OMBUDSMAN ARANIYOR



OMBUDSMAN ARANIYOR

                                                                                                        BEKİR ŞAHİN
Galip Demir tarafından kaleme alınan eser; Ahi Kültürünü Araştırma ve Eğitim Vakfı Yayınları tarafından 2002 yılında İstanbul’da yayımlanmıştır. Büyük kitap boy, 1. hamur lüks, Ciltli olarak basılan kitap 442 sayfadır.
Müellif beş bölümden meydana gelen bu eseriyle, Tarih, bilgi ve kültürel alanlarda olduğu kadar, insan hakları, demokrasi, anayasal düzenlemeler, standart üretim, tüketici hakları gibi sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda da unutulan, terk edilen ya da bilinmeyen zenginlikleri  gün yüzüne çıkarmayı amaçlamaktadır.
Yazar ilk bölümde Ombudsmanlık konusunu Selçuklu ve Osmanlı’da bulunan kurumlarla karşılaştırarak açıklamaya çalışmaktadır. İkinci bölümde; Ahiliği, Türk medeniyetinin temel taşlarından biri, Selçuklu döneminin haşmetini, Osmanlı'nın kuruluş felsefesini özetleyen bir kavram olarak görmektedir.  
Üçüncü bölümde; Ombudsmanlık konusunu  da ‘Ahilik ve Yükselen Değerler' başlığı altında kitabın bir bölümü olarak düşünülerek konuyla ilgili kaynaklar taranmış, ulusal ve uluslararası belgeler araştırılmış, , analizler yapılmıştır. Ombudsmanlık Kavramın çıkış yeri İsveç olarak biliniyor. Yazar Galip Demir'in çalışmasının belkemiğini de bu iddia oluşturmaktadır. Tarihi kaynaklarda adı geçen İsveç Kralı Demirbaş Karl'ın Rusya'yı işgale giderken (Paltova Savaşı - 1709) mağlup olması ve Osmanlı'ya sığınması olayına dikkat çeken Demir, bundan sonrasına kapı aralamaktadır. Demirbaş Karl'ın bunun üzerine Bender'de, daha sonra Dimetoka'da kalabalık maiyetiyle birlikte misafır edildiği ve bu sırada, Osmanlı sistemini incelediğini belirten Galip Demir, kralın ülkesine döndükten sonra reformlar gerçekleştirmesi ve bu çerçevede Ombudsmanlık kurumu uygulamasına geçtiğine de dikkat çeker. Kültürel etkileşimin tarihi bir realite olduğunu bu kapsamda vurgulayan Yazar, birçok çağdaş değer ve kavram gibi Ombudsman kavramının da bizden Avrupa'ya taşındığını bu bölümde dile getirmektedir.

Dördüncü bölümde;  Ombudsmanlık, kavramının anlamı kadar ismiyle de farklılık arz ettiğine dikkat çekiliyor. İngiltere'de Parlamento komiseri, Fransa'da arabulucu, Kanada'da yurttaş koruyucusu, İtalya'da sivil haklar savunucusu, Avusturya'da halk avukatı, Polonya'da yurttaş hakları savunucusu, Türklerde ise, göçebelikten yerleşik düzene geçtikten sonra, İslamiyeti kabul ile birlikte kurulan Ahilik kültüründe benzer bir olay görülmektedir. Galip Demir, Osmanlı'daki yönetim şemasını tek tek mercek altına alır. Kadılık, kazaskerlik, muhtesiplik, kethüdalık ve Ahi Babası bu anlamda tüm yönleriyle ele alınır. Günümüz hukuk düzeninin terimleriyle yargı dışı denetim gibi analizlerde bulunarak Ahi Babalarının, Ombudsman'ın tüm işlevlerini içerdiğini böylece izah etmektedir.
Yazar Demir, kitabın son bölümünde, Ahi Babası ile günümüzün ideal Ombudsman'ın işlevlerini örnekler vererek tablolar halinde anlatmaktadır. Ombudsman’ın görevi, faaliyetleri ve gayesi başlığı altında şu bilgilere yer veriliyor: “Şikayetleri kabul eder, arabuluculuk, araştırma, kendiliğinden hareket geçer, öneride bulunur, hızlı hareket eder, rapor hazırlar, kararları halka duyurur, haksızlığı önler, davayı kısa zamanda sonuçlandırır.” Buna karşın Ahi Babası için şu bilgilere yer verilir. “Şikayetleri dinler, arabuluculuk, araştırma kendiliğinden harekete geçer, öneride bulunur, hızlı hareket eder, rapor hazırlar, kararları halka duyurur, haksızlığı önler.” Yazar, karşılaştırmaları daha sonra şu başlıklar altında sürdürür: “Nitelikleri, kişiliği, bilgi ve tecrübesi, temsildeki pratikliği, kurumun başlangıcı ve görev devri, konumu, karar gücü, seçim süresi, maliyeti, başvuru şekli, soruşturma takibi ve sonucu, ceza yaklaşımı, şikayetlerin çözülme süresi ve mali etki...”
Yazar'ın hayıflandığı şey, bizde köklü biçimde mevcut olan kurumların yad ellerde boy vermesi, serpilmesi buna karşın, bizimkilerin aymazlık ya da aşağılık tavır sonucunda başkalarınkine iştiyakla sarılması, ama bunu yaparken evdeki bulgurdan bihaber olmasıdır. Yazara göre, Ombudsmanlık ülke için elzem bir kurumdur. Ancak bunun milli tarih ve ihtiyaçlar çerçevesinde şekillendirilmesinde zaruret vardır. Batı ülkelerindeki farklı uygulamalar da zaten, bunun gerekliliğini ortaya koymaktadır. Zamanın hükümetinin, parti Ombudsmanı bulundurmasını olumlu bir gelişme sayan yazara göre, her sektörde genelde merkezi bir Ombudsmana, Türkçe ifadesiyle ‘Halk Savunucusu'na ihtiyaç büyüktür. Zira, dünyanın birçok ülkesinde hatta bazı Afrika ülkelerinde bile bu kurum iş başındadır.
Eserde, Türkiye'nin İslam dünyası ile Batı arasında önemli bir kültür ve model ülke olduğu vurgulanmaktadır.  Burada Crescent and Star. Turkey Between Two World (Hilal ve Yıldız: İki Dünya arasındaki Türkiye) kitabının yazarı Stephen Kinzer'in şu sözlerini nakleder:
“Hangi kriter esas alınırsa alınsın, kendisini Müslüman demokrasi olarak tanımlayabilecek tek ülke Türkiye, Türkiye'yi önemli kılan özelliği de budur.”
Demir’in bu esri; ahiliğe ve ombudsmanlığa yeni bir tartışma ve yeni bir bakış açısı gündeme getirmesi açısından önem arz etmektedir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar