KONYA DERGİSİ
BEKİR ŞAHİN
Konya Halkevi tarafından 1936 yılı Eylül ayından itibaren
çıkarılmaya başladı. 1950 yılına kadar yayın hayatını sürdürdü. 140.
(Mayıs-Haziran) sayısıyla yayına son verdi.
Derginin imtiyaz sahipliği ve
sorumlu müdürlüklerini Konya Halkevi yöneticileri üstlendi. 1936 yılına ait ilk
dört sayısı, 1937 yılına ait sekiz sayısında imtiyaz sahibi ve sorumlu müdür
ismi belirtilmemiş, bu sayılarda Halkevi sorumluluğundan çıkarılmıştır.
On ikinci sayıya
kadar, derginin künye bilgisine yer verilmemiştir. On ikinci sayıdan itibaren imtiyaz
sahibi olarak Faik Soyman, yayın direktörü olarak da Tahir Mıhçı’nın adları yer
almıştır. On üçüncü sayısında ise Hulki Karagülle, Muhlis Koner, M. Ferit Uğur,
Ali Rıza Özkut, Mesud Koman, Sacit Ülkü, Naci Fikret Baştak, M. Şakir Altan,
Edip Raşit ve Şehabeddin Uzluk’un isimleri, tahrir heyeti olarak verilmiştir.
Bu ekip 29. sayıya
kadar görevene devam etmiştir. 73. sayıya kadar imtiyaz sahibi ve mesul
müdürler ayrı kişiler iken, bu sayıdan sonra her iki görevi de Halkevi
başkanları üstlenmiştir.
30-40 sayılar
arasında imtiyaz sahibi Mesud Koman, mesul müdür M. Ferit Uğur, 40-52. sayılar
arasında imtiyaz sahibi Mesud Koman, mesul müdür Hulki Karagülle, 53-72.
sayılar arasında imtiyaz sahibi M. Muhlis Koner, mesul müdür M. Şakir Altan,
73-92. sayılar arası imtiyaz sahibi ve mesul müdürü M. Şakir Altan, 93-114.
sayılar arasında imtiyaz sahibi ve mesul müdür Şehabeddin Uzluk, 115-121.
sayılar arasında imtiyaz sahibi ve mesul müdür Suat Yeşilyurt (Abanazır),
122-140. sayılar arasında imtiyaz sahibi ve mesul müdür Vehbi Bilgin’dir.
1936, 1940, 1941,
1947 yıllarında dörder aylık periyotlarla çıkan dergi; 1937’de 10, 1938 ve
1949’da 6, 1939’da 2, 1942’de 12,
1943’de 7, 1944’de 9, 1945, 1946 ve 1948 yıllarında 8’er sayı, 1950’de 3 sayı
yayınlanmıştır.
30-37 sayılar
arasında “şimdilik iki ayda çıkarılır” ibaresi ile yayınlanan dergi, toplam 140
sayı çıkarabilmiştir. (14-15), (16-17), (18-19), (20-21), (22-23), (24-25),
(26-27), (28-29), (58-59), (61-62), (64-65), (67-68), (71-72), (84-85),
(86-87), (91-92), (93-94), (95-96), (97-98), (118-119), (120-121), (123-124),
(125-126), (127-128), (129-130), (131-132), (133-134), (135-136), (137-138) ve
(139-140) sayıları ikişer sayı; (99-100-101), (102-103-104), (105-106-107),
(108-109-110.) sayıları üçer sayı
birlikte, (53-54-55-56.) sayıları dört sayı beraber olarak çıkmıştır.
İlk sayıları Yeni
Ses Matbaası’nda basılan dergi, 12-29. sayılar arasında Ekokon Basınevi’nde,
31-101 sayılar arasında Yeni Kitabevi Basımevi’nde 102. sayıdan itibaren de
Ülkü Basımevi’nde basılmıştır. İki sütuna dizilen ve ilk sayıları 64 sayfa olan
derginin, sayfa sayısı ve baskı kalitesi çok değişiklikler göstermiştir.
