GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE MERAM İLÇESİ SINIRLARI İÇİNDE BULUNAN KÜTÜPHANELER


 
Bekir ŞAHİN

 

İslam ve Türk medeniyetinde yazı ve kitaba çok önem verildiği, alimlere, bilginlere, kitap yazanlara, ders verenlere büyük saygı duyulduğu bilinmektedir. Bu nedenle kitaplar yazısı, süslemesi ve cildi ile önemli sanat eseri haline gelmiş, güzel yazı yazan hattatlar, ciltçiler, müzehhipler sanatkâr mertebesinde yüzyıllar boyu anılmışlardır.

Türkler Anadolu’yu silahla fethettikleri gibi ilim ve irfanla da fethetmişler, ilim ve kültürü egemen kılmışlar, eşsiz sanat eserleri kurmuşlardır. Saraylar, medreseler, camiler, darûlhuffazlar, şehirlerarası yollar üzerine kurdukları kervansaraylar yanında ya da içinde birer de kütüphane tesis etmişlerdir. Bu kurumların gelişip zenginleşmesi için vakıflar bağlayarak yüzyıllar boyunca yaşamalarını sağlamışlardır.

Medreselerin yanında eğitim kurumlarının ayrılmaz bir parçacı olarak kütüphaneler hep bulunmuştur.

Meram ilçemiz sınırları içerisinde özellikle Selçuklu döneminde çok sayıda medrese ve yanlarında yahut içlerinde  kütüphane görmekteyiz. Selçuklular ve Osmanlılar devrinde birçok kütüphane açılmış, bunlardan pek çoğu zamanımıza kadar gelememiştir.

 

ALTUN ABA KÜTÜPHANESİ

Selçuklu devrinde açılan kütüphanedir. 1201 tarihli vakfiyesine göre kütüphane Selçuklu vezirlerinden Şemsüd-din Altun Aba tarafından iplikçi medresesinde kurulmuştur. İplikçi kütüphanesi olarak bilinen kütüphane, medresesinin bitişiğindeki caminin güneyinde, tek kubbeli küçük bir hücrede kurulmuştur. Medrese vakfında medresenin ihtiyaçlarından artan para ile her yıl kitap alınacağı, kitap ödünç alınabileceği, ödünç verilen kitabın değeri kadar rehin alınacağı, “Tanrı kitabı ödünç alanın geri getirmesine de yardımcı olsun”, gibi geniş konulara yer verilmiştir.  Kütüphane 1863 yılında Çerkez Zade Mustafa Efendi tarafından 128 kitapla yeniden kurulmuştur. Kütüphanenin 1903 yılında 123 kitabı vardır.

XIX. yüzyıl’a kadar iplikçi medresesinde kalan kitaplar, daha sonra Yusufağa kütüphanesine devredilmiştir.

SADREDDİN KONEVİ KÜTÜPHANESİ

Anadolu Selçukluları devrinde kütüphanelerin ilk örneklerinden bir olarak kurulan Sadreddin Konevi Kütüphanesi 1274 yılında açılmış bir genel kütüphane karakterini taşımaktadır. Kütüphane bugün Meram ilçesi sınırlarında bulunan çeşme kapısı yakınında Şeyh Sadreddin mahallesinde cami, türbe ve kütüphane olarak Şeyh ül-imam Muhammed Sadrüd-din eliyle yapılmıştır. Vakfiyesi vardır. Külliyenin cami ve türbesi günümüzde de ayaktadır.  Kütüphanede 1483 yılında 175 kitap bulunduğu, kitapların katalogunun bulunduğu, kütüphaneye İslam dünyasının her tarafından, birçok okuyucu ve bilginlerin geldiği bilinmektedir. Kütüphanede 1881 yılında 61 cilt yazma kitap bulunduğu, kitap sayısının 1903 yılında 300 olduğu tespit edilmiştir.

Kütüphanenin çekirdeğini Sadreddin Konevî’nin kendisi ve babasından kalan kitaplar oluşturmaktadır.  Selçuklu tarihi için önem arzeden bu kütüphane, en eski Kur’an tercümeleri ile Şeyh Sadreddin-i Konevî ile onun üvey babası ve aynı zamanda hocası olan Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin kendi eli ile yazılmış eserlerini ihtiva etmektedir.

