Konya’nın şifrelerini çözen kaymakam

Konya’nın şifrelerini çözen kaymakam

Meram Kaymakamı İrfan Kenanoğlu ile ilgili yazdığımız dünkü yazımızda kaymakam Bey’in “irfan”ını abarttığımızı düşünenler olabilir.
Oysa önceki günkü strateji toplantısında İrfan Bey’in yaptığı konuşmayı dinlemiş olsalardı böyle düşünmezlerdi.
İşte o konuşmadan bizim dikkatimizi çeken bazı bölümler…
“Takdir edileceği üzere, mekânların kıymeti daha çok o mekânlarda ikamet edenlere bağlıdır. Yani "Şeref-ül mekân bil mekîn."
Güzel mekânlar, güzel insanlarla ayrı bir anlam ve şeref kazanır. Bu açıdan bakıldığında Konya ve Meram; Hz. Mevlana ve Sadrettin Konevi başta olmak üzere tarihe kayıt düşmüş, dünya ilim ve kültürüne mal olmuş, nice ilim ve irfan adamını bağrında yaşatan bir mekân olma vasfına sahiptir.
Meram, Konya’nın akciğeridir. Hava ayrı bir güzellikte, toprak ayrı bir özellikte, meyve-sebze ayrı bir lezzettedir, Meram’ da…
“Türbeönünde evi MERAM’DA BAĞI” olmak gerçek Konyalı olmanın göstergesi kabul edilir.
Meram, asıl güzelliğini ve dillere destan şanını Selçuklular zamanında almış,  Karamanoğulları, Osmanlılar ve arzuladığımız ölçüde olmasa da Cumhuriyet döneminde de devam ettirmiştir.
Ahmet Hamdi TANPINAR 5 Şehir Kitabında Konya için “Bir başkent daima başkenttir. Ne kadar susturulursa susturulsun yine konuşur” diyor  
“Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük. Bir başka bahar için sadece yaprak döktük” diyen Hz. Mevlana’nın Meram’ı ve Konya’sı 2023’te nasıl olmalı?
Bilgeler “Yarını iyileştirmenin tek yolu bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir” derler.
İnsan, ömrünün geçen her anının muhasebesini yapmak zorundadır. Çünkü kendini öz eleştiriye tabi tuttuğu oranda yanlışlardan vazgeçip iyiye, doğruya ve güzele ulaşabilir. Kişinin kendisiyle yüzleşmesi olan nefis muhasebesi (yeni ifadesiyle oto kontrol tabiri) bireyler için geçerli olduğu gibi olaylar, şirketler, toplumlar, şehirler, felsefeler ve devlet yönetimi için de geçerlidir.
Büyük hedeflere yürümek için büyük hayaller kurmaya ve büyük düşünmeye alışkın BEYİNLER lazımdır.
Montaigne’ nin dediği gibi “ Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez”
Bütün büyük işler küçük başlangıçlarla olur. Hayalleri olanlar uyumazlar. Maalesef ülke olarak günlük sorunlarla uğraşırken geleceği planlamayı ihmal ediyoruz.
En büyük avantajımız olan genç ve eğitimli nüfusumuzun yeni dünya düzeninde hak ettiği yeri alması için her türlü gelecek planlamasını yapmak hepimizin görevidir.
Her şeyden önce amacımıza ulaşmak için izlenecek yol ve davranış biçimini gösteren plana ihtiyacımız vardır. Şimdiki veriler ve gelecekteki muhtemel gelişmelerin ışığı altında daha iyi bir geleceğe ulaşmak için "neyin, ne zaman, nasıl, nerede ve kimler tarafından yapılacağını” kararlaştırmak zorundayız.
Unutmayalım ki Nuh peygamber bile gemisini yapmaya başladığı zaman daha yağmur yağmaya başlamamıştı.
Yarınlar büyük düşünenlerindir.
Biliyoruz ki ‘Ortak Akıl’ ( yani İstişare=Meşveret) konudan etkilenen ve konuyu etkileyen kişilerin üzerinde anlaştığı AKIL’dır.( Akıl akıldan üstündür )
Ortak Akıl Toplantısı (OAT): Bir konuyu çok boyutlu bir bakış açısı ile değerlendirmek, kollektif şuuru harekete geçirmek, ortak bir yaklaşımla konunun gelecek vizyonunu tanımlamak, stratejiler ve eylem planları belirlemek amacıyla yapılır.
OAT: Ortak görüş oluşturmayı, ortak sorunlara ortak çözümler bulmayı, daha iyiye daha güzele ulaşmak için neler yapılması gerektiğini belirlemeyi ve ortak hedefler seçmeyi sağlayan bir çalışma düzenidir. (Tabiri caizse İĞNE DELİĞİNDEN HİNDİSTAN’IN GÖRÜLMESİDİR.
Mevlana Hazretleri “Fikirde ayrılık, zenginliktir. Ayrı düşünenler değişik ufuklar açar.
Zaten düşünen kafalar değişik fikirler üretir.
Herkes aynı fikirdeyse hiç kimse yeterince düşünmüyor, demektir.
Anlaşmak için illa aynı fikir ve anlayışta olmak gerekmez. Anlaşmak için insan olmak yeterlidir. İnsanız, mayamız ve yapımız birdir. Dilimiz ve rengimiz ayrı olsa da özümüz birdir.”  diyor.
Her gün bir yerden geçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi, yeni şeyler söylemek lazım.
Yerelden merkeze bir köprü vazifesi görecek olan bu çalışmanın tabiri caizse Konya’nın şifrelerini çözen bir decoder (dikodır) gibi olması dileğiyle,”

Murat  Güzel

Yorumlar

Popüler Yayınlar