OSMANLI DÖNEMİNDE KADINHANI’NA BAĞLI KÖYLER
OSMANLI
DÖNEMİNDE KADINHANI’NA BAĞLI KÖYLER
Barış SARIKÖSE*
Osmanlı döneminde Saidili, Saideli
şeklinde belgelerde geçen Kadınhanı, Selçuklular döneminden itibaren Konya
çevresindeki önemli yerleşim merkezlerinden biridir. Raziye Hatun tarafından 1223’te
İpek Yolu üzerinde inşa edilen hanla birlikte Kadınhanı ve çevresi hızlı bir
şekilde gelişme göstermiştir[1].
Osmanlı döneminde nahiye merkezi olan Saidili, XX. yüzyıl
başlarında kaza haline gelmiştir. Nahiye adı olan Saidili/Saideli yerine daha
sonra Kadınhanı adı ön plana çıkmıştır. Osmanlı döneminde nahiye merkezi olduğu
dönemlerde Kadınhanı’na birçok köyün bağlı olduğu görülmektedir.
Fatih döneminde (1451-1481) Konya
ile birlikte Kadınhanı da kesin olarak Osmanlı
egemenliğine girmiştir. Kanuni Sultan Süleyman dönemine (1520-1566) ait 1530
tarihli tahrir defterinde Saidili, Konya’ya
bağlı bir nahiyedir. Nahiye sınırları içinde 40 civarında köy ile 60’a yakın
mezra vardır[2].
1584 tarihli tahrir defterine göre; Saidili, Sahra-yı Konya, Sudirhemi ve
Hatunsaray’la birlikte Konya’nın dört nahiyesinden biridir. Saidili’nin bu
dönemde ileride kasaba olacak potansiyele sahip bir köyü bulunmaktaydı[3].
Bu köy büyük olasılıkla Kadınhanı idi. Kadınhanı, daha sonraki dönemlerde
nahiyenin merkezi olmuştur.
1530’da Saidili / Kadınhanı’na
bağlı köy ve mezralar
Köy
|
Mezra
|
|||
Apsarı
|
Lâdik
|
Ada
|
Halil
Sarayı
|
Samut
|
Ballık
|
Öşekci
|
Ağcalar
|
Harami
Kuyusu
|
Senir
|
Bengi
|
Said
|
Alakız
|
İncüğez
|
Sivri
Kilise
|
Bozuk
|
Saray-ini
|
Aşağı
Dağdur
|
İnlüce-viran
|
Taş-kesdük
|
Çandır
|
Saraycık
|
Aşağı
Kirniç
|
İsabey-sarayı
|
Tekür-satan
|
Çavuş
|
Serrac
|
Atlu
Hisar
|
Kalburcu
|
Uğruca-öz
|
Çeltük
|
Seyrek
|
Avcıkaya
|
Karaköy
|
Uşak-öyüğü
|
Çeşmecik
|
Tasın
|
Bağ-i
Hasan
|
Karaöyük
|
Uzuncakuyu
|
Deve
Kaya
|
Yeğanlu
|
Bali
Işık
|
Keşçi-başı
|
Üç-ağıl
|
Göresünler
|
Yenice
|
Celal
|
Kelemiç
|
Halid
|
Günay
Pınar
|
Yenice
Kayı
|
Çakmak
|
Kırca
|
Rüstem
Çiftliği
|
Hacı
Pınar
|
Üç
Kayı
|
Çardak
Kaya
|
Kısacıklar
|
Rahmanlar
|
Harun
|
Zengi
|
Çeşmecik
|
Kızıl-viran
|
Gönan
Çiftliği
|
Hatun
|
Zezeve
|
Dağdura
|
Kildiros
|
Osmancık
|
Kâfir
Değirmeni
|
Kirlü
|
Deniş
|
Koz-ağacı
|
Orta-Viran
|
Kara
Sevinç
|
Koçmar
|
Dığrak
|
Kuyumcu
|
Gölsek
|
Kestel
|
Kökez
|
Doğan
Öyüğü
|
Mermerlüce
|
Orta
Kuyu
|
Kındıras
|
Hacı
Pınar
|
Emir-hani
|
Meydan-viran
|
Gögenin
Ovası
|
Kilisecik
|
Kuyucak
|
Emir-Seydi
|
Mihmad-Arab
|
|
Kilise-ini
|
|
Gelemiç
|
Navina
|
|
Anadolu’da XVII. yüzyılda yaşanan
Celali isyanları sırasında Kadınhanı çevresinde de büyük bir sosyal
hareketlilik yaşanmıştır. Bu dönemde Kadınhanı çevresinde de birçok köy eşkıya saldırıları
neticesinde boşalmıştır. Boşalan köylere Türkmen oymak ve cemaatleri iskân
edilmek suretiyle nahiye nüfus bakımından takviye edilmiştir.