Şeyh Sadreddin Muhammed ölümünden (673/1274) kısa bir süre önce bir “vasiyetname” yazmıştır. Konevî’nin, bu vasiyetnamesinde kütüphanesi ile ilgili birtakım arzuları olmuştur; Felsefeyle ilgili kitaplarının satılarak fakirlere dağıtılmasını, Tıp, Tefsir, Hadis ve Fıkıh kitaplarının Şam’a götürülerek ilim ehlinin hizmetine sunulmasını, kendi telif ettiği eserlerinin damadı Afifeddin’e hatıra olarak verilmesini istemektedir.

                Yakınları; her biri ayrı bir hazine değerinde olan kitapların satılmasına ve Şam’a götürülmesine gönülleri razı olmamış, mescidine bitişik bir kütüphane inşa ederek onun adına bir vakfiye düzenlemişler ve kitapları burada okuyucu hizmetine sunmuşlardır.



Bu kütüphaneyle ilgili kitabe dış kapı alınlığında bulunmaktadır.

Bu kitabenin tercümesi şöyledir:

“Bu kutlu yapının yanındaki türbede önder ve araştırmacı ilim adamı Sadreddin Muhammed b. İshak metfun bulunmaktadır. Türbedeki kütüphane de kendisine ait olup, şartları vakfiyesinde belirtilen vakfettiği kitapların bulunduğu kütüphane O’nun Salih arkadaşları tarafından O’nun adına 673(1274) yılında inşa edildi.”

 Sadreddîn-i Konevî Kütüphanesi bu şekilde teşekkül ettikten sonra, değişik dönemlerde bir kısım insanlar da bu kütüphaneye kitaplar bağışlamışlardır. Bugün Yusufağa Yazma Eserler Kütüphanesi’nde Sadreddin-i Konevî kütüphanesinden intikal eden 167 kitap mevcuttur.

Bu kitapların birçoğunun kapak sahifelerinde kitabın Sadreddin-i Konevî Vakfı’na ait olduğuna dair kayıtlar vardır.  Bazılarında ise bizzat Sadreddin-i Konevî’nin temellük imzası bulunmaktadır. Yine birçoklarında da Konevî’nin hocaları ve yakınlarının sema ve kıraat kayıtlarına rastlanmaktadır.

Konevî Külliyesindeki kütüphane kısmı iki bölümden müteşekkildir. İç avludan merdivenle ikinci kata çıkılınca geniş bir okuyucu salonuna girilmektedir. Salonun güney tarafındaki oda kitapların korunduğu yerdir.

Yapı Osmanlılar zamanında birçok defalar onarım görmüştür. Son büyük onarım Sultan II. Abdülhamit dönemi Konya Valisi Ferid Paşa tarafından 1317/1889 yılında gerçekleştirilmiştir. En son onarım 2006 yılında yapılmıştır.

Konevî Kütüphanesi XIX. yüzyılın sonlarına kadar varlığını korumuş,  buradaki kitaplar, 1926’da yeni bir düzenleme ile asıl yerinden alınarak Konya Yusufağa Yazma Eserler Kütüphanesi’ne nakledilmiş ve bugün burada hizmete sunulmaktadır.

 

Sadreddin-i Konevî’nin Kitapları

 

Sadreddin Konevî’nin babası Malatyalı Şeyh Mecdüddin İshak, Anadolu Selçukluları Devleti hizmetinde bulunmuş, birkaç defa diplomat olarak Bağdad’a gitmiş, bu yolculukları esnasında Musul ve Cizre’de devrin tanınmış ilim adamlarıyla görüşmeleri olmuş, buralardan birçok kıymetli eser edinmiştir. Bu eserler oğlu Sadreddin-i Konevî’ye intikal etmiştir ki, bunların birçoğu müelliflerin veya yakınlarının el yazılarıyla istinsah edilmiştir. Diğer taraftan Sadreddin-i Konevî uzun süre Suriye ve Mısır’da üvey babası Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin yanında bulunmuş, üvey babasının da birçok eserleri Sadreddin-i Konevî’ye intikal etmiştir. Bu eserler arasında İbnü’l-Arabî’nin kendi el yazısı olan telif eserleri ve Mağrib’den getirdiği birtakım şahsî kitapları da bulunmaktadır.

