YAŞLILAR BİZİM EN KIYMETLİLERİMİZDİR!
YAŞLILAR BİZİM EN KIYMETLİLERİMİZDİR!
Hüseyin
ÜZÜLMEZ*[1]
Yeryüzünün halifesi olan İnsan, birçok
varlığın kendisinin hizmetine ettiği, kâinatta yaratılmışların özü/göz
bebeğidir. Doğumla başlayan hayat çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinden
geçip ölümle sonsuzluğa bürünür. Bu dönemler içerisinde yaşlılık son noktadır.
Yaşlıların
toplum içindeki konumlarını medeniyetimizdeki duyarlılıkla değerlendirdiğimizde
onlara bir çocuktan daha fazla itina göstermemiz gerekir. Buna göre yaşlıların
incelmiş duyguları rencide edilmemeli, onların hayır duaları alınmalıdır.
Ayrıca, pîr-i fânilerin varlığının, rızkımızın genişlemesine vesile olduğu,
bela ve musibetlere karşı birer patatöner vazifesi gördüğü de unutulmamalıdır.
Yaşlılarımızın
ihtiyaçlarının karşılanıp, onlara ilgi, sevgi, saygı ve hürmet gösterilmesi
inancımızın amir hükmüdür;
“Küçüklerimize merhamet etmeyen,
büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.”
“Herhangi bir genç, bir kimseye yaşlı olduğu
için ikramda bulunursa, Allah o gence, yaşlılığında kendisine ikramda bulunacak
birini nasip eder.”
“Güçsüz ve düşkünleri araştırıp bana
getirin, (ihtiyaçlarını karşılayayım). Çünkü siz ancak içinizdeki güçsüzler
sayesinde yardım görüyor ve rızıklandırılıyorsunuz." (Tirmizi)
Medeni bir
toplum olmanın en önemli özelliklerinden birisi de, toplumun yaşlısına,
engellisine, yoksul ve muhtacına sahip çıkılması, gözetip korunması ve onlara
insanca muamelede bulunulmasıdır.
Toplumumuzun
hafızaları olan yaşlıları baş tacı etmek boyun borcumuzdur. 18 ile 24 Mart
tarihleri arasında “Yaşlılar Haftası“
olarak kutlanmaktadır. Bu önemli günde geçmişimiz ile bugünümüz arasında
mukaddes bağlar kuran, kültürümüzü sosyal birikimlerimizi gelecek kuşaklara
taşımamızı sağlayan yaşlılarımızı hatırlamamız için güzel bir fırsattır. Her
zaman yaşlılara saygı göstermek ve onları toplumla bütünleştirmek her
vatandaşın minnet borcu olmalıdır. Tabi bu borç ödeme bir hafta ile
sınırlandırılmadan 52 iki hafta devam etmelidir.
Yaşlılara hak
ettikleri değeri vermek sadece Devletimizin sorumluluğunda değildir. Büyüklerimize
yardımcı olmak, ihtiyaçlarını gidermek, onların gönüllerini hoşnut tutmak durumundayız.
Bu hepimiz için milli bir görevdir.
Kızılay, yaşlıya
saygı ve sevgi gibi, halkımızda zaten var olan duyguları bilimsellikle birleştirerek
yardıma muhtaç olan yaşlı vatandaşlarımıza en iyi desteği vermeyi kendisine
asli bir görev bilmektedir.
Kızılay, toplumumuzdaki
yardımlaşma ve yardımseverlik duygularının ışığında çalışanlarıyla,
gönüllüleriyle yaşlılarımıza daha iyi yaşama imkânlarını sağlayabilme yanında,
onlara göz kulak olup sevgi, şefkat kanatlarını gererek, hâl ve hatırlarını
sorup ziyaretler yapmaktadır. Yalnız yaşıyorlarsa, bu yalnızlıklarını giderme, ayrıca;
barınma, sağlık, ilaç, yiyecek-giyecek, tekerlekli sandalye gibi ihtiyaç
içerisinde olanların da bu ihtiyaçlarının karşılanması için gayret sarf etmektedir.
Diyoruz ki; Yaşlılar
bizim en kıymetlilerimizdir! Yaşlıların huzuru bizden soruluyor! Genç nesil ve
yaşlı nesil el ele gönül gönüle! Paylaşmak her yaşta güzeldir! Sevmek ve
sevilmek her yaşta lazımdır! Yaşlılarımız toplumda manevi değerlerin
yaşanmasında ve yaşatılmasında en kıymetli değerlerimizdir. Yaşlılara hürmet
edilmesi toplumda ahlaki yapının oluşmasını ve gelişmesini sağlar. Yaşlılar
tecrübeleriyle gençlere örnek olur. Onlara yol gösterir. Sosyal hayatımızda
yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma değerlerini en iyi yaşlılardan öğreniriz.
