YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKAR
Bekir ŞAHİN
Meşkalelerimizin, meşguliyetlerimizin arttığı,
imkanlarımızın genişlediği, maddi refahın zirveye taşındığı bir dünyada
yaşıyoruz.
Evlerimiz
Kisra'nın saraylarına döndü. Yaşam alanlarımız köhnelikten kurtuldu, evlerimiz
cilalı odunlarla doldu, sofralarımız cilalı hamurlarla süslenir
oldu.Ümitlerimiz arzuya, hemde daima artan bir arzuya hatta, hırsa
dönüştü. Genişleyen
imkanlarımız hassasiyetlerimizi köreltti, duygularımızı, hissiyatları mızı yok
etmeye başladı.
Göz yaşıyla
yıkanan gönüllerin yerini paslanmış yürekler işkal etti.Ümitlerin yerini
karamsarlık ve gelecek endişesi kapladı.İman ve idealin, öncüleri ve sözcüleri
görülmez ve duyulmaz oldu.Hakikatin sesine kulaklar tıkandı. Anlamsız ve
yabancı bir güncelin önününde sürüklenmeye başlanıldı.İç dünyalarımızda
medeniyet tasavvurumuz adına ne varsa yok olmaya yüz tuttu. Medeniyetimizin
temel değerlerinden kuşku duyar olduk.Bu kuşku, bu medeniyet dairesinden vaz-
geçmeye, teknoloji yönünden ileri
medeniyet dairesine intisap etme fikrine dönüştü. Bu ikilemler içinde
inandıklarımızı yaşayamamaya, yaşantılarımıza göre inanma başlanıldı.
Ancak,
ümitsiz de değiliz. Gayp alemine iman etmiş bir kültürün nesli olarak; bizi biz
yapan değerlerle yoğrulmanın, tekrar öze dönmenin zamanının geldiğine,
imkanların da oluştuğuna inanıyoruz.
Çağın güzellik
ve estetik anlayışı değişse de insanın
mutlak güzelliğe olan mecburiyeti asla değişmeyecektir. Çünkü insan hangi ahval
ve şerait içinde olursa olsun mutlak güzelliğin meftunu ve meczubudur.
Diken
battığı terden çıkacak, yiğit düştüğü yerden kalkacaktır. Bu büyük ve derin
yozlaşmanın çaresi öze dönüştür.
İşimiz davalı
değil muhabbetli olmaktır. İnsanlara gönül kırmayı değil yapmayı, öldürmeyi
değil, diriltmeyi öğretmektir. Çünkü gönül gayb aleminin tecelligahıdır.
Haydin hep
beraber; ayırmadın, kayırmadan , buyurmadan öze dönmeye.....Yeniden rütbesiz, âlâyişsiz,
hiç bir şeye talip olmayan, mütevazı ve mütevekkil bir tavırla....
Yorumlar