Sadreddin-i Konevî’nin kendi telifi olan eserlerin kendi el yazısıyla yazılmış olan nüshaları da kitapları arasında bulunuyordu. Dostlarına ve devlet adamlarına yazdığı mektupları ve dostlarının kendisine yazdığı mektuplar ve birtakım küçük risaleleri özel defterlerinde toplamıştı. Kısacası zengin ve muhtevalı bir koleksiyona sahip idi. Onun bu defterleri Anadolu Selçukluları döneminin ilmî, siyasî ve kültürel hayatı ile ilgili zengin bir arşiv niteliğindedir.

Sadreddin-i Konevî, sürekli yazan, not düşen bir bilim adamıdır. Dostlarına, devlet adamlarına mektuplar yazmakta, bazen küçük bir hatırasını tarih vererek bir kenara kaydetmektedir. Bir nevi günlük diyebileceğimiz notları araştırmacılar için incelemeye değecek niteliktedir.

Sadreddin-i Konevî’nin kitapları onun adına inşa edilen kitaplığa yerleştirilirken her kitabın kapak sahifesine (zahriyye) bir vakıf kaydı yazmışlardır. 

 

Tarih boyunca dönem dönem, Konevî’nin koyduğu vakıf şartlarında da yer aldığı üzere yerine rehin konularak Konevî’nin bazı kitapları kütüphanesinden alınmış, fakat bilemediğimiz sebeplerden dolayı yerine iade edilmemiştir. Sadreddin-i Konevî’nin birçok kitabı bu şekilde zayi olmuştur. Meselâ, bugün İstanbul İslâmi Eserler Müzesi’ndeki “el-Futûhâtü’l-Mekkiyye” nüshası vaktiyle Konya’da Sadreddin-i Konevî Kütüphanesi’nde bulunuyordu. Muhtemelen iare (ödünç alma) yoluyla İstanbul’a götürülmüş fakat iade edilmemiştir. Keza Mecdüddin İbnü’l-Esir’in “Câmiu’l-Usûl” adlı eserinin altı cildi Konya Yusufağa Kütüphanesi’nde ve bir cildi de -ki müellif nüshasıdır- Konya İzzet Koyunoğlu Kütüphanesi’ndedir.  Her şeye rağmen bugün bile Sadreddîn-i Konevî Kütüphanesi’nden intikal eden kitaplar, Türkiye Selçukluları dönemi arşivi niteliğindedir.

 

 

NİZAMİYE HANGAHI KÜTÜPHANESİ

 

Selçuklu vezirlerinden Mustavfi (maliye nazırı) Emir’ül Hac oğlu Ebüs Sena Mahmud, Nizamiye Hangahında bir kütüphane kurmuştur. Bu kütüphanenin Ahmedlik kapısı civarında olduğu 1271 tarihli vakfiyesinde yazılıdır.  Zamanla dağılmış olan kütüphanenin kitapları Mevlana Dergâhı ile Yusufağa Kütüphanelerine nakledilmiştir.

 

ZİNCİRLİ MEDRESESİ KÜTÜPHANESİ

 

Osmanlı Devrinde Zincirli Hacı Abdurrahim Efendi Kütüphanesi de denilen kütüphane zincirli medresesi içinde kurulmuştur. Kütüphane 1727 yılında 300 kitapla Hacı Abdurrahim Efendi tarafından kurulmuştur. 1907 de kitap sayısı 118 e düşmüş, 98 kitap Yusufağa Kütüphanesine intikal etmiştir. Osmanlı Döneminde daha birçok kütüphane açılmış olup, bu kütüphaneler hakkında kısa bilgiler vermek mümkündür.

Konya müftüsü Aladağlı Hacı Ahmet Efendi Zaferiye Medresesinde bir kütüphane kurmuştur. Hoca Ferruh Mescidinde Fatih Devri kütüphanelerinden sayılan kütüphane kurulmuştur.

 

 

 

 

İL HALK KÜTÜPHANESİ

 

Konya İl Halk Kütüphanesi kuruluş tarihi itibariyle bir Osmanlı Kütüphanesi gibi düşünülmesi yerine Cumhuriyet dönemi kütüphanesi olarak değerlendirilmesi daha doğru olacaktır. Çünkü kütüphanenin gelişmesi ve özelliği, bu günkü hizmeti bu değerlendirmeyi yapmayı haklı göstermektedir.

