“Konya tarihin hafıza merkezi”
“Konya tarihin hafıza merkezi”
04 Nisan
2016 Pazartesi 09:48
Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin, “Konya
tarihin önemli bir hafıza merkezidir. Kütüphanemizde 50 bin yazma eser
bulunmaktadır” dedi
Tarihe
tanıklık eden çok sayıdan eseri bünyesinde barındıran Konya Bölge Yazma Eserler
Kütüphanesi geçmişe ışık tutarak araştırmacılara sağlam referans kaynağı
sunuyor. Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğünün kurulmasında rol oynayan ve
Konya’nın zengin bir kütüphaneye sahip olmasında büyük emeği ve katkısı olan
kıymetli kültür adamı Bekir Şahin ile kütüphaneyle ilgili keyifli bir röportaj
gerçekleştirdik.
Sizi
tanıyabilir miyiz?
1960 yılında
Kadınhanı’nın Hacı Oflazlar köyünde dünyaya geldim. İlk-orta ve liseyi
Kadınhanı’nda okudum. Konya’da Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden 1985
yılında mezun oldum. Ağrı, Afyon, Burdur’da öğretmenlik ve idarecilik
görevlerinde bulundum. 28 Şubat 1997’de Kültür Bakanlığına intisap ederek
1997–2002 yılları arasında Burdur İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü yaptım. 2002
yılında Konya Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü, 2010 yılından itibaren de Konya
Bölge Yazmalar Kütüphanesi Müdürü olarak göreve devam etmekteyim.
Konya Bölge
Yazmalar Kütüphanesi ne zaman kuruldu?
Konya Bölge
Yazmalar Kütüphanesi, 28 Aralık 2010’da 6098 sayılı kanunla kuruldu. Bu konuda
tek bir şahsa bağlı kalmamak lâzım. Şahıslar o kadar önemli değil. Şahıslar
belki bir dereceye kadar önemli fakat işi beraber yürüttüğünüz ekip hepsinden
önemli. Bu kütüphanenin kurulmasının başkahramanı rahmetli Lütfi İkiz’dir. Çok
iyi bir kütüphaneci olan Lütfi İkiz, korunmaya muhtaç kitapları tespit ediyor
ve bir komisyon oluşturarak bir değerlendirmeye tabi tutuyor ve korunması için
gerekli resmi işlemleri yürütüyordu. Bu çalışmaya esas teşkil edecek önemli bir
tabii olay meydana gelmiş. 1972’de Burdur’da bir sel felâketi olmuş. Rivayet
olunur ki kitaplar suyun üzerinde yüzmüş ve evlere kadar dağılmış. Pek çok eser
telef olmuş. Daha sonra sular çekilince ev sahipleri kitapların bir kısmını
kurutup temizlemişler. Kültür varlıklarının bu şekilde yok olduğunu gören
duyarlı insanlar harekete geçmiş ve 1984’te Konya’da bu eserlerin korunması ve
tedavisi için şu anda bulunduğumuz kütüphaneyi kurmuşlar. Yazma Eserler
Başkanlığına bağlı müdürlüğümüz ve müdürlüğümüze bağlı olan kütüphaneler var.
Bunlar; Diyarbakır, Manisa, Kayseri yazma eserler kütüphaneleri ve ilimizde
bağlı Yusuf Ağa kütüphanesi var. Kütüphanemizde yer alan eserler birinci
dereceden referans kaynaklarıdır. Dolayısıyla kütüphanelerimizde bulunan
eserleri bilimsel araştırma yapan araştırmacılarımıza dijital ortamda
sunuyoruz.
Kütüphanenin
kurulmasında bir rolünüz oldu mu?
Görevler bir
nasip meselesi. Ama hizmetler bir ekip meselesidir. Bize güzel bir ekip düştü,
takım ruhu oluştu. Bu ekiple çok güzel hizmetler gerçekleşti. Daha önce hizmet
edenleri anmazsak olmaz. Lütfi İkiz ve Hasan Yörük bu hizmetlerin temelini
attılar biz de üzerine bina yaptık.
Kütüphanede ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Kitapların
tamamı elektronik kitap haline getirildi. Yurt içinden ve yurt dışından talepte
bulunan okuyucu isteğine günü gününe ulaşabiliyor. Bu eserlerin paylaşılabilir
ve kolay ulaşılabilir olması araştırmacılar için çok önemli. Kütüphaneye gelen
bir okuyucu hiçbir ücret ödemeden istediği bilgiyi okuyabilir, not alabilir.
Kopya ya da CD isterse belli bir ücret karşılığında bunları da temin edebilir.
Yabancı araştırmacılara yaprağı 1 TL, yerli araştırmacılara ise 50 kuruştur.
Bizden önceki yıllarda kitaplardan faydalanmak için uzunca bir süre beklemek
gerekiyordu. Kitaplar direk araştırmacıya verilmiyordu. Bakanlıktan izin
alınması şarttı. Bunun için yabancı araştırmacılar 5-6 ay beklemek zorunda
kalıyorlardı. Yerli araştırmacılar da 3-4 ay bekliyorlardı. Şimdi bu süre ister
yerli ister yabancı olsun 15 dakikalık bir zaman dilimine indi. Türkiye Yazma
Eserler Kurumu Başkanlığı kurulduktan sonra kütüphanecilik hizmetlerinde dünya
standartlarının üzerine çıkan bir atılım gerçekleşti.
Kütüphane
bünyesinde aynı zamanda çeşitli kurslar veriliyor? Bunlardan söz eder misiniz?