Otuzuncu sayıya
kadar 16,5x24 cm. ebatlarında basılan derginin boyutu bu sayıdan sonra 20,5x29
cm. olmuştur.
Derginin 41.
sayısı M. Faik Soyman, (53-56) birleşik sayısı Mevlana, 78. sayısı Mimar Sinan
ve (84-85.) birleşik sayısı Eski Eserler özel sayısı olarak yayınlanmıştır.
İlk çıktığında
fiyatı 50 kuruş olarak belirlenmiştir. 9-51. sayılar arasında 20 kuruş, 30. sayı, 30kuruş; 31-34. sayılar, 60 kuruş;
33. sayı, 50 kuruş; (53-56) birleşik sayı, 200 kuruş gibi değişik fiyatlarla
satışa sunulmuştur.
Dergide çok sayıda
Konya ile ilgili fotoğraf, resim ve haritaya yer verilmiştir.
Derginin kırk
yedinci sayısında, “Muhabir Azalarımızdan Bir Reca” başlıklı bir duyuru
yapılmış ve Konya tarihine ait vakfiye, berat, şer-i mahkeme sicili, ferman;
han, hamam, cami, kervansaray, imaret, medrese, türbe, çeşme, kale, köprü
kitabeleri; mezar taşı yazılarının tasdikli örnekleriyle bina harabelerinin,
mümkünse evvelki ve bugünkü durumlarını gösteren fotoğrafları istenmiştir.
YAYIN POLİTİKASI
Konya
Halkevi tarafından yayınlanan Konya dergisinin amacı; yöreye ilişkin bilgilerin
derlenmesi, eksikliği hissedilen
Türkiye’nin tarih bakımından nüvesini ve özünü teşkil eden Konya’nın
karakteristik niteliklerini inceleyecek, tespit edecek ve yayacak ilmi bir
dergi olacağı, her ay çıkacak olan bu Revü, imkan dahilinde, hep Konya’yı
ilgilendiren eski medeniyetlerden bahsedecek, tarih, folklor, dil, edebiyat,
etnografya, coğrafya, arkeoloji, jeoloji yönlerinden Konya’yı tanıtacaktır. Revünün
yapacağı en büyük hizmetlerden biride, büyük Türk tarihine doküman hazırlamak,
bu büyük abideyi harç vermek olarak belirlenmiştir.
30. sayıya kadar sayfalarında ağırlıklı olarak
Konya ve yöresine ait kültür, sanat ve folklor konularını işleyen derginin ilk
sayısında yer alan yazılar: “Konya Niçin Çıkıyor?”; Naci Fikret Baştak,
“Konya”, “Namaz ve Şivlilik”; H.Fehmi Turgal, “Selçuklular Tarihinde 3 Kardeş
Hükümeti”; Ferit Uğur, “Şikari Tarihine Başlarken” ve “Selçuk
Kervansaraylarından Zazadın Hanı”; Abdülkadir Erdoğan, “Mahmud Hayrani’nin
kardaşı, Ahmed’in torunu Seyit Ali’nin sandukaları”; M. Turan Tan, “Şirzad
Hatun”; H. Göncel, “Müzekkin Nüfusun dil bakımından değerleri”; Namdar Rahmi
Karatay, “Halk sanat ve edebiyatına dair düşünceler “; ve M. Yusuf Akyurt,
“Mimari Türk-Osmanlı Devri” ve Dr. Osman Şevki Uludağ, “Tarih Yazarken”.
Derginin 30. Sayıdan
itibaren yayın politikasında değişiklik meydana gelmiş, Halkevleri, CHP görüş,
düşünce ve etkinliklerine de yer verilmeye başlanmıştır. Kişmir’de 41. sayıdan
itibaren parti prensiplerine ve Kemalist inançlara evvelki sayılara nazaran
daha geniş yer aldığını yazmaktadır.