Kadınhanı ve çevresi eşkıya
saldırılarından dolayı, 1721-1727 yılları arasında boşalmış olduğundan han çevresine
Boz-ulus oymakları yanında diğer cemaatler de yerleştirilmiştir. Kadınhanı’na 1721’de
Boz-ulus’a mensup boylardan, Oğul-beyli oymağından Sarılı, Derili, Abdurrahmanlı,
Karasarılı, Hacılı obaları gibi boylar iskân edilmiştir. Eski yerleşik ahali
ile birlikte yeni yerleşenlerle nüfus arttığından hanın arazisi yetmediğinden
etraftaki boş araziler de han sınırları içine alınmıştır. Yine Kadınhanı’na
bağlı Atlandı köyüne Boz-ulus oymaklarından Küşne, Kara Halilli, Danişmendli,
Çiyan oymaklarından 200 hane kendi arzusu ile yerleşmişlerdir[4].
Bütün bu iskân faaliyetlerine rağmen yine aynı tarihlerde Kadınhanı reayası bir
ara dağılarak başka yerlere gitmişlerdir[5].
Kadınhanı’na bağlı köylerin
sayılarında XIX. yüzyıla kadar bir düşüş söz konusudur. Köy sayısındaki düşüşün
temel nedeni eşkıya saldırıları sonucu bazı köylerin boşalması, bazı köylerin
de diğer idari birimlere bağlanmasıdır. Ayrıca XIX. yüzyılda tımar teşkilatının
lağvedilmesi ile köyler hızlı bir şekilde boşalmıştır. Nahiyedeki köy sayısı
bir ara dokuza kadar düşmüş ancak XIX. yüzyılda muhacirler için kurulan yeni
yerleşim birimleri ile köy sayısı artmıştır.
Kadınhanı’na XIX. Yüzyılda Bağlı
Köyler
Köy
|
Nüfus
|
Hane
|
Saidili Nahiyesi
|
3761
|
1025
|
Osmancık
|
125
|
27
|
Kökez
|
95
|
32
|
Sarayönü
|
416
|
132
|
Lâdik
|
771
|
225
|
Atlantı
|
1116
|
366
|
Gözlü
|
217
|
94
|
Kolukısa
|
263
|
90
|
Yenikaya
|
90
|
20
|
Toplam
|
7052
|
2071
|
Kadınhanı’na
bağlı köy sayısı XIX. yüzyıl sonlarında tekrar artmaya başlamıştır.
Kadınhanı’nda 1882-1883’te nahiye merkezi dışında 11 köyde 1625 hane vardır[6].
Köy
sayısındaki artışın temel sebebi bu yıllarda nahiyeye muhacir iskânıdır.
Muhacir iskânı eski köylere ve yeni teşkil edilen köylere olmuştur. Nahiyeye bu
yıllarda Rumeli ve Kafkasya’dan gelen muhacirler yerleştirilmiştir. 1889-1891’de
32 hane 172 kişilik Rumeli muhaciri Sarayönü’nde iskân edilmişlerdir. 32 hanede
158 kişi Rumeli muhaciri, Mesudiye adlı yeni kurulan köye ve Lâdik’e de üç
hanede 13 Rumeli muhaciri yerleştirilmiştir, Çürüksu adlı yeni kurulan köye 38
hane 152 kişi, Eşme-çeşme’ye 78 hane 349 kişilik Kafkas muhaciri iskân
edilmiştir. 1894-1895’te bir ara bağlı köy sayısı 13 olmuş, 1899-1900’de köy
sayısı 20’ye yükselmiştir[7]
Kadınhanı’na
1894-1897’de bağlı köyler şunlardır:
Köy
|
Hane
|
Nüfus
|
Ertuğrul
|
38
|
150
|
Atlantı
|
278
|
1372
|
Zebir
Çeşme
|
74
|
311
|
Zebir
Kuyulu
|
24
|
106
|
Sarayönü
|
310
|
1066
|
Şahviran
|
45
|
343
|
Osmancık
|
47
|
480
|
Kolukısa
|
147
|
846
|
Kökez
|
29
|
188
|
Gözlü
|
120
|
747
|
Kestel
|
32
|
178
|
Lâdik
|
280
|
1698
|
Mahmudiye
|
148
|
433
|
Mehdili
|
10
|
50
|
Mesudiye
|
29
|
119
|
Mecidiye
|
70
|
323
|
Yığar
|
20
|
86
|
Yenicekaya
|
57
|
341
|
Kadınhanı’na, 1904-1905’te 20 köy
bağlı olup beş on sene içinde muhacirler için sekiz yeni köy kurulmuştur. Bu
yıllarda nahiyeye bağlı köy sayısında değişikliklerin olduğu anlaşılmaktadır.
