatçi Ahmet Eflâki Dede tarafından yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Pusula
gibi kullanılmaktadır. Daima kıble yönünü göstermektedir.
ÇİNİ VE SERAMİK ESERLER
1.Yazılı Pano. Çini. 70 x 70
cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
9 parçalı mavi zeminli Kütahya işi çini pano üzerinde celî
sülüs hatla “Allah” yazısı yer almaktadır. Yazı bitkisel motifli
bordürle çevrilmiştir.
2.Yazılı Pano. Çini. 70 x 70
cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
9 parçalı mavi zeminli Kütahya işi çini pano üzerinde celî
sülüs hatla “Muhammed” yazısı yer almaktadır. Yazı bitkisel motifli
bordürle çevrilmiştir.
3.Askı top. Çini. Env. No. 5801. Yük.30 cm. Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Şadırvanda asılı bulunan eser seramikten yapılmıştır. Küre
biçimli topun ortasında yazı kuşağı ile alt ve üst boşluklarında destarlı Mevlevi
sikkesi yer almaktadır. Yazı kuşağında “Heman aynı Muhammed ile Ali dür Şems
ile Mevlâna her zaman yarü hayalim gulhü Allahü ehad kul kerem ya Hazreti
sultan Mevlâna meded” yazılıdır.
4.Pano. Seramik. Env. No. 3360. Yük. 43 cm . Cumhuriyet. 1995.
Sanatçısı
ve Hattatı. Yusuf Çoşkun Benefşe.
Seramikten yapılmış eserin üzerinde Halim Özyazıcı tarafından
istif edilmiş celi sülüs hatla “Yâ Hazreti Mevlâna Hak Dost” yazılıdır. Yazının üst
boşluğunda gül motifi kenarlarında da çiçek ve kalp motifleri yer almaktadır.
YAZILI PİRİNÇLER VE DEVE KUŞU YUMURTALARI
1. Pirinç Taneleri. Env. No. 1555.
1972.
Altı adet pirinç tanesinin üzerine
Bismillahirrahmanirrahim, Allah, Lailaheillallah, Allah – Muhammed, Allah –
Muhammed, Muhammed Rasulullah yazıları siyah mürekkeple Arapça olarak
yazılmıştır.
2. Devekuşu
Yumurtası. Env. No. 2207. Yük. 14
cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Deve Kuşu yumurtalarının yüksek kubbeli mekanlarda örümcek
tutmasını önlediği kabul edilmektedir. Bazı örneklerde Devekuşu yumurtalarının
üzerleri bitkisel bezeme yapılarak süslenmiştir. Ayrıca levha gibi üzerlerine
yazı yazılmış devekuşu yumurtaları da bulunmaktadır.
3. Deve Kuşu
Yumurtası. Env. No. 5162. Yük. 15
cm . 19. Yüzyıl.
Devekuşu yumurtasının içi boşaltılmıştır. Üst kısmına
zincir takılı olduğundan askı top gibi kullanıldığı düşünülmektedir.
TAŞ ESERLER
1.Askı Zincir. Mermer. Env.No. 550. Yük. 172 cm. Osmanlı. 16.yy.
Beyaz renkli mermerden yapılmış olan zincirin Konya
Kalesi’nin kapılarının birisinde asılı olduğunu gösteren gravürler
bulunmaktadır. Yekpare mermerden 5 halkalı zincire geçmeli olarak yapılmış olan
kürevi gövdesi ajur tekniğinde 5 köşeli yıldız motifleriyle bezenmiştir.
Gövdenin iç kısmında spiral kıvrımlı bir küre daha yer almaktadır.
2.Askı Zincir. Mermer. Env. No. 551. Yük. 195 cm. Osmanlı. 16. yy.
550 envanter numaralı mermer zincire benzemekle birlikte
daha ince mermerden yapılmıştır. Birbirine geçmeli parçalardan oluşan zincire
bağlanmış olan kürevi gövdesi ajur tekniğinde 6 köşeli yıldız ve beşgenlerden
oluşan geometrik süslemelere sahiptir. Gövdenin alt kısmında lotus çiçekli
damla motifi yer almaktadır.
3.Mezar Taşı. Mermer. Env. No. 923. Beylikler. 15 Haziran 1360.Eflâki
Dede’nin Mezar Taşı.
Eflâki Dede’nin Türbesi Mevlâna Müzesi’nin arka bahçesinde
bulunmaktadır. Bu türbe bir süre Kadınhanlı Topbaş Dede’nin evi olarak
kullanılmıştır. Burada bulunan mezar taşı Feridun Nafiz Uzluk tarafından 20
Nisan 1929 yılında müzeye getirilmiştir.
Mermerden yapılmış olan mezar taşının ön yüzünde 6 satır
halinde celî sülüs hatla yazılmış olan kitabede:
“İntikale min daril fenai ila daril bekai
Es satrul kebiyru vel habrul habiyru feridu dehrini
Vahidu asrihi el merhum el mağfur şeyh Eflâki
El arifi tegammede hul lahu bi gufranihi yevmel isteyni
Ahire Recep min seneti ihda ve sittine ve sebame” yazısı yer almaktadır.
Mezar taşının arka yüzünde bir kandil ile iki yanında
şamdan motifi bulunmaktadır.
4.Mezar Taşı. Mermer. Yük. 162 cm. Osmanlı.1864.
Mermerden yapılmış olan mezar taşı pehlelidir. Baş taşında
destarlı Mevlevi sikkesi bulan mezar taşı Muhammed Fehmi Dede’ye aittir. Ayak
taşında güneş ve servi etrafına dolanmış asma yaprakları motifi yer almaktadır.
5.Mezar Taşı. Yük.148 cm. Osmanlı. Ekim 1874.