Ayrıca Kişmir, Konya
Halkevi’nin çalışmalarını Cumhuriyet ülkülerini aşılamak, Kemalist inançları
temiz ve devrimci Türk ruhuna sindirmek, okul dışı kalmış gençliğe bir okul
vazifesi görmek, körpe istidatların yetişme ve gelişmesini sağlamak, bilginlere
geniş ve serbest bir çalışma sahası sağlamak yönlerinden elinden geleni
yaptığını belirtir. Ayrıca Konya dergisinin Konya Halkevi’nin on dört yıllık
faaliyetinin en kıymetli ürünü ve tüm Türkiye aydınlarının ilgisini çekmiş bir
varlık olduğuna dikkat çeker.
“57. sayısında yer alan “Okuyucularımıza”
başlıklı ve Konya imzalı yazıda derginin yeni bir istikametle yayına başladığı
vurgulanarak şu görüşlere yer verilmiştir:
“Bundan sonra mecmuamız
partimizin geçen sene yaptığı tamimdeki direktif dahilinde edebiyata, tarih ve
folklora, güzel sanatlara, sosyolojiye, iktisat ve ziraata, halk terbiyesine,
sağlık ve spora, bibliyografi ve tenkide ait yazılar neşredecek ve ayrıca bir
de amatör sahifesi bulunduracaktır.Bunun için fikir ve yazılarından kuvvetle
istifade edeceğimiz kıymetli bir tahrir heyeti bize daima müzahir olacak ve bu
esas dâhilinde muntazaman neşriyata devam edilecektir”
Yeni kurulan
siyasal sistem, ulus devlet olarak ideolojisini kurumsallaştırmaya
çalışmaktadır. Bunun için kültürel ve tarihi bağlarını, Osmanlı Devleti ve
İslamiyet’in önemi azaltacak şekilde köklerini, Orta Asya olarak almaya gayret
eder. Ayrıca köklerle bağ, kadim Anadolu tarihi ile ilişkilendirilmek üzere,
Konya dergisinde de özellikle Selçuklulardan önceki Konya ile Hitit dönemi
ayrıntılarıyla incelenir. Bu tavrın tabii bir sonucu olarak da Osmanlı
döneminde Konya ile ilgili araştırmalar, daha az yer alır. Partiye bağlı bir
devrim dergisi olarak, toplumu istenilen yönde yönlendirmesi gerekmektedir.
Konya bundan sonra çıkacak sayılarında bu
özelliğini korumaya dikkat edecektir. Fakat bu, onun üzerine aldığı şümullü ve
geniş devrim ödevinin ihmal edilmesi demek değildir. O, çevresinde organı
olduğu milli devrim anlayışlarımızı her yönden işlemek ve yaymak görevine de
bilhassa önem vermeyi başlıca ödevlerinden sayacaktır.
Konya, daha ziyade
milli devrim yolunda düne ve bugüne nazaran yapılması gerekli görevleri ince
bir dikkat ve hassaslıkla gütmeyi ve gerçekleştirmeyi üzerine almış bir devrim
organıdır. Bu yol, onu daima azınlıkla konuşmaktan ve dar bir çerçeve içine
sıkışıp kalmaktan koruyacaktır.”
Derginin Fiziki
Yapısı
İlk dönemde dergi; büyük
boyda, aylık olarak çıkarılmış ve imkan dahilinde Konya’yı ilgilendiren
medeniyetlerden bahsetmek gayesi ile Konya’nın tarih, folklor, dil, edebiyat,
etnografya, coğrafya, arkeoloji, jeoloji yönlerinden belirtilmesine
çalışılmıştır. Dergi 29. sayısına kadar bu şekilde yayınlanmıştır.
İkinci dergi;
büyük boyda, “Şimdilik 2 ayda bir çıkarılır” kaydı ile yayınlanmış, dergi bu
şekli ile 37. sayıya kadar çıkmıştır.
Üçüncü dönemde
dergi; yine aynı boyda, aylık olarak çıkarılmış ve dergide şimdiye kadar takip
edile gelen programdan ayrılmak kararı ile olacak ki aktüel yazılara fazlaca yer
verilmiştir. Dergi 74.sayıya kadar bu şekilde yayınlanmıştır.