Konya’da bir genel kitaplık kurulması konusu ilk olarak 1916 yılında düşünülmüştür. Konya valisi Muammer Beyin teşviki ve yardımları ile, Konyalı aydınlar tarafından bugün Meram ilçesi sınırları içinde bulunan Konya Türkocağı’nda açılmıştır.  Tekel binasının bulunduğu yerdeki “Rehber-i Hürriyet” okulunun küçük bir salonunda kurulmuştur.

1973 Konya İl Yıllığı ve bunu kaynak olarak kullanan yayınlarda kütüphanenin “1910 yılında Vali Muammer Bey Konya’da 1916 1918 yıllarında Valilik yaptığına göre kütüphanenin açılış tarihi olarak 1916 tarihi kesinlik kazanmaktadır.

İlk defa Rehber-i Hürriyet okulu içinde kurulan Millî Kütüphane, 1919 da Özel İdareye bağlanarak şimdiki İşbankasının (eski belediye) karşısındaki maarif evlerine taşınmıştır. Kütüphane 1926 1933 yıllarında Hacı Hasan camiine taşınmış, 1947 yılında M.E. Bakanlığına bağlanmış, 1950 yılında yine Meram ilçesi sınırları içerisinde bulunan halkevi(Bugünkü Devlet Tiyatrosu) binasına taşınmıştır. Kütüphane en son olarak 1970 yılında Kültür Bakanlığınca “Mevlâna Tetkikleri Enstitüsü” olarak yapılmış olan Mevlâna alanındaki bugünkü yerine 1979 yılında taşınmıştır.

 

BÖLGE YAZMA ESERLER KÜTÜPHANESİ

Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, ülkemizin çeşitli kütüphanelerinde bulunan değerli yazma koleksiyonlarını bir araya toplayarak, bu eserlerin bakım ve onarımlarını yapmak, araştırmacıların hizmetine sunmak maksadı ile 20 Temmuz 1984'te açılmıştır.  Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak, Meram ilçesi, Abdülaziz Mahallesi, Yavuz Selim Caddesi, Nu. 86 adresinde hizmet sunmuştur. Ayrıca, Sultan Üçüncü Selim'in annesi Mihrişah Sultan'ın kethüdası Yusuf Ağa tarafından 1209/1795 yılında yaptırılan Yusuf Ağa Yazma Eserler Kütüphanesi de bu kütüphaneye bağlı olarak hizmet vermiştir.

Kütüphanenin kuruluşundan bu yana ülkemizin değişik yerlerinde bulunan yetmiş üç kütüphanenin yazma ve nadir matbu eseri devir yoluyla Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'ne taşınmıştır. Ayrıca Satın alma ve bağış yoluyla da koleksiyonu genişlemiştir.

Kütüphanede el yazması eserlerin korunduğu dört adet özel çelik kasa biçiminde depo bulunmaktadır. Bir CD arşiv odası ve diğer çalışma odaları ile birlikte kütüphanenin toplam kullanım alanı yaklaşık 3000 m2'dir. Yazma eserlerin muhafaza edildiği bölüm; hırsızlık, yangın ve deprem gibi doğal afetlere karşı tam korumalıdır. Burada iklimlendirme değerleri sürekli takip edilmektedir. Bugüne kadar, Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi koleksiyonunda devir, bağış ve satın alma yoluyla temin edilmiş kayıtlı ve halen tasnifi devam etmekte olan toplam 63. 857 cilt mevcuttur. Çeşitli konu ve dillerde (Osmanlı Türkçesi, Arapça, Farsça başta olmak üzere) yazılan bu eserlerin çoğunluğu Osmanlı döneminde telif ve istinsah edilen yazmalardır. Kütüphane sahip olduğu eserlerin nicelik ve nitelikleriyle yerli ve yabancı araştırmacılar için önemli bir merkez durumundadır.

Elyazması eserlerin tamamı, nadir matbu eserlerin büyük bir kısmı sayısallaştırılmıştır. Araştırmacılar, kütüphanede sayısal kataloglardan bilgisayar ortamında arama yapabilmektedirler. İstedikleri kitapların CD'lerini alabildikleri gibi kütüphaneye gelmeden telefon, e-posta, vb iletişim araçlarıyla eserlerin dijital kopyalarını temin edebilmektedirler.