Pehleli olan mezar taşının baş taşında destarsız Mevlevi
sikkesi bulunmaktadır. Celî talik hatla yazılmış kitabesinde:
“Hu
Türbe-i mukaddese-i Hazreti Mevlâna
Kuddise sirruhu-l esnâ türbedarlığı
Hidmeti celilesiyle haiz
Şerefü mesaadet eden dedegan-ı
Zevi’l ihtiramdan el-merhum
El- Mevlevi Güzelhisarı Osman
Dede gafere-llahu lehu ve nevvere
Kabrehu ruhiçün
El fatiha sene 1291 fi Ramazan” yazılıdır.
Ayak taşı saksıdan çıkan çiçek motifleriyle süslenmiştir.
6. Mezar Taşı. Mermer. Yük. 159 cm. Osmanlı. 1864. Şerife Hatice Hanım’ın
Mezar Taşı.
Mevlevi Dergâhı Postnişinlerinden Said Hemdem Çelebi’nin
annesi Şerife Hatice Hanım’ın mezar taşıdır. Baş taşı alev dilimi yapraklarla
taçlandırılmış olup ortasında vazo üzerinde gül motiflerinden oluşan gülçe
motifi yer almaktadır. Hanım mezar taşlarına sikke yapılmadığı için bu mezar
taşında Mevlevi sikkesi kolye biçiminde arma olarak kitabenin üzerine
yerleştirilmiştir.
7. Mezar Taşı. Mermer. Yük. 146 cm. Osmanlı. 1861. Kadın Efendi’nin mezar
taşı.
Said Hemdem Çelebi’nin hanımı Kadın Efendi’nin mezar
taşıdır. Baş taşının alınlığının ortasında ve kenarlarında gül motifleri
bulunmaktadır. Gül Tasavvufta Hz. Peygamber’in sembolüdür.
8. Kitabe. Mermer. Env. No. 1160.
Osmanlı. 1797/ 98.Yusuf Ağa Medresesi’nin Kitabesi.
Konya’da yıkılmış olan tarihi eserlerin kitabelerin bir
kısmı müzede koruma altına alınmıştır. Mermer kitabe üzerinde iki satır celî
sülüs hatla “Sahibül hayrat vel
hasanat Yusuf Ağa kethüdai Hazret valde Sultan fi sene 1212” yazısı yer
almaktadır.
9. Kitabe. Mermer. Env. No. 983. Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Mevlâna Dergâhı’na Osmanlı Padişahları tarafından
büyük ilaveler ve onarımlar yaptırılmıştır. II. Mahmud’a ait olan bu kitabe
türbe giriş kapısı üzerinde yer almakta iken 1928 yılında yerinden kaldırılarak
müze deposuna konmuştur.
10. Kitabe. Mermer. Env. No. 982. Osmanlı.19. Yüzyıl.
Osmanlı Padişahı II. Mahmud’a ait olan tuğralı
kitabe, türbe giriş kapısı üzerinde yer alan diğer tuğralı kitabe ile birlikte
yerinden kaldırılarak depoya konmuştur. İri yaprak motifleriyle taçlandırılmış
olan kitabe kırmızı boyalıdır. Tuğrası oyularak yapılmıştır.
11.Hamail. Akik Taşı. Env. No. 1485. 4 x 3.4 cm. Osmanlı.
Altın çerçeve içine alınmış akik taşının kenarını Ayet-el Kürsi ve Kelime-i Tevhid
yazılı bordür çevrelemektedir. Bordürün çevrelediği alanda Arapça yazılmış Allah’ın 99 ismi yer almaktadır.
12.Akik Yüzük Taşı. Env. No. 1156. 1.7 x 1.3 cm. Osmanlı.
Oval biçimli yüzük taşı kahverengi akik taşından yapılmıştır.Taşın ortasında
şemse motifi ile kenarında kazıma tekniğinde yazılmış iki satır Ayet-el
Kürsi yazısı yer almaktadır.
13.Oval
Biçimli Taş. Boy. 160 x 70 x70 cm. 1973.
Alman sanatçı Wolfgang Laib tarafından yapılmıştır.
1973 yılında Müze Müdürü Vahit Mescioğluna başvurarak Mevlâna Müzesi’ne mermer
bir heykel yapmak istediğini bildiren sanatçıya Konya’dan mermer temin
edilmiştir. İki aylık bir çalışma sonucunda yumurta biçiminde mermerden bir
heykel yapmıştır.
Müzenin dışında bir yere konan heykel zaman
içerisinde ziyaretçiler tarafından gökten düştüğü ve hastalıklara iyi geldiği
söylentisine yol açtığından 1983 yılında müze bahçesi içerisine
kaldırılmıştır.
DOKUMA
Mevlevi Dergâhı’na
yüzyıllar boyu devlet adamları ve zenginler tarafından bağışlar yapılmıştır.
Bunların arasında halılar ve kumaşlar dikkat çekicidir. Dergâhtan kalan Mevlevi kıyafetlerinin
Hazreti Mevlâna’ya ait sikke, cüppe, hırka gibi elbiseler olduğu müze envanter
kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu eserleri tanıtırken envanter kayıtlarında Hz.Mevlâna’ya
ait olan kıyafetlerin tamamına yer vermeyi uygun bulduk.
1.Sikke. Yün. Env. No. 687. Yük. 29 cm. Hz. Mevlâna’ya ait.
Beyaz yünden yapılmıştır. Sikke üzerinde güve yenikleri
bulunmaktadır.
2.Arakiye. Yün. Env. No. 686. Yük. 20 cm. Hz. Mevlâna’ya ait.
Mevlevilerin geceleri giydikleri başlıktır. Beyaz yünden
yapılmıştır. Boyu sikkeye göre daha kısadır.
3.Cüppe.Atlas. Env. No. 689. Uzunluk. 140 cm. Selçuklu. 13.Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen cüppe, yeşil atlas kumaştan
dikilmiştir. Düz yakalı, önü yırtmaçlıdır. Bel hizasına kadar kaytanlı
düğmeleri bulunmaktadır. Cüppenin ön tarafı çok yıpranmıştır.