Dördüncü dönemde;
aynı boyda aylık olarak çıkarılmış ve dergi “Ne sırf yerel hüviyetli bir dergi,
ne de klasik bilimlerin herhangi bir koluna sayfalarına hasreden kuru bir
meslek revüsü” olmamak gayesi ile “Düne ve bugüne nazaran yapılması gerekli
görevleri ince bir dikkat ve hassaslıkla gütmeyi ve gerçekleştirmeyi üzerine
almış bir devrim organı olmak kararına varmıştır.
Konya dergisini belli başlı ilim
çevrelerinde aranır bir halde tutan ilk otuz altı sayısıdır. Biz, bundan sonraki yayınımızda derginin ilk
sayısındaki yayın programını esas olarak kabul etmekle beraber derginin bir
devrim organı olmak vasfını da titizlikle muhafaza etmek kararını almış
bulunmaktayız.
Benzerleri gibi, yeni rejimin
ideolojisi/devlet kültür etrafında örgütlenme düşüncesinin ürünü olan Konya,
referanslarını da buna göre belirler. Dergide Hitit dönemi ayrıntılarıyla
incelenirken, Osmanlı dönemin de Konya ile ilgili araştırmalara daha az yer
verilmesi bu yönden dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
“1948 Yılına
Girerken” başlıklı, yayın kurulu tarafından kaleme alınan makalede, 12 yıldan
beri yayınlanmaya devam eden derginin, ilk zamanlarında sahip olduğu geniş
maddi imkanları nedeniyle yazı ve yazıcı kadrosu yanı sıra, kalite itibariyle
de büyük bir ölçüyü topladığı hatırlatılarak, son dönemlerde ölçü genişliğini
kaybetmesinin sebebi olarak dün ile bugün arasındaki maddi imkan farklılığı gösterilmiş
ve yazı şöyle devam etmiştir:
“Ve işte bunun
içindir ki, bazı arkadaşlarımız bu durumu elimizde fırsat bulunduğu halde
çalışma yönünden lakaydi var şeklinde zannetmişlerdir. Binaenaleyh, son zamanlarda o durumumuzun
büyük bir maddi tazyik altında bulunması dolayısıyla mecmuamız üzerinde
tesirini göstermiş ve hatta üç ayda bir ve aynı zamanda hacim itibariyle de pek
ufak bir ölçü dahilinde ancak çıkarılabilmiştir. Bu halden okuyucularımız kadar
bizim de müteessir olduğumuz pek tabiidir. Fakat yeni yıla kadar buna bir türlü
çare bulmaya muvafık olamamıştık.
1948 yılına ait
çalışma dileklerimiz arasında yayın fikirlerimizi büyük ve derin ilgi ile takip
eden genel sekreterliğimiz bu uğurdaki ihtiyaçlarımızı, maddi yardımlarıyla
destekleyeceklerini vaat etmişlerdir. İşte bu yüksek ilim severliği ve
koruyuculuğu karşısında evinizde mecmuasını bundan böyle aylık çıkarmaya karar
vermiş bulunmaktadır. Hatta münderecat itibariyle de mümkün olduğu kadar eski
değerini ve hususiyeti saklamaya çalışacaktır.
Bilhassa hacim
itibariyle büyüyeceği gibi diğer taraftan yazı itibariyle tenevvü göstermeye ve
aynı zamanda Konya ve civarı abidelerinin ve diğer hususi kıymetlerimizin
resimlerinden mürekkep klişeler sunacaktır. Her zaman dediğimiz gibi, genç kalemlerin
yazıları için de ayrılmış açık sayfalarımız vardır”
Dergide yer alan
makalelerden birçoğu daha sonra kitap olarak Halkevi Yayınları arasında
yayınlanmıştır. Bunlar arasında; Naci Fikret Baştak’ın “Konya Tarihi”, Yeni Kitap Basımevi, 1945, 232
sayfa, M. Faik Uğur (Halkevi Reisi Tarih
muallimlerinden)’un Selçuk Veziri Sahip Ata
ile Oğullarının Hayat ve Eserleri,Türkiye Matbaası, İstanbul 1934, 232 Sayfa, Şehabettin
Uzluk’un “Mevlana Türbesi” ve “Mevlana’nın Ressamları” Yeni Kitap Basımevi,
Konya 1945, 92 Sayfa, Yine Şehabeddin Uzluk’un “Mevlâna’nın Türbesi”,Yeni Kitap
Basımevi, Konya 1946, 192 Sayfa, Fehim Çaylı’nın “Ilgın Folkloru” Yeni Kitap
Basımevi, Konya 1945, 220 Sayfa,ve Mehmet Önder’in “Konya Matbuatı Tarihi” Yeni
Ülkü Basımevi, Konya 1949, 112 Sayfa, sayılabilir.