Hasar görmüş eserlerin bakım ve onarımları için Restorasyon ve Araştırma Merkezi oluşturulmuştur. Bu bölümde tamire muhtaç eserler, cilt ve patoloji servislerinde aslına uygun olarak bakım görmektedir. Kitap ve belgelerin temizlik ve bakımları ile kitapların sayfa ve cilt tamirleri yapılmaktadır.

Kütüphane, Anadolu'nun en kapsamlı koleksiyonlarını bünyesinde bulundurmaktadır. Sadreddin Konevi, İbn-i Arabî ve Hz. Mevlâna gibi büyük alimlere ait eserler, kütüphanenin dikkat çeken kitaplarıdır. Burası, tıp yazmaları konusunda da dünyanın en zengin koleksiyonuna sahip olup İmam Gazali'den İmam-ı Âzam'a yüzlerce alim ve mutasavvıfın eserini bünyesinde bulundurmaktadır. Ayrıca, Hacı Beştaş İlçe Halk Kütüphanesinde bulunan Bektaşilik ile ilgili el yazması eserler de buradadır.

Kütüphanede, bu koleksiyonların dışında dijital ortamda yer alan koleksiyonlardan bazıları ise şunlardır: Dubai Cuma el-Macide Kültür Merkezi (dünyanın doksan yedi ayrı kütüphanesine ait eserler), Rodos Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi, Tıp Yazmaları Koleksiyonu, Fatih Üniversitesi Şefik Can Koleksiyonu, Sami Tokgöz Koleksiyonu.

Kütüphanenin ilk müdürü Lütfi İkiz(19.03.1984- 23. 11. 1987 ), daha sonra sırasıyla;

Ali BERBEROĞLU 10.11.1987 24.09.1992

Halil ETGÜER 24.09.1992 04.12.1996

Süleyman TÜRKMEN 04.12.1996 12.08.1997

Halil ETGÜER 12.08.1997 17.05.1999

Süleyman TÜRKMEN 17.05.1999 19.06.2002

Bekir ŞAHİN 19.06.2002 12.10.2011

Kütüphane, daha önce kurum olarak; Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak teşkilatlanmıştır. Son olarak Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkında 6093 sayılı Kanun ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’na bağlı olarak teşkilatlanmış olup; Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü Kurulmuştur. Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğüne Diyarbakır Ziya Gökalp, Kayseri Raşit Efendi, Manisa Yazma Eser Kütüphanesi ve Karatay Yusufağa Kütüphane Müdürlükleri Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğüne bağlanmıştır.

Meram Halk Kütüphanesi: 1960 yılında Meram son durakta mülkiyeti Belediye’ye ait bir binada hizmete açılmıştır. Bir süre Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün Atatürk Stadyumu içindeki binada hizmet ini sürdürmüştür. Ancak yeni bina bulunamadığından 2006 yılında kapanmıştır.

 

MERAM KONYA LİSESİ KÜTÜPHANESİ

   Konya –Meram’da 1889 yılında açılan Meram Konya lisesi Konya idadisi adıyla açıldığı ilk yıllarda itibaren okul kütüphanesi gelişimini sürdürmüştür. 1963 yılında kütüphanedeki kitap sayısı on iki bine ulaşmıştır.

     Lise kütüphanesi 1966 yılında büyük bir kitap kaybına uğradı. Dönemin okul müdürlüğü kütüphanedeki kitap raflarının yetersizliği sebep gösterilerek Osmanlı Türkçesi ile yazılan kitapların büyük bir kısmını Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü ile Konya Yüksek İslam Enstitüsü Kütüphanesine verdi. Yüksek İslam Enstitüsüne verilen kitaplar arasında el yazması eserlerde bulunuyordu.  O zamanki adıyla; Yüksek İslam Enstitüsü, bu gün itibariyle Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi kütüphanesinde bu kitapların izne rastladık ama diğer kitapların izine ulaşamadık.