4.Hırka. Kumaş. Env. No. 690. Uzunluk. 150. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen hırka gri renkli gezi cinsi ipek
ve pamuk karışimı kumaştandır. Hırka astarı ile kumaş arasına pamuk konularak
el dikişiyle dikilmiştir. Uzun yakalı ve önü yırtmaçlıdır.
5.Entari. Kumaş. Env. No. 692. Uzunluk. 132 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen entari gri renkli alaca
cinsi pamuklu kumaştan dikilmiştir. Yakalı ve önü yırtmaçlıdır.
6.Entari. Kumaş. Env. No.693. Uzunluk. 128cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen entari, gri renkli atlas kumaştan
dikilmiştir. Geniş yakalı ve önü yırtmaçlıdır.
7.Cüppe. Kumaş. Env. No. 694. Uzunluk.139 cm. Selçuklu. 13. yüzyıl.
Hazreti Mevlâna’ya atfedilen cüppe mavi renkli gezi cinsi
kumaştan yapılmıştır. Geniş yakalı olan cüppenin önü yırtmaçlıdır.
8.Hırka. Kumaş. Env. No. 695. Uzunluk.117 cm. Selçuklu. 13.Yüzyıl.
Hazreti Mevlâna’ya atfedilin hırka, mavi renkli pamuklu
alaca cinsi kumaştan dikilmiştir. Yakalı ve önü yırtmaçlı olan hırka çok
yıpranmış durumdadır.
9.Hırka. Kumaş. Env. No. 696. Uzunluk. 108 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hazreti Mevlâna’ya atfedilen hırka, mavi renkli
boyuna yollu alaca cinsi kumaştan dikilmiştir. Önü yırtmaçlı olan hırka çok
yıpranmış durumdadır.
10.Hırka. Kumaş. Env. No. 697. Uzunluk. 127 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen hırka, mavi renkli alaca cinsi
kumaştan dikilmiştir. Geniş yakalı ve önü yırtmaçlıdır. Astar ile kumaş arasında
pamuk bulunmaktadır.
11.Entari. Kumaş. Env. No. 698. Uzunluk. 129 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz.Mevlâna’ya atfedilen
entari, mavi renkli alaca cinsi kumaştan dikilmiştir. Çok yıpranmış olan
entarinin eksik yerleri bulunmaktadır.
12.Hırka.
Kumaş. Env. No. 699. Uzunluk. 120 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen hırka, alaca cinsi kumaştan
dikilmiştir. Geniş yakalı ve önü yırtmaçlıdır.
13.Entari. Kumaş. Env. No. 700. Uzunluk. 135 cm. Selçuklu. 13.Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen entari, mavi renkli pamuklu alaca
kumaştan dikilmiştir. Yakasız ve önü yırtmaçlıdır.
14. Cüppe. Kumaş. Env. No. 701. Uzunluk. 150 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen cüppe, krem renkli gezi cinsi
kumaştan dikilmiştir. Mermer desenli olan elbise yırtmaçlıdır.
15.Hırka.Kumaş. Env. No. 703. Uzunluk. 154 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen hırka, mavi renkli atlas kumaştan
dikilmiştir. Yırtmaçlı olan elbisenin kolları uzun ve dar biçimlidir.
16.Omuzluk. Env. No. 704. uzunluk. 100 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Hz. Mevlâna’ya atfedilen omuzluk (küçük şal) yeşil renkli canfes kumaştan
dikilmiştir. Kenarlarında aplike edilmiş sim sırmalı bezeme yer almaktadır.
17.Cüppe. Kumaş. Env. No. 705. Uzunluk. 138 cm. Selçuklu. 14.Yüzyıl.
Envanter kayıtlarında Mevlâna’nın oğlu Sultan
Veled’e ait olduğu yazılıdır. Cüppe,
kırmızı renkli atlas kumaştan yapılmıştır. Kumaş üzerinde iri gül motifleri yer
almaktadır. Geniş yakalı ve önü yırtmaçlıdır.
18. Tılsımlı Gömlek. Kumaş. Env. No. 706. Uzunluk. 62 cm. Selçuklu. 14. Yüzyıl.
Sultan Veled’e ait gömlek, pamuklu kumaştan dikilmiştir.
Gömleğin ön yüzlerinde güneş ve nalın-ı şerif motifleri bulunmaktadır. Gömlek
üzerinde Fetih suresi, Kelime-i Tevhid ve tılsımlı yazılar yer
almaktadır. Osmanlı Sultanlarının da buna benzer gömlekleri bulunmaktadır.
19.Serpuş. Keçe. Env. No. 707. Yük. 49 cm. Selçuklu. 13. Yüzyıl.
Şemsi Tebrizi’ye aittir. Başlık keçe üzerine kumaş
kaplanmıştır. Kumaşın üzerinde kahverengi iplikle işlenmiş Kelime-i Tevhid
ve Allah yazıları yer almaktadır.
20. Puşide. Deri. Atlas. Env.No. 637. 630 x 396 cm. Osmanlı.1894.
Yaptıran: Sultan II. Abdülhamid.
Hattatı: Hasan Sırrı. Hazreti Mevlâna ile oğlu Sultan Veled’in
sandukaları üzerinde örtülüdür. Deri
üzerine atlas kumaştan yapılmıştır. Puşidenin üzerinde sim sırma ile
yazılmış Ayet-el Kürsi, Esma-ı Nebî, Lafza-i
Celâl ve Fatiha süresi yer almaktadır.
21.Puşide Levhası. Atlas. Env. No. 636. 175 x 105 cm. Osmanlı. 1790.
Osmanlı Padişahı III. Selim tarafından yaptırılmıştır.
