HATİP HOCA
HATİP HOCA
Bekir ŞAHİN
Hatıp Hoca Efend^'nin Oğlu Prof Dr. M.Sait Hatipoğlu ile Kütüphanesisinde bir sohbet gerçekleştirdik.
Ömer Rıza Doğrul Hatıp Hoca’yı sık sık ziyaret ederdi. Kendisini
kitab yazmaya zorladı. İstanbul’a götürmeye çok çalıştı gitmedi.
Ana Kaynakları ile İslam diye bir kitab yazdı. Sonra bu kitap Cumhuriyet
Matbaasında basıldı.
Ömrü boyunca kitaplarla hemhal olmuş, Hac dâhil gittiği
yerlerden kitaplar alarak dönmüş, ciddi bir kütüphane oluşturmuştur.
Yine bir gün Hicaz dönüşünde İzmir çeşme önlerinde vapurları
bir kaza geçirmiş ve batmakla karşı karşıya gelmişti. Kurtarıcılar vapurun
tahliyesine başlamışlardı.Sıra merhuma geldiğinde iki gözü de kitap dolu olan
halı heybesini omzuna almış, tahliye sandalına böylece binmeye çalışmıştı.
Kalabalığın dikkatinden kaçmayan bu durum karşısında kitaplar canından önemli
mi diyenlere; kitaplar gittikten sonra benim kurtulmam niye yayar diyordu. Kendisi
zorla ikna edilerek kurtarıcı sandala alındığında çok üzülmüş, ertesi gün
kitaplarının kurtarılma haberini alınca da sevinç göz yaşlarına boğulmuştur.
Merhum Müderrislik yapmış, ömrüne ilme ve insanları irşada
vermiştir. Üstlendiği bütün görevleri büyük bir liyakatle başarmıştır. Burdur
Eski Yeni Camii, Vaiz ve hatipliği görevini uzun süre devam ettirdi. Burdur
Müftülüğü’ne atandı. 14 Mart 1928’den 31 Mart 1931 Tarihine kadar bu görevde
bulundu.
Bu güzel hizmetlerin yanında, Ziraat Bankası Meclis
Azalığı’nda bulundu. (1330/1915). Burdur
Bidayet Mahkemesi azalığı (1332/1917-1333/1918)), Burdur Meclis-i İdare
azalığı (1338/1922) yaparken Burdur Orta
Mektep Ulum-u Diniyye Muallimliği (1340/1924) görevine başladı. Mezkur
muallimliklerin lağvı nedeniyle bu görevden ayrıldı.
Hatıp Hoca, onun
hocası olan Burdur müftüsü 1928’de vefat etmiş, o da onun yerine müftü olarak
seçildi. Seçilmiş diyorum, 1943 yılına kadar müftüler Mahalli Seçim Komisyonu marifetiyle
seçiliyordu. İki veya üç kişi seçiliyor; Diyanet bunlardan birini tâyin ediyor.
1932 yılında Hatip Hoca’nın tâyini
Şebinkarahisar’a çıkıyor. Tâyin sebebi “görülen lüzum üzerine”diyor. Hoca hali vakti yerinde olduğu için Şebinkarahisar’a
gitmeyip istifa etti. Tedrisat ve vaizlikle iştigal eden hoca ısrarlar üzerine
1943 yılındaki müftülük seçimine girmiş ve en yüksek oyu almış. Oylar; 17, 9, 3
olarak sıralanmış. O dönemin Diyanet Reisi muavini Ahmed Hamdi Akseki’dir.
Akseki, Hatıp Hoca’nın müftülüğünü mümkün görmeyerek başkasını atamış. Buna
içerlemiş olan Burdur ileri gelenleri Ankara’ya gitmişler. Akseki Hoca, “Ben
Hatib Hoca’nın ahlakını, ilmini, irfanını sizden iyi bilirim. Ama ben burada
olduğum müddetçe Hatib Hoca Burdur’a müftü olamaz. Çünkü Diyanet olarak ilim
değil sükunet istiyoruz.” Demiştir.
Müderris olması sebebiyle askerlik hizmetinden muaf oldu.
Milli Mücadele’de Burdur Müdafaa-i Milliye Cemiyeti
Ağalığında bulundu ve halkı cemiyete yardıma teşvik etti
23 ekim 1945 tarihinde vefat etti.
KAYNAKÇA:
Hasan HATIPOĞLU, İslam Dini, Cumhuriyet Matbaası İstanbul
1946, s.8-21
M.Sait HATİPOĞLU Özel arşivi.
Ömer Rıza DOĞRUL, Büyük Bir Din Alimi Mehmet Hatipoğlu,
Cumhuriyet Gazetesi, 29 Ekim 1945, s.2.
Yorumlar