Konya Lisesi Kütüphanesi’nden gönderilecek kitapların seçimine katılan Hasan Yıldırım, bu kitap seçimini şöyle anlattı: “… Okul müdürümüz sınıfımıza gelerek eski yazı bilen öğrenci olup olmadığını sordu. Ben daha önce Kur’an Kursu ve İmam hatip Lisesi’nde okuduğum için eski yazıyı okuya biliyordum. Bunun için ben ayağa kalktım, bildiğimi söyledim. Müdürümüz beni okul kütüphanesine götürdü ve bu kitaplardan okula lazım olmayanların gönderileceğini söyledi. Ben ve orada bulunan diğer bazı öğrencilerle beraber kitapların isimlerini okuduk, okul müdürümüzde bu isimlere bakarak, hangilerinin kalacağını ve hangilerinin gideceğine karar verdi. Gidecek kitapları bir çuvala koyuyorduk. ”

     1938-1939 ders yılı orta tedrisat istatistiklerinde Konya Lisesi Kütüphanesi’nde Türk harfleriyle 1037, Arap harfleriyle 883, Şark dilinde 25, Garp dilinde 236 yekun 2181 kitabın var olduğunu gösteriyor. 1933-34 orta tedrisat yıllığında ise Türk harfleriyle 895, Şark lisanında 40, Garp lisanında 70, toplam 1145 kitabın var olduğunu gösteriyor. Bu verilen rakamlara göre, 5 yıl içinde Arap harfli 12 kitap yok olmuştur. Bunun yanında 15 adet Batı Dilleri’ndeki kitap da demirbaştan düşürülmüştür. Türk harfli kitap sayısı ise bu süre içerisinde iki buçuk kata yakın bir artış göstermiştir.

     1966 yılında okul kütüphanesinde gönderilen kitapların sayısını yukarıda verilen sayılara göre yaklaşık olarak tespit edebiliriz. Okul kütüphanesindeki eski yazılı kitap sayısı; 2007 yılında 297 olarak gösterilmiştir.   Ancak ; 21. 03. 2008 tarihinde Osmanlı Türkçesi  283 nadir matbu kitap Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesine devredilmiştir. Bu eserler sayısallaştırılarak Konya Lisesi Kütüphanesinde okuyucu hizmetine sunulması için birer kopyası PDF formatında verilmiştir.   

                Okul kütüphanesinin gelişimini Kütüphane Demirbaş Defteri’ne bakarak şöyle tespit edebiliriz. Bu defterlerdeki ilk bilgiler 1928 yılına aittir. 1928’den 1940’lara kadar okul kütüphanesine 1676 kitap alınmıştır. Bu sürede ortalama olarak her yıl 140 kitap ilave olmuştur. 1940-1950 arasında ise, çok daha büyük bir artış olmuştur, bu sürede 3436 kitap okul kütüphanesine katılmıştır. 1960-1970 yılları arasında tekrar bir artış olmuş ve 1516 kitap kütüphaneye alınmıştır. 1966 yılı 439 kitapla en fazla alımın olduğu dönemdir. 1970-1980 yılları arasında ise toplam 170 kitap alınmıştır. 1971 yılında 510 kitap gibi büyük bir alım gerçekleşmiştir. Bu dönemde gelen kitapların büyük bir kısmı Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gönderilen kitaplar ile çeşitli kurum ve kuruluşları yayınladığı bilimsel dergilerdir.  Baskısı pek bulunamayan pek çok esere burada rastlamak mümkündür.

Kütüphanede eski fotoğrafların bulunduğu albümlere rastladık. Ancak albümdeki fotoğraflardan pek çoğunun yerleri boştu. Mevcutlarda yine işe yaracak şekildeydi.

Bu kütüphane Meram’ın en dikkate değer kütüphanelerinden biri olarak görülmelidir. Kütüphane en son 2013 yılında Hayırsever iş adamı Feyzullah ERTAŞ beyin sponsorluğunda yeni bir çehreye kavuşmuştur.

 

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ KÜTÜPHANESİ

Fakülte, 24 Kasım 1962 yılında Yüksek İslam Enstitüsü adıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 4 yıllık öğretmen yetiştiren bir kurum olarak öğretime açılmış olup 1982 yılında Fakülteye dönüşmüştür.  27.12.2011’de Bakanlar Kurulu kararıyla Fakültemiz Selçuk Üniversitesi’nden ayrılarak Konya Üniversitesi’ne bağlanmış ve 11.04.2012’de Bakanlar Kurulu kararıyla Üniversitenin ismi Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değiştirilmiştir. Halen Konya il merkezinde Meram Yeni Yol üzerindeki binasında eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.