Çünkü onlar nesiller arasında bilgi ve birikimin aktarıcıları ve öğreticileri
olarak vazife alırlar.
Yaşlıların
toplum içindeki konumlarını medeniyetimizdeki duyarlılıkla değerlendirdiğimizde
onlara bir çocuktan daha fazla itina göstermemiz lazımdır. Örfümüzde,
âdetimizde, töremizde ve dinimizde; Yaşlılara hürmet etmek, onlara değer
vermek, onlara hizmet ederek dualarını almak veya belli mesellerde yaşlıların
tecrübelerinden istifade etmek için, onlara danışmak ve istişare etmek vardır.
Kızılay’ımızın
yapmış olduğu çalışmaların etkileri her geçen gün büyümeye ve genişlemeye devam
etmektedir. Bu büyümenin yöntemlerinden biri de Kurumumuzun gücüne güç katan
gayrimenkul bağış yönetimidir. Bu yöntemle hayırsever bağışçılarımız Sadaka-i
Cariye vasıtasıyla bir ırmağın akışı gibi akışı devam eden ve değeri
ölçülemeyecek büyüklükte bir yardıma imza atacak ve sürekli bir iyiliğin
parçası olamaya devam edecektir.
Bu kapsamda
Konyalı hayırsever vatandaşlarımızın desteği ile diğer tüm bağışlarımızda
olduğu gibi gayrimenkul bağışlarımızda da Şubemize duyulan güven ile büyük
teveccüh gösterilmekte olup bu da Şubemizi Türkiye’de gayrimenkul bağışları
noktasında öncü şube olmasını sağlamaktadır. Bu bağışçıların çoğunluğu yaşlı
vatandaşlarımızdır.
Şubemizin
yapmış olduğu çalışmalar içerisinde gayrimenkul bağışlarımızı artırmaya yönelik
faaliyetlerimizde bağışçılarımızdan aldığımız geri dönüşler bize, güç vermekte
ve motive etmektedir.
Örneğin;
Şubemiz gayrimenkul bağışçılarından Havva Teyzemiz gerek rutin hizmetlerimiz gerekse
pandemi sürecinde yaşamış olduğu covid-19 rahatsızlığının öncesi ve sonrasında
kendisiyle alakadar olmamızı kendi ifadesiyle “sizin yaptıklarınızı insanın kendi evladı bile yapmıyor, sizin
ilginizle daha çabuk iyileştim” diyerek ifade etmiştir.
Yine bir başka
bağışçımız olan merhum İsmail Amcamız ayaklarının kangren olma tehlikesi
üzerine Kızılay Hastanemiz tarafından yapılan tedavi ve sonrasında evinde de
devam eden bakım süreçleri neticesinde ayaklarının iyileşmesi sürecince hem
bağışçımız hem yakınlar, “Kızılay’ımızın
varlığının ne denli kıymetli olduğunu” vurgulamışlardır.
Kızılay, kuruluşundan
bugüne yürüttüğü insani yardım faaliyetleri ile hayırsever halkımızdan aldığı
güç ile ülkemizde ve dünyada insan ıstırabını dindirmek, insan onurunu korumak için çalışmakta ve
gerektiği hallerde bağışçılarımızın da maddi ve manevi olarak yanında olmayı
görev bilmektedir.
Kızılay
olarak insanı, ihtiyarlık çağının özellikleri hakkında bilgilendirmekten çok,
metafizik amaçlar doğrultusunda yönlendirmeyi, ihtiyarlık çağını yaşayan
insanlar için kişilik yapılarına, beklentilerine uygun ortamı hazırlamayı amaç
edinir. Unutmayalım ki, yaşlıların güneşe olduğu kadar, sevgiye de ihtiyaçları
vardır.
Huzur ve
bereket arzulayanlar, yaşlılarını korumalı, onların dua ve gönüllerini kazanmak
için gayret içinde olmalıdır. “Ne ekersen
onu biçersin.” Ata sözümüz kulağımıza küpe olmalıdır. Şu meşhur kıssayı da
aklımızdan çıkarmayalım: Yaşlı babasını bir sepete koyup uçurumdan aşağı atmak
isteyen oğluna, ihtiyar baba: “Oğlum beni
at ama sepeti atma. Vakti gelince oğlun da seni sepetle atacak. Bari ikinci bir
sepet parası vermeyesin” der.
Yorumlar
, titanium gold coins, mens titanium necklace poker table, and more! to the slot table and you can go for titanium rod in leg $99 with apple watch series 6 titanium the bet you are ready titanium curling iron to where can i buy titanium trim spin!