Yeşil renkli atlas kumaştan yapılmış olan örtünün üzerinde sim sırmalı yazı
kuşakları ile kıvrım dallı bitkisel bezemeler bulunmaktadır.
22.Puşide Levhası. Atlas. Env. No. 638. 278 x 122 cm. Osmanlı. 19. yüzyıl.
Siyah atlas kumaştan sanduka levhası olarak yapılmıştır.
Basık kemer alınlıklı puşide üzerinde sim sırma ile yazılmış Ayet-el Kürsi yazısı
ile sehpa üzerinde işlenmiş destarlı Mevlevi sikkesi yer almaktadır.
23.Puşide Levhası. Atlas. Env. No. 639. 102 x 38 cm. Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Siyah renkli atlas kumaştan yapılmıştır. Kenarı sim
sırmalı bitkisel bordürle çevrili olan levhanın ortasında sim sırma ile
yazılmış “Sadakallahu Mevlâna el azim” yazısı yer almaktadır.
24.Seccade. Atlas. Env.No. 685. 165 x 113 cm. Osmanlı. 16. Yüzyıl.
Krem ve kırmızı renkli atlas kumaştan yapılmıştır.
Üç kemerli seccadenin kırmızı zeminli bordürü, stilize edilmiş karanfil ve lale
motifleriyle, orta bölümde Nalın-ı
Şerif ve bitkisel bezemelerle süslenmiştir.
25.Perde.
Çuha. Env. No. 648. 230 x 175
cm . Osmanlı. 1885-86.
Selanik Mevlevi hanesinden Mevlâna Dergâhına hediye olarak
gönderilmiştir. Mavi zeminli kumaş üzerine aplik edilmiş gül ve çiçek motifli
bezemeler bulunmaktadır. Alınlığında yer alan kitabesinde:
“Sarıl durma aya
perde-i ası hünkar olan derde
Yüz sür dembedem yerne niyaz id bakma bir ferde
Selanik
Mevlevihanesi hadimi Derviş Ali Eşref’in
Bu babda bir hidmed muranesidir.Sene 1303” yazılıdır.
26.Perde. Çuha. Env. No. 649. 217 x 155 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Yeşil renkli kumaştan yapılmıştır. Üzerinde aplike edilmiş stilize bitkisel
bezemeler ile alınlıkta “Yâ
Hazreti Mevlâna dost kuddise sırreh” yazısı yer almaktadır.
27.Keçe Seccade. Env. No. 646. 195 x 112 cm . Osmanlı. 1887- 1888
Keçe seccade üzerinde, klaptanla işlenmiş Bursa Ulu Camii
tasviri yer almaktadır. Alınlığında “Sene 1305 Bursa Camii Kebir resmidir”
yazısı vardır.
28.Keçe Seccade. Env. No. 2191. 162 x 96 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Keçe seccadenin kenarı ve alınlık kısmı sarı renkli sim
sırma ile kıvrım dallı bitkisel süslemelerle bezenmiştir. Keçenin dört yanı
sırma saçaklıdır.
29.Halı Seccade. İpek. Env. No. 766. 175 x 111 cm . Osmanlı 16. Yüzyıl.
İpek iplikli, İran düğümlü halının orta zemininde Kabe
tasvirli mihrap yer almaktadır. Halı üç ana bordürle çevrilidir. Halının geniş
bordüründe klaptan işlemeli kitabeler bulunmaktadır.
30.Halı Seccade. Yün. Env. No. 767. 180 x 116 cm . Osmanlı 16. Yüzyıl.
Saray işi halı seccade kırmızı, yeşil, mavi, beyaz ve
siyah renkli iplikler kullanılarak dokunmuştur. Ana bordüründe sülüs hatla yazılmış
ayet kuşağı yer almaktadır. Halı seccadenin ortasında kıvrım dal ve rumilerle
süslü bir kemer bulunmaktadır.
31.Halı Seccade. Yün. Env. No. 801. 164 x 118 cm . Gördes.
Osmanlı.16.Yüzyıl.
Gördes halı seccade yün iplikle dokunmuştur. Stilize
edilmiş gül ve bitkisel bezemeli halının etrafı 7 bordürle çevrilidir.
32.Halı Seccade. Yün. Env. No. 805. 156 x 110 cm . Gördes. Osmanlı. 17.
Yüzyıl.
Yeşil renkli mihrap nişi bulunan seccade 11 bordürle
çevrilidir. Stilize edilmiş bitkisel motiflerle bezenmiştir.
33.Halı Seccade. Yün. Env. No. 826. 160 x 123 cm . Kırşehir. Osmanlı.
18.Yüzyıl.
Kemerli mihrap nişi bulunan halı seccade 10 bordürle
çevrilidir. Stilize edilmiş bitkisel motiflerle bezenmiştir.
34.Halı Seccade. İpek. Env. No. 1328. 184 x 128 cm . Sivas. Osmanlı. 18.
Yüzyıl.
Saray işi halı seccadenin lacivert zeminli ikili mihrap
nişinde kandil asılıdır. Seccade 5 bordürle çevrilidir.
35. Halı Seccade. Yün. Env. No. 2045. 105 x 154 cm . Karaman. 19.Yüzyıl.
Kırmızı renkli halı seccadenin ortasında sivri kemer
alınlıklı mihrap nişi bulunmaktadır. Halı bitkisel motifli dört ana bordürle
çevrelenmiştir.
36. Halı Seccade. Yün. Env. No. 819. 168 x 112 cm . Gördes. Osmanlı.
18.Yüzyıl.
Halı seccade krem renkli zemine sahiptir. Ortasında mihrap
nişi biçimli bir madalyon bulunmaktadır. Seccade 9 ince bordürle çevrilidir.
37. Halı Seccade. Yün. Env. No. 5881. 198 x 112 cm . Kırşehir. Osmanlı.
19.Yüzyıl.