Kütüphane; Fakültenin kuruluşundan itibaren faaliyet göstermekte olup kapalı raf sistemi ile çalışmakta iken, 2002 tarihinden bu yana açık raf sistemine geçmiştir.  40.000’ in üzerinde kitap, süreli yayın ve lisans tezi ile öğrencilere ve öğretim elemanlarına araştırma ve geliştirme imkânı sunmaktadır. Kütüphanenin yanında bir de bilgisayar laboratuarı bulunmakta olup, öğrencilerin bilgiye ulaşma ve çağın gerekleri ışığında bilgiden faydalanmalarına imkân sağlamaktadır.

Kütüphanede otomasyona kayıtlı yaklaşık 32 bin civarında Türkçe, Arapça ve Osmanlı Türkçesi, İngilizce, Fransızca, Farsça kitap; 200 civarında aktif ve aktif olmayan süreli yayın mevcuttur. Kütüphanede öğrencilerin hazırladığı 4000 civarında lisans tezi bulunmaktadır. Ayrıca 300 civarında yazma eser mevcut olup, bunlar dijital ortama aktarılmıştır. Osmanlı Türkçesi eserler kütüphanede nadir eserler salonunda sergilenmektedir.

Kütüphanede Türkçe, Arapça, Osmanlı Türkçesi ve diğer dillere ait eserler başta olmak üzere, süreli yayınlar ve tezlerle birlikte yaklaşık olarak 40 bin civarında eser mevcuttur.

 

                 Dijital kitaplar:

Yazma Eserler: Üniversite Merkez Kütüphanesi aracılığıyla Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nden yaklaşık 8300 adet yazma eser dijital olarak kütüphaneye kazandırılmıştır.

Kütüphanede mevcut olan 308 adet yazma eserin dijital ortama aktarılması sağlanmıştır.

Osmanlı Türkçesi süreli yayınların (62 adet dergi-2471 sayı) dijital ortama aktarılması bitirilmiş olup, Fakültenin web adresi üzerinden kullanıcıların yararlanması için son aşamaya gelinmiştir. Osmanlı Türkçesi eserlerin aktarılması devam etmektedir.

Fakülte Dergisi’nin bütün sayıları dijital ortama aktarılarak Fakültenin web sitesi üzerinden kullanıcılara açık hale getirilmiştir.

                Kütüphane bünyesinde İlahiyat Dijital Kayıt Merkezi olarak diğer eserlerin de aktarılması devam etmektedir. Bu çerçevede isteyen kullanıcılara CD vb. ortamında dijital eserlerden verilebilmektedir.

Kütüphane internet ortamından sağlanan 50.000 civarında -ciltli ve müstakil olmak üzere- dijital eser mevcut olup, matbu eserler haricinde kullanıcılara bu eserlerle de hizmet verilmektedir.

Kütüphanede yıpranmış materyallerin cilt ve onarımı için müstakil bir Fakülte bünyesinde bir cilt hane bölümü oluşturulmuş olup, bununla ilgili bir elemanımız ve cilt materyalleri mevcuttur.

Kütüphane otomasyon ve güvenlik sisteminde geçtiği tarih olan 2002 yılından bu yana yaklaşık bir milyon kişi ziyaret etmiştir. Ödünç işlemleri kapsamında yaklaşık 50.000 eser kütüphaneden ödünç olarak alınmıştır.

Eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini destekleyecek olan yazılı ve basılı yayınların satın alma, abonelik, bağış yoluyla sağlanmasıdır. Satın alma ve abonelik işlemleri Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı aracılığı ve bütçesi dahilinde gerçekleştirilmektedir. Kütüphanedeki materyallerin büyük bir kısmı bağış yoluyla sağlanmıştır.