Mali sıkıntılar sebebiyle, ilk önce sayfa
sayısı, baskı, kağıt, kapak ve cilt kalitesi düşmüştür. İlk 77 sayısı 64 sayfa
ve üzerinde (43, 60, 66, 69. sayılar 48; 37 ve 52. sayılar 52; 44, 57, 61-62.
sayılar 56 ve 73. sayı 32 sayfa) basılan dergi, daha sonra bu hacimde
yayınlanamaz. Son dönemde sayfa sayısı 14 ile 32 arasında değişen ve ilk
dönemlerinde büyük oranda karton kapaklı olan derginin, sona doğru sayılarında
kapağı ince yağlı veya gazete kâğıdı olmuştur. 140. sayıdan sonra mali
sorunlarını aşamayan dergi, yayın hayatına son vermiştir.
Konya, Konya’da
yayınlanan en uzun soluklu dergidir. Konya tarihi, kültürü, folkloru… ve benzeri
konularda araştırma yapacaklar için önemli bir kaynaktır.
Konya Halkevi’nin
eğitim hayatında en dikkat çekici hizmeti, hiç şüphesiz, Konya Dergisi
olmuştur. Bu dergi Türkiye içinde ve dış ülkelerde devamlı ve meraklı
okuyuculara sahip olmakla sadece Konya ve çevresinde değil, pek çok insana
ulaşmış, tüm yurtta ses getirmiştir. Konya dergisi Ün veTaşpınar ile birlikte
Ülkü’den sonra en uzun süre yayın hayatını devam ettiren ve bu üç dergi gibi en
uzun süre yayınlanan Halkevi dergilerinden biri olmuştur. Konya Dergisi bugün dahi, folklor, dil, edebiyat,
etnografya, coğrafya, arkeoloji, jeoloji ve Türk tarihi özellikle de Konya
Şehir Tarihi alanlarında aranılır bir kaynak durumunadır.
BİBLİYOĞRAFYA:
Durmuş Yılmaz,Nadire Emel (Süntar) Akhan İlk Hönem Halkevlerinin Eğitim Faaliyetleri
“konya halkevi örneği”
Karadeniz Araştırmaları • Bahar 2011 • S.29 s.59-95
Seyit Küçükbezirci, Konya
Halkbilimi Folklor Güldestesi, Konya Valiliği 2006, s.386
Adem Demirsoy, Bünyamin Ayhan ,Caner Arabacı, Hakan Aydın , Konya Basın Tarihi, Palet Yayınları
2009, s.193.
Kadri Kaplan, Türk
Kültürü, Halkın ve Gençliğin Ulusal ve Çağdaş Eğitimi ve Halkevleri,
Halkevleri Dergisi, S. 79, Mart 1973, s.23.
Sami Özerdim, Halkevlerinin
Kitaplık ve Yayınları, Halkevleri Dergisi, S. 86, Aralık 1973,s.4.
Şeref Kişmir, “Konya
Dergisi”, Konya, Şubat 1946, S.88, s.21
Konya, “Niçin dört sayı birden çıkıyoruz?” Konya, 1944-Ocak
Şubat-Mart 1945,S 74-77. s.1.
Konya, “Muhabir Azalarımızdan Bir Reca” Konya, Eylül
1942,S 47. s.62,63.
Yorumlar