Bölge
müdürlüğümüzde her yıl değişik dönemlerde ücretsiz kurslar açılmakta
katılımcılara Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika verilmektedir. Geleneksel
Türk sanatlarımızdan olan hat, tezhip, cilt, ebru, Osmanlıca, Farsça gibi
çeşitli kurslarımız belli periyotlarda yapılıyor.
Kitaplar
hangi ortamlarda muhafaza ediliyor? Bir kitabın en önemli hastalığı nedir?
Kütüphanemizde
bulunan kitaplar çok eski. 800-1000 yıllık eserler var. Zamanın ve olumsuz
şartların getirdiği bir takım tahribatlarla hastalıklı kitaplar mevcut. Böcek,
mantarlaşma ve mürekkep yanığı kitapların en önemli hastalıkları arasındadır.
Bunun yanında fare ve buna benzer kemirgenlerin tedbir alınmadığında kitaplara
büyük zarar verdiği görülmektedir. Çağın en önemli kitap hastalığı mürekkep
yanığıdır. Neredeyse tedavisi olmayan, ancak hızı yavaşlatılabilen bir kitap
hastalığıdır. Tabiri caizse “koruyucu hekimlik” mantığıyla, bu kitapların
hastalanmaması için tedbirlerin alınması önemlidir. Hastalandıktan sonra
bunların tamiri hem çok uzun bir süreyi kapsamakta hem çok masraflı olmakta hem
de istenilen sonucu vermemektedir. Bu hastalıklı kitaplar içinde “Kitap
Şifahânesi” adı verilen merkezler oluşturuldu ve yaklaşık 5 yıldır hastalıklı
kitapların takımı yapılıyor ve tedavi ediliyor. Konya, iklim olarak kitapların
sağlıklı bir şekilde yaşamasına elverişli bir yapıya sahiptir. Nem düzeyi
yüksek değildir. Deprem, sel gibi afetlere maruz kalması çok nadirdir. Ancak
buna rağmen kitapların korunmasıyla ilgili bir takım tedbirler de alınması
gereklidir. Her gün ısı ve nem ayarı gerekli cihazlarla yapılmakta, duruma göre
gerekli tedbirler alınmaktadır. Isı ortama 18-24 Santigrat, bağıl nem oranı da
50 olmalıdır. 5 derece aşağı ve yukarı olabilir. Yani 45veya 55 olabilir.
Bunlardan daha önemlisi kesinlikle ısı ve nem dalgalanması olmamalıdır. Yani
nem oranı 55 iken birden 45’e inmemelidir. Ya da 45 de iken bir anda 55’e
yükselmesi gibi bir dalgalanma olmamalıdır.
Kütüphanede
yer alan kitaplar nereden temin ediliyor? Bağışta bulunuluyor mu?
Kütüphanemizin
yaptığı diğer önemli bir kültür hizmetlerinden birisi de vatandaşların
ellerinde bulunan ilimlere hüccet ve medeniyetimize senet mahiyetindeki
eserleri satın almaktır. Yazma Eserler Kurumu Başkanlığında ve içerisinde
bizlerin de bulunduğu bir komisyon marifetiyle vatandaşın elinde bulunduğu
kitaplara değerler tespit edilmektedir. Kütüphanemizi gelip gören vatandaşlar,
satmaktan ziyade bağış yolunu tercih ediyorlar.
Kullanıma
döndürülemeyen kitapları ne yapıyorsunuz?
Hiçbir kitap
hastalıktan dolayı imha edilmemelidir. Her türlü hasta ve hasarlı kitap için
mutlaka yapılacak bir şey vardır. Hatta taşlaşmış, arşivcilikte “kaldırım
taşı” tabir edilen kitapların bile tamir edildiği oluyor. Kitap hangi halde
bulunursa bulunsun mutlaka tamir edilmelidir.
Konya için
kütüphanenin merkezi diyebilir miyiz?
Konya’nın
Türk İslam tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Kütüphanesiz
bir kültürün, devletin ve milletin olması mümkün olamaz. Konya bir medeniyetin
hafızası diyebiliriz. İlk kütüphane Selçuklu Türkleri devri’nde emir Şemsettin
Altınapa tarafından iplikçi medresesinde açılmış, bundan sonra Nizamiye
Hangahında ve Sadreddin-İ Konevi Medresesi’nde, Kutlu Melek Hatun tarafından
ise Atabekiye Medresesi civarından çok sayıda kütüphaneler kurulmuştur.
Kütüphanelerin sayısı her geçen zaman daha da artmıştır. Osmanlı Devleti’nden
ayrılarak bağımsızlığını ilan eden 40 devlete ait kütüphanelerde bulunmaktadır.
Bu devletlerle alakalı da kaynaklar mevcut burası gerçekten tarihin ve kültürün
hafıza merkezi durumundadır.
Kütüphanede
ne kadar yazma eser bulunuyor?
Şu anda
hizmet veren Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü Kütüphanesi Mevlana Dergâhı
İhtisas Kütüphanesi, üniversitelerin ve özel şahısların ellerinde bulunan
kitaplarla birlikte yaklaşık 50 bin yazma esere sahiptir. Bu eserler hem de
tarihi nitelikleri yönüyle önemli yazma eserlerdir.
Kütüphane
Haftası nedeniyle okullardan ziyaretler yapılıyor mu?
Evet,
çocuklarımız ve gençlerimiz öğretmenlerinin teşvikiyle kütüphanemizi ziyarete
geliyor. Buradan yeni şeyler öğrenerek memnun ayrılıyorlar. 2016 yılında İslam,
Turizm Başkenti Konya seçildi. Bu çerçevede kültürel çalışmalarımız devam
edecektir.(Melek Sarıtaş)
Yorumlar