Kütüphaneye sağlanan tüm materyali çağdaş kataloglama ve sınıflama sistemlerine göre düzenlemek ve kullanıcıların yararlanmasına sunmaktır. Üniversitede verilen eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini destekleyen materyalin seçimi ve sağlanmasından sonra bibliyografik bilgileri DOS (Dewey Onlu Sınıflama Sistemi)’e göre sınıflandırılarak AACR2 (Anglo Amerikan Kataloglama Kuralları 2)’ye göre kataloglanmıştır.

                Kataloglama ve sınıflama işlemleri bittikten sonra açık raf düzeninde DOS (Dewey Onlu Sınıflama) sistemine göre yerleştirilerek kullanıcıların hizmetine sunulmaktadır.

 Kütüphane koleksiyonunun kütüphane içi ve dışı dolaşımını sağlamak ve denetlemektir. Kullanıcıların isteği doğrultusunda her türlü fotokopi hizmeti verilmektedir. Özellikle kütüphane dışına çıkması mümkün olmayan ana kaynaklar, süreli yayınlar ve referans eserlerden fotokopi yoluyla kullanıcıların faydalandırılmasına çalışılmaktadır.     Üniversiteye bağlı öğretim elemanları, personel ve öğrencileri kütüphanelerden ödünç kitap alabilmektedirler.  Üç kişi laboratuarda ve oniki kişi kütüphanede olmak üzere toplam onbeş kişi yarı-zamanlı çalışan öğrenci mevcuttur.

Meram tarihi geçmişi, kültür ve sanat birikimiyle özellikle doğal yapısıyla Türk şehirleri arasında ayrı bir yer sahiptir.

Geçmişte kültür ve geleneklerimizi canlı olarak yaşatan meram Cumhuriyet döneminde de kültür hayatımı yönünden canlılığını sürdürmüştür. Geçmişten geleceğe köprü görevi yapan kütüphanelerin kültürel canlılığın devamında büyük katkıları olmuştur.

Meram, tabii güzelliği, latif havası, cana can katan mesirelik yerleriyle beraber diğer kültür kaynaklarında olduğu gibi kütüphaneler yönünden de zengin bir geçmişe sahiptir. Günümüzde şaşalı geçmişine layık yeni çalışmalar hız kazanmıştır.

Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü için Meram belediyesi Gülbahçe Mahallesinden 26.000 M2 bir arsa tahsis etmiş, hatta avam projesini de yaptırarak Kültür ve Turizm Bakanlığı ile protokol imzalanmıştır.

Meram süratle gelişen ve büyüyen ilçemizdir. Okuma alışkanlığının gelişmesinde ve bütün vatandaşların yararlanması göz önüne alınarak modern halk kütüphanelere ihtiyaç duyulmaktadır.

________________________________________

 

KAYNAKÇA:

Bekir ŞAHİN, Cumhuriyet Dönemi Konya Kütüphaneleri, İpek Yolu Dergisi Konya Kitabı X. s.335-345.

-------------, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürlüğü,  Yeni İpek Yolu, Konya Ticaret Odası Dergisi,          Mart 2009, Konya, s.32.

Birol YILMAZ, ”Konya İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü” Bilgi Yolu, S.1,Konya 2001,s.5

Celalettin KİŞMİRÎ, Halk Kütüphaneleri” Yeni Konya,29.08.1972.

Halit BİNGÖL,”XVII. Kütüphane Haftasında Konya Kütüphaneleri” 17. Kütüphane Haftası Atatürk Yılı Özel Sayısı, Konya 1961,s.10.

Hasan ÖZÖNDER,“Sadreddin Konevî Ma‘mûresinin Mimarî Teşekkülü”, Selçuk Üniversitesi Selçuk Dergisi, 4, (1989), s. 142-143.

Mehmet Çetin Akın, Konya Lisesi ve Tarihi Gelişimi, Konya2007,s. 182-184.

 

Mehmet ÖNDER, Konya Maarifi Tarihi, Ülkü Matbaası 1952,s.80.

-------------,”Selçuklular ve Osmanlılar Devrinde Konya kütüphaneleri” Konya Dergisi S.84,s.6

Mustafa Can, Cumhuriyetten Önce Konya Kütüphaneleri, Yeni İpek Yolu, Konya-I, K.T.O. Dergisi, Konya, 1998, s. 70.

Müjgan Cunbur, “Kütüphane Vakfiyelerinden Notlar” Erdem, c. I/3,(1985), s.712.

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar