Bekir ŞAHİN
Seyit Küçükbezieci’yi , tanıdığım günden bu güne kadar; “aklından geçeni tavizsiz açıklayan, hatır için metih yapmayan” değerli bir şahsiyet, minnetsiz, borçsuz bir karaktere sahip insan olarak bilirim.
Aynı zamanda Konya aşığı, folklor tutkunu, kıdemli, aksakal gazeteci olarak tanıdığım Seyit Küçükbezirci’nin dikkate alınması gereken ve pek bilinmeyen yönü; Pek çok kültür insanının sığınağı olmasıdır. Gültekin Samanoğlu pek çok arşivini sırlarıyla birlikte O’na emanet etmiş, İhşan Hıncer, tarihe ışık tutacak belgelerini O’na vermiş, Sıraç Altıntaşbaş canından daha çok sevdiği metrukatını yine Seyit Küçükbezirci’ye emanet etmiştir.  Mehmet Önder vefatından bir yıl önce güvendiği birine bir takım belgeleri Seyit Küçükbezirci’ye emanet et diye verir. O emanet sahibi de getirir emaneti Küçükbezieci’ye teslim eder. Daha pek çok örnekleri sıralamak mümkündür.
Bu sığınakta Konya’nın tarihine, kültürüne ve özelliklede folkloruna ait pek çok bilgi, belge, fotoğrafla birlikte Konya hatta Türk basın tarihine ışık tutacak dokümanlar ve etnografik malzemeler de mevcut.
Ancak bugün bu sığınak sığınanlarıyla birlikte kendisine sığınak arıyor. Gecesi gündüzü hep sığınak aramakla geçiyor. Hem de: “Bizim penceremiz yele karşıdır. Gülüp oynadığım ele karşıdır.” Türküsünü çığırarak…..
Bizim pencereler yele karşıdır.
 Muhabbet dediğin karşı karşıdır.
 Girer isen bu sinemde neler var.
 Gülüp oynadığım ele karşıdır.
 Sabahın seheri günden ileri Ben kimi sevmişim senden ileri .
Ziyaret olmuşsun kurban istersin.
 Kurban bulamadım candan ileri. 


Yorumlar

Popüler Yayınlar