ZEKİ ALTINDAĞ HATIRASINA
Prof Dr. Adem ESEN
Selçuklu belediyesi sınırları içinde yeni konutlar hızla
artıyordu, ama yeni okullar yapılamıyordu. Sorumlu kurumların yeterli
kaynakları, aslında mecalleri yoktu. Dönemin İl Milli Eğitim Müdürü bazı
okullarda üçlü eğitime geçmeyi düşünüyordu. Bu durum belediyemizi de hakikaten
üzüyordu; yeni sokaklara asfalt döküyor, kaldırımları yapıyor, çocuk parkları
kuruyorduk, ama çocukların yakınlarda gidecekleri okulları yoktu. Bu kaygılar
içinde Selçuklu belediyesi olarak … yılı okul açılış döneminde basına şöyle bir
demeç verdik: “Selçuklu’da okul ihtiyaçları artıyor, hayır sahiplerini okul
yaptırmaya davet ediyoruz. Biz belediye olarak arsa tahsisi, hafriyat
hizmetleri ve imarda kolaylık sağlayacağız”. Bu demeç, pazartesi günü Konya
gazeteleri ve TV’lerde, mutad şekilde belediye haberleri sırasında çıktı.
Ertesi gün, Başkanlığa bir telefon geldi, kendisinin okul
yaptırmak istediğini belirten bir şahıs başkanla (benimle) görüşmek istiyordu.
Memnuniyetle hemen gelebileceğini belirttik. Gelen, Zeki Altındağ beydi. Bir
çalışanı ile birlikte geldi, çay kahve ikramı esnasında, belediyenin okul yapımı
konusundaki demecini takip ettiğini kendisinin Milli Eğitime bir okul yaptırmak
istediğini söyledi. Demek ki, demeç etkili olmuştu. “Ben küçükken amcam, -oğlum
en iyi hayır okul yaptırmak, demişti” sözü, Zeki Altındağ’ın belki elli-altmış
yıl sonra zihninde bir ışık yakmıştı.
Programlarımı erteleyip, hiç vakit geçirmeden ihtiyaç
duyulan mahallelerde okul yeri olarak planda ayrılan yerleri gezmeye çıktık.
Benden önceki başkan İsmail Öksüzler beyden kalan Mercedes marka, siyah plakalı
ve önünde Selçuklu belediyesi amblemi olan arabayı pek fazla kullanmadığım
halde, sırf Zeki amcayı ikna etmek niyetiyle aldık; şoför arkadaşımız Şükrü
Kılıç’ın kullandığı araca Zeki amcayı da aldık. Beşyüzevler civarında okula
ihtiyaç vardı, Sancak mahallesinde, Yazır mahallesinde, Bosna-Hersek
mahallesinde, Şeker civarında pek çok yerde… Bu arada kaç derslik okul olacağı,
maliyetini sordu. Ben de, Sille yolu civarında Milli Eğitimin yaptığı Tonguç
okuluna götürdüm, orası yeni bitmişti. Resmi ihale usulü ile yapılmıştı. Hatırladığım
kadarıyla, bu okul 24 derslikti ve o günün fiyatlarıyla 400 milyon TL (sıfırlar
o zaman paradan atılmamıştı) mal olmuş.
Erenköy mahallesinde resmi okul arsasına öncesi belediye
başkanımızın yönlendirmesiyle Konya Çimento Fabrikası mimari bakımdan güzel bir
okul yaptırmıştı. Bu okul ilkokul amacıyla yaptırıldığı halde, günün
yetkilileri Konya’da Güzel Sanatlar Lisesi açılması için burayı tercih
ediyordu. Mahalleli hem ilkokul ihtiyacı hem de biraz muhafazakar bir çevre
olmasından dolayı buna sıcak bakmıyordu, ama bunun mücadelesini belediyeye
bırakıyorlardı. Güzel Sanatlar Lisesi açılmaması gibi bir durum, o günün sosyal
ve siyasal şartlarında farklı anlaşılacağından, belediyemiz ve özellikle benim
için çözüm gerekiyordu. Mahallede ikamet eden (rahmetli) Tahir Büyükkörükçü
hocayı da mahalleli araya katmak istiyordu. Ancak hoca doğrudan araya girmek
istemedi, bana bu konuda fazla ısrar da etmedi. Zeki amcayla gezmek bu konuya
çözüm getirdi. Hemen birkaç sokak aşağıda bir okul arsası vardı ve buraya bir
ilkokul yapılırsa mahallenin ilkokul ihtiyacı karşılanacaktı. Biraz bölgenin
durumunu anlatarak Zeki amcayı ikna ettim. Buraya okul yaptırmaktan yana
olduğunu söyleyince, belediye olarak hafriyat, proje gibi işleri üzerimize
aldık. O da binanın müteahhidini bulmuştu.
