MECMAU’L- BAHREYN BUK’ASI
Yusuf KÜÇÜLDAĞ
Buk’a mimarîde büyük
yapı anlamına gelmektedir. Selçuklu dönemi tarikat yapılarından fizikî ve kapasite bakımından büyük
olanlarına “buk’a” dendiği, Osmbalı döneminde özelliğini koruyan yapılara aynı
adın verilmesinden anlaışılmaktadır. Hâlen ayakta bulunan bazı buk’aların bünyesinde kubbeli bir sofa ve ona açılan
tonozlu eyvan ile mescit, türbe ve hücrelerin bulunması3, bu görüşü
doğrulamaktadır.
Mecma’u’l-Bahreyn
Buk’ası4, Konya’da Mevlânâ ile Şems’in ilk buluştukları yerde inşâ
edilmişti. Diğer Selçuklu dönemi buk’aları gibi muhtemelen mescit, birçok hücre
ile sofadan meydana gelen bu yapı, önemli bir Mevlevî Tekkesi idi. Zamanla
yıkılmış; Osmanlı döneminde Karaman Valisi Derviş Mustafa Paşa, eski şeklinde
uygun olarak tekrar yaptırmıştır. XVIII. yüzyılda sadece mescit bölümü faal
durumda iken5, yukarıda değinilen zâviyeler gibi muhtemelen XIX.
yüzyılın ortadan kalkmış; yerine evler inşa edilmiştir. Bu yüzden yapısı
hakkında şimdilik daha ayrıntılı bilgi verme imkânı bulunmamaktadır.
Notlar
3 Sedat Emir, Erken Osmanlı
Mimarlığında Çok-İşlevli Yapılar: Kentsel İzmir Kolonizasyon Yapıları Olarak
Zaviyeler, I.,
İzmir 1994, s. 30-33, 46-50.
4 Safîne-i Nefîse-i Mevlevîyan, I.,
Mısır 1283, s.204-205, 208-209.
5 Yusuf Küçükdağ “Lâle Devri’nde Konya”,
(S.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı Basılmamış
Doktora Tezi), Konya 1981, s.46. Bu zâviye, şimdiki Babalık Sokağı’ında idi. Bkz.
Mehmed Önder, Mevlânâ Şehri Konya, (İkinci Baskı), Ankara 1971, s. 381.
Yorumlar