Kırmızı renkli halı seccadenin alınlığında kandil motifi
bulunmaktadır. Halı stilize edilmiş çiçek ve ağaç motifleriyle bezenmiştir.
38.Çatma. İpek. Env. No. 598.153 x 124 cm . Osmanlı 16.Yüzyıl.
İki parça çatma kumaş yan yana dikilidir. Oval biçimli
madalyonların iç kısmı stilize edilmiş karanfil motifleriyle süslüdür. İpek ve
klaptan iplik kullanılmıştır.
39.Çatma. İpek. Env. No. 616. 63 x 300 cm . Osmanlı. 16 Yüzyıl.
Kırmızı zeminli çatma kumaş, stilize edilmiş Ay ve Güneş
motiflidir. İpek ve klaptan iplikle dokunmuştur.
40.Kemha. İpek. Env. No. 622. 132 x 118 cm . Osmanlı. 16.Yüzyıl.
İki parça kemha kumaş yan yana dikilmiştir. Yeşil
renkli olan kumaş stilize edilmiş nar motifleriyle bezenmiştir.
41.Şal. Yün. Env. No. 595. 120 x 120 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Kırmızı, beyaz, lacivert renklerle yollu olarak
dokunmuştur. Şal bitkisel motiflerle bezenmiştir.
42.Yorgan. Kadife. Env. No. 1904. 160 x 200 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Mor renkli kadife üzerine sim sırma işlemelidir. Stilize
edilmiş hayat ağacı motifinin dalları üzerinde 13 adet kuş figürü
bulunmaktadır.
43.Puşide Levha. Deri. Atlas. Env. No. 1460. 81 x 64 cm . Osmanlı.19.Yüzyıl.
İki parçalı levha deri üzerine siyah atlas kumaş
kaplanarak yapılmıştır. Dairevi madalyon içerisinde sülüs hatla yazılmış
klaptan işlemeli Besmele ve ayet kuşağı yer almaktadır. Yazılı
madalyonun dörtkenarı stilize edilmiş kıvrımlı dallarla bezenmiştir.
44. Entari. Sevai. Env. No. 1313. Boy. 180.cm. Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Uzun kollu, düz yakalı elbise dört yollu sevai kumaştan
dikilmiştir. Elbisenin etek kısmı iki yandan yırtmaçlıdır.
45.Sancak. Atlas. Env. No. 3862.200 x 253 cm . Osmanlı. 1895.
Mavi, pembe, yeşil, kırmızı, sarı renkli atlas
kumaştan yapılmıştır. Dörtkenarı sırmalıdır. Dört köşesinde Ayyıldız motifleri
bulunmaktadır.
Yatay olarak üç bölüme ayrılmış olan sancağın yukarı
kısmında “Bismillahirrahmanirrahim nasrun
minallahi ve fethün gariyb ,Vebeşşiril müminin Lailaheillallah Muhammedün Rasulallah,
Maşaallah, orta bordürde İnna fetehna leke fethanmübiyna nasrun minallahi ve
fethun gariyb. Padişahım çok yaşa, alt bordürde Alay 72, taburu 2, İzmir
vilayeti celilesine merbut Manisa ve Menemen taburunda 313 nolu kur’a efradının
sancağı şerifi olup, Manisa sancağının Ulu camii şerifinde İshak Çelebi
vakfıdır. Sene 1313”
yazıları yer almaktadır. Sancağın arka yüzü de ön yüzü gibidir.
46.Sancak. Atlas. Env. No. 3863. 150 x 160 cm . Osmanlı.19.Yüzyıl
Kırmızı ve krem renkli atlas kumaştan yapılmıştır. Üç
kenarı püsküllü harçla çevrilidir. Bir yüzünde Ayyıldız motifi diğer yüzünde aplike
edilmiş “Bismillahirrahmanirrahim Lailahe
illallah Muhammedün Rasulallah inna fetehna leke fethan mübiyna ve
yensurakellahe nasran aziza, Padişahım çok yaşa, Alay 38. Ta… Girit Resmi” yazısı yer
almaktadır.
47.Sancak. Kumaş. Env. No. 3864. 120 x 180 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Krem renkli kumaştan yapılmıştır. Üst ve alt kenarı sırma
saçaklıdır. Orta bordürde Ayyıldız motifi ile Fetih Suresi yer
almaktadır.
48.Sancak. Kumaş. Env. No. 3865. 150 x 155 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Kırmızı, beyaz, krem ve yeşil renkli goblen kumaştan
yapılmıştır. Üç kenarı püskülle çevrilidir. Dörtkenarında Ay Yıldız motifi yer
almaktadır. Üç yatay bölüme ayrılmıştır. Buralarda Mevlâna sultan vilayeti
Konya, Lailahe
illallah Hak muhammed Resulallah Ya Ebubekir, Ya Ömer, Ya Osman, Ya Ali, Maşallah
yazıları ile Ayyıldız, Zülfikar ve Pençe-i Ali Aba motifleri
bulunmaktadır.
49.Sancak. Atlas. Env. No. 3883. 125
x 163 cm .
Osmanlı. 1896 - 97
Kırmızı atlas kumaştan yapılmıştır. Üç kenarı sırma harçla
çevrilidir. Dört köşesinde sim sırmalı Ayyıldız motifi bulunmaktadır. Sancağın
ortasında El gazi Abdülhamid bin Abdülmecid Han el muzaffer daiman yazılı tuğra ile Osmanlı
Devletinin arması yer almaktadır. Armanın kenarlarında “El cennetü tahtı
zilalül suyuf, Taşlıca mamulatı, Hayri Hüseyin. Nizamiye yetmişinci alayın
dördürcü taburu kar’ası seni 1312 rumi, Konya Vilayeti Bozkır Kasabası Belviran
Nahiyesindeki Ak Türbe’ye vakıftır” yazıları ile Fetih Suresi
yazılmış bulunmaktadır.