O dönemde AK Parti hükümeti yeni olduğundan belediyelerdeki
yapılanma da biraz karışıktı. Bizim okul meselelerine eğilmemizden rahatsız
olanlar vardı. Bir kısım siyaseten hükümeti güya sıkıştırma, bir kısım hayır
sahiplerini kendi gruplarına çekme stratejileri vardı. Halbuki bizi okulları
Milli Eğitim için yaptırıyorduk.
Okul yaptırma kampanyamızı genişletmek istedik, bu konuda
dönemin valisi Sayın Ahmet Kayhan’a da arzettim. Kampanyalardan fazla sonuç
çıkmadığından bahsetti ve deprem konutları vaad edenlerin neredeyse hiçbirinin
sözünü tutmadıkları ve yükün valilik ve il özel idare üzerinde kaldığını
söyledi. Bu arada Büyükşehir Beledi binası civarındaki büyük bir camiden sonra
Kerkük Caddesinde Adnan Sürmegöz bey bir ilkokul ve Meram Harmancık’ta Ali
Çelik bey ilkokulu genişleten bir eklenti yapmaya karar vermişlerdi. Böylece
hazırda hayır sahiplerinin üç okul yaptırma sözü vardı. Dönemin ilgili
siyasileri ve Vali ile konuyu değerlendirerek Başbakan Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ı temel atma törenine davet etmeye karar verildi. Kendisi de kabul
edince bu okulların temel atma törenleri yapıldı. Önce Sürmegöz, sonra Mehmet-İbrahim
Çelik okulları temel atmaları yapıldı, sonra Erenköy Zeki Altındağ okulunun
temel atma töreni akşam alaca karanlığında atıldı. Biz belediye olarak
Selçuklu’daki iki okulun törenini düzenlemiştik.
O dönemde okul
yaptırma kampanyaları epeyce etkili oldu. Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın (16
Aralık 2006 tarihi olabilir) katıldığı bir törende Hilton otelde 100 hayır sahibi
ile protokol yapıldı. Bu okulların çoğu yapıldı. Ben hayır sahiplerine tekraren
teşekkür ederim.
Bizim okul yaptırma kampanyaları devam ederken, ulusal
gazetelerden birisinde bir haber çıktı: eski Cumhurbaşkanı ve 12 Eylülün mimarı
Kenan Evren, Muğla’ya bir okul yaptırmak istiyor, ama belediye izin vermiyordu.
Evren’i telefonla aradım, kendisi ikinci ordu Konya’da iken kurmay başkanlığı
yaptığını, dolayısıyla şehri tanıdığını ve şehrin hoşuna gittiğini söyledi. Ben
de hayır sahiplerinin okul yaptırdıklarını ve belediyenin her türlü desteği
verdiğini anlattım. Meğer bir vakıf özel okul yapacakmış, ondan dolayı ödemesi
gereken harçlar olunca, Paşa buna karşı çıkmış. Belki bunu ulusal basına
çıkmadan önce belediyenin ilgili vakıfla beraber çözme imkanı olmasına rağmen,
herhalde 12 Eylülün güçlü Paşası ve sonra Cumhurbaşkanı, görevden ayrıldıktan
sonra problem haline gelmiş, hem de okul yapımı konusu…
Bu tür organizasyonlara devlet yetkililerinin katılması
hayır sahipleri için önemlidir. İstanbul Yolu üzerinde temelini Süleyman
Demirel tarafından atılan Adil Karaağaç Anadolu Teknik Lisesinin açılışına
dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i davet etmiştik. O dönemde Anayasa
Mahkemesi üyesi olan ve benim de doktora jürilerime katılmış bulunan Prof. Dr.
Sacit Adalı beyden bu konuda aracılık etmesini istemiştim. Ancak, sayın
cumhurbaşkanı meğerki prensip olarak hiçbir yere gitmediğinden, bu okulun
açılışına da gelmedi. Hayır sahibi Adil Karaağaç bey, “eğer sayın cumhurbaşkanı
açılışa gelirse ben bir okul daha yaptırırım” dediği için üzerine epey
düşmüştüm.
Zeki Altındağ bey, Erenköy’deki okul inşaatını kısa sürede
bitirdi ve yine sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifiyle, temelleri
atılan üç okul 2004-2005 eğitim ve öğretim dönemi başlangıcında açıldı. Zeki
amcamız da bizden daha mutluydu.
