“Filistin’de yaşayanlar Osmanlı’nın hoşgörüsünü, sevgisini ve adaletini arıyor

Kütüphaneci Bekir Şahin, “Filistin’de yaşayanlar Osmanlı’nın hoşgörüsünü, sevgisini ve adaletini arıyor. 1917’den bu tarafa Filistin’i kan ve barut kokuları işgal ediyor” dedi.

Konya Aydınlar Ocağı’nın Tarihî Sille Konağı’nda, her hafta düzenlenen Salı Sohbeti’nde Filistin’de Türk İzleri’ni anlatan Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin, “Filistin’de yaşayan insanlar, ecdadımızın sevgisini, hoşgörüsünü ve adaletini arıyor” dedi.
Ocağın seçkin dinleyicilerine, TİKA vasıtasıyla araştırma-inceleme yapmak için gittiği Filistin’le ilgili bir sunum gerçekleştiren kütüphane müdürü Bekir Şahin, Kudüs’ün Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler için önemine temas ederken “Müslümanlar için Mescid-i Aksa’da bulunan Kubbet-üs Sahra, Yahudiler için Ağlama Duvarı, Hırstiyanlar için Doğuş Kilisesi kutsal olup, bu üç din için büyük öneme haiz” dedi.
Gökyüzüne en yakın şehir olarak nitelendirilen Kudüs’te; Süleyman, Davut, İshak, Yakup peygamberler dahil 200 peygamberin mezarının burada bulunduğunu, Hz. Yusuf’un kuyusunun orada olduğunu ve bu kutsal topraklara “ayağı değmemiş peygamberin” olmadığını kaydeden Şahin, “Hz. İsa’nın Kıyamet (Kamame) Kilisesi’nde doğduğuna inanılıyor. Ağlama duvarına yakın bir yerde 10 emir tabletlerinin bulunduğu ve saklandığı rivayet ediliyor. Bir diğer rivayete göre de; İsa’nın çarmıha gerildiğinde akan kanlarından bir tas kanın Ahit Sandığı’nda saklandığına inanılıyor” diye konuştu. Şahin, Hz. Ömer’in Kudüs’ü fethettiği zaman Cuma namazını Kıyamet Kilisesi’nin içinde değil, dışında kıldığını ve bu kıldığı yere de Hz. Ömer Mescidinin inşa edildiğini kaydetti.
OSMANLI’NIN ADALETİ VE HOŞGÖRÜSÜ
Kudüs’ün Osmanlılar tarafından 1517’de fethedildiğini ve buraya “Lâilahe illâllah İbrahim Halilûllah” kitabesinin asıldığını ifade eden Şahin, bütün dinlerden insanların Filistin’de 400 yıl barış ve huzur içinde yaşadığına dikkat çekerek şöyle konuştu: Osmanlı, 1917’de Kudüs’ü teslim ederken, kutsal mekânların zarar görmemesi için savaş yapmadan teslim ediyor. Osmanlı, Kudüs’ü ve Filistin’i terkederken ardında çok önemli izler bırakıyor. Mescidler, çeşmeler, mezar taşları, sosyal yapılar hâla dimdik ayakta. Bunan yanında Osmanlı dönemine ait 400 yazma eser ve 1 milyon belge Filistin’de arşivlerde bulunuyor.”
Filistin’de yaşayan insanların dün olduğu gibi bugünde ecdadımızın sevgisini, barışını, hoşgörüsünü ve adaletini aradıklarını kaydeden Şahin, “Ecdadımız oraları terkettiğinden beri Filistin’de kan ve barut kokuları orayı işgal ediyor. İsrailliler tarafından Filistin’’de yaşayan Müslümanları tecrit eden Utanç Duvarı, 625 km.’yi bulmuş. Yeşil kimlik taşıyan ve yeşil plakalı otomobiller “sakıncalı” olarak Kudüs’e giremiyorlar” diye konuştu.

Yorumlar

Popüler Yayınlar