SÜLEYMANİYE'DE BİR KONFERANS


            Hocamız, Dr. Süheyl Ünver Bey yanında Kütüphane Müdürleri olduğu halde saat 15.50 de Konferans verecileri salona girdiler. Yazma kitaplardan hazırlamış olduğu metin harici bahisleri ön masalardan birine sıraladıktan sonra teşrif eden bazı misafirlerin hatırlarını sordular.
            Salon saat 16.00 da dolu idi. Hocamız, kürsüye çıkarak Kütüphanecilik haftası dolayısıyla kendisinden istenen konferansına başladılar.
           
            Sayın Misafirlerimiz, sevgili kitapsever dostlarım,
            Hepiniz beni dinlemek lütfunda bulunmak için hoş geldiniz.
            Efendim biz bir aileyiz. Birbirimize hesap vermek zorundayız. Hangi aydayız? Mart değil mi? Bu ay biliyorsunuz vergi ayı da. Ben de sizlere vergi vermek zorundayım. Yani kütüphanelerden çalışmamın hesabı. Beni bu konuşmaya teşvik eden Sayın Müdürümüz Muammer Bey’e teşekkür ederim. Kendisi de yazma kitaplar başkanıdır.
            Efendim, konumuz kitap.
            Ben ömrümde kitap, mecmua okumam. Ya ne yaparım? Karıştırırım. O gün ilgilendiğim kısımları not alırım. Kitabın mahiyetini anlamak için okumaya lüzum yok. Okuduklarından not alan kimse ilim yapar. Kitap okumakla boş zamanlarınız heder edersiniz.
            Bugün sizlere arz edeceğim konu metin harici bahisler:
            Metin harici denildiği zaman akla ne gelir? Kitabı yazan, kâğıdı, cildi, bahis harici küçük notları, tezhibi, v.s. Bazı yazarlar bir kitabı incelediği zaman bunlara hiç dikkat etmezler, ele almazlar. Bunların hepsini bir araya getirdiniz mi o kitabın dili olur.
            Çelebi Sultan Mehmed’in bir kütüphanesi var. Bunu kitaplardan okumadım, metin harici tetkiklerden elde ettim.
            Kitap karıştırma hevesine daha küçük yaşlarda heves ettim. Bu 20 yaşımda başladı. O zaman Tıbbiye ilk sınıflarında idim. Eski harfleri bildiğim için Arapça ve Farsça kitapları karıştırarak kolayca not alıyordum. Şimdiye kadar 55 sene zarfında 60.000 kitap karıştırdım. Ne yazık ki halen mevcut 250.000 kitabımızdan ancak bu kadarını görebildiğim için üzgünüm. Yani beşte birini görmüşüm. Kitap karıştırmakla insan çok şey öğreniyor. Bunu da tecrübelerime dayanarak sizlere tavsiye ediyorum.  Efendim, bizim vaktimiz yok bu kadar kitap görmeye, diye mazeretleriniz de olur.  O zaman size derim ki: Madem istiyorsunuz, vakit ayırın. Ne kadar boş vakitlerimizi heder ediyoruz.  Bunun telafisi yok arkadaşlar.  İnsan istese günde en az on kitap karıştıramaz mı? Hesap edin, ayda, yılda ve senelerde bu rakam ne olur?
            Efendim ben kitaplardan öğrendiğimi küçük not kâğıtlarına kaydederim.  Sonra onlar birikir ve bir dosya meydana getirir. Bazılarını defter haline sokarım. Bunların miktarını söylemeye utanıyorum. Keza defterler ve dosyalar hepsi de emrinize amadedir.
            Eskiden dedelerimizin, babalarımızın cebinde bir not defteri vardı. Onlar öğrendiklerini oraya kaydederdi. Şimdi ki nesilde bunu göremiyorum. Hep şifahilik. Memleketimizin bilinmeyen ne noktalarını bu yüzden kaybediyoruz. Tarih olup gidiyor. Neden? Hep bu kaybetmeme yüzünden. Neden hiçbirimizin bir not defteri yok. Efendim böylece kendimizi de kontrol etmiş oluruz. Biz bizi öğrenmeliyiz, tanımalıyız ve dünyaya tanıtmalıyız. Bu hepimizin ödevi. Kendi kararımızca, kendi ölçümüzce bir şeyler
yapacağız. Biz bu dünyaya boş durmaya gelmedik.
            Malazgirt Zaferi’nin 900. yılı için davet edildim. Oraya gitmişken kütüphanede çalışmak programımda vardı. Çalışmalarım esnasında bir kitapta metin harici rastlamış olduğum bir kayıttan bahsedeceğim. Bu, kuyruklu yıldıza ait bahisler.
            “ Hocamız, fotoğrafını aldırmış olduğu bu sahifenin metnini okudu.” sonunda da “ Kuyruklu yıldız nişan ettikçe daima perişanlık zuhur eder.” diye cümlesini bitirdi. Bunu kitabın metin harici bir bölümünden tespit ettiği için misafirlerin de görebilmesi için fotoğrafı elden ele dolaştırdı.
            Cem Sultan’dan uzun uzun bahsettiler. İmzalarından bazı örnekleri gösterdiler. Bilhassa Ayasofya Kütüphanesi 4009 no kitap üzerinden bazı izahatlar bulundular.
            Kitapların kâğıtları üzerine kısa bilgiden sonra, hazırlamış olduğu bazı tezhipli örnekleri davetlilere sundular.
            Fatih’in çocukluk defteri, Kitaplarla konuştum, Cem Sultan’a ait bazı neşriyatları hakkında bilgi verdiler.
            Saat 17.30 da konuşmalarını tamamladılar. Teşrif edenler için hazırlamış olduğu bir şemse kart örneğini o günün hatırası olarak davetlilere dağıttılar.
            Konferans çok güzel geçti, Kütüphane yetkilileri daha sonra misafirleri ve hocamızı hazırlamış oldukları büfeye davet ettiler. Sıcak çay ve bisküvilerle birkaç dakika ayakta sohbet ettiler.
            Bugün için Kütüphane Müdürü Sayın Muammer Bey’e teşekkür ettikten sonra hep birlikte kütüphaneden ayrıldık.                                                                                                  
(Süleymaniye Kütüphanesi Saat- 16.00
29.03.1973)




Yorumlar

Popüler Yayınlar