MÜZİK ALETLERİ
Mevlevi Tarikaatında
sema yapılırken ney, kudüm, rebap, ana enstrümanlar olarak kullanılmıştır.
Bunlara ilave olarak geç dönemlerde halile, def, ud, kemençe de kullanılmıştır.
Hüseyin Fahreddin Dede’nin şu dörtlüğü bunu çok güzel
anlatmaktadır.
Gel dergâh-i
Munla’ya da bak gör ne safa var
Her bir elem-i mühlike bin derd-i deva var
Efsane-i zühhad gibi zerk u riya yok
Âvâz-ı kudüm ü ney ü tanbur-ı nevâ var.
Mevlevi Dergâhlarında sevilerek kullanılmış olan Ney,
Mesnevi’nin ilk beyitlerinde Mevlâna tarafından aşağıdaki beyitlerle
anlatılmaktadır.
Biş
nev in ney çün şikâyet mî küned
Ez
cüdâyîhâ hikâyet mi kuned
Kez
neyistan tâ merâ bübrîdeend
Ez
nefîrem merd ü zen nâlideend
“Duy
şikâyet etmede her an bu ney
Anlatır
hep ayrılıklardan bu ney.
Der
ki, feryadım kamışlıktan gelir,
Duysa
her kim, gözlerinden kan gelir”( Farsça’dan tercüme eden Fevzi Halıcı )
1.Ney. Kız. Kamış. Env. No. 379. Uzunluk. 74 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Mevlâna Dergâh’ında kullanılmış olan bu eser, Kız
Ney’idir. Boğum yerleri gümüş telle sarılmıştır.
2.Ney. Bolahenk. Kamış. Env. No. 1186. Uzunluk. 59 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Kenan Rufai Dergâhı’ndan.
Kenan Rufai Dergâhı’na ait olan bu eser 1955 yılında Cemil
Büyük Aksoy tarafından Mevlâna Müzesi’ne hediye edilmiştir. Neyin ikinci
boğumunda eski Türkçe Bolahenk yazısı yer almaktadır.
3.Ney.
Müstahsen. Env. No. 1187. Uzunluk. 61.5 cm . Osmanlı. 19.Yüzyıl.
Kenan Rufai Dergâhı’ndan.
Kenan Rufai Dergâhı’na ait olan ney, Cemil Büyük Aksoy
tarafından Mevlâna Müzesi’ne hediye edilmiştir. Neyin ikinci boğumunda iğne ile
oyularak yazılmış eski Türkçe “Müstahsen” yazısı yer almaktadır.
4.Ney. Kamış. Env. No. 1166. Uzunluk. 20.yüzyıl.
Neyzen Tevfik’e ait.
Neyzen Tevfik’in pek meşhur olan Solak Ney’idir. Abdülbaki
Gölpınarlı tarafından Mevlâna Müzesi’ne 1953 yılında hediye edilmiştir.
Perdeleri kırmızı renkli ibrişimle sarılmıştır.
5.Ney.Kamış. Env.No. 1257. Uzunluk. 81 cm . Osmanlı.20.Yüzyıl.
Dergâhın Son Hücrenişini Mehmet Arısoy Dede’ye ait.
Dergâhların kapatıldığı tarihte Hücrenişin olan Mehmet
Arısoy Dede, Mevlâna Müzesi’nde kendisine tahsis edilen müstahdem kadrosunda
ömrünün sonuna kadar çalışmıştır. Bir ara Özel idareden maaşı karşılanamayacağı
düşüncesiyle işine son verilmiştir. Ancak dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel olayı öğrenmiş
ve Valiyi arayarak Mehmet Dede’ye sahip çıkılmasını istemiştir. Bunun üzerine
Mehmet Dede 8 Ekim 1957 tarihinde öldüğü güne kadar kendisine tahsis edilen
hücresinde kalmıştır.
Mehmet
Dede’nin ölümü üzerine Fevzi Halıcı Bey şu dörtlüğü yazmıştır.
Can çerağı akseder bu kubbede,
Zülcelâl’im ruhuna rahmet ede.
Gitti bir yol, Molla Hünkâr aşkına,
Mesnevihan Mevlevi Mehmed Dede.
Ney, Mehmet Dede tarafından Mavlana Müzesi’ne hediye
edilmiştir. Neyin birinci boğumunda eski Türkçe “Mehmet Dede Konya”
yazısı yer almaktadır.
6.Kudüm. Deri. Env. No. 367. Çap. 26 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Konya
Mevlâna Dergâhı’ndan kalan kudümün kasnağı kırmızı renkli deri ile kaplanmıştır.
7.Kudüm. Deri. Env. No. 368. Çap. 31 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Konya Mevlâna Dergâhı'ndan kalan
kudümün kasnağı taba renkli deri ile kaplanmıştır.
8.Halile. Pirinç. Env. No. 374. Çap.25 – 29 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Pirinçten yapılmış olan iki parçalı halile Mevlâna
Dergâhı’dan kalmıştır.
9.Def. Pirinç. Deri. Env. No. 375. Çap. 38 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Mevlâna Dergâhı’ndan kalan defin ahşap kasnağı yıldız
motifi ile bezenmiştir. Ön yüzü ise beyaz ve siyah renkli fildişi kaplamadır.
10.Rebab. Ahşap. Env.No. 1170. Uzunluk. 65 cm . 20.Yüzyıl.
İstanbul Mevlevihanelerinde uzun yıllar kullanıldığı
söylenen Rebab, Cahid Gözkan tarafından müzeye hediye edilmiştir. Gövdesi
Hindistan cevizinden yapılmıştır. Rebabın sap kısmı kemik kaplamadır.