Nahiyede muhacir köyleri olarak Mahmudiye, Mecidiye, Mesudiye köyleri
kurulmuştur[8].
XIX. yüzyıl başlarında, Atlantı, Lâdik ve Sarayönü en büyük köylerdir.
Cumhuriyet döneminde Sarayönü, Kadınhanı’ndan ayrılarak müstakil bir kaza
haline gelmiştir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında
Saideli adıyla Konya’ya bağlı bir kaza olan Kadınhanı yine merkez konumundadır.
Bu tarihte Kadınhanı merkezde altı mahalle vardır. 1928’deki idari teşkilatta
Kadınhanı’na bağlı 51 köy vardır. Bu köyler; Atlandı, İttihadiye, Ertuğrul,
Başkuyu, Bayramlı, Pusad, Tahsin, Çeşmecik (Mehdili ile birlikte), Hacıoflazlar,
Hacıpirli (Afşarlı ile birlikte), Hacımehmedli, Dırağan, Zengi, Sarayönü,
Şahviran, Tosunoğlu (Cerid’le birlikte), Osmancık, Umran-ı Hamidiye, Galata
(Gök-imam ile birlikte), Kamışlıöz, Kabacalı (Karayörüklü), Karabıyık,
Karahisarlı, Karasevinç (Çıbık ile birlikte), Kındıras, Kurthasanlı, Kuş
(Dellal), Kurşunlu, Konurviran, Kolukısa, Kızılkuyu, Kuyuluzebir, Kestel,
Gözlü, Kökez, Köylütolu, Kirlikuyu, Lâdik, Mecidiye, Mahmudiye Mesudiye,
Meydanlı, Yenicekaya[9].
Cumhuriyet döneminde zaman zaman
bazı köyler Kadınhanı’ndan ayrılarak Sarayönü
gibi müstakil kaza haline gelirken bazı köyler de çevre kazalara
bağlanmıştır.
[1]
Selma TURHAN SARIKÖSE, “Türkiye Selçukluları ve Beylikler Dönemlerinde
Kadınhanı”, Konya Ansiklopedisi, C.V,
Konya, 2013, s.15; Doğan YÖRÜK, “Osmanlı Döneminde Kadınhanı”, Konya Ansiklopedisi, C.V., Konya, 2013,
s. 16.
[2]
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, 387 Numaralı
Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rûm Defteri (937/1530), Konya, Bey-şehri,
Ak-şehir, Larende, Ak-saray, Niğde, Kayseriyye ve İç-il Livâları, Başbakanlık
Osmanlı Arşivi Yay, Ankara, 1996, s. 16-44.
[3]
Suraiya FAROQHI, Osmanlı’da Kentler ve
Kentliler, (Çev.: Neyyir KALAYCIOĞLU), İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.,
İstanbul, 2000, s.146-247.
[4]
Cengiz ORHONLU, Osmanlı İmparatorluğunda
Derbend Teşkilâtı, Eren Yay., İstanbul, 1990, s. 114.
[5]
Yusuf HALAÇOĞLU, XVIII. Yüzyılda Osmanlı
İmparatorluğu’nun İskân Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi, TTK,
Ankara, 1991, s.68.
[6]
Konya Vilâyet Salnamesi, 1300, s.
108.
[8]
Barış SARIKÖSE, “Konya Vilâyet Salnâmelerine Göre Saidili Nahiyesi’nin İdarî ve
Sosyo- Ekonomik Yapısı”, Türkiyat
Araştırmaları Dergisi, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü, S.32, Konya, 2012, s. 296, 301-302.
[9]
Dahiliye Vekâleti, Son Teşkilât-ı
Mülkiyede Köylerimiz, İstanbul, 1928, s. 849-850.
Yorumlar