Zeki amcanın hayır sahibi olduğu duyulunca bazı gruplar ve
mahalle muhtarları kendi mahallelerine yardım yapmak için epey baskı yaptılar.
Bunu bir dereceye kadar anlamak mümkün ise de bazen aşırıya kaçanlar da
oluyordu.
Otogar-Ankara bağlantı yolundan Buzlukçayına kadar geniş bir
alanı olan Sancak mahallesi yeni kurulduğu için sağlık ocağı da yoktu.
2005-2006 dolaylarında, mahalle muhtarlığına yeni seçilen ve benim de
Büyükkovanağzı mahallesinden komşum olan aynı zamanda uzun süre Konya
Kunduracılar Derneği sekreterliğini yapan İbrahim Büyükkabadayı bey Zeki beyle
eşi tarafından hısımdı. Mahallede bazı hizmetlerin yapılması için belediye
olarak altyapıda, KOSKİ ve Büyükşehirle birlikte epey çalışma yapılıyordu.
Belediyenin yapacağı hizmetler dışındaki hizmetler için Sancak Mahallesi
Yardımlaşma Derneğini benim, MTA Bölge müdürü, MEDAŞ müdürü ve muhtarın da üye
olduğu bir dernek kurduk. Sağlık ocağı yerini planladık, diğer sağlık
ocaklarını gezerek projesini belediyeden arkadaşlar çizdi, çevreden çimento,
demir vs yardım topladık. Hafif kar yağışının olduğu bir kış günü gece vakti
temeline beton döküldü. Belirli bir yere kadar yapıldı, muhtar arkadaşımız Zeki
beye bu hayrı söyleyince o da inşaatı tamamladı. Sağlık ocağını açtık ve Sağlık
Bakanlığının doktorlarına teslim ettik. Halen Selçuklu 23 Nolu sağlık ocağı
olarak hizmetini sürdürmektedir.
Yeni otogar, Yenikent ve Sancak mahallesindeki camiler
başlanmış, ama gecikmeli gidiyordu. Zeki amca da bunların imdadına yetişiyordu.
Yine Tıp Fakültesindeki ünitelere destek olmuştu.
Sancak mahallesine bir ilkokul ile kendi memleketi olan
Kadınhanı’na bir Anadolu Lisesi yaptırdı.
Konya’dan 5 Nisan 2007 tarihinde TBMM üstün Hizmet ödülünü
aldı. Bu toplantıya benim de gelmem için ısrar etti. Ben de gitmeye niyetlenmiştim.
Ancak aniden rahatsızlanıp Selçuklu hastanesine yattığımdan katılamadım.
Başkanlık esnasında ara sıra işyerine giderek çayını
içerdim. Birkaç defa etli ekmek yemeye de gitmiştik.
Bu okullar ve sağlık tesislerinin yapımında hükümet teşvik
çıkardı. Ancak Zeki Bey hangisinden yararlandı bilmiyorum.
Kurban ve Ramazan bayramları ziyaret ettiğim listede Zeki
amca da vardı. Yenikent (Real arkası) evlerimiz birbirine yakındı. Eşimle
birlikte ziyaret ettiğimizde eşi ve yakınları gayet mutlu olurlardı.
İstanbul’da üniversitede aşırı ders yüküm ve o dönemde
İSKİ’deki yönetim kurulu üyeliğimde her hafta Salı ve Perşembe günleri mutad
toplantısı Cenaze namazına katılmamız Konya’ya her zaman gelme fırsatım
olmuyordu. Bir vesile ile Konya’ya geldiğim gün, Eski Kunduracılar civarında
öğleye yakın bir toplantıya katıldım. O gün (11 Kasım) zeki amcanın da cenaze
namazı öğle namazında Musalla camiinde kılınacaktı, demek ki kalp kalbe karşı,
ben de hem cenaze namazına hem de kabre konulmasına iştirak ettim. Daha sonra
evine giderek bir aşr-ı şerif okudum. Allah rahmet eylesin.
(Not: Zeki Altındağ’ın yaptığı eserlerin internet
adreslerinde tarihçe kısımlarında yeterli bilgiye ulaşamadım. Hatta hayır
sahiplerinin fotoğrafları ve hayat hikayeleri bile eksik, hatta yoktur. Eğitim
camiası kendisine zor günlerde destek olanlara vefasızlık yapmamalıdır. Bunun
için bu kurumların yöneticilerin vefa gösterip kurumlarını yaptıran ve emeği
geçenleri anmaları beklenir)
https://konyaarastirmalari.blogspot.com/2012/05/zeki-altindag.html
Yorumlar