11. Rebab. Ahşap. Env. No. 6157. Uzunluk. 65 cm . 20.Yüzyıl.
Sebahaddin Volkan’a ait.
Sebahaddin Volkan’a ait olan Rebab oğlu Haydar
Volkan tarafından 2001 yılında müzeye
hediye edilmiştir.
12. Rebab. Ahşap. Env. No. 1243. Uzunluk. 39 cm . 20 yy. Eyyubi Mustafa Sunar’a
ait.
Ünlü bestekar Eyyubi Mustafa Sunar’a ait olan Rebab, 1957
yılında müzeye hediye edilmiştir.
13.Ud. Env. No. 2223. 20.Yüzyıl.
Şerif Muhiddin Targan’a ait olan Ud, Safiya Ayla
tarafından 1983 yılında müzeye hediye edilmiştir. Udun göbek kısmında fildişi
yuvarlak madalyon içerisinde eski Türkçe 1917 tarihi ile Türk musiki makamları
yazılıdır.
14.Kemençe. Env. No. 4592. 20.yüzyıl.
Mirad Ustaoğlu tarafından 1963 yılında müzeye hediye
edilmiştir. Kemençenin ön ve arka yüzünde rumi ve palmet motifli bezeme yer
almaktadır.
15. Kemençe. Env. No. 1050. 20.Yüzyıl.
Arif Şahap tarafından 1936 yılında müzeye hediye
edilmiştir.
16. Keman. Env. No. 1405.19. Yüzyıl.
Laika Karabağ tarafından müzeye hediye edilmiştir. Kemanın
boyun kısmı fildişinden yapılmıştır.
17. Çeng. Env. No. 3940. 20.yüzyıl.
Mustafa Yaşar Güvenç tarafından müzeye hediye edilmiştir.
TARİKAT EŞYALARI
1.Pazarcı Maşası. Demir. Env. No. 1365. Uzunluk. 42 cm . Osmanlı. 19. Yüzyıl.
Mevlevilikte, pazara alışveriş için çıkan pazarcı dedenin
belinde taşıdığı iki dilli sembolik demir maşadır. Sap kısımları Mevlevi
sikkesi biçiminde olanları da vardır.
2.Teber. Demir. Env. No. 4487. Uzunluk. 65 cm . Osmanlı. 19.yüzyıl.
Seyyah dervişlerin yolculuk sırasında yanlarında
taşıdıkları hilal biçimli silahtır. Mevlevi Dergâhından kalmış olan bu eserin
başlık kısmı kuş figürlüdür. Sap kısmı
ile gövdenin birleştiği yerde müsenna olarak yazılmış “Ali” yazısı yer almaktadır.
3.Keşkül. Abanoz. Env .No. 5153. Yük. 15 cm . Osmanlı. 19.yüzyıl.
Dervişlerin omuzlarına astıkları kayık biçimli kaplardır.
Hindistan cevizi ve bakırdan yapılmış olanları bulunmaktadır. Dervişler keşkülü
yiyecek toplamak için kullanmışlardır. Satın alma yoluyla müzeye kazandırılan
bu eser abanoz ağacından yapılmıştır.
4.Mütteka. Ahşap.Gümüş . Env. No. 5100. Uzunluk. 60 cm . Osmanlı. 19. yüzyıl.
Baş tarafı iki yana kavisli kısa koltuk değnekleridir.
Genellikle abanoz, pelesenk gibi sert ağaçlardan yapılmış ve gövdeleri gümüş,
fildişi kakmalarla süslenmiştir.
Mevlevi dervişleri, Erbain denilen 40 günlük çileyi
çıkarırken az uyumak için dayanak olarak müttekaları kullanmışlardır.
Müzeye satın alma yoluyla kazandırılan eserin başlık kısmı
stilize yaprak motifi biçimindedir. Gövdesi gümüş telkari işlemelerle
bezenmiştir.
5.Çanta. Deri. Env. No. 3468. Osmanlı. 19. yüzyıl.
Konya Mevlâna Dergâhı ile diğer Mevlevihaneler arasında
yapılan haberleşmede kullanılmışlardır.
6.Alem. Pirinç. Env. No. 429. Yük. 37 cm . Osmanlı. 15. yüzyıl.
Şemsi Tebrizi Türbesi’nden Mevlâna Müzesi’ne getirilmiş
olan Alem pirinçten yapılmıştır. Gövdesi ajur tekniğinde yapılmış palmet ve
rumi motifleriyle bezenmiştir. Üst kısmında Allah yazısı, kenar
bordüründe Fetih Suresi
yer almaktadır.
7.Alem. Pirinç. Env.No. 1518. Yük. 49.5 cm . Osmanlı. 17. yüzyıl.
Pirinçten yapılmış olan alemin başlığı Mevlevi sikkesi
biçiminde yapılmıştır. Destar kısmında ajur tekniğinde yazılmış Yâ Hazreti Mevlâna
yazısı yer almaktadır. Alemin gövde kısmındaki yazılarda El Fakir Derviş
Hüseyin El Mevlevi ile Derviş İsmail adlı sanatçıların isimleri bulunmaktadır.
8.Sancak. Kumaş. Env. No. 1356. 180 x 170 cm . Osmanlı. 19. yüzyıl.
Kırmızı atlas kumaştan yapılmıştır. Sancak 17 Aralık 1959
yılında Gelibolu’dan gelen 12 kişilik bir heyet tarafından Mevlâna Müzesi’ne
hediye edilmiştir. Sancak I.Dünya savaşı ile Kurtuluş Savaşında Mevlevi
alay ve taburları tarafından kullanılmıştır.
Sancağın bir yüzünde yeşil destarlı Mevlevi sikkesi
üzerinde Ya Hazreti Mevlâna yazısı ile altta Mücahîdin-i Mevleviye
diğer yüzünde üç satır halinde yazılmış Fetih
Suresi yer almaktadır.
9.Zikir Tespihi. Ihlamur Ağacından. Env.No. 364. Osmanlı. 1911. Topkapı
Sarayı’nda yetişen ağaçlardan yapılmış.
Ihlamur ağacından yapılmış olan zikir tespihinin imamesi
ve nişaneleri Mevlevi sikkesi biçimindedir. Tespih 1489 tanelidir. İmame
üzerinde yer alan kitabesi çok önemlidir. Siyah mürekkeple yazılmış olan
yazılardan Topkapı Sarayı’nda yetişen
ağaçlardan yapılarak Mevlâna Dergâhı’na gönderildiği okunmaktadır. Yazılar yer yer
silinmiştir.
10.Zikir Tespihi. Env. No. 366. Osmanlı. 19. yüzyıl.
Mevlâna Dergâhı’ndan kalmıştır. Ahşaptan yapılmış olan
zikir tespihi 577 tanelidir.
KAYANAKÇA
Çelebi, Asaf Halet. Mevlâna
Ve Mevlevilik, İstanbul, 1957
Duru, Muhiddin Celal. Mevlevi,
İstanbul, 1952
Çulpan, Cevdet. Rahleler,
İstanbul, 1968
Pala, İskender. Anadolu’nun
Işığı, Konya, 2005
Yahya Agah bin Salih el İstanbulî. Tarikat Kıyafetlerinde Sembolizm, İstanbul, 2002
Küçük, Sezai. Mevleviliğin
Son Yüzyılı, İstanbul, 2003
Günüç, Fevzi. Mevlâna
Müzesi Abdülbaki Gölpınarlı Kütüphanesi Levhalar Kataloğu, Konya, 1999
Günüç, Fevzi. “Selçuklu Devri Ahşap İşleme Dolap”, Kültür ve Sanat, sayı 31, (1996), s. 35-39
Erol, Erdoğan. Mevlâna’nın
Hayatı Eserleri ve Mevlâna Müzesi, Konya, 2004
Önder, Mehmet. Antika
ve Eski Eserler Kılavuzu, Ankara, 1995
Halıcı, Fevzi. Mevlâna
Mesnevi, Ankara, 1992
Oral, Zeki. Nisan Tası,
Ankara, 1954
Oral. Zeki. “Kitap Kitabeleri”, Anıt,1949, sayı 1,s.5-10.
Çağman, Filiz – Aksoy, Şule. Osmanlı Sanatında Hat, İstanbul, 1998
Barışta, H. Örcün. Türk
El Sanatları, Ankara, 1998
Derman, Uğur- Giray, Kıymet – Bodur Eruz, Fulya. Sabancı Koleksiyonu, İstanbul, 1995
Pakalın, Mehmet Zeki. Osmanlı
Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 1993
Bakırcı, Naci. Mevlevi
Mezar Taşları, Konya, 2005
Bakırcı, Naci. “Konya Müzelerinde Bulunan Alay Sancakları”
5.Müzecilik Semineri, İstanbul, 2001,s.85-
93.
Bakırcı, Naci. Konya
Mevlevi Dergâhından Mevlâna Müzesine Nakledilen Türk Kumaşları, Konya ,1991(Basılmamış
yüksek lisans tezi)
Işın, Ekrem – Özpalabıyıklar, Selahattin. Osmanlı Kültüründe Mistik Semboller
Nesneler. İstanbul, 1999
Büngül, Nurettin Rüştü. Eski Eserler Ansiklopedisi, İstanbul
Atasoy, Nurhan. Derviş
Çeyizi, Ankara, 2005
Fürüzanfer,B.
Mevlâna Celâleddin, İstanbul ,1997
Uzluk, F. Nafiz. “ XIV. Yüzyıl Mevlevi Şairlerinden Eflâki
Dede’nin Ölüm Yıldönümü Dolayısıyle Ahmet Eflâki Dede” Belleten Ayrı
Basım, Ankara, 1962
Uzluk, Şahabettin. Mevlâna’nın
Türbesi, Konya, 1946
Gölpınarlı, Abdülbâki.
Mevlâna’dan Sonra Mevlevilik, İstanbul, 1983
Gölpınarlı, Abdülbâki. Mevlâna Celâleddin, İstanbul, 1985
Gölpınarlı, Abdülbâki. Mevlevi Adab ve Erkanı, İstanbul,1963
Can, Şefik. Mevlâna,
İstanbul 1999
Önge, Yılmaz. “Türk Mimarlık Sanatında Maket ve Maketçilik” Kültür ve Sanat,1988,sayı 1, s. 32-38.
Yusufoğlu, Mehmet. “Gümüş Kapı” Anıt, Konya, 1949
Sultan Veled. Maârif
(çeviren.Meliha Anbarcıoğlu), İstanbul 1993
Kara, Mustafa. Tasavvuf
ve Tarikatlar Tarihi, İstanbul, 1985
Özönder, Hasan. Hat
ve Tezhip Sanatları Deyimleri Terimleri Sözlüğü, Konya, 2003
Tanındı, Zeren. “Şeçkin
Bir Mevlevi’nin Tezhipli Kitapları” M.Uğur Derman 65 Yaş Armağanı, Ayrı
basım, İstanbul, 2000,
Mehmet Yusuf. Konya
Asarı Atika Müzesi, İstanbul, 1930
Akyurt, Mehmet Yusuf. Konya’nın Tarihi Hatıralarından
İhtilâflı Birkaç Hadise Şemsüddin Tibrizi ile Mevlâna Celalüddin Rumî.1942
( yayınlanmamış)
Özen, Mine Esiner.
Türk Cild Sanatı, Ankara, 1998
Özen, Mine Esiner. Türk
Tezhip Sanatı, İstanbul, 2003
Baltacıoğlu, İsmail Hakkı. Türklerde Yazı Sanatı.Mersin, 1993
Yorumlar